PARA İLE İLİŞKİMİZ (2)

dummy1

PARA İLE İLİŞKİMİZ (2)

GELECEK KAYGISI

dummy1

“Bin kaygı bir borç ödemez.”

Atasözümüz böyledir der, oysa İsa Mesih de İncil’de şöyle der: “Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir?” (Luk.12:25)

Nazım Hikmet’in, ünlü ressam Abidin Dino’ya “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diye çarpıcı bir soru sorduğunu birçoğumuz duymuşuzdur. Bu soru zaman zaman sohbetlerimizde yer alır, güleriz veya düşünürüz.

Yukarıdaki resim, bu “mutluluğun resmi” için güzel bir örnek değil mi?

Resimde, tavanı delik, camı kırık, ahşap ve yatacak tek yatağı olan bir kulübede yaşayan bir aile görüyoruz. İçinde bulundukları koşullara rağmen, gayet mutlu, mışıl mışıl uyumaktalar.

Oysa günlük yaşamda yüzümüze vurulan birçok olay veya haber bunun tam tersini bize dayatıyor. Birçok reklam sloganı gelecek kaygısıyla dolu!

• Gelecek de bir gün gelecek (Anadolu Hayat Sigorta)

• Hayalleriniz güvence altında (Ak Emeklilik)

Gelecek kaygısı bazılarının uykusunu kaçırır. Peki bu kaygı sizi nasıl etkiliyor?

Banka, sigorta ve emeklilikle ilgili reklamları düşünelim. İnsanların parayla ilgili kaygılarını nasıl kullanıyorlar?


SAKLA SAMANI, GELİR ZAMANI…

2007 yılında yayınlanan bir haberi hep birlikte okuyalım. Olayda, özellikle gelecek kaygısının kadının davranışlarına nasıl etki ettiğine dikkat edelim.

40 yıldır birikimini kilim altında saklayan Fadime Akkoyun′un paraları çoktan tedavülden kalkmış

Manisa′nın Sarıgöl İlçesi′nde 81 yaşındaki Fadime Akkoyun′un 40 yıldır ineklerinin sütünü satarak kazandığı paraları kilimlerinin altında biriktirdiği ortaya çıktı. Hastalanan Akkoyun′un evini temizlemeye gelen kızlarının kilimlerin altında bulduğu ve zamanında değerlendirilse yaklaşık 300 bin YTL değerinde olduğu anlaşılan paraların büyük bölümünün tedavülden kalktığı belirlendi.

Annelerinin hastalığını fırsat bilerek, yıllardır giremedikleri odayı da temizleyen Bolca ve Arıkan, kilimin altında çok sayıda banknot ve madeni para buldu. Bir kısmını farelerin yediği görülen paraları bankaya götüren Fadime Akkoyun′un damadı 47 yaşındaki Adem Arıkan bu paraların tedavülden kalktığını, sadece 400 YTL′lik kısmının çevrilebileceği cevabıyla karşılaştı. Arıkan, "Ama artık bunun bir önemi yok. Canı sağ olsun" dedi.

′ÖLÜMÜM İÇİN SAKLIYORDUM′

Fadime Akkoyun, "Biriktirdiğim paranın ihtiyacım kadarını harcıyordum. Eşim Mustafa, 16 yıl önce öldü. Ölümümde lazım olur diyerek, biriktirdiğim paraları yatak odamdaki kilimlerin altına koyuyordum ….ben uyurken temizlemeye başlayınca, kilimin altındaki paraları bulmuşlar" diye konuştu.

′BİRİKİMLERİM BOŞA GİTTİ′

"Sadece 400 YTL karşılığı parayı değiştirmişler. Denizli Merkez Bankası Şubesi′ne kadar gittiler, ancak yine olmadı. Bundan sonra kesinlikle evde para tutmayacağım. Bu paraları zamanında değerlendirmiş olsam 11 traktör alırmışım, ancak cahillik işte, evde saklamayı uygun gördüm. Bunca birikimim boşa gitti. ′Sakla samanı, gelir zamanı′ demiştim ama olmadı."

(Kaynak: nethaber. http://www.nethaber.com/Toplum/19450/40-yildir-biriktirdigi-para-bosa-gitti)

 Bu haberden bir yıl sonra, 15 Ocak 2008’de Fadime Akkoyun’la ilgili bir haber daha çıktı. Bu kez samanlıkta sakladığı ve yine tedavülden kalkmış paraların, doğru şekilde değerlendirilseydi yaklaşık 372 bin TL değerinde olduğu görüldü. 48 yaşındaki kızı Nefise Arıkan bu kez şöyle bir açıklamada bulundu: “Yıllarca para sıkıntısı çektik. Annem hep ′param yok′ derdi. Zor günler için sakladığını söylediği paralar, kimsenin işine yaramadı" dedi.

Kaynak: cnnturk haber portalı.

http://www.cnnturk.com/2008/yasam/diger/01/15/yasli.kadinin.tedavulden.kalkmis.serveti/419864.0/index.html)

Fadime Teyze’nin parasını bu şekilde saklamasına ve gelecek kaygısına neden olan etkenler neler olabilir?


GELECEĞİMİZ TANRI′NIN ELİNDEDİR

dummy1

Oysa eldekiyle yetinerek Tanrı yolunda yürümek büyük kazançtır. (1Ti.6:6)

Sorunumuz sadece günümüzde ne giyeceğiz, ne içeceğiz diye düşünmek değildir. Sorun, günlerimizi parayla ilgili gelecek kaygısıyla yoğrulmuş halde geçirmemizdir. Oysa Tanrı her durumda kendisine güvenmemizi ister. Her konuda olduğu gibi para ve gelecek konusunda da tam bir güven ve teslimiyet içinde olmamız gereklidir. İsa’nın şu sözlerini hatırlayalım: "Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?′ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?′ diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi?” (Mat.6:25)

Bu yüzden gelecekteki parasal durumumuz için şimdiden kaygılanmak, bütün enerjimizi bu yönde kullanmak ve bunun uğruna her şeyi bir yana bırakarak çalışıp sürekli kaygılı bir yürek taşımak, Tanrı’ya karşı güvensiz olduğumuzun göstergesidir. Kendimizin ve yakınlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmamız gerekir. Özellikle bir aile babasıysak, ailemize bakmakla sorumluyuz. Ancak bunu, paranın bir amaç değil, bir araç olduğunu hatırlayarak yapmalıyız. Asıl sorunumuz, bugünden hikmetli bir şekilde kazancımızda birikime gitmek, emekle kazandığımız parayı harcamak değil, elimizdekiyle yetinmeyip bütün düşünce, enerji ve zamanımızı kaygı dolu bir yüreğin yönlendirişiyle “gelecekte ne olacağım” endişesiyle harcamaktır. “Gelecekte ne durumda olacağım” düşüncesine odaklanan insan, bugünün bereketlerini kaçıracaktır. Eğer yüreğimiz parasal konularda gelecek kaygısıyla doluysa, ne kadar biriktirirsek biriktirelim hiçbir zaman yeterli olmayacaktır. Her zaman daha fazlası için çalışıp didinmek zorunda kalacağız. Oysa gelecekte ne olacağını hiçbirimiz bilemeyiz; bu yüzden bunu Tanrı’nın hikmetine teslim etmemiz gerekir.

Yaratılış amacımız Tanrı’ya tapınmak, hizmet olduğuna göre para ve gelecek için uğraşıp didinip kaygılanmak bu amaçtan bizi uzaklaştıracaktır. Çünkü yüreğimizin önceliği, bizim bütün isteklerimizi, eylemlerimizi, planlarımızı ve kararlarımızı belirler. Önceliğimiz Tanrı’ya yücelik getirmek ve hizmet etmek yerine, aslında ne olacağını hiç bilmediğimiz geleceğimizi “garantiye” almak amacıyla başka her şeyden öte gitgide daha çok gelir ve mal mülk sahibi olmaya kendimizi adarsak, bizi tüm varlığımızla isteyen Tanrı’yı ve bizim için amaçladıklarını hiçe saymış oluruz.

Bütün hayatını kaygıyla geçirmiş ve bu kaygının yönlendirişiyle de hayatını buna adamış birinin tüm çabaları, bir hastalık, doğal afet veya ölümle karşılaştığında tamamen anlamsız kalacaktır. Yaşanan ekonomik krizler de bu çabanın boşa olduğunu bize göstermedi mi? “Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir?” (Mat.6:27)

Geleceğimiz Tanrı’nın elindedir. Bugün kendi emeğimizle çalışıp, gerisini Tanrı’ya bırakmak gerektiğini öğrenmeliyiz.


GELECEĞİMİZ İÇİN NELERE GÜVENİYORUZ?

Aşağıda okuyacağımız örnek durumları şu soruları aklımızda bulundurarak ele alarak, okuyalım.

Gelecekle ilgili Tanrı’ya güvenme konusunda olumsuz veya olumlu tutumları nelerdir? Örneklerdeki insanların her birinin davranışlarını ele alalım,

Bu insanların kaygının üstesinden gelmek için neye dayandıklarını, nelere güvendiklerini düşünüyorsunuz?

dummy2 - Çalıştığım yerde ne yazık ki birçok rüşvet verilmekte. Sanırım vergi de kaçırıyorlar.
- O zaman belki de işten ayrılmalısın.
- Aman kardeşim nasıl yaparım? Çocuklarımın, ailemin geleceği ne olacak? Bu arada, bu dediklerim de aramızda kalsın lütfen.

- Kiliseye vereceğime bankaya atarım o parayı, en azından birikmiş bir param olur.

- Bankadaki paramı ikiye katladım, çocuklara ev aldım, yazlığımı da aldım. Daha ne olsun? Geleceğim garantide artık.

dummy2 - Bizim şu yakınlardan haber geldi, iki günlük bir iş varmış diye. İki saatlik yol ne de olsa, yarın gidip bakayım diyorum…
- Ama bey, doktor oğlanı kontrolleri için bekliyor yarına. Tek başıma nasıl götürürüm?
- Tedavi masrafları iyice ağırlaştı ama nasıl altından kalkarız buna da gitmezsem? … Neyse, bir yolu bulunur elbet, Tanrı sağlar… Gidelim kontrole beraber.

HAZİNENİZ NEREDEYSE YÜREĞİNİZ DE ORADADIR

Matta 6:19-34 ayetlerini yüksek sesle okuyalım. 19-24 ayetleri, 25-34’teki sözlere bir temel sağlamaktadır. Şu soruların cevaplarıyla ilgili düşünüp bunları birbirimizle paylaşalım.

Bu ayetler ışığında, kendi çabamız, ürettiklerimiz veya planladıklarımız sayesinde kaygı çekmekten kurtulmamız mümkün mü; değilse bundan kurtulmak nasıl mümkün olur?

Hayatımızda maddi konularla ilgili, farkında olduğumuz veya olmadığımız, hedeflerimiz var mı? Bunlar yüreğimizde gizli birer kaygı olabilirler mi?


UYGULAMA

Beraber Tanrı’yı Yüceltelim İlahi kitabındaki 370 numaralı “Şükret İçtenlikle” ilahisini söyleyelim.

// Şükret içtenlikle, şükret Kutsal Rab’be

Şükret, çünkü Oğlu’nu verdi O bize. //

Artık zayıf güçlüyüm desin,

Fakir zenginim desin

Çünkü neler yaptı bize

Rabbimiz, Şükredin.


Bu ilahinin sözlerini düşünelim.

Bu derste öğrendiğimiz gerçeklerin ışığında gerçek zenginlik ve Tanrı’ya güvenmek hakkında bu ilahi size ne düşündürüyor?

Gelecek günlerde çevremizde olup bitenleri bu konuyu göz önüne alarak değerlendirelim.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18