DEDİKODU YAPMAM (1)

dummy1

DEDİKODU YAPMAM (1)

TANRI’NIN MI YOKSA İNSANIN MI GÖZÜNE GİRMEK İSTİYORUM?

dummy1

FLAŞ! FLAŞ! FLAŞ!

Not: Ünitenin içinde bir uygulama olacaktır. Hazırlık olarak derse başlamadan önce bir tatlı yanınızda bulundurun. (çikolata, baklava, lokum v.s)

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.

Ünlü sanatçı sevgilisiyle ilk kez görüntülendi!

Tiyatrocunun kız arkadaşı kendinden çok küçükmüş!

Ünlü türkücü şarkısını kim için yazdı?

Şu soruyu birlikte konuşalım;

Acaba hiç tanımadığımız bu kişilerin hayatları bizi neden ilgilendiriyor?

Kutsal Kitap dedikodu hakkında şöyle bir tanım yapıyor:

“Dedikodu tatlı lokma gibidir, İnsanın ta içine işler.” (Özd.26:22)


KİM DEDİKODUCU?

Aşağıdaki hikayeyi okuyalım. Sonra soruları birlikte cevaplandıralım.

dummy2 Apartmandaki neredeyse bütün bayanlar gelmişlerdi. Zekiye Hanım’ın büyük oymalı salon takımlarında oturup çay içiyorlardı. Sabahtan beri süren hazırlık tamamlanmış, misafirlerin önüne çıkarılmıştı. Meşhur elmalı pastası, kurabiyesi, böreği. Börek tek tuzlu olmazdı, onun yanına bir de patates salatası yapmıştı Zekiye Hanım.

Bayanlar önce apartman temizliğinden sonra da mahallenin çocuklarının sokağı nasıl kirlettiğinden konuştular. Sonra konu yeni başlayan diziye geldi. Bayanlar konuşurken Zekiye Hanım da mutfağa gidip gidip geliyor, misafirlerine çay, börek, kurabiye taşıyıp duruyordu. Bir yandan da konuşmalara laf yetiştirmeye çalışıyordu.

- Sedef’in yeğeni de evlendi.

- Ya sorma sonunda. Evde kalacağım diye ödü patlıyordu.

- Kiminle evlendi?

- İş yerinden bir adam mıymış, tanıdıklarının bir akrabası mıymış... Bilemedim.

Zekiye Hanım bu konuşmalara arada laf atıyordu. Sonra mutfağa gitti.

Mine Hanım, Zekiye Hanım’ı gidene dek bekledi. Sonra hepsinin ortasına doğru eğilerek:

- Bu kadıncağızın da derdi bitmiyor.

Hepsi bir anda kulak kesilmişlerdi. Hepsi hafifçe koltuklarından öne doğru eğildiler. Arada Zekiye Hanım geliyor mu gelmiyor mu diye bakıyorlardı. Sonunda birisinden kısık bir ses çıktı:

- Ne oldu ki?

Mine Hanım biraz daha öne doğru eğilip:

- Duymadınız mı? Ne bileyim, herkes biliyordur sandım.

- Ay ne oldu söyle!

- Arabaları da gitmiş ellerinden. Hacizciler gelmiş, almış gitmiş. Arif Bey’in işleri hiç iyi değilmiş.

Kadınların hepsi birden kısık sesle bir hayret nidası çıkardılar. O sırada Zekiye Hanım elinde Sevda Hanım’ın tazelenmiş çayıyla koridorda göründü. Hepsi hemen toparlandılar. Zekiye Hanım bir önceki konuşmadan devam etti:

- Adam da bir firmanın temsilciliğini almış. Malı mülkü epey yerindeymiş canım.

Sevda Hanım çayını alırken şaşkınlıkla sordu:

- Kim o?

Zekiye Hanım:

- Kim mi? Arzu’nun kocası kız!

Hepsi önceden ne konuştuklarını unutmuşlardı. Hepsi hatırlayıp yeniden Sedef Hanım, Arzu ve kocasının durumundan konuşmaya devam ettiler.

Aynı akşam Zekiye Hanım’ın gününe katılmış olan hanımlardan Sevda Hanım, eşi ve çocuklarıyla birlikte akşam yemeğini yemişti. Çocuklar kendi odasına gitmiş, eşiyle yalnız kalmış, birlikte televizyon seyrediyorlardı.

Sevda Hanım soyduğu elmayı eşine uzattı.

- Bugün Zekiye Hanımlardaydım. Ne duydum biliyor musun?

Kocası ters ters karısına baktı.

- Ne duyacaksın? Dedikodu yapmışsınızdır. İki üç kadın bir araya gelince ne yaparlar başka?

- Aman Salih, hiç de değil!

Bir sessizlik oldu. Sevda Hanım biraz kocasına gücenmişti.

Salih Bey on dakika sonra eşine döndü:

- Bugün işten gelirken kahveye uğradım da. Sen Zekiye Hanım deyince aklıma geldi. Kahvede konuşuyorlardı. Arif Bey’in arabasını haczetmişler…

Bu hikaye sizi güldürmüş olabilir. Ama hepimiz bunun gibi durumlarda kalmışızdır. Dedikodu herkes için geçerlidir.

Bu hikayeyi göz önüne aldığımızda dedikodu hakkında neler söyleyebiliriz?


TATLI YİYELİM TATLI DEDİKODU YAPMAYALIM

Dedikodu, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre, başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşmadır.

Süleyman bu konuda hepimizi gerçekle yüz yüze bırakan bir söz söylemiştir: “Dedikodu tatlı lokma gibidir, insanın ta içine işler.” Tatlıya kimse karşı koyamaz. Yedikçe de daha fazla istersiniz. Çekicidir.

Bir başkası hakkında konuşmak, itiraf etmeliyiz ki bizi kendine çeker. O kişi hakkında yeni bir bilgi öğrenmek isteriz. Yeter ki konuşmanın konusu üçüncü bir kişi hakkında olsun. Bu çekici sohbet bizi günaha sürüklemektedir. Dedikodu her şeyden önce ciddi bir günahtır. Peki, günah olduğunu bildiğimiz halde neden bu sohbetlere kapı açarız? (bu cevaplamak istediğimiz bir soru değil aşağıdaki paragrafı tamamlayan bir sorudur)

Bunun birkaç nedeni olabilir. Öncelikle, “ben herkesten daha iyiyim” diye inanırız. Kendi iyiliğimizin onaylanması için bir başkasının kötülüğünün ortaya çıkması gereklidir. Bunun en iyi yolu da o kişi hakkındaki olumsuz bir bilgiyi etrafa yaymaktır.

Nedenlerden biri de sırları bilen biri olma isteğidir. Sırları bilme arzusu insanlığın en eski zaaflarından biridir. Bir başkası hakkında bildiğimiz şeyleri fark ettirmek, önemli olduğumuzu başkalarına hatırlatır. İnsanların gözüne girmek bizim için önemliyse, bu bilgileri yayma isteğimiz daha da artacaktır. Tanrı’nın gözüne girmek bizim için ne kadar önemliyse, dedikodu isteğimizi o kadar zapt edebiliriz.


Bir başka neden de, konuşmayı birçok kişi sevmesidir. Ancak konu bitince konuşmalarımızın yönü değişebilir. Konuşmalarımız bir noktadan sonra doğal benliğimizin tesiri altına girebilir. Süleyman o yüzden bizi uyarır; “Çok konuşanın günahı eksik olmaz, Sağduyulu kişiyse dilini tutar.” (Özd.10:19)

Konuşmalarımız bizi yansıtan özelliklerimizin başındadır. Tanrı’nın çocukları olarak karşımızdakileri kötü etkileyecek herhangi bir sözün ağzımızdan çıkmamasına dikkat edelim. Şu ayetteki ilkeleri göz önüne alarak kendimize uygulamaya başlayalım: “Ağzınızdan hiç kötü söz çıkmasın. İşitenler yararlansın diye, ihtiyaca göre, başkalarının gelişmesine yarayacak olanı söyleyin.” (Özd.4:29)


DEDİKODUNUN ÇEKİCİLİĞİ

Dedikodunun bir başkası hakkında çekiştirme ve kınama sözleri olduğunu öğrendik. Bu konuşmaların temelinde ise bizim yüreğimizden taşanlar vardır.

Aşağıda dedikoduyu başlatan, dedikoduya karşılık vermenin gerçek motivasyonlarını okuyacaksınız. Her motivasyon için bir dedikodu örneği verelim. Aramızda bu örnekler hakkında konuşalım.

• Başkası hakkındaki gerçeği bir başkasına göstermek istediğimiz bir örnek düşünelim.

• Başkalarının önünde kendimizi büyük göstermek için başkaları hakkında konuşmayı severiz. Bu konuda bir örnek verebilir misiniz?

• Başkasının gözüne girmekten hoşlandığımız bir durumu düşünelim. Örnekleri paylaşalım.

• Toplumdan dışlanmamak için ortak olduğumuz bir sohbet oldu mu? Bir örnek verebilir misiniz?

• O kişi hakkında başkasının düşüncesini de yönlendirmeyi amaçlayan bir sohbet nasıl olabilir?

dummy1

DEDİKODU İNSANIN İÇİNE İŞLER

Hepimize yetecek miktarda tatlı alıp bu çalışma için hazır bulunduralım. Ayeti okuduktan sonra bunları ikram edeceğiz…

Şimdi aşağıdaki ayeti okuyalım.

“Dedikodu tatlı lokma gibidir, İnsanın ta içine işler.”(Özd.26:22)

Bu ayeti daha iyi anlayabilmek için şimdi ikram edilen bu tatlıdan birer parça alıp yiyelim.

Tatlıyı bitirdikten sonra şu soruya cevap veriniz;

•Tatlı bir şey yemek size ne hissettirdi?

• Dedikodu ve bu tatlı yeme hissi arasında ne gibi bir benzerlik vardır?

• Ayette geçen “İnsanın ta için işler” ifadesini düşünelim. Ne anlama geldiğini aramızda konuşalım.


UYGULAMA

Biraz önce tatlı bir şeyler yedik. Kendimize dürüst olalım ve gelecek hafta (belki çok daha sonra da) dedikoduyla yüz yüze geleceğimizi düşünelim.

Benliğimizi bu yönde nasıl öldüreceğimizle ilgili yardıma ihtiyacımız olabilir. Bir kardeşten bizi bu yolda ilerleyip ilerlemediğimizle ilgili uygun bir şekilde uyarmasını isteyebiliriz.

Ayrıca kendimize yeni bir alışkanlık edinelim. Her birimiz bu ders sonunda bir karar alabilir; “biri bana bir başkası hakkında bir şey söylediğinde, “bu konuda konuşmak istemiyorum” diyeceğim” ya da “dedikodu yapmak istediğimde, yaptığımın farkına vardığımda susmayı bileceğim” gibi.

Bu karara uyup uyamadığımızı, hangi noktalarda zorlandığımızı gelecek derste konuşmayı unutmayalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18