EVLİLİĞİMİZ RAB’BE İZZET VERSİN (3)

dummy1

EVLİLİĞİMİZ RAB’BE İZZET VERSİN (3)

KOCANIN SEVGİSİ

dummy1

DÖVER DE SEVER DE

“Kocandır, döver de sever de” denildiğini duymuşsunuzdur.

Bu söz sizce karı koca ilişkisi hakkında neler anlatıyor?

Toplumumuzun beklentilerine göre, “iyi bir koca” nasıl olmalıdır?

Peki, Kutsal Kitap’ın kocalardan beklentisi nedir? Kocalara hitaben İncil şöyle diyor:

“Kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin.” (Ef.5:25)

ve “Ey kocalar, karılarınızı sevin. Onlara sert davranmayın.” (Kol.3:19)

Yukarıdaki ayetlere göre, “iyi bir koca” hakkında neler söyleyebiliriz?


EVLİLİK SEVGİ İSTER

Aşağıdaki yazıyı birlikte okuyalım...

Yaşlı adam odaya girdiğinde odanın fazlaca aydınlık olduğunu gördü.
Başını kaldırmadan göz ucuyla yatakta hasta yatan kadına baktı.
Başını kaldırsa ya utanacaktı ya da ağlayacaktı. Düşünmeden bir adım attı. Hasta kadın onu fark etmemişti. Adam kadının gerçekten çok hasta olduğunu düşündü.
Üzüldü; ağlamamak için kendini zor tuttu.
Kadının başucuna oturdu, kadına uzun uzun baktı… Evli oldukları 26 yıl boyunca ona hiç bu kadar dikkatli bakmadığını fark etti.
Evlilikleri ne çabuk geçmişti; boşandıkları zaman çıkan onca tantana kavga dövüşü, karısına ettiği eziyetleri hatırlıyordu. Hatırladıkça başını daha öne eğdi.
Yaşlı kadın bir anda derinden ve sarsılırcasına öksürdü, sonra yanında oturan adamı fark edip irkildi.
Adam, “Korkma benim, eski kocan” dedi. Kadının yüzündeki şaşkınlık ifadesi, nefret ifadesine dönüştü.
“Hayırdır, ölmeden son bir tokat atayım dedin de mi geldin?” dedi kadın. Zar zor nefes aldığı ve bu cümleleri de acı içinde söylediği yüzünden anlaşılıyordu.
Adamın göz çukurları derinleşti. Parmakları diğer parmaklarını temizliyordu. Sözde bir meşguliyet vardı ellerinde ama gözleri kendini ele veriyordu.
Kadın durmadan devam etti.
“26 yıl! Bana cehennemi yaşattığın 26 yıl!
Her gün saat beşi vurduğunda işten eve dönerdin, halimi bile sormadan kanepeye yığılırdın, ağzından sadece iki kelime dökülürdü: ‘Yemek hazır mı?’
Sana 26 yıl boyunca yemek hazırladım, çocuklarımı doyurdum, bana bir kere bile minnet duymadın!
Her söylediğini yaptım; eve gelince rahat et diye ayaklarını yıkardım, su soğuk diye beni döverdin. Hatırladın mı? Hatırladın tabii...
Sana çocuklar verdim; biri doktor çıktı biri mühendis. Kaçtılar; onları kaçırdın, yıldırdın, dinmek bilemeyen, memnun olmayan öfkenle çocuklarımı benden kaçırdın.
Kadın hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Adam bir şeyler söylemek istediyse de ölüm döşeğindeki karısına söyleyecek neyi olabilirdi… O haklıydı ve adam bunun farkındaydı.
Kadın sanki son sözleriymişçesine hızla duraksamadan konuşuyordu.
“Beni koruman gerekiyordu, sen benim kocamdın!”
Kadın bunu söylerken sesi daha da inceldi, sözler ağzından bir çığlık gibi yükseldi.
“Ama annen ne zaman benim hakkımda konuşsa, gelip bana patlıyordun. Hiçbir zaman beni savunmadın. Annenin eliyle ezdin beni! Yalan mı ha, yalan mı!”
Adam, “Annem hakkımda böyle…” deyip lafını bitirmeden kadın devam etti.
“Sen ve annen ayrılamadınız. Annen beni bir türlü sevmedi ama ben ona köle oldum.
Senin hep iki ailen oldu ama hangisi gerçek ailen hiçbir zaman bilemedin.
Çocuklarımı babasız büyüttüm. Senin azarından öfkenden korumak için korudum yavrularımı. Onlara bir baba şefkati göstermeyi bile beceremedin!
Sen zaten sevgiden ne anlarsın! Sevdin mi söyle, beni bir kerecik, bir kerecik sevdin mi?”
Adamın sesi göğüs kafesinde boğulmuştu; kalın ama boğuk bir sesle kafasını kaldırmadan, “Evet” dedi.
Kadın hızla adamın koluna vurup bağırmaya başladı. “Yalan söyleme! Neden vurdun o halde? Neden bir kerecik sarmadın? Neden korumadın beni? Neden neden neden?…”
Kadın ölesiye yorulmuştu. Hıçkıra hıçkıra ağlıyor, ellerini adamın koluna savuruyordu.
“Boşanalı üç yıl oldu. Ayrılırken bana bıraktığın bu kanser belası beni kemirdi, yedi bitirdi.
Bak en sonunda ölümümü bekliyorlar.
Seni onun için çağırdılar değil mi? Onlara çağırmayın dedim ama çağırdılar. Lanet olsun sana! Lanet olsun! Seni görmek bile istemiyordum ama yine karşımdasın!”
Kadının hıçkırıkları tüm odayı sardı; adam ise sandalyede sus pus oturmuş hiçbir şey söylemiyordu.
Sonra kadın durdu. “Seni görmek istemiyorum” dedi. “Defol buradan!”
Odada derin bir sessizlik oldu.
Kadının nefes alıp vermesi yavaşladı. Gittikçe sakinleşiyordu.
Adam ise hala sandalyedeydi. Kadının yüzüne bakmadan kadının ellerine doğru eğildi, yağlı kıpkırmızı olmuş alnını kadının ellerine dayadı.
“Özür dilerim” dedi.
“Ben sana iyi bir koca olamadım. Seni tanıştığım ilk günden beri sevdim ama ne yapayım ben böyleyim. Hep sana sevdiğimi göstermek istedim ama nasıl yapılır bilmiyordum ki. Bizim oralarda sevmesini öğretmiyorlar. Erkek adam öyle sevmez diyorlar ben de…”
Durdu adam; sonra kısık, sadece kadının duyabileceği bir sesle, “Özür dilerim” dedi.
“Beni affet! Böyle bitmesin her şey, beni affet!” dedi adam.
Ve son bir an cesaret edip kafasını kaldırdı, kadına baktı.
Kadının gözleri tavana dikilmişti. Dudakları aralık, yüzünde buz gibi bir ifade vardı.
Adam birden ayağa fırladı. Kadının adını haykırarak tekrar tekrar onu uyandırmaya çalışıyordu. İçeriye doluşan komşuları adamı kadından uzaklaştırmaya çalıştılar.
O anda, saatin akşam beşi, bağıran sesi odanın içinde gezindi. Adam bu sefer özür dilemek için evine gelmişti ama artık karısı orada yoktu.

Bu hikayede konu edilen karı kocanın yaşadıklarıyla ilgili olarak şu soruları birlikte yanıtlayalım:

• Bu çiftin arasındaki sorun nedir?

• Bu sorun ne gibi felaketlere yol açtı? Bu sorun nasıl çözülebilirdi?

• İmanlı bir çift, bu tür sorunların önüne nasıl geçebilir?


SEVMEYE ÇAĞRILDIK

Evlilikte imanlı eşler, Rab’bin kendilerine gösterdiği yoldan ilerlemezler ise evliliklerinde birçok zorluk çekeceklerdir. Kutsal Kitap, erkekleri, eşlerini fedakârlığın ürünü olan bir sevgiyle sevmeye ve onlara önder olmaya çağırır.

“Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin.” (Ef.5:25)

“Bunun gibi, ey kocalar, siz de daha zayıf varlıklar olan karılarınızla anlayış içinde yaşayın. Tanrı′nın lütfettiği yaşamın ortak mirasçıları oldukları için onlara saygı gösterin. Öyle ki, dualarınıza bir engel çıkmasın.”(1Pe.3:7)

Tanrı’nın kocalardan beklediği sevginin ölçütü, Mesih’in tüm acı ve sıkıntıları yüklenme pahasına başkalarının yararına olacak eylemi yerine getirmesidir. Buradaki sevgi, canından, yani kendi bencil önceliklerinden vazgeçebilmeye, feda edebilmeye razı olmaktır.

“Erkek değil mi, döver de sever de” denildiğini duymuşsunuzdur. Kutsal Kitap erkekleri anlayış ve hoşgörü konusunda da uyarır. Erkek, aile önderi konumunu çoğunlukla kendisinde bir baskı kurma hakkı olarak görüp anlayış ve hoşgörüyü ihmal eder. Böylelikle asıl görevi olan “kendini feda eden yönde bir sevgi” göstermemiş olur. Kutsal Kitap’tan biliyoruz ki, sevgi, kendi iyiliğinden önce, başkalarının iyiliğine öncelik vermektir.

Koca olarak eşimizden güçlü olduğumuzu ve sorunlarımızı çözmede bu gücün bize yarar sağlayacağını düşünmek, evlilikteki sevgiyi ve güveni öldürür. ‘Aile önderi’ olup evde sevgiyle yol göstermek, korumak ve kayırmak, imanlıya yakışan tercihtir.

Kutsal Kitap sevginin nasıl olduğunu bize anlatır: “Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.” (1Ko.13:4-7)

Öyleyse bizler de koca olarak, Mesih’in kendini feda ederken başkalarına verdiği değeri örnek alarak, eşimize değerini eylemlerimizle göstermeliyiz. Bu şekilde hem Rab’bi hoşnut etmiş olacağız hem de başkalarının önünde Mesih’in sevgisini evliliğimizde yansıtarak doğru bir tanıklık vermiş olacağız.


SEVEN KOCA NASIL DAVRANIR?

Sevgi, evliliğimizdeki birçok durumda kalıcı çözümler getirir. Sabretmemiz, şefkat göstermemiz, nazik olmamız, katlanmamız ve kayırmamız gereken durumlarda sevgi ile ilgili nasıl çözümler üreteceğimizi aşağıdaki örnekleri okurken düşünelim.

Her örneği okuduktan sonra, örnekle ilgili olarak şu soruları yanıtlayalım:

Bu davranışın sebebi ne olabilir? Kutsal Kitap’ın sevgi anlayışına hangi açıdan uygundur veya aykırıdır? Neden?

Sevgiyle, örnekteki sorun için nasıl bir çözüm üretebiliriz?

dummy2 • Süleyman ile Merve yeni evlenmişlerdir. Süleyman akrabalarının kendilerini ziyaret ettikleri bir akşam, yemek yapmasını bilmediğini söyleyen akrabalarına karşı Merve’yi savunmuştur.

dummy2 • Cengiz ile Hüsniye yeni evlenmişlerdir. Cengiz yeni işinden dolayı Hüsniye’ye zaman ayıramamaktadır. Cengiz hafta sonu da çalışmasını isteyen patronuna eşiyle zaman geçirmesi gerektiğini söyler.

dummy2 • Can işten yorgun gelmektedir. Televizyon başında uyuyuncaya kadar eşiyle tek kelime konuşmaz.

dummy2 • Mehmet, annesinin karısını şikâyet etmesi üzerine karısını döver. Eşine, annesine ve kendisine saygı göstermezse bu evde yeri olmadığını haykırır.
• Adem karısının çok para harcadığını söyleyerek ona şiddet uygulamaktadır.
• Selim en küçük anlaşmazlıklarında bile bağırarak karısına baskın çıkmakta ve haksız olduğunu düşündüğü durumlarda karısını dövmektedir.

dummy2 • Anıl karısından sürekli ‘bu’ diye söz eden, sofrada karısına ‘eline sağlık’ demeyen biridir. Bu durum karısını üzer.
• Kadir’in eşi, sürekli hasta olmasından dolayı ev işlerini, çocuk bakımını yapamamaktadır. Karısından boşanarak yeniden evlenmek niyetindedir.
• Deniz kocasının Kutsal Kitap okumamasından ve dua etmemesinden, kendisiyle birlikte de dua etmemesinden dertlidir.


YUSUF’UN SEVGİ ÖRNEĞİ

Mat.1:18-25 ve 2:13-23’teki ayetleri okuyarak aşağıdaki soruları yanıtlayalım...

  • Yusuf, eşini sevmek adına kendini nasıl feda etti? Neden böyle davrandı?
  • Yusuf Meryem’i nasıl kayırdı ve Meryem’in Tanrı’nın isteğini yerine getirmesine nasıl yardım etti?
  • Bu olayların sonucunda ayrılma noktasına gelen çift nasıl birbirine bağlanmış ve bereketlenmiştir?
dummy1

UYGULAMA

  • Sevgi, Tanrı’dan aldığımız, evliliğimizi, Mesih’te düzenli ve bereketli bir şekilde yaşamamızı sağlayan armağandır. Bu armağan doğru kullanıldığında bereket ve mutluluk getirir.
  • Bu hafta içinde, koca olarak sevgimizi gösterirken 1. Korintliler 13. bölümdeki sevgiyle ilgili neleri yerine getirdiğimize veya getirmekte zorlandığımıza dikkat edelim.
  • Koca olarak, ‘fedakârca sevme’ açısından ne gibi zorluklar yaşıyoruz? Mesih imanlısı olarak sorunlarımızı sevgi ile nasıl çözebiliriz? Düşünelim.
 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18