KUTSAL KİTAP ÇALIŞMALARI YARATILIŞ

dummy1

YARATILIŞ 12-25. BÖLÜMLER

9. ÇALIŞMA: VAAT GERÇEKLEŞİYOR

İSHAK’IN DOĞUMU (YAR. 21:1-21)

dummy1

BAMBU AĞACI YETİŞTİRMEK

Bambu ağacını bilir misiniz? Hani sevimli pandaların besin kaynağı olan, son yıllarda da birçok araç gereç ve mobilyaların yapımında kullanılmasıyla birlikte hayatımıza giren ağaçlar. Genellikle Asya’da, Kuzey ve Güney Amerika’da ve Afrika’da yetişse de bambu ağacının ana vatanı Çin’dir. Bambu ağacının yetişmesi diğer ağaçların yetişmesi gibi değildir.

Çinliler önce toprağı çapalayıp bambu ağacı tohumunu ekerler. Sulayıp gübrelerler. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. İkinci yılda da tohumda hiçbir değişiklik olmaz. Toprağı sulayıp gübrelemeye devam ederler. Üçüncü yılda yine tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Sabırla toprağı sulayıp gübrelemeye devam ederler. Dördüncü yıla gelindiğinde aynı işlem tekrarlanır. Toprak sulanır ve gübrelenir. Ama tohum filiz vermez. Beşinci yıl gelmiştir. Çiftçiler toprağı sulamaya ve gübrelemeye devam ederler. Sonuç değişmemiştir.

Beşinci yılın sonuna gelindiğinde nihayet bambu yeşerip filiz vermeye başlar. Altı hafta içinde de 27 metreye ulaşır. Bu neredeyse üç katlı bir binanın yüksekliğidir.

Soru 1: Sizce altı hafta gibi kısa bir sürede bu kadar hızlı büyüme nasıl gerçekleşir?

Soru 2: Sizin de hayatınızda bambu ağacının filizlenmesi gibi uzun zamandır yeşermesini beklediğiniz bir durum var mı? Bekleme sürecinde motivasyonunuz nasıl? Biraz konuşalım.

Bambu ağacı altı hafta içinde filizlenip metrelerce uzasa da aslında büyüme beş uzun yılda gerçekleşmiştir. Bambu beş yıl boyunca toprağın derinliklerine doğru köklerini büyütürken, toprağın üstünde hiçbir hareket görülmemiştir. Bambu ağacının 27 metrelik gövdeyi taşıyabilmesi için güçlü köklere ihtiyacı vardır.


SOY VAADİ GERÇEKLEŞTİ

dummy1
Yaratılış 21:1-21 ayetlerini grubunuzda okuyun.

İşte umut edilen gerçekleşmiş, görülmeyen görünen kılınmıştır. Uzun bekleyişin ardından Sara, Tanrı’nın tam belirlediği zamanda hamile kalır ve vaat edilen çocuğu dünyaya getirir. Sara doksan, İbrahim yüz yaşındadır. Bu mucizedir ve kesinlikle tek Tanrı’nın gerçekleştirebileceği bir şeydir. İbrahim ve Sara yirmi beş yıl bu anın gelmesini beklemiştir.

Oğullarına, Tanrı’nın belirlediği İshak adını koyarlar. İshak, “gülen, güldürür” anlamındadır. Bu bebek Sara ve İshak’ın yüzünü güldürmüştür. Tanrı kurtuluş planını gerçekleştirmeye başlamıştır, bu plan aracılığıyla da daha nicelerinin yüzünü güldürecektir. Bu plan Tanrı’nın belirlediği zamanda adım adım ortaya çıkacaktır.

Soru 1: Tanrı’nın zamanlaması sizin için ne ifade ediyor ve ne(leri) içeriyor? Birlikte biraz konuşalım.

Soru 2: Tanrı’nın belirlediği zamanı beklemek neden önemlidir?

dummy1

İbrahim, Tanrı’yla halkı arasındaki antlaşmanın simgesi olan buyruğu yerine getirmek üzere sekiz günlükken İshak’ı sünnet ettirir. İshak büyür ve yaklaşık üç yaşlarında sütten kesilir. İbrahim bunun için büyük bir şölen verir. O dönemde sütten kesilen çocuk için şölen düzenlemek gelenekti, İbrahim de bunun için büyük bir kutlama yapar. Kutlamada Hacer’in oğlu İsmail İshak’la alay eder. Bu duruma Sara çok sinirlenir ve İbrahim’e, “Cariyeyle oğlunu kov” der. İbrahim için öz oğlunu, İsmail’i kovmak çok üzücüdür. Bu noktada Tanrı’nın İbrahim’e söyledikleri çok ilginçtir; “Oğlunla cariyen için üzülme. Sara ne derse, onu yap. Çünkü senin soyun İshak’la sürecektir. Cariyenin oğlundan da bir ulus yaratacağım, çünkü o da senin soyun” der. İbrahim’e Yar.12:2-3’te verdiği vaatleri hatırlatır. Tanrı’nın kurtuluş planına dahil olan oğul İshak’tır. Tanrı İbrahim’e soyunu kutsayacağı vaadini vermiştir. İsmail de İbrahim’in soyudur, bu nedenle İsmail kutsanacak ve Tanrı onun soyunu büyük bir ulus yapacaktır. İsmail seçilmemiş olsa da soyu Tanrı’nın kurtuluş planının dışında kalmayacaktır. Zamanı geldiğinde tüm uluslar gibi İsmail’in soyu da kurtuluş planına dahil olacaktır.

Tanrı İsmail’le ve Hacer’le ilgilenir. Çölde onlara yardım eder, onları sağlıklı ve güvende tutar. İsmail Mısırlı bir kadınla evlenir.


BEKLEMEK…

dummy1

Aşağıda Bülent Ortaçgil′e ait Yeni Türkü’nün seslendirdiği şarkının sözleri yazmaktadır. Birimiz yüksek sesle okusun.

Beklemek bizim yaşamımız
Vapur beklemek
Gün beklemek
İnsan beklemek
Çiçeklerin açmasını
Gecenin geçmesini
Sayfaların dolmasını beklemek
Beklemek sayrılığa dönüşmesin
Yönetmesin bizi beklemek
Kardeşleri var çok güçlü
Ümit etmek ve ertelemek
Gelişini beklemek
Uyanmanı beklemek
Çözülmeni beklemek
Başka bir yerde yaşamayı beklemek
Anlaşılmayı beklemek
On beşinde beklemek
Kırkında beklemek
Beklemek mi bizim yaşamımız
Beklemek bizim yaşamımız.

Bülent Ortaçgil, hayatımızın birçok alanını kapsayan bekleme eylemini ne de güzel anlatmış! Evet, beklemek bizim yaşamımız. Yukarıdaki dizeler bu hayatın içinde, bu hayata dair beklenen şeyleri içeriyor. Bizler, Mesih’e ait kişiler olarak neyi bekliyoruz? Elbette ki günah yüzünden bozulmuşluğa ve tükenmişliğe terk edilmiş bu dünyada İsa Mesih’in ikinci gelişini özlemle bekliyoruz, tıpkı yaratılışın, Tanrı çocuklarının ortaya çıkmasını özlemle beklediği gibi (Rom. 8:18-25). Bu bekleyiş uzun soluklu bir bekleyiştir.

Soru: Kendi hayatınıza baktığınızda, en çok neyi bekliyorsunuz? Bu bekleyiş sizin için nasıl geçiyor? Sancılı mı, yoksa umutlu mu? Bambu ağacı yetiştiren Çinliler gibi toprağınızı düzenli suluyor, gübreliyor musunuz? Yıllarca hiçbir değişiklik görmediğiniz halde pes etmeden devam ediyor musunuz? Biraz düşünelim, birlikte bunlar üzerinde konuşalım.

dummy1

İbrahim ve Sara yıllarca oğullarının doğumunu beklediler. Zaman geçtikçe umutsuzluğa düşmeye başladılar. Tanrı onların beklemekten yorulan kollarını vaadini tekrar ve tekrar hatırlatarak yeniden güçlendirdi, umutlarını tazeledi.

Beklemek zamanla ilişkilidir. Bu nedenle neyi beklediğimiz çok önemlidir. Tanrı’ya sormadan, O’ndan yönlendiriş almadan bir şey için beklemek zaman kaybına neden olabilir. Sara ve İbrahim Tanrı’nın onlara verdiği vaatlerin gerçekleşmesini bekliyordu.

Bugün beklediğiniz şey, Tanrı’nın isteğine ve sizin için planladıklarına uygun mudur? Eğer yanıtınız “hayır” ise beklemekten bir an önce vazgeçin, çünkü sizin için ya hüsranla sonuçlanacak ya da zaman kaybı ve bitkinliğe yol açacaktır. Bekleme eyleminize Tanrı’nın gücü eşlik etmiyorsa, özellikle uzun bekleyişler sizin için işkenceye dönüşecektir.

Soru 1: Şimdi bugünlerde ne beklediğimizi yeniden düşünelim ve bir kâğıda yazalım. Beklediğim bu şeyle ilgili Tanrı’yla işbirliği içinde miyim? Her birimiz yüreğimi bu konuda yoklamak için kısa süre sessizce bu konuyu Rab’be soralım.

Soru 2: Beklerken en çok hangi konuda zorlanıyorum ve en çok hangi durumlar beni yoruyor? Biraz düşünelim ve birlikte paylaşalım.


KORKUMUZLA YÜZLEŞELİM

dummy1

Yaratılış 21:2’de şöyle yazıyor: “Sara hamile kaldı… tam Tanrı’nın belirttiği zamanda ona bir erkek çocuk doğurdu.”

Tanrı’nın zamanlaması her zaman bizim için ve her açıdan mükemmeldir. Ama bu zamanlamanın süresini bilemediğimiz için beklemek zordur. Diğer çalışmalarımızı da anımsayarak İbrahim ve Sara’nın bekleme sürecini düşünün. Onlar için ne kadar zordu. Biri doksanına, diğeri yüz yaşına yaklaşmıştı ama hala görünürde bir şey yoktu. Ama çok önemli bir şeye sahiptiler: imana.

İbraniler 11:1-3, 11 ayetlerini okuyalım: “İman, umut edilenlere güvenmek, görünmeyen şeylerin varlığından emin olmaktır. Atalarımız bununla Tanrı’nın beğenisini kazandılar. Evrenin Tanrı’nın buyruğuyla yaratıldığını, böylece görülenlerin görünmeyenlerden oluştuğunu iman sayesinde anlıyoruz.”

“İbrahim, yaşı geçmiş ve karısı Sara kısır olduğu halde, imanı sayesinde vaat edeni güvenilir saydığından çocuk sahibi olmak için güç buldu.”

Görülenlerin görünmeyenlerden oluştuğunu anlamamız için imanımızın olması kesinlikle şarttır. Umut edilenlere güvenmemiz gerekir. Bu umut da Tanrı’dan gelmelidir. İbrahim ve Sara güç buldular, çünkü vaat edileni güvenilir saydılar, yani vaadi verene, Tanrı’ya güvendiler.

Beklemek, sabır, Tanrı’ya adanmışlığı ve güvenmeyi gerektirir. Beklemek ıssız bir odada tek başına oturmak değildir. Bambu ağacı yetiştiricilerinin yaptığı gibi, hiçbir filiz görünmese bile toprak sulanmalı ve gübrelenmelidir. Bambu filizinin büyümesini sağlayacak olan Tanrı’dır. Biz de imanımızla, adanmışlığımızla, Tanrı’ya güvenimizle toprağı sulayalım. Tanrı o tohumun filizlenmesini istiyorsa bunu sağlayacaktır.

Bugün eğer imanınız zayıfladıysa, sabrınız tükendiyse, Tanrı’ya güveniniz eksildiyse, yüzünüzü Tanrı’ya dönün. Tüm eksikliklerinizi O’na sunun. Tanrı sizi yeniden ayağa kaldıracak ve güçlendirecektir. Size biçim veren, sona dek sizde etkin olacaktır.

Şimdi bu ihtiyaçlarınız için dua edin.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
2.resim: Telif hakkı atıfı: Distant Shores Media/Sweet Publishing [CC BY-SA 3.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/3.0)] url: https://media.freebibleimages.org/stories/FB_Abraham_Isaac/overview-images/004-abraham-isaac.jpg?1538658121 -- küçültülmüş
3.resim: Kamu malı: Bilinmeyen sanatçı - İbrahim Hacer kovuyor (1873) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Abraham_sends_Hagar_away.jpg

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18