YÜREĞİN TUTUMU (4)

dummy1

YÜREĞİN TUTUMU (4)

YÜREĞİMİ O′NDA DEĞİŞTİRİYORUM

dummy1

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.

Üzüm üzüme baka baka kararır!

Bu atasözünün Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre anlamı, her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden kimselerin birbirlerine huy aşılamasıdır.

Bu atasözünü, ruhsal olarak Rab’le ilişkimiz açısından düşündüğümüzde, yüreğimizle ilgili nasıl bir prensip elde edebiliriz? Aramızda konuşalım.

Kutsal Kitap şöyle diyor:

“RAB′den zevk al, O senin içindeki istekleri yerine getirecektir.” (Mez.37:4)


BAĞIŞLIYORUM BÜTÜN YÜREĞİMLE

Şimdi okuyacağımız hikayeyi “yüreğin değişimi” açısından dikkatle takip edelim. Sonrasında soruları aramızda tartışalım.

Corrie Ten Boom, Nazi işgali sırasında Hollanda’da saatçilik yapan babası ve kardeşiyle birlikte yaşayan bir genç kızken, Yahudileri evlerinde saklamak suçundan ötürü ailesiyle birlikte Nazi toplama kamplarına gönderilir. Bu kamplarda babasını kaybeden Corrie, bir süre sonra da kızkardeşinin ölümüne tanık olur. Kampta yoğun işkence ve zorluklar içindeyken Rab onlarla beraber olduğunu ve böylelikle bu süreci Tanrı’nın lütfuyla aştığını söyler. Tanıklığını, kamptan kurtuluşundan ölümüne dek bütün dünyada konuşmalar yaparak anlatır. Aşağıdaki hikaye, onun o kampta kendilerine işkence eden bir gardiyanla karşılaşmasının hikayesidir.

1947 yılında kahverengi eski şapkasını elinde sıkı sıkı tutan rengi solmuş paltosunun içinde saçları dökülmüş, tıknaz adamı gördüğümde Münih’te bir kilisede konuşuyordum. Bir an için o palto ve şapkanın altında mavi üniforması, kurukafalı kasketiyle karşımda duran bir adam gördüm.

Elbise ve ayakkabı yığınlarıyla dolu kocaman bir odada acımasız ışığın altında çıplak bir şekilde bu adamın önünden geçtiğimiz hatıralarım canlandı. Kaburgaları sayılan kızkardeşinin zayıf silüeti önümde belirdi.

Betsie ve ben Hollanda’da evimizde Yahudileri Nazilerden sakladığımız için tutuklanmıştık. Bu adam da gönderildiğimiz Ravensbruk toplama kampında gardiyandı.

Şimdi bu adam önümde elini bana uzatmış “Harika bir mesajdı! Günahlarımızın denizin dibine atılmış olduğunu bilmek ne kadar harika bir gerçek!” diyordu.

Toplama kampından kurtulduktan sonra beni esir alan biriyle ilk defa yüz yüze gelmek kanımı dondurmuştu.

“Konuşmanızda Ravensbuk’tan bahsettiniz” dedi. “Orada gardiyandım. Ama” diye devam etti, “O zamandan sonra iman ettim. Orada yaptığım korkunç şeyler için Tanrı beni bağışladı. Ama sevgili bayan sizin de beni bağışlamanıza ihtiyacım var.” Tekrar elini uzattı “Beni affebilir misiniz?”

Orada durmaktan başka bir şey yapamadım. Betsi o kampta ölmüştü ve şimdi bu adamın basit sorusu onun o yavaş ve korkunç ölümünü silebilir miydi?

Orada birkaç saniyeden daha fazla durmamıştım ama benim için kendimle savaştığım hayatımın en zor saatleriymiş gibi gelmişti.

Tanrı’nın bağışlama mesajının bir ön koşulu olduğunu biliyordum İsa şöyle demişti “birine karşı bir şikâyetiniz varsa onu bağışlayın ki, göklerdeki Babanız da sizin suçlarınızı bağışlasın."

Hala kalbim taşlaşmış halde orada öylece duruyordum. Ama bağışlama kalbin ısınmasını beklemeden irademle yapabileceğim bir işti. Dua etmeye başladım; “İsa Mesih bana yardım et. Elimi kaldırabilirim” dedim. “Bundan daha fazlasını yapabilirim. Bu duyguları sen bana sağlayabilirsin”.

Sonra bir robot gibi, bir şey hissetmez gibi, elimi uzattım, bana uzatılmış elini sıktım. O anda inanılmaz bir şey oldu. Birden omuzdan başlayarak, uzattığım kolumda ve elimde sanki bir elektrik hissettim. Bütüm bedenim aniden ısındı, gözlerim yaşlarla dolmuştu .“Seni affediyorum kardeşim” dedim “Hem de bütün yüreğimle!”

Uzun bir zaman eski gardiyan ve eski mahkumun elleri birleşmiş olarak orada durduk. Tanrı’nın sevgisini o günkü kadar bu kadar derin hissetmemiştim.

Hikayede anlatılanlar doğrultusunda bu soruları birlikte cevaplandıralım:

Corrie Ten Boom’un bütün yüreğiyle bağışlamasını sağlayan neydi?

Bu yürek değişiminden siz hangi yönlerden teşvik alıyorsunuz?


YÜREĞİM YÜREĞİNE BAKARAK DEĞİŞİYOR

Eski atasözlerimizden olan “üzüm üzüme baka baka kararır”, bizim, en çok birlikte olduğumuz kişilere benzediğimizi betimler. Yüreğin tutumu konusunu işlerken, bu son dersimizde yüreğimizin nasıl değişebileceğini düşünürken, bu atasözü anlamlıdır. Bu atasözündeki gibi, bizim yüreğimiz de Rab’be bakarak değişebilir.

Tanrı, şöyle diyordu halkına: “Sizin ve çocuklarınızın yüreğini değiştirecek. Öyle ki, O′nu bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevesiniz ve yaşayasınız.” (Yas.30:6)

Yüreğimizi değiştirmenin temeli nedir?

Yüreğimizin bizi bir rehber gibi yönlendirdiğini öğrenmiştik. Yüreğimizin bizi Tanrı’nın isteğine yönlendirmesi, ancak yüreğimizin isteklerinin Tanrı’nın isteklerine göre değişmesi ile mümkün olur.

Tanrı’nın sözünü okumak, ezberlemek ve üzerinde derin derin düşünmek, rehberimiz olan yüreğimizi eğitir. 2. Timoteos 3:16’da, Kutsal Yazıların, “öğretmek, azarlamak, yola getirmek, doğruluk konusunda eğitmek için yararlı” olduğunu görüyoruz.

Tanrı’nın sözünü ezberlemek ve üzerinde derin derin düşünmek yüreğimizin değişmesinde neden ve nasıl bir etki yaratır?

Bazen denenmelerle yüreğimizin Tanrı’nın isteklerine göre şekillenmesi gerekebilir. “Ey Tanrı, yokla beni, tanı yüreğimi, Sına beni, öğren kaygılarımı.” (Mez.139:23). Tanrı’nın bizi denemesindeki amacı, bizim kararlarımızı ve düşüncelerimizi kendi yollarına göre değiştirmesidir.

Şöyle diyor Kutsal Kitap: “RAB′den zevk al, O senin içindeki istekleri yerine getirecektir.” (Mez.37:4)

Denenmelerden başarıyla geçtiğinizde yüreğinizde neler olur? Deneyimlerinizi grupla paylaşınız.

Öncelikle, yürek değişiminin Mesih’in çarmıhıyla kavuştuğumuz kurtuluştan ötürü artık mümkün olduğunu bilelim. Bu değişim sırasında yalnız değiliz; Rab değişmemiz gereken tutumlarımızla bizi yüz yüze bırakır, yani bizi denenmeye tabi tutar, bundan da başarıyla geçmemiz için bize ihtiyacımız olanları sağlar. Artık günahın bizim üzerimizde yetkisi yoktur, ancak bizim bunları terk edip Rab’bi hoşnut etme sorumluluğumuz vardır. Yüreğimizdeki günahları ve kendi benliğimizin amaçlarını irdeleyip itiraf ederek, tövbe edip dua ederek değişimi etkin kılabiliriz. Duygularımızı, düşüncelerimizi ve kararlarımızı, bunlar daha günaha sebebiyet vermeden Tanrı’nın sözünün süzgecinden geçirmeli, tümüyle Tanrı’ya yönelerek uygunsuz olanları terk etmeye kararlı olmalıyız; çünkü imanlının sorumluluğu benliği terbiye etmek değil, onu öldürmektir.

Bu paragrafa göre duygularımızda, düşüncelerimizde ve kararlarımızda Tanrı’nın isteğine uygun tutum kazanmak için neler yapmalıyız?

Mezmurdaki gibi şöyle diyebiliriz: “Ağzımdan çıkan sözler, Yüreğimdeki düşünceler, Kabul görsün senin önünde, Ya RAB, kayam, kurtarıcım benim!” (Mez.19:14)


YÜREĞİMİ SINIYORUM

Aşağıdaki örnekleri okuyalım ve her örnek için şu soruları birlikte cevaplandırıp bunlar hakkında konuşalım:

Bu tepki, nasıl bir yürek tutumuyla bağlantılı sizce?

Değişim için atılması gereken adımlar neler olabilir? Konuyla ilgili aklınıza bir ayet geliyorsa, lütfen paylaşın.

dummy2 • Aylin ve Ahmet konuşuyorlar:
Aylin: Her şeyden elimi ayağımı çekmek istiyorum.
Ahmet: Neden?
Aylin: Ben aslında o hizmeti yapacaktım ama benden önce Esra davranmış. Çok gücüme gitti. Ben de artık hiçbir şey yapmayacağım.

dummy2 • Telefonda Aydın Bey karısıyla konuşmaktadır:
- Mine nerede kaldın?
- Trafik var… Biraz geç kalacağım.
- Niye erken çıkmadın?
- Çocukları bekledim. Okuldan geldiler, çıktım, şimdi geliyorum.
- İki saattir bekliyorum, toplantıya da geç kaldık! Çabuk olsan olmaz, değil mi? Her zaman aynısını yapıyorsun! (Bu arada sesi de çok yükselmiştir)
- İyi de Aydıncığım, benim ne suçum var? …
Aydın Bey telefonu karısının yüzüne kapatmıştır.

dummy2 • İki eski arkadaş, eşleriyle birlikte yemeğe çıkarlar. Biri Mesih’e yeni iman etmiştir. Konu eski günlere gelir, diğeri, birlikte kızları nasıl tavladıklarından, mahalle kavgalarından, çaldıkları motordan söz etmeye başlar. Adam Mesih’e iman etmeden önceki günlerini anlatan arkadaşının konuşma tarzına çok içerler. Artık değiştiğini söylediği halde, arkadaşını bir türlü ikna edemez. Sonunda sinirlenir, masadan hışımla kalkar, olay büyür ve hakaretler havada uçuşur. Her şey bittikten sonra, imanlı olan, hala nasıl ve neden değişmemiş olduğunu düşünür, imanının gerçekliğini sorgular.

dummy2 • Çiğdem ara sıra da olsa kiliseye gitmeyi sürdürüyor, ama bir süredir dua etmiyordur. Arkadaşı bir konuda kendisinden dua etmesini ister. Çiğdem, “Senin için seve seve ederim, eminim Rab seni yanıtlar, ama istersen başkası dua etsin arkadaşım, çünkü kiliseye sık sık geldiğim halde uzun süredir beni yanıtlamamakta ısrarcı! İşine köstek olmayayım ben…” diye cevap verir.

ZAKKAY RAB’LE KARŞILAŞINCA

Luka 19:1-10’u birlikte okuyalım.

Şu soruları aramızda konuşalım.

Zakkay’ın değişiminde etkin olan durumu aramızda tartışalım.

Rab’le karşılaşmak, O’nunla zaman geçirmek, yüreğimizde somut olarak nasıl bir değişime neden olur?

Her birimiz “yüreğimizin değişmesi”yle ilgili kendi deneyimlerimizden birer örnek verelim.


UYGULAMA

Yüreğimizi değiştirmenin ancak Rab’le zaman geçirmekle, O’nunla birlikte yaşam sürmekle mümkün olduğunu öğrendik.

O’nunla zaman geçirmek için neler yapıyoruz?

Özellikle, Kutsal Kitap okumaya ve dua etmeye zaman ayırma konusunda ne gibi adımlar atabiliriz?

Aldığınız kararları bir kenara not edin. Bu kararları uygulama konusunda grubunuzdan bir veya iki kişinin sizi denetlemesini isteyin.

Aşağıdaki mezmuru bir kâğıda yazıp akşam dualarınızda bu mezmuru hatırlayın.

Ey Tanrı, yokla beni, tanı yüreğimi, Sına beni, öğren kaygılarımı. Bak, seni gücendiren bir yönüm var mı, Öncülük et bana sonsuz yaşam yolunda! (Mez.139:23-24)

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18