ADANMIŞLIK (3)
İLİŞKİLER
DOST KARA GÜNDE BELLİ OLUR
Aşağıdaki soruları beraber cevaplandıralım
Arkadaşınız olarak adlandırdığınız kişilerden ne beklersiniz?
Siz nasıl bir arkadaş olduğunuzu düşünüyorsunuz veya umuyorsunuz?
HİÇ UNUTAMADIKLARIMIZ VE HATIRLAMAMAYI SEÇTİKLERİMİZ
Aşağıdaki öyküyü yüksek sesle okuyalım ve üzerinde biraz konuşalım.
Çocukluklarından beri yakın arkadaş olan ve şimdi birlikte üniversiteye giden Kemal ve Sedat bir gün yürüyüşe çıkarlar. Ormanın içinden dere yatağı boyunca yürüyüp dersleri hakkında konuşur, tartışırlar. Konuşma ilerledikçe tartışma hararetlenir ve bir an öfke içinde Sedat Kemal′e bir tokat atar.
Kemal bir an şaşkınlık içinde donakalır, sonra arkasını döner ve dere yatağındaki kuma ′bugün en iyi arkadaşım bana tokat attı′ diye yazar.
Gergin bir sessizlik içinde ikisi yola devam ederler. Derenin sığ görünen bir yerinden karşı tarafa geçmeye karar verirler. Kemal′in ayağı kayar ve dereye düşer. Dere göründüğü kadar sığ değildir; akıntı Kemal′i sürüklemeye başlar.
Sedat hemen dereye atlar, arkadaşını kolundan tutar ve kurtarır.
Kendine geldiğinde Kemal kenardan büyük bir taş alır ve anahtarıyla ′bugün en iyi arkadaşım hayatımı kurtardı′ diye yazar.
Sedat dayanamayıp sorar: Bunu taşa yazıyorsun ama sana tokat attığımda kuma yazmıştın, neden?
Kemal şöyle cevap verir: Bir arkadaşın seni yaraladığında bu kumdaki yazı gibi hafızandan kolayca silinmelidir. Yaptığı iyilik ise taşa kazınmış gibi daima hafızamızda canlı kalmalıdır.
Arkadaşlarınızla geçmişinizi düşündüğünüzde, hangisi aklınıza daha kolay geliyor; yaptıkları iyilikler mi yoksa sizi yaraladıkları zamanlar mı?
Buna göre, ilişkilerimizde adanmışlığı nasıl tanımlayabiliriz?
TANRI’NIN İLİŞKİLERİMİZDEN BEKLENTİSİ
Pavlus, ‘Mümkünse, elinizden geldiğince herkesle barış içinde yaşayın’ der. Bunu ifade ediş şekli bile aslında bunun ne kadar zor olduğunun farkında olduğunu gösterir! Zor olsa da bunu bizden ister ve bunu mümkün kılacak birtakım öğütlerde bulunur: sevgimiz ikiyüzlü olmasın, yardımcı olalım, öç almayalım, tam tersine zulmedenler için iyilik dileyelim, aynı düşüncede olalım, bilgiçlik taslamayalım, herkesin gözünde iyi olanı yapalım gibi... (Rom.12:9-21).
Hayatımız boyunca daima başkalarıyla ilişki halinde olacağız; bunların bazıları hayatımıza anlam kazandıran derin ilişkiler, bazıları sadece dönemsel veya yüzeysel, bazıları kolay, bazıları daha zor olacaktır. Fakat yine de Rab’bin bizden istediği nettir: ilişkilerimizin esenlik içinde sürmesi.
Karşılıklı ilişkilerde “adanma”, ilişkileri tüm zorluklarına ve engellerine rağmen sürdürmek anlamına gelir. İlişkilerimizin esenlik içinde sürmesine kendimiz adamak, fedakarlıklarda bulunmamızı gerektirecektir; bu durumda her zaman bizim istek ve tercihlerimiz önplanda olmayacaktır. Esenliği korumak adına kendi isteğimizden feragat etmemiz gereken zamanlar olacaktır. İlişkilerimizde adanmışlık göstermek, bunlar için zaman ve enerji harcamamızı gerektirir. Öte yandan ilişkilerimizin her zaman esenlik içinde olmasına kendimizi adamamız, bize büyük mutluluk getirecek ve hayatımıza renk katacaktır; bunu her zaman aklımızda tutalım! Gerek uzun süreye dayanan olsun, gerekse geçici olsun, tüm ilişkilerimizin esenlik içinde sürmesini sağlamak için sabırlı olmamız ve beklentilerimizi dürüst bir şekilde gözden geçirip yeniden düzenlememiz gerekir. Başkasından beklediklerimizi, bir başkasının da bizden bekleyebileceğini unutmayalım.
İlişkilerimize kendimizi adamazsak, yani bedeli göz ardı eder, fedakarlıkta bulunmaz, fakat aynı zamanda bunun bize getireceği kazancı fark etmezsek, gerginlik dolu, sevinçten yoksun ve yüzeysel ilişkilerimiz olacaktır. Tanrı kendi içinde (Üçlü Birlik’te) ilişki halinde olan ve ilişkiye çok önem veren bir Tanrı’dır ve bozuk ilişkiler sarmalında yaşamamızı istemez, dolayısıyla kendimizi ‘elimizden geldiğince’ tüm ilişkilerimizin esenlik içinde sürmesine adamamızı ister.
MESELA...
Karşılaşabileceğiniz şu örnek durumlar hakkında düşünün, Rab′be ve ilişkilerinize adanmışlığın gerektireceği fedakarlıkları ve uzun vadede getirebileceği kazançları göz önünde bulundurarak nasıl davranmanız gerektiğini konuşun.
Zor bir gün geçirdiniz, pek çok şey beklediğiniz gibi gitmedi, aksilikler oldu, çocuklar sabrınızı zorladı, eşiniz bir an önce eve gelsin istiyorsunuz ki çocuklarla o ilgilensin siz de biraz kafa dinleyebilesiniz. Eşiniz eve geliyor, halinden onun da çok yorucu bir gün geçirmiş olduğu belli. Benliğiniz ile ilişkinizde esenliği korumaya adanmış olan ruhunuz arasında nasıl bir çatışma yaşarsınız?
Ailenizden uzakta olduğunuz için bir ev tutmanız gerekiyor, masraflarını tek başınıza karşılayamayacağınız için de kiliseden bir arkadaşınıza ev arkadaşı olma teklifi götürüyorsunuz. Kendinizi böyle bir ilişkiye adarken neleri hesaba katmanız gerekir?
SEN NEREYE BEN ORAYA!
Rut 1:5-18 ve 4:13-15′i okuyalım. Rut kendini Naomi′ye tam anlamıyla adadı, bunun için bir bedel ödedi ama sonucunda Tanrı hem onu hem de Naomi′yi bereketledi.
Rut, Naomi′ye kendini adadığında neleri feda etmesi gerekti?
Tanrı Rut′un adanmışlığını nasıl ödüllendirdi?
Naomi Rut′un adanmışlığı sayesinde neler kazandı?
Rut′un tutumu, kendi ilişkilerinizle ilgili size ne düşündürüyor?
UYGULAMA
Bu hafta, ilişkilerinizde olumlu adımlar atabileceğiniz, fedakarlıkta bulunabileceğinizi düşündüğünüz bir kişi tespit edin ve bunu gerçekleştirin!
Bağışlamanız veya af dilemeniz gereken bir kişi düşünün ve onu bağışlayın veya ondan af dileyin!
Karşınızdakini mutlu etmek adına kendi istediğinizi yapmaktan vazgeçebileceğiniz bir eylem düşünün ve bunu yapın! (en basitinden kardeşiniz yerine bakkala gitmek, kantinde oturmak yerine iş arkadaşınıza bir işi açıklamak vs. olabilir)
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.