YAKUP

dummy1

YAKUP ALDATIYOR (26:1-27:9)

ALDATMAK

dummy1

1.  Beklenmedik bir davranışla yanıltmak.

"Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi." - C. Meriç

2. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak. "Üç defadır bu yezit beni aldatıyor." - B. Felek

3. Birine verilen sözü tutmamak. "Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi."

4. Yalan söylemek.

5. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek. "Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor." - Y. K. Beyatlı

6. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek. "Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır." - P. Safa

7. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek.

8. Oyalamak, avutmak.

http://www.tdk.gov.tr/

Bu tanımları düşünerek aşağıdaki soruları sırasıyla birlikte cevaplandıralım:

Soru 1: Aldatmanın tanımları arasında hangisi sizi şaşırttı? Birlikte biraz konuşalım.

Soru 2: Birçoğumuz yukarıdaki tanımlamalardan en az birini hayatımızda deneyimledik veya tanıklık ettik. Peki sizce aldatmak nedir? İnsan neden yalan söyler, aldatır?


TANRININ SADAKATİ

dummy1

Sadakat önemlidir! Aslında oldukça iddialı bir sözcük sadakat... Günümüz insanlarında arayıp da bulamadığımız erdemli davranışlardan biri. Tanrı′nın vaadinden asla taviz vermediğini Kutsal Kitap’ı baştan sona okuduğumuzda görüyoruz. Gerçek şu ki, aldatmak bizi gerçeklerden koparıyor. Hamdolsun ki Rabbimiz bizimle! İnsanız, gün olur kendimizi aldatırız, gün olur başka bir insanı aldatırız ve gün olur Tanrı’yı aldattığımızı düşünürüz.

Soru 1: Herhangi bir konuda aldatıldınız mı? Bu aldatılmaya nasıl tepkiler verdiniz? Şimdi olsa nasıl tepkiler verirdiniz?

Soru 2: Başkası size karşı sadakatsizlik ettiğinde ne hissettiniz? Siz sadık olamadığınızda ne gibi sonuçlar meydana geldi?

Soru 3: Sadık kalmak sizce neden bu kadar zor? Nasıl sadık olabiliriz?

Sizler kendi hayatlarınızdan pay biçin. Bir yanda sadık Tanrımız var, diğer yanda ise etrafı zayıflıklarla örülmüş, gerçeği söylemeyen, aldatmaya meyilli ve anlayışsız insan var. Böyle bir ilişkinin içinde Tanrı′nın insanla iyi bir şeyler yapmak istemesi hem çok tuhaf hem de çok riskli, hatta imkansız. Ancak buna rağmen Tanrı, insanla bir ilişki kurmak istedi ve onunla antlaşma yaptı.

Yaratılış 26:1-27:29 bölümlerinde, Tanrı’nın İshak’a verdiği kutsama vaadini Yakup’un günah işleyerek elde etmesiyle oluşan durumu Tanrı’nın kendi iyi amacı uğruna nasıl kullandığını görüyoruz. O birine vaat verirse vaadini unutmaz, yerine getirir, vaadinden caymaz. İshak′a verdiği vaadi de ona hatırlatmak üzere tekrarlamış ve sonunda İshak, Yakup′u kutsamıştır. Elbette İshak ve Yakup da diğer insanlar gibi zayıftı.

dummy1

İshak kıtlıktan ötürü geçici olarak Tanrı′nın gönderdiği Filist topraklarında eşini başkalarına "kardeşim" diyerek tanıttı, insanların aldanmasına yol açtı; Tanrı′nın kendisini koruyacağına güvenmedi. Yakup da tıpkı babası İshak gibi aldatmacaya başvurdu; Rab’bin zamanını bekleyemedi ve babasını da kandırarak "ilk oğulluk kutsaması"nı elde etti. Yakup bu günahı işlememiş olsaydı bile Tanrı, kendine has yöntemlerle Yakup′u kutsayacaktı, çünkü en başta Tanrı Yakup’un seçmişti.

Biliyoruz ki, Tanrı bütün tüm bunlardan ötürü öfkelenip gazabıyla İbrahim’in soyunu kurutabilirdi. Ama Tanrı için halkıyla yaptığı antlaşmasına "sadık" kalmak o kadar önemli ki, bazen öfkelenebilecekken öfkelenmemeyi, bazen öfkelense bile insana rağmen vaadini diri tutmayı ve vaadine sadık kalmayı seçti, günah işleyene tövbe yolu açtı, terbiye etti, lütfunu gösterdi.

Soru 1: Kendi hayatımızı ve kurtuluş ümidimizi düşündüğümüzde, Tanrı’nın sadakati bizim için nasıl önem taşıyor? Şimdi biraz bununla ilgili konuşalım, daha sonra diğer soruya geçelim.

Soru 2: Tanrı’nın kendi vaatlerine değişmez tutumla sadık olması, bizim Tanrı’ya yönelik sorumluluğumuz açısından bizi nasıl etkiliyor? Biraz da bununla ilgili konuşalım, daha sonra aşağıdan okumamıza devam edelim.

Özet: En başında söylediğimizi en sonunda da söylersek eminim yanlış olmaz. Tanrı’nın sadakati, insanın zayıflığına, hatalı oluşuna, günahlarla örülmüş olmasına rağmen geçerlidir. İnsanın günahlı yapısına rağmen Tanrı, sadakatinden asla vazgeçmedi. Kendi halkından olup günah işleyenleri azarladı, bunu da ihmal etmedi. Sonuç olarak Tanrı yine de insanlarla her daim iletişim kurmaya istekli davrandı.

dummy1

BİR TANIKLIK HİKAYESİ

Ben Yavuz. İsmimden de belli, yavuz bir adamım. Ama ne yazık ki halen yanlışlarım var, güvensizliklerim, aldatmalarım… Bütün bunların içinde insan olarak tövbeye hep ihtiyacım olduğunu ve Rabbimin bana çok değer verdiğini gördüm. İsa Mesih’in kim olduğunu araştırdığımda her İsevi’nin İsa Mesih’e benzemek gibi bir amacı olduğunu anlamıştım. Gün oldu, biz de kabul ettik İsa Mesih’i. Kurtulmuştum, mutluydum.

Amacım belliydi: “İsa Mesih’e benzemek!” 15 yıl önce iman ettim. Halen amacım aynı. Ama ben halen zayıfım, halen dünyadan ve günahtan kalma işlerle uğraşıyorum ve yanlışlarım var.

Size hikayemi anlatayım:

8 yıl önce kumaş dükkanım vardı. Dükkanımdan kumaşlarını teslim almak için gelen müşterileri ha bugün ha yarın diyerek oyalıyor, yanıltıyordum. Kilisede de kardeşlere her şeyin çok güzel olduğunu ve Rab’bin beni değiştirdiğini söylüyordum. Ama hayatımda acilen düzelmesi gereken şeyler vardı ve ben bunların varlığını inkar ediyordum. 3 yılın sonunda bir gün akıl almaz bir şekilde şunu gördüm: Yalanların içinde boğuluyordum! Rab bu kandırmacaların bana ne kadar zarar verdiğini gösterdi.

dummy1

Ciddi bir yüzleşmeydi bu benim için. İnsanların aldanmalarına yol açacak sözler söylemek benim alışkanlığımdı. En azından ‘o kadarını da idare etsinler’ diyerek ‘-mış gibi’ gösterdiğim ne çok şey vardı! Böyle bir yaşam süren biri olarak aslında güvenilmez olduğumu fark etmemişim bile. Belki de yalanlar içinde olduğumdan ötürü yalanın kötülüğünü anlamaya gözlerim kapalıydı.

Artık davranışımı fark ettiğimde tövbe etmeye ve yapacakken de yapmamaya daha özenliyim. Ancak ilginç olan şey şu, en baştan beri benim bütün yanlışlarımı görmesine rağmen Rab’bin bana sevgisi azalmadı. İşte, kilisede, evde ve daha birçok yerde benimle olduğunu görüyorum. En önemlisi ise ben günah işlersem beni eğitiyor ama benim için tasarladıkları değişmiyor. Ne olursa olsun kurtarış antlaşmasına sadık kalıyor. Bu nasıl bir sadakat!

Soru 1: Bu kişinin sadakat konusunda adım adım neler öğrendiğini, nasıl öğrendiğini birlikte konuşalım. Sonra diğer soruya geçelim.

Soru 2: Bizler Tanrı’ya sadakat alışkanlığımızı pekiştirmek için neler yapabiliriz? Bununla ilgili hep birlikte biraz konuşalım.


UYGULAMA

dummy1

Hangi konuda aldatmaya yöneliyoruz, dikkat edelim, bunları not alalım. Yüreğimizin yönü hakkında bize fikir verecek bu notlarımız. Bunları fark ettiğimiz her seferinde, aldığımız her not için Rab’bin önüne tövbeyle gelelim. Tövbeyle birlikte Kutsal Ruh’tan yüreğimizin bu tutumunu değiştirmesi için yardım dileyelim. Rab’be yaraşır bakış açısına sahip olmak için Rabbimiz’den anlayış dileyelim.

Bu hafta boyu, bu çalışmanın giriş kısmında baktığımız aldatma tanımlarına göre davranıp davranmadığımızı anlamak için kendimizi sınayalım. Başkasını aldatmamak için düşüncelerimizi ve sözlerimizi, daha doğrusu yüreğimizi yoklayalım.

Eğer bunları fark etmeden aldatmışsak, yani önlem alamadan başta bahsettiğimiz listeden bir aldatma eylemi yaptığımızı sonradan anlarsak, yine bunları da not alalım. Neden böyle bir aldatmaya gerek duyduğumuzu düşünelim. Tövbeyle Rab’bin önüne getirip bağışlanma dileyelim. Aldatma oluşturduğumuz konu her neyse, davranışımızdan etkilenen insanlarla yeniden görüşüp meseleyi doğru aktarmaya gayret edelim.

dummy1
 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18