YALAN SÖYLEMEM (3)

dummy1

YALAN SÖYLEMEM (3)

NASIL DEĞİŞEBİLİRİZ?

"HAYATIM YALANLAR ÜZERİNE KURULMUŞ KUMDAN KALE GİBİYDİ"

dummy1

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım;

Aşağıda İsa Mesih’e iman etmeden önce yalan söyleme alışkanlığına tutsak olan bir kişinin Mesih’e iman etmesiyle nasıl değiştiğine dair bir tanıklık okuyacaksınız.

Tanıklığın sonrasında soruları da aramızda konuşalım;

Kendimi bildiğimden beri yalan söyledim. Ta ki 15 sene öncesine kadar. İlk söylediğim yalanlardan birini hatırlıyorum. Margarin kuyruklarının olduğu bir dönemde buzdolabımızda margarin dolu olduğu halde komşumuz sorduğunda “Hiç yağımız yok” demiştim. Annemin teşviğiyle söylenmiş olsa da kendimi hiç kötü hissetmedim. Hayatım boyunca her durumda yalana başvurdum. Üstelik bunu iyi yaptığım için de kendimle gurur duyuyordum. “Beni yalan makinesine bağlasalar bile yalan söylediğimi anlayamazlar” derdim hep. Üstelik yalanı bir başka yalanla kapamayı başarabilen biriydim. Hafızam güçlü olduğu için olsa gerek.

Derken bir gün Mesih’le tanıştım. O’nun benim günahlarım için öldüğünü anladım. “Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak” sözünü okuduğumda hayatıma baktım. Tek bir gerçek yoktu. Hayatım yalanlar üzerine kurulmuş kumdan bir kale gibiydi. Tek bir gerçeğin ortaya çıkması her şeyin yıkılıp yok olmasına neden olabilirdi. Bunun gerginliği ve Tanrı’nın önündeki suçluluğuyla yaşamaya daha fazla dayanamadım. Öncelikle oturup hatırlayabildiğim bütün yalanlarımı itiraf ettim. Sonra gidip başkalarına söylediğim büyük yalanlarımı itiraf ettim. Herkesin iman ettiğinde bıraktığı bir kötü alışkanlık olduğunu görüyorum. Benimki yalandı. Hâlâ daha beni yalan söylemeye iten bir çok durumla karşılaşıyorum. Böyle durumlarda Tanrı’dan yardım istiyorum ve birçok zaman durum benim zorlaşacak bile olsa gerçeği söylemeye gayret ediyorum. Gerçeğin özgürlüğünde yaşamınızı dilerim.”

Aramızda şu soruları konuşalım...

Bu kişi nasıl ve neden değişti?

Dinlediğimiz bu tanıklık sizi hangi yönden etkiledi?

Tanıklıkta paylaşılan değişim size gerçekçi geldi mi? Sizce böyle bir değişimin gerçekleşmesi nasıl mümkün olabilir?


"ÇOK DEĞİŞTİM ANNE"

Cahit Sıtkı Tarancı’nın çok güzel bir öyküsü vardır. İsmi, “Yalan Söyleyen Mektup”. Bu öykü bize kendi hayatımız ve başkalarının gözünde yaşadığımız hayatla ilgili güzel bir örnek verir.

“Yalan Söyleyen Mektup” adlı öykünün şu özetini yüksek sesle okuyalım...

Kahramanımız Beyoğlu’nda anne ve babasından ayrı yaşayan genç bir yazardır. Her zamanki gibi bütün gün daktilosunun başında oyalanmış, biraz dolaşmış, sonunda yine odasına dönmüştür.

Odası bizim tabirimizle darmadağındır. Pijamasını bile zorla bulmuştur. Üstelik pijamasını ararken dağınık olan odayı daha da beter bir hale getirir.

Karmakarışık duran kitaplarına, diş fırçasına, elbiselerine bakarken can sıkıntısının da verdiği bir atılımla odasını temizlemeye başlar.

İşi bittiğinde oldukça düzenli ve temiz gözükür gözüne odası.

Gözü resimlere takıldığında derin bir üzüntü duyar. Çünkü ailesini çok özlemiştir. Hele annesini… Aylardan beri ona mektup yazmamıştır. Genç adamın birebir ağzından size o mektubu okutayım:

Anneciğim,

İhmali itiyat haline getirmiş oğlunu affet. Sana her an yazmak istediğim halde buna muvaffak olamıyorsam kabahatin yüzde doksanı hayattadır; hayat beni o kadar meşgul ediyor ki, başımı kaşıyacak vakit bulamıyorum...

Ben çok değiştim anne. Artık eski derbeder oğlundan eser kalmamıştır. Hayatımı intizama soktum, sabahleyin işime gidiyorum akşamleyin yemeğimi yedikten sonra odama çekilerek sevgili kitaplarımla meşgul oluyorum. Rakıyı terk ettim, sigarayı azalttım, kendime iyi bakıyorum, sıhhatim yerindedir. Gecenin bu saatinde anneciğimle konuşmaktan başka bir zevk peşinde koşmuyorum. Odamı bir görsen temiz ve iç açıcı… Seni temin ederim ki hayatım ve odam paralel gidiyorlar.”

İşte mektup. Ama mektubu bitirir bitirmez kahramanımız biraz nezle olduğu için mendil aramaya girişir. Mendili ararken de çekmeceleri karıştırır, gardırobu alt üst eder. Ertesi günün tıraş günü olduğunu hatırlayarak tıraş malzemelerini hazırlamaya koyulur. Ancak aynayı alırken kolonya şişesini devirir, eli sigara tablasına çarpar ve her şey yere dökülür. Bir süre sonra odayı yine her yeri eski dağınık haline getirir.

Sinirle eline her zamanki gibi yarım bırakacağı bir kitap alır.

Öykü yazarın şu sözleriyle biter:

“Fakat pencereden giren mehtap, ’Mektupta yalan şeyler yazdın, sen değil hayatını, kutu kadar odanı bile intizama sokmaktan aciz bir adamsın!’ der gibi, sahibinden şikayetçi olan odanın hazin perişanlığını soluk ve müstehzi bir ışıkla aydınlatıyordu.”

Kaynak: Cahit Sıtkı Tarancı, Gün Eksilmesin Penceremden

(Can Yayınları, 2008), s. 43-47

Yukarıda hikayenin özetini düşünerek aşağıdaki soruları birlikte konuşalım...

Okuduğumuz bu hikayede, genç adamın yaşamıyla yazdığı mektubun arasında sizce nasıl bir ilişki vardır?

Genç adamın değişimi neden bu kadar kısa sürdü?


YALANI ÜZERİMİZDEN SIYIRIP ATMAMIZ MESİH′LE MÜMKÜNDÜR

Bir Mesih inanlısının nasıl değiştiğini ve daha sonra da genç bir adamın perişan hayatını nasıl yalanla örtmeye çalıştığını okuduk. Değişim konusunda Kutsal Kitap’ın ne söylediğine birlikte bakalım.

Pavlus Efesliler 4:21-25 ayetlerinde şöyle diyor: “Kuşkusuz İsa′nın sesini duydunuz, O′ndaki gerçeğe uygun olarak O′nun yolunda eğitildiniz. Önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atmayı, düşüncede ve ruhta yenilenmeyi, gerçek doğruluk ve kutsallıkta Tanrı′ya benzer yaratılan yeni yaradılışı giyinmeyi öğrendiniz. Bunun için yalanı üzerinizden sıyırıp atarak her biriniz komşusuna gerçeği söylesin. Çünkü hepimiz aynı bedenin üyeleriyiz.”

Yeni bir giysi aldığımızda ilk yaptığımız şey gidip üzerimizde nasıl durduğunu görmek için aynaya bakmak oluyor. Yeni yaradılış giysilerini giyindik. Aynaya baktığımızda, gördüklerimizin yeni giysilerimizle uyumlu olması gerekmektedir. Ancak değişim Pinokyo’nun perisinin bir anda onu insan haline getirmesi gibi olmayacaktır.

Alışkanlıkları bırakmak zaman ve sebat gerektirmektedir. Değişim öncelikle kendimizde değişecek yönleri görmemizle başlar. Aynaya bakmak bunun için gereklidir. Üzerimizden sıyırıp atmamız gereken yönleri görmek için dua etmeliyiz. Okuduğumuz hikayede olduğu gibi, söylediklerimiz ve yaptıklarımız birbiriyle uyumsuzluk gösterebilir. Gösteriş yaparak bir değişim sağlamak mümkün değildir. Kimse görmüyorsa da Tanrı bizi görüyor.

İsa Mesih bizim gibi denenmiş ama günah işlememiş bir başkahin olarak çarmıhta bizim yerimize öldü. O bizi anlayamayan bir Tanrı değildir. İsa Mesih’te sahip olduklarımızı anlamaya başladığımızda yeni yaratılış elbisesinin ayrıcalıklarını yaşayabiliriz. Eski yaratılışımızdan gelen düşünceleri ise Kutsal Ruh’un yardımıyla her adımda üzerimizden atabiliriz. Tanrı’nın Sözü’nde ilerleyerek Tanrı’daki yerimizi anlayabiliriz.

Tövbe edip itiraf ettiğimizde aynada kendimizi daha rahat görebilir ve bu kötü alışkanlıkları Tanrı’nın değişimine bırakabiliriz. Tanrı’ya karşı sorumluluğumuz olduğu kadar, kilisede birlikte yaşadığımız kardeşlere de sorumluluğumuz vardır. Tanrı’nın halkı olarak birlikte değişiyoruz. Yalanı üzerimizden sıyırmak ve yeni yaratılışı giyinmek bir öğrenim süreci olacaktır.

Kutsal Ruh’un denetiminde Tanrı halkıyla birlikte Tanrı’yı hoşnut eden yeni alışkanlıklarımızı geliştirmeliyiz.


GERÇEĞİ SÖYLEMEYE HAZIRLANMALIYIZ

Daha önce değişimin, İsa Mesih’te sahip olduklarımızı anlamanın, Kutsal Kitap okumanın, dua etmenin, itiraf etmenin ve kilisedeki kardeşlerin aracılığıyla olabileceğini gördük.

Öğrendiklerimizin ışığında, aşağıdaki örnek olayların her biri için şu soruları birlikte cevaplandıralım...

Bu durumda kişiler yalan söylemeden nasıl cevaplar verebilirler?

Böyle cevaplar verebilmeye hazır olmak için ne yapmalıdırlar?

dummy2 Ayşe’nin telefonu çalar. Arayan en yakın arkadaşı Sevda’dır: “Bu akşam erkek arkadaşımda kalacağım. Ama annemlere sende kalacağımı söyledim. Ararlarsa idare et. Tamam mı?”



dummy2 Mal sahibi yeni kiraya verdiği iş yeri için patronla konuşur: “Yahu Ahmet, şimdi kirayı tam gösterirsek stopaj vergisini çok ödersin. İstersen kirayı az göstereyim?”



dummy2 Nesrin Hanım mutfakta yemek pişirmektedir. Bir yandan çocuğunun ödeviyle uğraşmakta bir yandan da dört aylık oğlunun ağlamasını susturmaya çalışmaktadır. O anda telefon çalar. Arayan komşusu Sevim hanımdır: “Nesrin merhaba. Akşama size gelmek istiyoruz. Müsait misiniz?”

YA HANANYA İLE SAFİRA ÖZELEŞTİRİ YAPMIŞ OLSAYDI...

Elçilerin İşleri 5:1-11 ayetlerini yüksek sesle okuyalım...

Evet, tekrar Hananya ile Safira’nın yaptıklarıyla ilgili konuşacağız…. Elçilerin İşleri 5:3-11 ayetlerinde anlatılan olaylar gerçekleşmeden öncesini, yani tam yalan söylemelerinden öncesini ele alalım ve farz edelim ki, Hananya ile Safira yaptıklarının farkına varıp o noktada düşünmeye başlamışlardır.

Şimdi hayal gücümüzü kullanalım ve şu soruları birlikte cevaplandıralım...

Hananya ile Safira arasında nasıl bir konuşma geçmiş olabilir?

Yalan söylemekten vazgeçmelerine iten nedenler neler olabilir?

Yalan yerine doğruyu söylemelerinin sonuçları neler olabilir?


UYGULAMA

Geçtiğimiz hafta boyunca kendi hayatımıza dikkat ederek, bizi yemin etmeye iten durumları ve nedenleri gözlemleyecektik.

Neden ve hangi durumlarda yemin ettik?

Bu durumlarla karşılaştığımızda, İsa Mesih’in buyruğuna göre yemin etmeden ve yalan söylemeden nasıl davranabiliriz?

Herkes önümüzdeki günlerde kendini yalan söylemeye itebilecek bir alan seçsin.

Yalan söyleme noktasına geldiğimizde yalan söylememek için kendimize şu soruları soralım:

Benden nasıl bir yalan söylemem isteniyor?

Bu durumda doğru olarak ne yapabilirim?

Doğrusunu yapabilmem için kendimi nasıl hazırlayabilirim?

Bir dua arkadaşı seçerek yalanla ilgili değişmek istediğiniz noktalar hakkında birlikte dua edebilirsiniz.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18