BENİ DİNLER MİSİN (2)
SENİ SEVE SEVE DİNLERİM
YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİDERSİN
"Aman canım o da bir şey mi, sen bir de bunu dinle!”
"Dur ben sana daha kötüsünü anlatayım.”
"Aman canım boşver, olur böyle şeyler, takma kafana.”
"Hadi ya, neyse şimdi zamanım yok, dinle bak sana Hakan’ın söylediklerini anlatayım.”
Ne yazık ki bunları hepimiz duyarız ve söyleriz, değil mi?
Birine bir şey anlatırken buna benzer cümlelerle lafınızın kesilmesi size nasıl hissettirir?
Lafınızı bu şekilde kesen birinin yürek tutumu sizce nedir?
KENDİMİZİ BİR KENARA KOYMAK
Aşağıdaki yazı bir doktorun tecrübelerinden alıntıdır. Yazıyı yüksek sesle okuyalım, sonra da soruları birlikte cevaplayalım.
Bir başkasıyla ilişki kurmanın en güçlü yolu sadece dinlemektir. Sadece dinlemek. Birbirimize verdiğimiz belki de en önemli şey dikkatimizdir; özellikle de bunu yürekten yapıyorsak. İnsanlar konuştuklarında, onları kabul etmekten başka bir şey yapmamız gerekmez. Onları kabul edin. Söylediklerini dinleyin. Umursayın. Çoğu zaman umursamak anlamaktan bile önemlidir. Biri acı içindeyken, tam bir samimiyetle sadece ‘üzgünüm’ demenin gücüne inanmam uzun zamanımı aldı.
Hastalarımdan biri, başına gelenleri başkalarına anlattığında kişilerin hemen kendi başlarına gelen benzeri bir olayı aktarmaya başladığını anlattı. Kendi acısı onların öykülerine dönüşüyordu. Eninde sonunda insanlarla konuşmayı bıraktı, çünkü konuşmak sadece yalnızlığını arttırıyordu. Birinin lafını, onu anladığımızı söylemek için bile kestiğimizde, dikkati kendimize çekmiş oluruz. Dinlediğimizde ise umursadığımızı bilirler.
Ağlayan birini de sadece dinlemeyi öğrendim. Öncesinde hemen bir mendil aranırdım, sonra fark ettim ki kişiye mendil uzatmak bile aslında onları içlerine kapatan, onları hissettikleri hüzünden koparan bir şeydi. Artık sadece dinliyorum. Ağlamaları gerektiği kadar ağladıktan sonra, hala onlarla birlikte oturduğumu görüyorlar. Sevgi dolu bir sessizlik, en iyi niyetle söylenmiş sözlerden çok daha fazla şifa ve ilişki gücü içerir.
1. “Çoğu zaman umursamak anlamaktan bile önemlidir” sözü sizce ne derece doğrudur? Umursamak ve anlamak arasındaki fark hakkında konuşalım.
2. Anlamaya ve bir çözüm üretmeye çalışmaktan ziyade, sadece umursayarak dinlemek neden zordur?
3. Birini dinlerken bizi etkileyen yürek tutumları nedir?
YÜREKTEN DİNLEMEK
İnsanları etkili ve samimi bir şekilde dinlemek zaman gerektirir, sabır gerektirir ve en önemlisi sevgi gerektirir. Etkili bir şekilde dinlemek, sadece bir sorunun köküne inmek ve hızlı bir çözüme ulaşmak için bir teknik olmamalıdır bizim için. Etkili bir şekilde dinleme, karşımızdakini gerçekten önemsediğimizin bir göstergesi olmalıdır. Sizce Tanrı etkili bir dinleyici midir? Peki Tanrı sorununun kökenini veya çözümü bilmediği için mi bizi dinler? Elbette ki hayır. Tanrı bizi sevdiği, bizi önemsediği ve bizimle ilişki kurmayı sevdiği için dinler. ‘Mesih İsa’da olan düşünce’ bizde de olmalı.
Pavlus Korint’teki kiliseye yazdığı mektupta armağanlardan ve bunların öneminden bahseder, ardından da çok önemli bir ekleme yapar: “Eğer insanların ve meleklerin dilleriyle konuşsam, ama sevgim olmasa, ses çıkaran bir bakır ya da çınlayan bir zilden farkım olmaz. Eğer peygamberlikte bulunabilsem, bütün sırları bilsem ve her türlü bilgiye sahip olsam, eğer dağları yerinden oynatacak kadar büyük bir imanım olsa, ama sevgim olmasa, bir hiçim” (1Ko.13:1-2). İnsanları etkili bir şekilde dinlemek konusunda uzman olsam ve onlara en iyi teselliyi ve öğüdü verebilsem ama sevgim olmasa, bir hiçim...
Bir kardeşimizi, eşimizi veya arkadaşımızı sevdiğimiz için onları yürekten ve etkili bir şekilde dinleriz. Tanrı bunu bize böyle öğretiyor. Etkili dinleme yürekte gerçekleşen bir tutumdur ve bizim amacımız o kişiye kendini dinlenmiş ve önemsenmiş hissettirmekten ziyade sadece bir ‘meseleyi halletmekse’, Tanrı’nın arzuladığı ve örneklediği bir dinleme sergilemiş olmayız.
RAB DİNLER
Gözünüzü kapatın.
İsa Mesih’le konuştuğunuzu düşünün, belki gününüzün nasıl geçtiğini anlatıyorsunuz, belki birisinin kalbinizi nasıl kırdığını anlatıyorsunuz, belki de bir hayal kırıklığınızı anlatıyorsunuz. O’nunla konuşurken İsa’nın karşınızda oturduğunu hayal edin.
Sizi nasıl dinliyor? Elleri ne pozisyonda? Gözleri nasıl bakıyor? Ne yapıyor?
Kabiliyetiniz varsa, hayalinizdekini resmedin veya kendiniz gösterin ve İsa’nın sizi nasıl dinlediğini düşündüğünüzle ilgili birbirinizle paylaşın.
BİZİ GÖREN TANRI
- Tanrı’nın Hacer’i ‘işitmesi’ ne demek?
- Hacer, Tanrı’nın onu işitmesini Tanrı’nın onu ‘görmesiyle’ bir tutuyor, bunu etkili dinleme ışığında nasıl değerlendirirsiniz? Tanrı’nın Hacer’i görmesi ne anlama geliyordu?
- Tanrı’nın İsmail ve geleceği hakkında söyledikleri pek parlak olmamasına rağmen Hacer ve İsmail’le ilgilenmesi bize Tanrı hakkında ne öğretiyor?
UYGULAMA
Etkili dinleme bir yürek tutumudur dedik, o halde bu hafta boyunca ilk olarak yüreğimizi bu konuda sınaması için Rab’be teslim edelim ve başkalarını etkili bir şekilde dinlememize engel olan ne varsa Rab’bin bize göstermesi için dua edelim.
Efesliler 5:1-2 ayetini aklımızda tutalım: “Bunun için, sevgili çocukları olarak Tanrı’yı örnek alın. Mesih bizi nasıl sevdiyse ve kendisini bizim için güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Tanrı’ya sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün”. İyi bir dinleyici olan Tanrı O’nu örnek almamızı bekliyor.
Sadece dua etmekle kalmayalım, örneğin sıkça görüştüğümüz biriyle bir araya geldiğimiz günlerde onu yürekten ve etkili bir şekilde dinlemek için çaba gösterelim. İleriki haftalarda deneyimlerimizi grupla paylaşalım.
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.