ADANMIŞLIK (4)
HİZMET
KİLİSE NE İŞE YARAR?
Sizce kilise niçin gereklidir? Bununla ilgili fikirlerimizi kısaca söyleyelim.
BİR DAMLA BAL
Öyküyü yüksek sesle okuyup biraz üzerinde konuşalım.
Çok güzel bir gündü. Burma kralı ve sadık başveziri sarayda oturmuş tatlılarını yiyorlardı. Bir yandan yiyor, bir yandan da saray penceresinden dışarı bakıyorlardı. Dalgın bir şekilde dışarı bakan kralın tabağından pencere eşiğine birkaç damla bal döküldü.
"Aman efendim, hemen sileyim" dedi başvezir.
"Boşver," dedi kral. "Bizim sorunumuz değil. Hizmetçiler daha sonra temizler."
İkisi tatlılarını yemeye devam ederken bal yavaş yavaş eşikten aşağı süzülmeye başladı ve aşağıdaki kaldırımın üzerine düştü. Oralarda uçuşan bir sinek balın üstüne kondu ve balı yemeye başladı. Birden bire ortaya bir kertenkele çıktı, uzun dilini uzattı ve bir hamlede sineği yakaladı. Kertenkele daha ne olduğunu anlamadan üstüne bir kedi sıçradı, kedinin üstüne de bir köpek atladı.
"Efendim, sokakta kedi ve köpek birbirine girmiş, acaba birine söylesek de onları ayırsa mı?"
"Boşver," dedi kral. "Bizim işimiz değil."
İkisi tatlılarını yemeye devam etti. Bu arada kedinin sahibi geldi ve köpeği dövmeye başladı. Sonra köpeğin sahibi çıkageldi ve kediyi dövmeye başladı, derken iki sahip birbiriyle kavga etmeye başladı.
"Efendim şimdi de sokakta iki kişi kavga ediyor. Onları ayırmaları için birini göndersek iyi olmaz mı?"
Kral üşengeç bir şekilde pencereden baktı. "Boşver ya! Başkası halleder…"
Kedinin sahibinin arkadaşları geldi ve ona tezahürat yapmaya başladı. Ardından köpeğin sahibinin arkadaşları da ona tezahürat yapmaya başladı. Çok geçmeden iki grup kavgaya tutuşmuştu!
"Efendim sokakta bir sürü kişi kavgaya karışmış şimdi de. Kavgayı durdurması için birini göndersek?"
Kral pencereden bakmaya bile üşendi. "Boşver. Bizim sorunumuz değil."
Askerler ortaya çıktı; önce kavgayı durdurmaya çalıştılar, sonra kavganın neden çıktığını öğrendiklerinde bazıları kedinin sahibinin tarafını tuttu bazıları da köpeğin sahibinin tarafını. Böylece kavgaya silahlar da karışınca olay bir iç savaşa dönüştü, çatışmalar oldu, evler yakıldı, dükkanlar yağmalandı. Kralın sarayı bile ateş aldı ve şehir savaş alanına döndü.
Eninde sonunda savaş dinip kral ve başveziri eskiden görkemli olan yıkık şehre baktıklarında kral vezirine dönüp;
"Belki de hatalıydım," dedi. " Belki de o balın damlası gerçekten de bizim sorunumuzdu."
• Kilisede önemsiz gibi görünen, başkasının kolayca yapabileceği bir hizmeti düşünün (örn. çay yapmak, Kutsal Kitap′ları sandalyelere yerleştirmek, hafta içi birisini arayıp hatırını sormak vs.). Bu iş konusunda herkes öyküdeki kralınkine benzer bir tutum takınsa ne olurdu?
• Kendi evinizde arkadaşlarınızı veya misafirlerinizi ağırladığınızı düşünün. Onlara çay koymak, yemek servisi yapmak size yük gibi mi gelir, yoksa seve seve hizmet mi edersiniz? Kiliseyi Göksel Babamız’ın evi olarak düşünürsek nasıl bir ruhla hizmet etmeliyiz?
• Giriş kısmında kilisenin amacı hakkında konuştuk. Kilise konusunda (sadece hizmet etmek değil, sadık bir şekilde kiliseye gelmek, kilise içindeki ilişkilerimiz konusunda adanmış olmak vs) adanmış bir tutum takınmazsak, kilise amaçlarına ulaşabilir mi? Kilisenin durumu nasıl olur?
BEDEN VE ÜYELERİ
Kilise Pavlus′un veya sonraki Hristiyanların uydurduğu bir sosyal kulüp veya din önderlerinin insanlara hükmetme amacıyla geliştirdikleri bir kurum değildir; İsa Mesih′in kendisinin kuracağını söylediği imanlılar topluluğudur (Mat.16:18; 18:17). Kilise İsa Mesih′in Müjdesini dünyaya gösteren ve topluluk olarak Mesih′e benzemekte birlikte ilerleyen bir ailedir. O halde her Mesih imanlısı için imanlılar topluluğu çok önemlidir. Pavlus kiliseyi, farklı üyelerden oluşan ve her üyenin farklı ama önemli bir rolü olan bedene benzetir ve her üyenin üstüne düşen görevi yapması gerektiğinde ısrar eder (Rom.12:4-8; 1Ko.12:4-26).
Tanrı her bir kişiyi, bir şeyi yapabilme gücü ve yeteneği vererek yaratmıştır; bunlar doğuştan gelen ve kişiliğimizin bir parçası olan yetenekler olabilir, iman ettikten sonra Kutsal Ruh aracılığıyla gelen ruhsal armağanlar olabilir... Bunların hiçbiri biz kendimizi daha iyi hissedelim veya sadece kendimiz büyüyüp Mesih′e benzeyelim diye bize bağışlanmamıştır; hepsi ama hepsi kilise bedeninin büyüyüp gelişmesi ve amacına ulaşması için verilmiştir (Ef.4:11-16). Kendine verilenleri bu amaçla kullanmayan kişi öyküdeki kral gibi kendi ′şehrine′ yıkım getirecektir.
EVİMİZE SAHİP ÇIKMAK
Kilisenin Göksel Babamız′ın evi olduğunu hatırlayarak aşağıdaki sorular üzerinde konuşalım.
• Kilisenizde yapılmakta olan veya yapılabilecek, aklınıza gelen her hizmetin bir listesini yapın. Herkes listeye bakıp kendisinin yapabileceğini düşündüğü en az bir hizmet belirlesin.
• Hayalinizdeki kiliseyi tarif edin. Bunu gerçek kılmak için siz ne yapabilirsiniz? (Burada Kutsal Kitap′a uygun olmayan ′hayallerin′ üzerinde durmamak oldukça önemlidir)
İŞLEYEN DEMİR PARLAR
Matta 25:14-30′ü okuyup aşağıdaki soruları tartışalım.
• Güvenilir hizmetkarlar ile tembel hizmetkar arasındaki farklar nelerdir?
• Kiliseye ve kilisede (herhangi bir şekilde) hizmet etmeye adanmış olmayan, ama buna rağmen Rab′be sadık, Rab′de olgun olan ve büyümeye devam eden tanıdığınız üç kişi söyleyin. Böyle imanlılar bulmak neden zor?
• Sadık hizmetkarların ödülü nedir?
• Bizi hizmet etmeye yönelten nedir?
UYGULAMA
Aktif bir hizmetiniz varsa, kiliseye gelmeye adanmışsanız, sunu veriyorsanız,
• bunun size bedelini düşünün,
• şimdiden aldığınız ödülleri düşünün,
• sizi bekleyen ödülü düşünün.
Bunlar için hamdedin, düzeltmeniz gereken bir tavır varsa düzeltin. Bunun yanı sıra yapabileceğiniz bir şey var mı? (Başkasına hizmet etme konusunda yardım etmek, yaptığımız hizmeti devralabilecek yeni birisini yetiştirmek de olabilir)
Aktif bir hizmetiniz yoksa veya kiliseye gelmek konusunda adanmış değilseniz, kilisedeki hizmetleri, ihtiyaçları gözleyin ve sizin yapabileceğiniz bir şey konusunda yetkili biriyle konuşun. Dua edin; en az bir hizmet belirleyin; bu hizmeti gerçekleştimenin size bedelini göz önüne alın; ödülleri düşünün ve yapmaya başlayın!
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
5.resim: Kamu malı: Willem de Poorter (a.y 1608 - 1648) Talant benzetmesi (17. asırda) https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Willem_de_Poorter%27s_The_Parable_of_The_Talents_or_Minas.png