EVLİLİĞİMİZ RAB’BE İZZET VERSİN (4)

dummy1

EVLİLİĞİMİZ RAB’BE İZZET VERSİN (4)

KADININ SAYGISI

dummy1

BİRAZ SAYGI LÜTFEN!

Saygı önemli bir konudur. Toplumumuzda saygı genelde otoriteye ve hak edilene gösterilir. Yukarıdaki görsele baktığımızda komik olduğunu düşünüyoruz.

Bu görsele baktığınızda sizi rahatsız eden bir şey var mı? Varsa açıklar mısınız?

Rab’be izzet veren bir evliliğin bir boyutu, kadının kendi kocasına bağımlı olarak ona saygı göstermesidir. Nitekim Kutsal Kitap,“Kadın da kocasına saygı göstersin” ve “Ey kadınlar, Rab′be ait olanlara yaraşır biçimde kocalarınıza bağımlı olun” diyor (Ef.5:33; Kol.3:18).

Evlilikte kadın kocasına nasıl saygı gösterebilir? Hangi somut örnekleri verebilirsiniz?


SAYGI NEDİR? KİME, NEDEN GÖSTERİLİR?

Kutsal Kitap’a göre, kadınlar kendi kocalarına saygı göstermelidir. Saygı çok önemlidir, ama bu önemli kavramdan ne anlıyoruz? Saygı nedir? Kime ve hangi sebeplerden dolayı gösterilmelidir? Bu konularda insanların çok çeşitli yorumları var.

Aşağıdaki alıntıları birlikte okuduktan sonra şu soruları yanıtlayalım...

Bu yorumlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizce bu düşünceler Kutsal Kitap’ın saygı gösterme anlayışına ne kadar yakın veya uzaktır?

Saygı, noktalı virgülde noktanın virgüle tahammülü, virgülün de noktayı başında taşımasıdır.

Saygı, zayıf iktidarların otoritelerini korumak için üretilmiş suni bir kavramdır. Örneğin, babanızdan korkarsınız ya da ona muhtaçsınızdır. Bu sebepten gönülsüz de olsa ona itaat etmek zorunda bırakılırsınız. Ama büyürsünüz ve itaatinizi gerektirecek durumlar ortadan kalkar. Bu sefer itaate devam etmeniz için saygı kavramını önünüze sunarlar…

Saygı yerine sevgi kavramını oturtmak lazım, toplumsal ve saygıyı gerektiren ilişkilerde. Sevgi gönüllük esasını getirir, saygı ise isteksiz bir mecburiyet. Kimlere saygı göstermeliyiz sorusunun cevabı da burdan anlaşılır. Yani, sevdiklerimize saygı göstermeliyiz. Zaten sevmediklerimiz neden bizden saygı hak etsinler ki?

Bence saygı, başkalarınca bize davranılmasını istediğimiz şekilde başkalarına davranmaktır ve bence ayırt etmeksizin herkes saygı duyulmaya layık ve değerdir. Yani yaşa ve duruma göre saygının şekli değişebilir, ancak insan ilişkilerinde saygı şarttır ki diğer canlılardan bir farkımız olsun diye düşünüyorum.

Saygı o denli elzem bir olgudur ki, sınırlarını iyi belirlemek gerekir. Bence saygı hak edene gösterilir. Ben büyüklere saygı gösterilmesinde koşulsuz bu yargıya inanmıyorum. Öyle insanlar var ki yaşına konumuna bakmadan fütursuzca hareket ediyor, ben o kişiye saygı gösterirsem kendi özbenliğime olan saygımı yitiririm…

Asla anlayamadığım şey şu, neden herkese saygı duyulmalıdır? Elbette kastettiğim şey, ilk gördüğün bir insana kırk yıllık ahbap gibi şakalar yapılması falan değil, ama anlamadığım şey şu:

yaşça sizden büyük biri size hakaret edince susmak niye? Ben asla bu konuda bir mezar taşı kadar sessiz olamıyorum, yaş-zaman-kavram mekanları gözümde birden silikleşiyor. Bunun örneğini birçok kez yaşadım, büyük(!) insanlar bazen bunu o kadar kullanıyorlar ki, sen hastalıktan bitap düşsen oturduğun koltuğa gözlerini dikip senin kalkmanı toplum nezdinin gücünü kullanarak dikte ediyorlar. İşte ben bu bencilliğe karşıyım. Kayıtsız şartsız zaman bakımından kendince avantajlı görülen insanların bunu sömürmelerinden muzdaribim. Bir kişi bana nahoş bir söz söylese, aman büyüktür susayım diyemiyorum, büyükler doğruyu yanlışı ayırt etme, eleme yetisine ve tecrübesine sahiplerse bu tutumun açıklaması ne olabilir? Bencillik değil midir? Biliyorum ben de bir gün yaşlanacağım, her ölümlünün geçtiği geçitten geçeceğim, ama bu benim huysuzlaşmam gerektiğini öğütlemiyor. Kendime olan saygım bu dünyadaki milyarlarca insandan daha önemlidir, çünkü ben evime girip kapımı kapatınca kendimle başbaşa kalacağım. Kendimden utanacağım bir benliğim olsun istemiyorum. Bu yüzden diyorum ki, saygı sadece ama sadece hak edene gösterilir.

Ben “saygı nedir” sorusunu 20’li yaşlarımda anlamaya çalışıyordum. Çünkü diğer duyguların hepsini (sevmek, güvenmek, takdir etmek vb) içimden duyuyordum, tanımlayabiliyordum ama “saygı” deyince bir belirsizlik vardı. Bu belirsizlik sanırım, bizim toplumumuzda, saygının bir tabu oluşundan ileri geliyordu...Yani örneğin, açık açık hasetlik yapan bir büyüğüme saygı duyuyor olmam gerekiyordu ama duymuyordum. Ona nasıl davranmam gerektiğini kestiremiyordum. Daha sonra “saygı” kelimesinden yola çıkarak kavradım konuyu. Saymak fiilinden geliyordu. Yani tıpkı rakamlarda olduğu gibi. Bir, iki, üç derken dördü atlayıp beşten devam edersem, dördü saymamış oluyordum, yani dördü görmezlikten geliyordum, dördün varlığını kabul etmemiş oluyordum. O yüzden şu kanıya vardım ki, “saygı” varlığını kabul etmek demektir. Bir şeyin ya da kişinin varlığını kabul ettiğinizde yani onu saydığınızda, ona yok muamelesi yapamazsınız. Önemsersiniz. Gerçek hayatınıza, onu tüm gerçekliğiyle alırsınız. O yüzden örneğin, sigara içen bir gencin, büyüklerinden bunu gizlemesi ya da büyükleri durumun, farkındayken yanlarında içmiyor olması bana saygı olarak görünmüyor. Çünkü her iki tarafta gerçeği var saymıyor. Birbirlerinin gerçeğini var saymıyor. Bu durumda her iki tarafta birbirlerinin hayatında gerçekten olamayacak. Tam bir mış gibilik. Bu durumlar bence toplumumuzun saygı tabusundan ileri geliyor…Bana göre “gerçek” insanın dostudur. Acı olsa bile ve sadece “gerçek” hakkınca yaşandıkça, saygı gerçek bir saygıdır.

Yukarıdaki alıntılar, www.hasat.org; www.msxlabs.org ve www.turkhukuksitesi.com web sitelerinden derlenerek uyarlanmıştır.

KOCALARIMIZA SAYGI GÖSTERMEK RAB’Bİ HOŞNUT EDER

Saygı, “bir şeye veya bir kimseye değer vermekten ileri gelen ölçülü davranma duygusu” olarak tanımlanabilir.

Toplumda yaygın düşünceye göre, insanlar üstün davranışlarıyla saygı hak ederler. Bir kişinin davranışlarını yeteri kadar iyi (saygın) bulmazsak, onlara saygı duymakta zorlanabiliriz.

Ama Kutsal Kitap’a göre, birisine saygı duymak ve göstermek öncelikle o kişiye davranışlarıyla hak ettiği karşılığı vermek anlamına gelmez.

Eski Antlaşma’da Tanrı, “Herkes annesine babasına saygı göstersin” diye buyurur (Lev.19:3). Ayrıca,“Ak saçlı insanların önünde ayağa kalkacak, yaşlılara saygı göstereceksin. Tanrın′dan korkacaksın. RAB benim” der (Lev.19:32). Eğri oturalım doğru konuşalım, herkesin annesi ve babası veya bütün yaşlılar üstün davranışlarıyla saygı hak etmiş değildir.

Aynı şekilde Kutsal Kitap bize, “Herkese saygı gösterin. İmanlı kardeşlerinizi sevin, Tanrı′dan korkun, krala saygı gösterin” diye buyurur (1Pe.2:17). Herkes – krallar dahil – üstün davranışlarıyla saygıyı hak etmez.

Kutsal Kitap’ın saygı gösterme öğretisinde, Tanrı’ya ve O’nun kurduğu düzene verdiğimiz değerden dolayı, Tanrı’ya yaraşır bir şekilde yaşamak için ölçülü davranmayı ilke ediniriz. Bu yüzdendir ki, “yaşlılara göstereceksin” buyruğunun gerekçesi, “çünkü hak ettiler” değil, “Tanrı’dan korkacaksın. RAB benim” şeklindedir.

Tanrı’ya duyduğumuz saygıdan dolayı, O’nun kurduğu kurumlara da saygı duyarız.

Evlilik de böyle. Tanrı, “Adem′in yalnız kalması iyi değil. Ona uygun bir yardımcı yaratacağım” demiştir (Yar.2:18). Kurduğu düzende Tanrı erkeğe yardımcı olmak üzere kadını yarattı. Burada kullanılan “yardımcı” kelimesi Eski Antlaşma’da sık sık Tanrı’nın kendisi hakkında kullanılır.

Tanrı’nın egemenliğinde yardımcı olmak ve hizmet etmek aşağılayıcı değil, bir üstünlüktür.

Tanrı, kurduğu düzende kadınlara büyük değer verdi. Biz de O’na ve O’nun kurduğu düzene önem verdiğimiz için, kendi kocalarımıza sadece görünüşte değil, içten saygı göstermeye razı olmalıyız. Bu saygıyı korkudan ya da mecbur olduğumuz için değil, kocalarımızı desteklemek ve her zaman yanlarında olmak için, Tanrı’nın isteğinin bu olduğunu bilerek saygı duymalıyız.

Tanrı, “Kadın da kocasına saygı göstersin” ve “Ey kadınlar, Rab′be ait olanlara yaraşır biçimde kocalarınıza bağımlı olun” derken, bizi köleliğe değil, kendi yeryüzündeki düzenini sergilemeye çağırıyor (Ef.5:33; Kol.3:18).


YÜREKTEN SAYGI VE ÖLÇÜLÜ DAVRANIŞLAR

Tanrı’nın istediği saygı içten kaynaklanır. Rab’be ve O’nun kurduğu düzene verdiğimiz değerden dolayı, kendi kocalarımıza saygı göstermeliyiz. Değişim “düşüncemizin yenilenmesiyle” sağlandığı için, her şeyden once düşüncelerimizi yoklamalıyız. Ayrıca, saygının ölçülü davranmayı ve konuşmayı gerektirdiğini unutmamalıyız.

Aşağıdaki örnek durumları tek tek ele alıp aramızda bunlarla ilgili konuşalım. Her durum için şu iki soruyu yanıtlayalım:

Böyle bir durumda kocamıza saygı göstermek için düşünce ve motivasyonumuzu nasıl ayarlamalıyız?

Böyle bir durumda saygılı, ölçülü olmak için fiilen nasıl davranabiliriz, nasıl konuşmalıyız?

  • Günlük meselelerde kocanın kararına uymak veya fikrini sormak gerektiğinde…
  • Çocukların önünde babaları hakkında konuşmak gerektiğinde…
  • Kocanın bazı kararlarına itaat etmek gerektiğinde…
  • Başka insanlar önünde – sözgelimi diğer kadınlar kocalarını kötülerken – kendi kocasını kötülememek gerektiğinde…
  • Kadın kocasından daha yüksek eğitim görmüşse veya ondan daha fazla para kazanıyorsa…

TANRI’YA GÜVEN, KOCANLA GİT...

Meryem ve Yusuf evliliklerinin ilk yıllarında birkaç kez uzak diyarlara gitmek zorunda kalmışlardır. Önce Meryem hamileyken kocasının memleketine yolculuk yaptı. Sonra da kocasını dinleyerek bebeğiyle birlikte yabancı bir ülke olan Mısır’a kaçtı.

Bu olayların anlatıldığı Luka 2:1–20 ve Matta 2:13-14 ayetlerini okuyalım…

• Meryem Yusuf’a bağımlı olduğu için nelere razı olmuştur?

• Sizce Meryem’in kocasına gösterdiği tutum Tanrı’ya olan imanını nasıl yansıttı?

dummy1

UYGULAMA

Bu hafta kocanız hakkında kimseye olumsuz bir şey söylemeyin, onun fikrini sorun, onun isteklerine ve kararlarına itimat edin, uyum gösterin.

Böyle yaparken de Tanrı, kurduğu düzende, kadını kocaya yardımcı olmak için yarattığını düşün. Tanrı’nın bu tasarıda size çok değer verdiğini de unutmayın. Siz de O’na değer verdiğiniz için ve Tanrı bunu istediği için kendi kocanıza hem saygı duymaya hem de saygı göstermeye özen gösterin.

Tekrar bir araya geldiğimizde bunun nasıl bir deneyim olduğunu, yaşadığınız zorlukları ve mutlulukları konuşuruz.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18