SIKINTILARA DAYANIYORUM! (4)
SIKINTILARA BİTİREN ZAFER
Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.
Böyle gelmiş, böyle mi gidecek?
Aşağıdaki linkten Erkin Koray’ın “Fesuphanallah” şarkısını dinleyelim.
http://www.youtube.com/watch?v=_wQOV7ds9acŞimdi grubumuzda aşağıdaki soruları cevaplayalım.
• Sıkıntılarla karşılaşan kahramanımız kendi ruh halini hangi sözlerle tanımlıyor?
• Bu kişinin gelecekten beklentisi nedir?
Kutsal Kitap bizim umutsuz olmadığımızı aksine bu umutla övündüğümüzü söylüyor.
“Tanrı′nın yüceliğine erişmek umuduyla övünüyoruz.” (Romalılar 5:2) Bu ayetin ışığında şu soruyu nasıl cevaplayabiliriz; paylaşlım.
• Rab’bin sunduğu bu umut, yaşamı gerçek anlamda nasıl etkiler?
UMUTLA YAŞARIZ
Aşağıda gerçek hayattan alınan bir bölüm okuyacaksınız. Grubumuzda bu bölümü yüksek sesle okuyalım ve ardından gelen soruları birlikte cevaplandıralım.
...Hiç de iyi öğrenci değildim. Ortaokul yıllarında ödevlerimi ya yapmazdım, ya yarım yamalak yapardım... Ders sırasında öğretmene pek dikkat etmezdim çünkü zaten okulda ne olup bittiğini pek kavrayamadım... Sistemi anlayamadım herhalde? Yapmadıklarımdan hep sıkıntıdaydım. Yaptığım yaramazlıklar için de... Neyse ki, sıkıntılarla dolu günlük hayatımda arada sırada “arka planda” sevinçli ve mutlu olduğumu fark ederdim. Resmen kendi kendime sorardım: neydi o sevindiren şey, o güzel beklenti? Bir an düşündükten sonra hatırlardım: “Aaa... evet... Yazın yazlık evimize gideceğiz ve bütüüüün yaz mayomu çıkarmayacağım, her gün denize gireceğim ve her şey çok güzel olacak! İşte, hayat yaşanmaya değer!” derdim kendi kendime... Haydi gayret, dayan... Yaz geliyor!
Okuduğumuz bölümde öğrencinin yaşamını katlanabilir yapan şey nedir?
Kendi yaşamımda, yaşamımı katlanabilir hale getiren, her şeye rağmen devam etmemi sağlayan neler var?
SIKINTILARIMIZ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNE SERİLECEK YÜCELİK KARŞILAŞTIRILMAYA DEĞMEZ!
İnsanların umutsuzlukla çevrelendiğini her gün görsek de, Mesih öğrencileri olarak gerçek bir umuda sahibiz. Titus 2:13’te bu umut Mesih’in gelişi olarak karşımıza çıkıyor. Romalılar 5. bölümde, “Tanrı’nın yüceliğine erişmek umuduyla övündüğümüz” söylenir. Yücelik sadece “parlaklık” anlamına gelmez. Bu ayette okuduğumuz yüceliğin anlamı, insan olmanın gerçek ve asıl amacına ulaşmaktır. Yücelik burada günahtan arı, sevgi ve kutsallıkla dolu, Tanrı’yla ayrılmaz bir şekilde beraber olmak anlamında kullanılmıştır.
Grubumuzda Romalılar 8:17-25 ayetini yüksek sesle okuyalım.
Bu ayetlerde, günahın yargısı olarak yaratılış “amaçsızlığa teslim” edildiğini ve “yozlaşmaya köle” olduğunu belirtiyor. Ama yaratılış insanın egemenliğine tabi kılındığı gibi, Mesih tekrar geldiğinde “Tanrı’nın çocukları” (imanlılar) yüceliğe kavuşacak ve onlarla birlikte yaratılış yozlaşmaya kurtulacak, yeni yeryüzü ve yeni gökler meydana gelecek. Yaratılış bu anı “dört gözle” bekliyor.
Grubumuzda Romalılar 8:17-25 ayetleri ışığında şu soruları cevaplandıralım.
8:17’ye göre acı çekmek ve yüceltilmek arasında nasıl bir bağlantı görüyoruz? Bu düşünce bizi nasıl etkiler?
8:18’ye göre bu hayatı nitelendiren acıları (kanser, savaş, tecavüz, AİDS, fakirlik, zulüm vs.) bizi bekleyen yücelikle karşılaştırırsak hangisi daha büyük? Bu geleceği kavrarsa ve buna inanırsak, düşüncemizi nasıl etkiler?
8:24-25 ayetlerine göre, ümidin “doğası” nedir? Ümit ile sabır arasındaki ilişki nedir? Bu anlayış hayatımızı nasıl etkiler/etkileyebilir?
Şimdilik yaşadığımız bu umutsuz dünyada Mesih takipçileri olarak sahip olduğumuz bu değerli umut yaşamımızı şekillendirir.
UMUDUN GETİRDİKLERİ
Aşağıdaki örnekleri grubumuzda yüksek sesle okuyalım ve her örnek durum için şu soruları cevaplayalım:
Bu kişi umuttan yoksun bir yaşam sürüyorsa, yaşadığı bu olay karşısında ne gibi tepkiler verecektir? Bu tepkiler toplumumuzda neden “normal” görülür?
Bu kişi “normal” görülen bu tepkileri vermekten kaçınmak ve Mesih’teki umudunu beslemek için neler yapabilir?
• Yakın zamanda işini kaybeden Ümit, kirasını ödemekte ve evinin zaruri ihtiyaçlarını karşılamakta bir hayli zorlanmaktadır. Geçen üç ay içinde tüm çabalarına rağmen yeni bir iş bulamamıştır.
• Oya Hanım yakın zamanda eşini ve oğlunu bir trafik kazasında kaybetmiştir. Kazadan önce mutlu bir eş ve anne olan Oya Hanım şimdi tek başınadır.
• Köyünde balıkçılık yapan Ahmet, birkaç ay önce denizden ağları çekerken belini incitmiştir. Sosyal bir güvencesi ve balıkçılıktan başka hiçbir geliri olmayan Ahmet ailesini geçindirmek için balığa gitmek zorundadır, fakat belindeki ağrı fiziksel bir şey yapmasını imkansız kılmaktadır.
• Hatice üniversite eğitimine devam etmekte olan başarılı bir öğrencidir. Anne babasını son ziyarete gittiğinde bir akşam yemeği sırasında evlatlık olduğunu öğrenmiştir. Bu şok onu bunalımın kıyısına sürüklemiştir.
Yaşadığımız sıkıntılar umut etmekle ortadan kalkmasa bile, umut etmek bizde nasıl dayanma gücü yaratabilir?
UYANINCA SURETİNİ GÖRMEYE DOYACAĞIM
Grubumuzda 17. Mezmur’u yüksek sesle okuyalım, daha sonra aşağıdaki soruları cevaplandıralım…
Davut hangi sıkıntılarla mücadele ediyordu?
Bunlar karşısında sadık ve sabırlı olmak için neler yaptı?
Son ayete dikkat edersek, Davut’un nasıl bir ümidi vardı? Bu ümit, mezmurda açığa çıkardığı davranışlarını nasıl etkilemiştir?
Bundan kendimiz için nasıl dersler çıkarabiliriz?
UYGULAMA
Bu hafta, insanların sıkıntılara verdikleri tepkileri gözlemleyelim. İnsanların sıkıntılara neden farklı tepkiler verdiklerini ve umudun sıkıntılar üzerindeki etkilerini düşünüp tespitlerimizi not alalım.
Aynı zamanda, kendi hayatımızda çektiğimiz sıkıntılar ve yaşadığımız zorluklar karşısında, “yüceliğe erişmek” ümidine sahip olmanın, tepkilerimizi nasıl yönlendirebileceğini düşünelim. Bu konudaki deneyimlerimizi de not alalım.
Bu tespitleri gelecek hafta grubumuzda paylaşalım.
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.