DEDİKODU YAPMAM (3)

dummy1

DEDİKODU YAPMAM (3)

SIR SAKLAYABİLİRİM

dummy1

AÇMA SIRRINI DOSTUNA O DA GİDER SÖYLER DOSTUNA

Bu atasözünün uyarısı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Toplumda neden öyle düşünülüyor?

Kilisede öyle olmalı mı?

TDK sözlüğüne göre sır, “Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey, giz” olarak tanımlanmakta.Sır saklamak ise, bir sırrı açığa vurmamak, başkasına söylememek diye açıklanmaktadır.

Kutsal Kitap’ta ayet şöyle diyor:

“Dedikoducu sır saklayamaz, Oysa güvenilir insan sırdaş olur.” (Özd.11:13)

Bu tanımları aklımızda tutarak dersimize devam edelim.

Aşağıdaki masalı yüksek sesle okuyalım; bitiminde soruları birlikte cevaplandıralım.


MİDAS’IN KULAKLARI

Masalımız Midas hakkında bir kral hakkında. Midas, güçlü, heybetli, zengin bir kralmış. Halk ona saygı duyar hem de bir yandan korkarlarmış.

Keçi ayaklı tanrı olan Marsiyas bir flüt bulmuş. Flüt sihirliymiş. Çok güzel şarkılar çalarmış. Marsiyas flütü çaldıkça kendini çok büyük sanmış. Apollon ise gitarıyla güzel şarkılar çalarmış. Bir gün bir yarışma düzenlenmiş. En güzel kim şarkı çalarsa o kazanacakmış. Kimin kazandığı önemli değil. Ama Apollon kendisini desteklemeyenleri tek tek cezalandırmış.

Bizim görkemli, zengin, heybetli Midas da Marsiyas’ı desteklemiş. Tabii ki ceza Midas’ı da bulmuş. Apollon Midas’ın kulaklarını tam bir eşek kulağı haline getirmiş

Yakışıklı gururlu Midas birden bire eşek kulaklarıyla baş başa kalmış. Ne evden çıkabilmiş ne kimseyle görüşebilmiş. Başına kulaklarını kapatacak bir şapka takmak zorunda kalmış.

Ne karısı, ne çocukları ne halktan biri Midas’ın kulaklarının eşek kulaklı olduğunu biliyormuş. Bu sırrı ölünceye kadar saklamak niyetindeymiş Midas.

Ancak gel zaman git zaman Midas bir sorunla yüz yüze gelmeye başlamış. Saçları uzuyormuş. Saçlarını kestirmek istiyor ama bir türlü nasıl yapacağını bilmiyormuş.

Sonunda ülkenin en iyi berberi ama en güvenilir adamını huzuruna istemiş. Aramışlar taramışlar bir berberin tam bu tarife uyduğunu görünce adamı Midas’ın huzuruna çıkarmışlar.

Midas: “Demek çok iyi bir berbersin?”

Berber: “Öyle derler efendim.”

Midas ayağa kalkıp herkesin dışarı çıkmasını buyurmuş. Sonunda yalnız kalmışlar.

Midas adamın yanına gelip: “Güvenilir misin bakalım?”

Adam bu soruya şaşırsa da, “Onu da öyle bilirler efendim” demiş.

Midas: “Sana bir sır verildiğinde saklayabilir misin?”

Berber, “Ölene dek efendim” diye yanıtlamış.

Midas sonunda adama güvenmiş. Koltuğuna oturup adamın kendisini traş etmesi için hazırlanmış.

Midas: “Peki berber efendi. Şimdi şapkamı çıkaracağım. Göreceğin şeyi bugüne kadar kimse görmedi. Bu ikimizin arasında sır olarak kalacak. Eğer kimseye söylersen, birinden duyarsam ölümlerden ölüm beğen. Anlaşıldı mı?”

Berber biraz da korkuyla, “Anlaşıldı efendim” demiş.

Midas şapkasını çıkarınca eşek kulakları ortaya çıkmış. Berber çok şaşırıp komiğine gitse de hiç renk vermemiş. Midas’ın saçlarını kesmiş, traş etmiş. İşini bitirip geri çekilmiş.

Midas yine şapkasını takmış. Berbere dönüp:

“Anlaşmamızı unutma berber. Bu sır ikimizin arasında kalacak!”

Berber saygıyla eğilip, “Elbette efendimiz” diyerek Midas’ın huzurundan ayrılmış.

Böyle bir sırrı saklamak hiç kolay değilmiş. O kocaman komik kulakları aklından çıkaramıyormuş berber. Birkaç kez karısına söylemeye niyetlenmiş. Her seferinde karısının bunu etrafa yayacağını düşünüp kellesinin gitme korkusuna vazgeçmiş.

Bu sırrı söyleme isteğiyle o kadar dolmuş ki sonunda bir dere kıyısına gitmiş. Zavallı berber kimse var mı yok mu diye etrafına bakmış. Kimsenin olmadığından emin olduktan sonra dereye eğilmiş yine de fısıldayarak, “Midas’ın kulakları eşek kulakları, Midas’ın kulakları eşek kulakları! Midas’ın kulakları eşek kulakları” demiş.

Rahatlamış. Sonunda söyleyebilmiş. Kimsenin de bilmesine imkan yokmuş. Ama masal bu ya, dere şırıl şırıl akıp bir buğday tarlasından geçmiş. Küçük dere biraz ileride başka bir dereyle birleşip çağlamış. Doğa yapacağını yapmış, bir rüzgar çıkmış.

Masal bu ya, dere birden çağlamış, buğday tarlasındaki başaklar bir o yana bir bu yana savrulurken ikisi de Midas’ın şehrinin halkının duyacağı kadar yüksek sesle şöyle demeye başlamışlar: “Midas’ın kulakları eşek kulakları! Midas’ın kulakları eşek kulakları! Midas’ın kulakları eşek kulakları!”

Masalı düşünerek şu soruları birlikte cevaplandıralım:

Sır saklamanın zorluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Neden insanların sırrını açığa vurma eğilimindeyiz?


SIR DEĞİL DUA KONUSU!

Sır saklamak büyük bir erdem olarak görülmektedir. Hepimizin sırdaşları vardır. Eğer sırdaşımız sırlarımızı açığa vurursa ona bir daha sırlarımızı vermeye çekiniriz. “Dedikoducu sır saklayamaz, Bu nedenle ağzı gevşek olanla arkadaşlık etme” diye Süleyman bizi uyarır Özdeyişler 20. bölüm 19. ayette.

Birisinin verdiği sır, size emanet edilmiş bir sözdür. O kişinin özel, önemli, kutsal bilgisini almış ve korumak üzere görevlendirilmişsinizdir. Bu sırrı açığa vurmak, başkalarıyla paylaşmak, emanet verilene ihanet etmektir.

“Davanı doğrudan komşunla gör; Başkasının sırrını açıklama. Yoksa işiten seni utandırabilir Ve bu kötü ün yakanı bırakmaz” diyor Süleyman, Özdeyişler 25. bölüm 9 ve 10. ayetlerde. Sırrı başkalarına vermenin kendisine utanç vereceğini öğreniyoruz bu ayetlerden. Karaktersiz, şeref yoksunu olarak tanınma tehlikesindedir böyle kişiler. Sır saklamanın saygın bir imanlı tutumu olduğunu bilmek önemlidir.

Sırdaşlık ciddi bir tutumdur. Ancak önemli olma isteğimiz, herkese bizim insanların her şeylerini bildiğimizi göstermeye olan ihtiyacımız, sırları başkasıyla paylaşmaya bizi itmektedir. İnsanların gözünde değerli olmak, Tanrı’nın gözünde değerli olmaktan önde geliyor belki de.

Kiliselerdeki en büyük sorunlardan biri belki de “dua konusu” vermektir. Sırların bu şekilde ruhsal bir tutumla açığa çıkarılması, kişilerin güvenlerini daha kötü bir şekilde sarsabiliyor. Bu durum kötü bir tecrübeden geçen kişinin güvensizlik yüzünden başkalarından yardım alamamasına, kardeşin durumunun içinden çıkılmaz bir hal almasına, hatta daha birçok kötü sonuca neden olabilir.

Arkadaşlıkta güven, bir ilişkinin temelini oluşturur. Eğer artık karşıdakine güvenemiyorsak davranışlarımız, konuşmalarımız eski samimiyetindeki gibi olmaz. Bu sırrın açığa çıkması, sadece sırrını verdiğiniz insanı değil, sizin de utancınız olmaktadır.


SIRDAŞ OLABİLİR MİYİZ?

Aşağıdaki örnekleri okurken bunların genel, sık rastlanan ve yaşadığımız olaylar olup olmadığını içimizde sınayalım. Bunları, sır saklamanın ruhsal olgunluk açısından ne gibi bir etkisi olduğunu düşünerek okuyup sonlarındaki soruları birlikte cevaplayalım.

Şu konuşmaları yüksek sesle okuyalım:

dummy2 Sevgi: Sibel, sana iyi ki bir sır verdim, özellikle belirtmeme rağmen gidip hemen Esra’ya yetiştirmişsin.

Sibel: Ay ne dedikoducu insan bu Esra. Sana söylememesini tembihlemiştim.

Sevgi: Neyse bunu ona söylediğini Esra’ya söylemeyeceğime dair söz vermiştim. Aramızda kalsın tamam mı?

Bu diyalogu okuduğunuzda ne düşündünüz?


dummy2 - Alo!

- Merhaba Ayşe, ben Keriman.

- Merhaba Keriman nasılsın?

Uzun bir konuşma sonunda:

- Senem’in iyi olduğuna sevindim. Merak ediyordum uzun zamandır.

- Özellikle onun için dua et olur mu?

- Ne için?

- Pek kimse bilmiyor, erkek arkadaşı ile ayrılmışlar. Dua edebilirsin bu konuda.

Bu diyalogda, dua konusu verirken neden bu bilgiyi verme gereği duydu?

dummy2 - Merhaba Ahmet

- Merhaba Selim Ağabey?

- Ya, sana bir şey soracağım. Bu Mehmet’in sorunları varmış. Kiliseden ayrılacakmış. Sen iyi anlaşırsın onunla. Anlatmıştır sana. Neden söyler misin?

Burada Ahmet’in vereceği cevap sizce ne olmalıdır?


SIR SAKLAMAK RUHSAL BİR ERDEMDİR

Aşağıda Süleyman’ın Özdeyişleri’nden dört ayet okuyacağız. İlk ikisi aynı konu hakkındadır.

“Dedikoducu sır saklayamaz, Oysa güvenilir insan sırdaş olur.” (Özd.11:13)

Dedikoducu sır saklayamaz, Bu nedenle ağzı gevşek olanla arkadaşlık etme.” (Özd.20:19)

Sır saklayan kişinin ve sır saklayamayanın özellikleri hakkında ne öğreniyoruz bu ayetlerde?

“Davanı doğrudan komşunla gör; Başkasının sırrını açıklama. Yoksa işiten seni utandırabilir Ve bu kötü ün yakanı bırakmaz.”(Özd.25:9-10)

Sır saklayamayan kişi hakkında bir uyarı daha olduğunu görüyoruz. Bu “kötü ün”, sır saklayamayan kişinin başkalarının gözündeki değeriyle ilgilidir. Günümüzde böyle insanlar için nasıl ifadeler söylendiğini ve tavırlar alındığını aramızda konuşalım. Böyle bir duruma düşme ihtimali varken neden sır saklamakta zorlanırız?

dummy1

UYGULAMA

Geçen oturumlarımızda aldığımız kararları uyguladığımızda neler yaşadık? Birlikte tanıklıklarımızı paylaşalım.

Bu hafta okuduğumuz örnek durumlar bizim başımıza geldiğinde nasıl davranacağımız konusunda düşünelim. Aldığımız kararları uygulamaya devam edelim.

Hayatımızda dedikoduya açık alanlarda bu kararları uygulamaya çalışalım.

Bu hafta bir kişi size dua konusu verdiğinde o kişi için sık sık dua edin. Başkasıyla paylaşmayın.

Efesliler 4:29 ayetini ezberleyelim.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18