ÇOCUKLARIMIZI RAB’DE BÜYÜTELİM (1)

dummy1

ÇOCUKLARIMIZI RAB’DE BÜYÜTELİM (1)

ÇOCUĞUN DEĞERİ

dummy1

DEĞERİNİ BİLİYOR MUYUZ?

Bu dünyaya hiçbirimiz yetişkin insanlar olarak gelmedik. Her birimiz bebek olarak doğduk ve çocukluk yıllarımıza dair her birimizin hatırladığı şeyler var. Bunları çevremizde veya ailelerimizde zaman zaman duymuşuzdur:
  • Seni doğuracağıma taş doğursaydım!
  • İnşallah senin çocuğun da sana aynısını yapar!
  • Bak, komşunun çocuğu sınavdan 10 almış!
  • Sen hiçbir işe yaramazsın!

Sizce bu sözler hangi durumlarda söylenir ve altında yatan duygular nelerdir?

Çevrenizde tanık olduğunuz buna benzer hangi örnekleri verebilirsiniz?

Her ne kadar bu tutum kültürümüzde yaygın olsa da Kutsal Kitap’ta Mezmur 127:3’te “Çocuklar RAB′bin verdiği bir armağandır, Rahmin ürünü bir ödüldür” diyor.

Kutsal Kitap böyle söylerken, sizce bazı anne babalar neden bu şekilde davranıyor?


ÇOCUK YÜK MÜ?

dummy2 Aşağıdaki alıntılar, çocuğun, yetişkinlerin yaşamlarındaki değeri konusunda farklı bakış açılarını yansıtıyor. Yazıları yüksek sesle okuyalım…

Engin Günaydın: Ben özgürlüğü seçtim, baba olmak istemiyorum.

Avrupa Yakası′nın Burhan Altıntop′u Rolling Stone dergisine konuştu. Röportajdan alıntılar:

-Kariyerinizi planlar mısınız?

-Hayatımı planlamam. Bir kere yaşlandığımı düşünüyorum artık. (36 yaşında...) Çok gençken de kendimi yaşlı hissederdim. Şimdi 90 yaşında falan hissediyorum. Onun için çocuk istemem. Çünkü o bir hayat biçimi ve ben o hayat biçiminin içerisine girmek istemiyorum. ′Baba′ olmak istemiyorum! Hayatla ilgili yeniliklere açık olmak istiyorum.

-Orta yaşa gelen insanların vermesi gereken bir kararı verdiniz yani...

-Evet. Ben onu çok güzel atlattım. Arkadaş çevremle hep aynı yaşlarda olduğumuz için aşağı yukarı aynı dönemde bunalıma girdik. Bunalım şuydu: Herkesin bir arızası çıkmaya başladı. Hastalıklar çıktı, ufak tefek şeyler de olsa, bizi ürküttü. Herkes tırstı. Yani bu hayat biçimiyle artık devam edemeyiz gibi bir şey oldu. Yeni bir hayat biçimine geçmemiz lazım. Karar veriyor muyuz, vermiyor muyuz? Birkaç arkadaşım öyle gitti.

-Nereye gitti?

-Evlenip çoluk çocuğa karıştı! Daha klasik bir hayat hikayesinin içine girdiler. Ben şunu düşünüyorum: 30′la 40 arasında karar verme evresi var. Bu senin hayatının kararı. Ben bağımsızlığı seçtim. Ondan dolayı da daha şanslı görüyorum kendimi.

-Ne mutlu ediyor sizi?

-Özgür olmak!

Şimdi bu röportaja yapılan bir yorum okuyalım...

Avrupa Yakası’nın Burhan’ı Engin Günaydın, Rolling Stone dergisine (bu arada ekonomik kriz bu dergiyi de kapattırdı, iyi dergiydi, yazık oldu) konuşmuş: “Ben özgürlüğü seçtim, baba olmak istemiyorum, hayatla ilgili yeniliklere açık olmak istiyorum” demiş.

Çocuk sahibi olmakla ilgili olarak dönen klasik bir geyiktir bu. Issız adam (ya da kadın) çocuk istemez. Ona göre çocuk hayatı dolu dolu yaşamasını engelleyen bir ayak bağıdır çünkü. Ne de olsa yapacak çok önemli işleri vardır!

Ayrıca bu kirli dünya, taş devrinden bu yana çocuk yapmak için hiç de uygun değildir, öyle değil mi? (bkz, dakika 90 küsur, A.R.O.G) Bu söylemlerle anne baba olmayı sürekli erteleyen ve sonunda yalnız adam/kadın olan o kadar çok insan var ki…

Hayatlarının giderek anlamsızlaştığını ve içinin boşaldığını anlamayan bu insanlar, çevrelerindekilerin de katkılarıyla kazdıkları kuyuya düşmüş olduklarını fark ettiklerinde iş işten geçmiş oluyor ne yazık ki.

Engin Günaydın, bence özgürlük naralarını çocuksuzluk üzerinden atarak, insanları yanlış yönlendiriyor. Çünkü çocuk, sandığının aksine, insanı olgunlaştırıyor, sorumluluk sahibi yapıyor, mutlu ve kesinlikle özgür hissettiriyor. Günaydın, aynı röportajda 36 yaşında olup, 90′ında hissettiğini de söylemiş. Baba olmuş olsa, çocuğuyla çocuk olur, kendini genç hissederdi. Ayrıca onunla geçirecek daha çok yılı olduğunu düşünüp, yıllara karşı direnmeye çalışırdı. Siz bakmayın “çocuk istemiyorum” diyen ıssız insanlara. Anne, baba olmaktan korkmayın. En doğru işi yapmış olursunuz ve asla pişman olmazsınız. Çünkü çocuk, sandığının aksine, insanı olgunlaştırıyor, sorumluluk sahibi yapıyor, mutlu ve kesinlikle özgür hissettiriyor. Günaydın, aynı röportajda 36 yaşında olup, 90′ında hissettiğini de söylemiş. Baba olmuş olsa, çocuğuyla çocuk olur, kendini genç hissederdi. Ayrıca onunla geçirecek daha çok yılı olduğunu düşünüp, yıllara karşı direnmeye çalışırdı. Siz bakmayın “çocuk istemiyorum” diyen ıssız insanlara.

Anne, baba olmaktan korkmayın. En doğru işi yapmış olursunuz ve asla pişman olmazsınız.

Çocuk sahibi olma konusunda farklı görüşlere sahip kişilerin kendi hayatlarında bu konuyu nasıl değerlendirdiklerini okuduk.

Şimdi hep birlikte şu soruları cevaplandıralım...

• Çocuk deyince, sizce neden insanların tepkileri birbirinden bu kadar farklı oluyor?
• Kendimizi düşündüğümüzde, çocuk deyince aklımıza ilk anda gelen ne oluyor?
• Aklımıza gelen olumsuz düşüncelerin nedeni sizce neler olabilir?

EN ÖNEMLİ HİZMETİMİZ

Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı. Onları kutsayarak, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun. (Yar.1:27-28)

Tanrı insanı kendi suretinde yarattıktan sonra onlara verdiği ilk buyruk şudur: “Verimli olun çoğalın”. Tanrı bu buyruğu sadece kalabalıklardan hoşlandığı, canı sıkıldığı ve kendisini yalnız hissettiği için vermedi. Kendi suretinde yarattığı insana “yeryüzünü doldurun, egemenliğiniz altına alın ve Benim egemenliğimi yeryüzünde sürdürün” dedi. Bizler gibi, bizim çocuklarımız da Âdem ve Havva gibi Tanrı’nın suretinde yaratılmıştır. Bize verilmiş “emanetler” olan yavrularımızı O’nun doğruluğunu, merhametini ve sevgisini yansıtarak yetiştirmek en önemli sorumluluğumuzdur, hizmetimizdir.

En önemli hizmetimiz olan çocuklarımızı yetiştirirken, tüm gücümüzle didinip emek veririz ve her işte olduğu gibi bunun sonucunu da Rab belirler (Mez.127:1). Güzel olan her şey zordur ve emek gerektirir. Aynı bunun gibi çocuk yetiştirmek de zahmetlidir. Emek ve ilgi ister. Bize Tanrı tarafından verilen birer armağan olan çocuklarımızı doğru yolda eğitmek için zaman, ilgi ve sevgimizi elimizden geldiğince verip geri kalanını Rab’bin lütufkâr ellerine bırakmalıyız.

Ağzımızdan çıkan sözler çocuklarımıza onların bizim gözümüzdeki değerini açıkça ortaya koyar. Bu yüzden Efesliler 4:29’da Elçi Pavlus’un söylediği gibi, “Ağzınızdan hiç kötü söz çıkmasın. İşitenler yararlansın diye, ihtiyaca göre, başkalarının gelişmesine yarayacak olanı söyleyin” buyruğunu dikkate alarak çocuklarımızı geliştirmeye çalışalım. Bunu yaparak en önemli hizmetimizi yerine getirmekte ileriye bir adım atabiliriz.


ÇOCUKLARIMIZIN GELİŞMESİNE YARAYACAK SÖZLER SÖYLEMEK

Ağzınızdan hiç kötü söz çıkmasın. İşitenler yararlansın diye, ihtiyaca göre, başkalarının gelişmesine yarayacak olanı söyleyin. (Ef.4:29)

Kutsal Kitap’ın çocuklara verdiği değeri düşünerek en önemli hizmetimizin çocuklarımızı yetiştirmek olduğunu hatırlayalım.

Yukarıdaki ayete uygun olarak, bu örnek durumlar karşısında, bizler ne gibi geliştirici ve yönlendirici sözlerle karşılık verebilirdik?

Bu karşılıkların süslü ve edebi sözlerden çok Kutsal Kitap’a uygun ve gerçekçi karşılıklar olmasına dikkat edelim. Yönlendiren kişi, verilen karşılıkları not alsın.

dummy2 • Anne baba mutfakta kahve içiyorlar. İçeride bir gürültü kopuyor: “çattt, şangırrtt!” Çocuk salonda top oynamanın ev kurallarına aykırı olduğunu bildiği halde bunu yapmış ve annesinin en sevdiği vazoyu kırmıştır.

dummy2 • Şubat tatili gelir, çocuk karnesini alır. İki tane zayıfı vardır. Eve geldiğinde korkarak karnesini babasına verir…

dummy2 • Ergenlik çağına yeni girmiş olan delikanlı, anne babasının önünde kaba ve hatta küfür içeren bir cümle kurdu…

dummy2 • Arkadaşımın küçük kızı dün gece hastalanmış. Çok kusmuş, ateşlenmiş ve bütün gece uyuyamamışlar. Daha sonra arkadaşım o yorgunlukla sabah işe gitmek zorunda kalmış. Arkadaşım, “keşke hiç çocuk yapmasaydım” diyor.


ÇOCUKLAR RAB’BİN BİRER ARMAĞANIDIR

127. Mezmur’u yüksek sesle okuyalım…

Evi RAB yapmazsa,
Yapıcılar boşuna didinir.
Kenti RAB korumazsa,
Bekçi boşuna bekler.
Boşuna erken kalkıp
Geç yatıyorsunuz.
Ey zahmetle kazanılan ekmeği yiyenler,
RAB sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar.
Çocuklar RAB′bin verdiği bir armağandır,
Rahmin ürünü bir ödüldür.
Yiğidin elinde nasılsa oklar,
Öyledir gençlikte doğan çocuklar.
Ne mutlu ok kılıfı onlarla dolu insana!
Kent kapısında hasımlarıyla tartışırken
Utanç duymayacaklar.

Bu mezmuru okuduktan sonra Tanrı’nın çocuklara olan bakış açısını grubumuzda paylaşalım...

Hangi sözler çocukların değerini vurguluyor?

dummy1

UYGULAMA

Bir sonraki buluşmamıza kadar, çevremizde ve kendi yaşamlarımızda çocukların anne babaların gözündeki değerini yansıtan sözlere dikkat edelim. Bu sözleri not alıp gelecek hafta paylaşabiliriz.

Eğer kendimizi bu sözleri söyleme isteği içerisinde bulursak, Efesliler 4:29’a uygun, yararlı ve çocuklarımızın gelişmesine yarayacak sözleri söylemeye özen gösterelim.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
2.resim: [url=https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Engin_G%C3%BCnayd%C4%B1n_2017.jpg][img]https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/a/a5/Engin_G%C3%BCnayd%C4%B1n_2017.jpg[/img][/url] [url=https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Engin_G%C3%BCnayd%C4%B1n_2017.jpg]Engin Günaydın 2017[/url] BSRF [CC BY-SA 4.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/4.0)], via Wikimedia Commons -- compressed

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18