YÜREĞİN TUTUMU (2)

dummy1

YÜREĞİN TUTUMU (2)

YÜREK: ALDATICI REHBER!

dummy1

Yüreğinin Götürdüğü Yere Git(me)!
http://derindegisim.com/uniteler/yuregin-tutumu/2-calisma-aldatici-rehber/materyalleryuregin-tutumu-2-calisma/

Öncelikle linkteki videoyu izleyelim.

Yüzüklerin Efendisi (Kralın Dönüşü) filminden olan sahne şöyle gelişmektedir; Gollum, arkadaşının bulduğu yüzüğü çok beğenir, arzular. Ama yüzüğü ikisi de paylaşamazlar ve sonunda Gollum arkadaşını öldürür.

Bu filmde, arzu ettiğini elde edemediği için iki arkadaştan biri diğerini öldürüyor. Bu durumu aşağıdaki ayeti düşünerek birlikte değerlendirdiğinizde ne gibi sonuçlar çıkarırsınız?

“Bir şey arzu ediyor, elde edemeyince adam öldürüyorsunuz. Kıskanıyorsunuz, isteğinize erişemeyince çekişip kavga ediyorsunuz. Elde edemiyorsunuz, çünkü Tanrı′dan dilemiyorsunuz.” (Yak.4:2)

Yeni bir dalga dünyaya yayılmakta: “Yüreğinin götürdüğü yere git”. “İçinden geldiği gibi yaşa!” sloganı, herkese kendi yüreğinin sesini dinleme hakkı verdiğini söylemekte. Ancak Kutsal Kitap yüreğimiz hakkında şöyle diyor:

“Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez, Onu kim anlayabilir?” (Yer.17:9)

Yürek sizce nasıl aldatıcı olabilir?

YÜREĞİM! BENİ ORAYA GÖTÜR…

Aşağıdaki hikayeyi birlikte okuyalım.

On yıldır aynı masada, aynı yerde, aynı şekilde çalışıyordu. Bunu artık değiştirmesi gerektiğini hissediyordu. Ama nasıl? Patronun onu göreceği yoktu. Karısı, annesi babası bile ona yardımcı olamazdı. Geçenlerde kitapçıda dolaşırken aldığı, “Her Şey Başarabilmenin Şifresi” adlı kitabı masasındaydı. Gözü ona takıldı. Birkaç sayfa okumuştu. Kitabın ilk önerisi, istediği bir şeyi bir kağıda yazıp tam göreceği bir yere asmasıydı. O şeyi gerçekten bütün yüreğiyle istemesi gerekiyordu. İsteğini bir kağıda yazmıştı ama ters asmıştı. Çünkü kimsenin onun gerçek niyetini öğrenip işinden olmasına yol açacak şeyleri görmesini istemiyordu. Konsantrasyonunu sağladı, gözlerini kapadı, kağıdı zihninde canlandırdı, yoğunlaştı, yoğunlaştı... Başı ağrıyana kadar yoğunlaştı. Sonunda gözlerini açtı ve gülümsedi. Bu kadar yoğunlaştıktan sonra bu gün muhakkak istediği terfiyi alacak ve başka bir masaya geçebilecekti.

Öğlen oldu hala bir şey yoktu. Ne gelen, ne giden, ne de bir terfi. Kitabının sayfalarını karıştırdı. “Yüreğinizin derinliklerinde ne yapmak istediğinizi biliyorsunuz” diye yazıyordu. Evet biliyordu. Aslında şu an deniz kıyısında bir şezlonga uzanıp kolasını yudumlamak istiyordu. “Sizi tutan ne?” diye soruyordu kitap. İstediği şeye sahip olmak için yeterince gayret göstermiyordu demek ki.

Etrafına bakındı. Şu Salih Bey aslında emekli olmuştu. Ama hala çalışıyordu. Adam bir türlü işi bırakmıyordu. Halbuki o işten çıksa, belki kendisinin bir şansı olurdu. En azından masasının yeri değişebilirdi. “Umarım işten çıkarma zamanı gelince, ilk başta emekliliği gelmişlerden başlarlar”, diye düşündü.

Şu çalıştığı dosyada birkaç ufak yanlış yapsa ve Ahmet’in üstüne atsa aslında iyi olurdu. Müdürün gözdesi Ahmet! Hemen gözden düşer, kendisi müdürün yeni gözdesi olabilirdi böylece. On yıl o kadar çalış çabala, adamdan bir teşekkür bile alamamıştı bugüne kadar.

Belki de istifa etmeliydi. Madem insan istediği şeylerin peşinden koşmalıydı… En iyisi oydu. Karısı, çocukları ne olacaktı peki? Karısı da çalışıyordu. “Çocuklar da artık bebek değiller ya!” “Ben oraya ait değilim artık”, diye düşündü. Bu ay maaşını alsa, bankada eşinden gizli birkaç bin lirası vardı, onu alsa ve buralardan gitse. En çok gitmek istediği yerlerin listesi çoktan kafasındaydı. En azından mutlu olurdu. Şimdi mutlu değil miydi?

Hayır değildi! On yıldır aynı duvara bakan masası, her akşam döndüğü aynı evi, herkes gibi karısı ve çocukları vardı. Ama o daha fazlasını istiyordu. Yine gözü istekleri yazılı ters çevrilmiş kağıdına takıldı. Gözlerini kapadı, istedi, istedi… Düşüncelerinin arasında kendi kendine, “Şu Berrin Hanım’ın yaptıklarını ofise yaysam, kesin onun masası benim olurdu” dedi.

Bu hikayeye göre şu soruları birlikte cevaplandıralım:


Sizce bu hikayede yanlış olan şeyler nelerdir?

Adam yüreğinin isteklerini gerçekleştirmek için hangi yollara başvurmayı düşünüyor? Bunların sonucu neler olabilir?


ALDATICI REHBERİM

Son zamanlarda ortaya çıkan birçok kitap, bir şeyi ne kadar çok istersen evrenin sana o kadar yardım edeceğine insanları ikna etmeyi hedefliyor. Bütün mesele istekler! Arzuladığın şeyleri gerçekleştirmek, yüreğin seni nereye götürüyorsa oraya gitmek, dilediğin gibi yaşamak, insanı mutlu eden şeyler olarak lanse ediliyor.

Kutsal Kitap’ta Yeremya, “Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez, Onu kim anlayabilir?” der (Yer.17:9). Bizi yönlendiren rehberimizin, bizim gerçek mutluluğumuzun ne olduğunu anlayabilecek durumda olup olmadığından emin olabilir miyiz? Geçen derste yüreğimizin bizim kararlarımızı etkilediğini öğrendik. Aslında yüreğimiz bizi yönlendiriyor. Ancak rehber tecrübeli ve bilgiliyse doğru bir şekilde yürüyebiliriz.

Rehberimizin durumunu İsa Mesih biliyordu. Şöyle diyor İncil: “Ama İsa bütün insanların yüreğini bildiği için onlara güvenmiyordu.” (Yu.2:24). İnsan yüreği günahın bulutuyla kaplıyken, arzuladığı şeylerin peşinden gitmeye meyillidir. Bu arzuların doğru, güvenilir ve Rab’bin isteği olduğunu ayırt etmesi için gerekli olan Kutsal Ruh’un bilgeliğinin gücüne başvurmadığında sonuç yıkım olabilir. Tıpkı Süleyman’ın Özdeyişleri’nde dediği gibi: “Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, Ama sonu ölümdür.” (Özd.14:12)

Yüreğimizin sesini dinlediğimizde bize nasıl bir yön gösterebilir? Bu konuda dürüstçe fikirlerinizi paylaşabilir misiniz?

Tekrar ilk paragrafa dönersek, insanların isteklerini elde etmek için dünyanın “bilgelik” dediği şeylere bu günlerde çok rağbet ettiklerini görüyoruz. Ancak Yakup bizi bu bilgelik konusunda da uyarmakta: “Ama yüreğinizde kin, kıskançlık, bencillik varsa övünmeyin, gerçeği yadsımayın. Böylesi "bilgelik" gökten inen değil, dünyadan, insan doğasından, cinlerden gelen bilgeliktir.” (Yak.3:14)

“Yüreğinin götürdüğü yere gitme” diyor kısaca Kutsal Kitap. Yüreğimizi Tanrı’nın Sözü ve İsa Mesih’e imanla temizlediğimizde, rehberimiz bizi doğru yöne yönlendirecektir. Bir sonraki derste bu konuya bakacağız.


YÜREĞİMİZLE YÜZLEŞELİM

Aşağıdaki örnek olayları yüksek sesle okuyalım. Her bir örnekte, yürek ve tutum kişileri nasıl yönlendirmektedir? ? Birlikte cevaplandıralım.

dummy2 - Hala Ayşe’yle küs müsünüz?

- Yoo, benim açımdan bir şey yok. O benimle gelip konuşmuyor.

- Sen onunla hiç konuştun mu?

- Benim bir sorunum yok ki! O gelip benle konuşursa, ben de onunla konuşurum. Benim vicdanım rahat.

dummy2 - Geçenlerde bir film seyrettim, çok sevdim. Adam yaşadığı hayattan sıkılıyor, her şeyi bırakıp dünyayı geziyor.

- Ne güzelmiş! Keşke biz de yapsak…

dummy2 - Geçen gün çok güzel bir söz duydum: “Hayallerinin peşine düştüğünde, hiçbir yürek acı çekmemiştir.” Simyacının yazarı Poulo Coelho söylemiş bunu.

- Çok güzel bir sözmüş! Keşke insan bu şekilde yaşasa…

dummy2 - Duydun mu, İstanbul’daki toplantı iyi geçmiş?

- Evet duydum. Hamdolsun ne güzel.

- Ama az kişi gelmiş galiba.

- Olsun, az olsa da Rab’bi övmüş kardeşler işte.

- Tabii canım. Ama toplantıyı düzenleyen Fatma’nın işi değil aslında bu.

- Neden?

- Ay duymadın mı? Hayatı hiç iyi değilmiş! Evliliğinde problemler varmış. Sen onu destekleyen kardeşleri tanıyorsun. Ondan sana söyleyeyim dedim.

- Çok tuhaf, ben pek duymadım.

- Ben onu sevdiğim için söyledim. Hizmet de kötülenmesin değil mi? Neyse bir şey olursa yardıma hazırım.



YÜREĞİ DİNLEMENİN BEDELİ

dummy1

2. Samuel 11. bölümü yüksek sesle okuyalım. Aşağıdaki soruları aramızda cevaplandıralım.

Davut Bat-Şeva’yı arzuladığında birçok günahlı seçim yaptı. Bunlar nelerdi?

Yüreği nasıl bir rehberdi? Yüreğinin amaçlarını sorguladığımızda, ne gibi sonuçlar çıkarıyoruz?

Bu arzu hangi sonuçları doğurdu?


UYGULAMA

“Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez, Onu kim anlayabilir?” (Yer.17:9)

Bu hafta bu ayeti bir kâğıda yazıp görebileceğimiz bir yere asalım. (Öyküdeki kişi gibi ters asmayalım).

Hafta boyunca yüreğimizin bizi hangi tutumlarımız ve düşüncelerimizde aldattığını düşünelim.

Eğer mümkünse, bir arkadaşınızdan bu konular için dua etmesini isteyin ve onunla bu konuları paylaşın.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18