ÇOCUKLARIMIZI RAB’DE BÜYÜTELİM (4)

dummy1

ÇOCUKLARIMIZI RAB’DE BÜYÜTELİM (4)

ÇOCUK DEDİĞİMİZİ DEĞİL, YAPTIĞIMIZI YAPAR

dummy1

KEK PİŞİRMEK

Bazı insanlar çocuk yetiştirmeyi kek pişirmeye benzetirler. Hamuru alıp yoğurmak, doğru sıcaklıkta bekletmek, hazır olduğunda mayasını, şekerini eklemek hem alın teri hem de bilgi ve özen gerektirir.

Etrafımızdaki insanlara baktığımızda çocukken aileleri tarafından nasıl yoğruldukları konusunda fikir sahibi olabiliriz. Kimisi fazla yanık, kimisi çiğ, kiminin unu az olmuş cıvık, kimi tam tersine katı, kimi gereğinden fazla kabartılmış kimi ise sönük.

Aslında çocuklarımız bizi yansıtırlar. Armut dibine düşen sözünü hepimiz biliriz…

Sizce ailenin davranışlarının çocukların davranışları üzerindeki etkisi nedir? Varsa, kendi çocuğumuzda buna örnek olarak hangi davranışları görüyoruz?

GÜZEL BİR SORU

Şimdi birlikte, Doğan Cüceloğlu’nun kendi İnternet sayfasında yayınladığı bir yazıyı okuyalım ve yazının bitiminden sonra verilen soruları cevaplandıralım.

dummy1

"Çocuklarımızı Nasıl Yetiştiriyoruz?" Sorusu

"Çocuklarımızı Nasıl Yetiştirdiğimiz" konusunda düşüncelerinizi paylaşmanızı istediğimiz sorunun yanıtlarını yayınlıyoruz. İlginiz için teşekkür ederiz.

Soru: Bir toplumun ruhsal sağlığı, o toplumun çocuklarının masumiyeti üzerine kurulur.

Çocuklarımızın önünde dedikodu yapıyor muyuz, başkalarını çekiştiriyor muyuz? Bakkala gidiyorum, şimdi döneceğim, deyip işe giden anneler, babalar var mı? Tamam, tamam doktor amcaya söyledim sana iğne yapmayacak, deyip, daha cümle bitmeden çocuğa aşı yaptırıyor muyuz? Sağlık önemli diye konuşup çocuklarımızın önlerinde sigara içiyor muyuz?

Sizce bu çerçevede çocuklarımızı nasıl yetiştiriyoruz?

Cevap: Ben dayıyım 3 tane yeğenim var. En büyük yeğenim 7 yaşında ve benimle vakit geçirmekten, oyun oynamaktan çok mutlu oluyor aynı şekilde ben de. Ama ne var ki sigara içiyorum. Ben her ne kadar birlikte olduğumuz zamanlarda içmesem de sigara paketini, çakmağı bir şekilde görüyor. -dayı sigara sağlığa zararlı değil mi diye sorduğunda -evet hem de çok zararlı kesinlikle içme diyorum ve her seferinde -dayı sen neden içiyorsun diye soruyor? Sigarayı bırakacağım bunun en büyük sebebi 7 yaşındaki yeğenim olacak çünkü onu çok seviyorum ve ona daha fazla yalan söylemek istemiyorum.

Cevap: Bence toplumun geneli bunları yapıyor, yani ikiyüzlülük var. Çocuğun "ebeveynin söylediğini değil yaptığını örnek alması" olayını anlamaları belki durumu düzeltecektir diye düşünüyorum.

Cevap: Ben 15 yaşımdayım. Annemler bana bu şekilde davranmadılar. Ama çocuklarının şımarıklığından yakınan bir aile bunu sık yapıyor. Sanırım bu tutarsızlıkla ilgili bir durum. Üstün Dökmen′in bir sözüydü sanırım: "Çocukları severseniz şımarmazlar, tutarsız davranırsanız şımarırlar." Bence çok doğru. Çocukları eğitirken tutarsız davranmak çok fazla olumsuz sonuç doğurabiliyor.

Cevap: Çocuklarımızın masumiyetinden saflığından faydalanıp onları kandırıyoruz. Nasılsa küçükler bir şey anlamazlar diye onları bireyden saymıyoruz. Onlarında büyükler gibi duygu ve düşüncelerinin olduğunu göz ardı edip, kendi seçtiğimiz hayatı yaşatıyoruz onlara. Onlar adına karar verip onlar adına konuşuyoruz. Ve sonuçta kendilerine ve çevrelerine güvensiz, önyargılarla dolu, mutsuz sağlıksız bireyler yetiştiriyoruz.

Cevap: Elbette ki sosyal öğrenme çocuk üzerinde çok etkili çünkü çocuğa yap diye öğütte bulunduğumuz davranışları önünde model olarak yaparsak daha etkili olacaktır. Hele bir de söylediğiniz gibi çocuğa deyip de tersini yaparsak... Çelişkilerle dolu, güvensiz bir dünya. böyle bir çelişkinin içinde çocuğun nasıl olmasını beklersiniz. zaten çocuk ailenin ve toplumun aynası değil midir?

http://www.dogancuceloglu.net/index.php?sayfa=icerik_goster&id=132

Doğan Cüceloğlu’nun sorusuna verilen çeşitli yanıtları gördük. Şimdi şu soruları bu yazıda yazılanları düşünerek birlikte cevaplandıralım:

Yukarıdaki cevaplardan hangisi sizin bakış açınıza en yakın olanıdır? Neden?

Çocuklarımızı iyi örnek olarak yönlendirmenin bize yararı nedir? Sizce iyi davranışları sürdürebilmemiz için hangi düşüncelerimizin, ne yönde değişmesi gerekir?

EKTİĞİMİZİ BİÇMEK

Çocuklar kendi ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarını, diğerleriyle iletişim kurmayı ve bunun gibi yaşamsal yetenekleri etraflarındaki diğer insanları izleyerek öğrenirler. Gördükleri hareketleri ve duydukları sesleri taklit ederler. Çocuklukları süresince özellikle kendilerine en yakın olan anne babalarını yakından izlerler; kendi davranışlarını ve inançlarını da buna göre belirlerler. Anne babalarının verdikleri örnekler, yaşamlarını şekillendirmelerinde en büyük etkenler olur.

“Benim dediğimi yap, yaptığımı yapma!” sözünü daha önce duymuşsunuzdur. Bu cümleyi ilk kullanan kişinin çocuk psikolojisi hakkında hiçbir şey bilmediği kesin, çünkü çocuklarımız söylediklerimizden çok yaptıklarımızı yaparlar. Eğer çocuğunuzun annesine saygılı olmasını istiyorsanız, önce siz eşinize saygılı olun. Eğer yalan söylemesini istemiyorsanız, siz hiç yalan söylemeyin. Rab’bin yolunda yürümesini istiyorsanız, sözlerinizde ve davranışlarınızda o yolda ilk önce siz yürüyün.

Kutsal Kitap bu konu üzerine şunları söylüyor: “Çocuğu tutması gereken yola göre yetiştir, Yaşlandığında o yoldan ayrılmaz.” (Özd.22:6)

Çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren Rab’bin yolunda eğitmeliyiz. Bunu yalnızca sözlerle yapmaya çalışırsak etkisi sınırlı olacaktır. Gece yatmadan önce onlarla dua edebiliriz, Kutsal Kitap’tan öyküler anlatabiliriz. İsa Mesih’i takip etmeye nasıl karar verdiğimizi onlara anlatabiliriz.

Unutmamamız gereken şey, bizim yaşamlarımızı en yakından gören kişilerin eşimiz ve çocuklarımız olduğudur. Eğer biz ağzımızdan çıkan sözlere göre yaşıyorsak, bunu ilk görecek kişiler çocuklarımızdır; fakat bunun tersini yapıyorsak da ilk gören çocuklarımız olur.


AİLENİN DAVRANIŞLARININ ETKİSİ

Aşağıda ailelerin çocuklarına karşı bazı davranışlarını okuyacağız. Bu olayları okurken her durum için şu soruları cevaplayalım:

Bu durum, çocuğu o anda nasıl etkiler? Devam eden bu davranışın gelecekte çocuk üzerinde ne gibi etkileri görülebilir?

Ebeveyn neden böyle bir tutum sergilemeyi seçmiştir? Önceki derslerimizde birlikte çalıştığımız konuları da düşünürsek, doğru tutum sergilemenin zor olduğu anlarda sizce ne yapabiliriz, hangi gerçekler bizi tutarlı olarak doğru davranmaya yöneltebilir?

dummy2Lakap takmak: Mutlu ev ödevini yapmakta zorlanıyordu. Yardım istemek için defterini alarak televizyon seyreden babasının yanına gitti ve “babacım ödevimi yapamadım. Bana yardım eder misin?” diye sordu. Babası deftere baktı; onun için basit bir matematik problemini çözememiş olan Mutlu’ya “sen ne kadar koca kafalı bir çocuksun. Bunda yapamayacak ne var?” dedi.

dummy2Sözünden dönmek, oyalamak: O akşam Deniz’in babası onu lunaparka götüreceğine söz vermişti. Akşam yemeğinden sonra heyecanla hazırlanmaya başlayan Deniz babasının “yarın gitsek daha iyi olur. Bu akşam çok yorgunum” cümlesini duyunca yıkılır. Diğer arkadaşlarının o akşam lunaparka babalarıyla gideceğini hatırlayınca üzüntüsü bir kat daha artar.

dummy2Fiziksel temas: Özge ve annesi parka gitmişlerdi. Özge kaydıraktan koşarak inmeyi başarmıştı. Bunu gören annesi bunun tehlikeli olduğunu ve yapmaması gerektiğini kızına söyledi. Özge annesinin uyarısına kulak asmadan tekrar denerken ayağı takıldı ve düştü. Canı gerçekten çok yanmıştı. Koşarak yanına gelen annesi onu ayağa kaldırdı, üstünü başını temizledi, gözyaşlarını sildi ve ona sarıldı.

dummy2Bağışlama: İsmet’in anne ve babası hararetli bir şekilde tartışıyorlardı. Çocukları İsmet ile Yaşar’ın önünde tartıştıklarını fark etmemişlerdi bile. Yarım saat sonra anne ile baba çocuklarını yanına çağırdı, onlardan ve birbirlerinden onların önünde özür dilediler.


HİZMETKARLIK ÖRNEĞİ

Aşağıdaki ayetleri yüksek sesle okuyalım:

“Yemekten kalktı, üstlüğünü bir yana koydu, bir havlu alıp beline doladı. Sonra bir leğene su doldurup öğrencilerin ayaklarını yıkamaya ve beline doladığı havluyla kurulamaya başladı.” (Yu.13:4-5)

“Onların ayaklarını yıkadıktan sonra giyinip yine sofraya oturdu. "Size ne yaptığımı anlıyor musunuz?" dedi. "Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz, öyleyim. Ben Rab ve Öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım; öyleyse, sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız. Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek gösterdim.” (Yu.13:12-15)

Rab bizi çocuklarımızın üzerinde ruhsal önder atadığına göre, biz bu ayetin ışığında bizi izleyen evlatlarımıza nasıl örnek olmalıyız?

Bu şekilde örnek olursak onların yaşamında ne gibi davranışları görebiliriz?

dummy1

UYGULAMA

Bir hafta içerisinde etrafımızda veya kendi hayatımızdaki öğüt-davranış zıtlıklarını gözlemleyelim.

Eğer başkası bu zıtlıkları gösteriyorsa kendimize, “onun yerinde ben olsam ne yapardım?” diye soralım.

Eğer durumun içindeki kişi bizsek, “bu durumu karşımızdaki ve kendimiz için nasıl olumlu kullanabilirim?” sorusunu kendimize sorup buna uygun davranalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18