SIKINTILARA DAYANIYORUM! (3)

dummy1

SIKINTILARA DAYANIYORUM! (3)

SIKINTI İÇİNDEYKEN YALNIZ DEĞİLİZ

dummy1

Gökyüzündeki Yıldızlar Kadar

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.

Aşağıdaki linkten Birlikte Candan Erçetin’in seslendirdiği “Ben Yalnızım” şarkısını dinleyelim.

https://www.youtube.com/watch?v=HIW88ERJoEA

Şarkıyı dinledikten sonra, aşağıdaki soruları birlikte cevaplandıralım:

Bize yalnız olduğumuzu düşündüren nedir? Üzerinde biraz daha düşününce, sizce bu düşünce ne kadar doğrudur ve zor durumlarda neden böyle düşünmeyi tercih ederiz?

Özellikle sıkıntı çekerken, gerçekte en çok ihtiyaç duyduğumuz nedir sizce?

Sıkıntılı dönemlerimizde bize yardım edebilecek kim veya kimler var etrafımızda?

Mezmurlar’da, “Tanrı sığınağımız ve gücümüzdür, Sıkıntıda hep yardıma hazırdır” (Mez.46:1) denir.

Grubumuzda, sıkıntı içindeyken Tanrı’dan yardım gören ve bunu paylaşmak isteyen bir kardeşimiz varsa, kısaca neler yaşadığını paylaşabilir.


USTA ÇIRAK İLİŞKİSİ

dummy1

Aşağıdaki öyküyü grubumuzda yüksek sesle okuyalım ve aşağıdaki soruları cevaplandıralım.

Ya bardak olacaksın ya da göl...

Ustaların çıraklarına sadece edindikleri mesleği, zanaatı değil, hayatı da öğrettikleri, en geniş ve gerçek anlamıyla eğitmen oldukları dönemde bir ahşap ustası yaşıyordu.

Ustanın çırağı büyüdü, ahşap işlemeyi ve hayatı öğrendi, kendi işini kurdu. Bir süre sonra dostlarından biri oğlunu getirdi, ustadan onu yanına çırak almasını istedi. Fakat bu çırak sürekli yakınıp duran, her şeye bozulan bir çocuk çıktı. Tahta getirmeye gidiyor, döndüğünde ellerine kıymık battığından uzun uzun yakınıyordu. Bir iş teslim etmeye gidiyor, döndüğünde yoldan, sıcaktan, müşterinin tavrından yakınıyordu.

Usta çocuğa bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama sözlerinin hiçbir etkisi olmuyordu. Bir gün usta çırağını köye tuz almaya gönderdi. Çırak ustasının söylediği gibi, tuzu alıp döndü. Usta bir bardak su getirmesini söyledi. Çırak bir bardak suyu da getirdi.

Usta, ′Şimdi o tuzu suyun için dök′ dedi. Çırak ustasının söylediğini yaptı. Sonra usta, ′Şimdi o suyu iç′ dedi.

Çırak suyu içti ve tabii ki içer içmez de tükürdü. Öfkeyle ustasına bakarken, usta ′Nasıldı tadı′ diye sordu. Çırak nefretle, ′Çok tuzlu′ dedi.

Usta çocuğa, ′Tuzu da al gel, gidiyoruz′ dedi. Çırak ustasının peşine takıldı.

Bir süre sonra civardaki gölün kıyısına geldiler. Usta çırağa, ′Bütün tuzu göle dök′ dedi. Çırak söyleneni yaptı.

Usta, ′Şimdi gölün suyundan iç′ dedi. Çırak içti.

′Suyun tadı nasıldı′ diye sordu usta.

Çırak, ′Çok güzeldi′ dedi.

′Peki tuzun tadını hissettin mi′ diye sordu bu kez de.

Çırak, ′Hayır′ dedi.

Usta çırağı karşısına oturtup anlattı: ′Hayattaki bütün olumsuzluklar işte bu bir avuç tuz gibidir. Eğer sen küçük bir bardak su isen, nasıl tuzun bütün acısını tattıysan, hayatın bütün olumsuzluklarından da öyle etkilenirsin. Eğer sen kişiliğinle ve gönlünle bu önümüzdeki göl gibi isen, hayatta karşılaşabileceğin bütün olumsuzluklar seni, o bir avuç tuz gölün suyunu nasıl etkilediyse öyle etkiler, bir bardak suda tattığın acıyı vermez sana.

Seçim senin: Ya bardak olacaksın ya da göl?... ′

http://kopgelchat.com/modul/f.asp?b=b&FB=forbak&fid=578

Çırağın zorlandığı konu neydi? Çırağın hangi tutumlarını kendinizde görüyorsunuz?

Çırağın tepkilerine karşılık ustanın tepkisi nasıl oldu? Ne yaptı?

Sizin zorlandığınız konulara “büyük ustanız” nasıl müdahale eder?


BÜYÜK USTAYA DANIŞMAK

Bozulmuş dünyanın “doğal” döngüsü, zorlukları biz daha aramadan karşımıza çıkarır. Fakat Tanrımız iyidir ve “Tanrı′nın, kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz” (Rom.8:28).

Geçen derslerimizde gördüğümüz gibi, denenmelere ve sıkıntılara Tanrı’nın istediği tutumla yaklaştığımızda, Rab bunları O’nda olgunlaşıp büyümemiz için kullanır (Rom.5:1-5; Yak.1:2-4). Fakat sıkıntı içindeyken kafamızın karışması ve bizi gitgide daha olumsuz yöne çekmesi de mümkündür. Sıklıkla anlayışımızın ve bilgeliğimizin eksik kaldığını görürüz. Fakat “Büyük Usta” İsa Mesih, bizi asla çözümsüz ve yetim bırakmaz.

Yakup 1:5-8 ayetlerini grubumuzda yüksek sesle okuyalım.

Tanrı bize bilgelik vaat ediyor. Bilgelik, doğru şeyi, doğru şekilde, doğru zamanda ve doğru motivasyonla yapmaktır.

Bu ayetlere göre Tanrı bize hangi şartlar altında bilgelik verir?

Bunu usta çırak ilişkisi gibi düşünürsek, Tanrı’ya “nasıl yapacağımı bilemiyorum!” dediğimiz zaman, o bize nasıl davranır?

Bilgeliğimizin eksikliğinin farkına varıp O’dan alçakgönüllü bir şekilde bunu dilediğimizde Tanrı bize bunu bazen anlayışımızı artırarak, bazen Kutsal Kitap ve bazen de kardeşlerimiz aracılığıyla verir. Bizim üzerimize düşen, alçakgönüllü bir yürekle Tanrımız’ın önüne duayla gelip değişmeyen iyiliğinden emin bir şekilde “Ustamız”dan istemektir.

dummy1

DANIŞMANI DİNLEMEK

Aşağıdaki örnek olayları tek tek okuyalım ve her bir örnek için şu soruyu birlikte cevaplandıralım:

Sizce bu kişilerin doğru veya yanlış yaptığı şeyler nelerdir?Bu soruyu aşağıdaki ayetler ışığında grubumuzda cevaplandıralım.

Sözün adımlarım için çıra, Yolum için ışıktır. (Mezmur 119:105) 

Bu nedenle, Kutsal Ruh′un dediği gibi, “Bugün O′nun sesini duyarsanız, Atalarınızın başkaldırdığı, Çölde O′nu sınadığı günkü gibi, Yüreklerinizi nasırlaştırmayın.” (İbraniler 3:7)

Size gelince, kardeşlerim, iyilikle dolu, her bilgiyle donanmış olduğunuzdan ben eminim. Ayrıca, birbirinize öğüt verebilecek durumdasınız. (Romalılar 15:14)

dummy2 • Mesut bu yıl derslerinde zorlanmaktadır. Hem üniversite sınavı yaklaşmakta, bu arada voleybol takımında oynamakta, kilisede gençlik grubuna katılıp diğer kilise etkinliklerine de katılmaya çalışmaktadır. Mesut her şeyi bir arada götürmeye çalıştığı için bir süre sonra bitkin düşer, daha tahammülsüz biri olduğunu fark eder, arkadaşları ve ailesiyle arası bozulmaya başlamıştır. Kilisede gençlik önderiyle konuşmaya karar verir…

dummy2 • Ayşe yakın zamanda çok sevdiği arkadaşıyla bir konuda fikir ayrılığına düşer. O her ne kadar kendisinin haklı olduğunu düşünse de, arkadaşı bunun tam tersini düşünüyordur. Önemsiz olan bu konu üzerine gereksiz yere tartışan iki arkadaş birbirlerini pek aramaz olur ve pek görüşmemeye çalışırlar. Ayşe her dua etmeye başladığında, içinden bir ses ona arkadaşını araması gerektiğini söyler, fakat o inatla bunu bastırmaya çalışır. Huzursuzluğu iyice arttığı halde kendinin haklı olduğunu tekrar eder, yaptığından geri adım atmak istemez.

dummy2 • Emrah’ın kiliseden yakın arkadaşı Mustafa, ebeveynleriyle yaşadığı sorunları paylaşır. Emrah dinledikleri karşısında tüm hatanın arkadaşının anne babasında olmadığını kolayca anlar. Arkadaşını dinlerken Kutsal Kitap’taki sözler aklına gelse de, arkadaşının bunlardan kırılacağını düşünerek bunları Mustafa’ya hatırlatmaktan çekinir ve ona bu konu hakkında Rab’be danışmasını tavsiye eder.


HER ŞEYİ RAB′BE BIRAK ONA GÜVEN

dummy1

37. Mezmur, zor durumlarda Tanrı’nın isteğine göre davranma konusunda bize yardımcı olacak birçok öğütle doludur. Grubumuzda Mezmur 37’yi yüksek sesle okuyalım ve aşağıdaki soruları birlikte cevaplandıralım.

Okuduğunuz bölümde hangi öğütler dikkatinizi çekti?

Okuduğumuz bölüme gore, Rab’be güvenmenin bize yararı nedir?


UYGULAMA

Bu hafta, kendimizin veya çevremizde arkadaşlarımızın yaşamakta olduğu sıkıntılarla ilgili Rab’den bilgelik isteyelim. Rab’bi seven arkadaşlarımıza, Kutsal Kitap’a ve duayla Rab’be bilgelik vermesi için kulak verelim. Mümkünse tecrübelerimizi not edelim ve gelecek hafta grubumuzda bunları paylaşalım.


Bu ayeti hafta boyunca, ama özellikle ne zaman sıkıntıya düşsek hatırlayalım:

“Sizleri Oğlu Rabbimiz İsa Mesih′le paydaşlığa çağıran Tanrı güvenilirdir.” (1Ko.1:9)

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18