HİZMETKAR ÖNDERLİK (1)

dummy1

HİZMETKAR ÖNDERLİK (1)

ÖNDER KİMDİR?

dummy1

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.

Acaba Ben Bir Önder (Lider) miyim?

“Acaba ben bir önder (lider) miyim?” Daha önce bu soruyu kendimize hiç sorduk mu? Eğer sormadıysak, şimdi bu soru üzerinde düşünüp cevaplarımızı nedeniyle birlikte grubumuzda konuşalım.

Bugüne kadar birçoğumuz liderlik üzerine medya kanallarından yorumlar dinlemiş, makaleler, kitaplar okumuş, birçok olumlu veya olumsuz örneklerini görmüş, deneyimlemiş veya yapmış olabiliriz. Peki, yaşamın çeşitli alanlarında fazlaca gündemde olan bu kavramı nasıl tanımlayabiliriz?

Aşağıdaki soruyu, gözlemlerimize ve edindiğimiz yaşamsal tecrübelere göre grubumuzda cevaplayalım.

Liderlik nedir? Nasıl tanımlayabiliriz?


GERÇEK BİR ÖNDERLİK ÖYKÜSÜ

Aşağıdaki hikâyeyi birlikte okuyalım. Bitiminde sorulan soruları aramızda konuşalım.

Doktorlar acı haberi Alex’in ailesine söylediklerinde, Alex sadece bir yaşındaydı. Alex, çocuk kanserine yakalanmıştı. Tümör alındı ve 4 yaşına geldiğinde kök hücre nakli yapıldı. Ama Alex yürüyemiyordu ve ölüm riski ile yaşamak zorundaydı.

Doktoruna sordu: ‘Beni neden iyileştiremiyorsunuz?’

Doktor, ‘Daha bir tedavi yöntemi bulamadık,’ dedi.

‘Neden bulamadınız?’

‘Çünkü yeteri kadar araştırma yapamadık.’

‘Neden?’ diye sordu Alex.

‘Bunun için para gerekiyor,’ dedi doktor.

Bir hafta sonra Alex hastaneden taburcu olurken annesinin kulağına fısıldadı: Anne ben kanser araştırmaları için nasıl para bulacağımı biliyorum. Limonata satacağım ve biriktirdiğim para ile bütün kanserli çocukları kurtaracağım.

Annesi Alex’in neler yapabileceğinden habersiz, bir umut ile yaşasın diye bu fikre sıcak baktı.

Markete gidildi, limonlar alındı ve limonatalar yapıldı. Baba da bir tezgâh satın aldı. Bir hafta içinde evin önüne bir limonata tezgâhı kuruldu. Alex bardağı 50 sente limonataları satmaya başladı. Tezgâhın üstünde, ‘Gelirler çocuk kanseri araştırmalarına bağışlanacaktır’ yazıyordu.

İşler ilk gün inanılmaz iyi gitti. Alex ilk gün 1200 dolar para kazanmıştı. Çünkü çoğu müşteri 50 sentlik limonata için 20 veya 50 dolar vermişti. Alex her sabah heyecanla ve inançla kalkıyor ve tezgâhın başına geçiyordu. Bütün mahalle sakinleri Alex’in limonata tezgâhına akın etmişti.

Çok geçmeden gazeteler ve televizyonlar da durumdan haberdar oldu. Alex’in limonata tezgahı hakkında haberler yayınlanmaya başladı.

Ünlü TV Kanalları Alex’i programına davet etti. Artık tüm Amerika Alex’i tanıyordu. Neredeyse tüm ülke seferber olmuştu. Alex’in hikâyesini duyan yüz binlerce yetişkin ve çocuk, mücadelesine katkıda bulunmak için limonata tezgahları açmaya başladı. Neredeyse her mahallede bir limonata tezgâhı vardı.

Alex, kanser ile mücadeleyi 8 yaşında kaybetti. Ama diğer kanserli çocuklar için bir umut kapısı aralamıştı. Alex hayatını kaybettiğinde, Alex’in ailesi tarafından kurulan vakıf tam 27 milyon dolarlık bağış topladı. Bu bağış, 50 üniversitede 100’den fazla çocuk kanseri araştırmasında kullanıldı. Şu anda çocuk kanseri tedavisinde bir yol kat edildiyse, bu 4 yaşındaki Alex sayesindedir.

Alex sadece 4 yaşında olmasına rağmen, tüm Amerika’yı inandığı gerçek uğruna birleştirdi ve fark yarattı. Alex sadece bağış toplamadı. Aynı zamanda bir bilinç yarattı. En önemlisi de koşullar ne olursa olsun, insanların fark yaratabileceğini gösterdi.

İşte gerçek liderlik budur.

Ve diğer insanları önemseyen ve bir amacı olan herkes bunu yapabilir.

Bu yazıyla ilgili şu soruları birlikte cevaplandıralım:

Okuduğunuz yazıda Alex 4 yaşında olmasına rağmen, “gerçek lider (önder)” olarak tanımlanıyor. Sizce böyle tanımlanmasının nedeni nedir?

Alex’in başlattığı kampanya tüm ülkeye yayılmasaydı, sadece kendi mahallesinde veya şehrinde sınırlı kalsaydı, Alex yine de “lider” olarak tanımlanır mıydı?


HİZMET EDİLMEYE DEĞİL HİZMET ETMEYE GELDİ

Kaynakları araştırdığımız zaman liderlik üzerine birçok tanım bulabiliriz. Her biri kulağa hoş gelen, faydalı, aynı zamanda “mükemmel lider”i işaret eden tanımlardır. Ama gerçek dünyaya baktığımızda bu tanımları yansıtan kaç tane lider görebiliriz? Dünyanın liderlik modelinde “popüler olan her şey benim içindir” anlayışı içermektedir. Bu dünyada popüler olan ise güç, para ve ündür. Birçok lider, sanki koyunlar çobanın yararı için yaratılmış gibi davranmaktadır. Egemen olmak ve kendi sözünü geçirmek liderliklerinin merkezindedir.

Kutsal Kitap’ın önderlik anlayışı ile dünyanın önderlik anlayışı tamamen çelişmektedir. Matta 20:25-28 ayetlerinde “…İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: “Bilirsiniz ki, ulusların önderleri onlara egemen kesilir, ileri gelenleri de ağırlıklarını hissettirirler. Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkarı olsun. Aranızda birinci olmak isteyen, ötekilerin kulu olsun. Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.” yazılmaktadır.

Şimdi grubumuzda dünyanın önderlik anlayışı ve Kutsal Kitap’ın önderlik anlayışı üzerinde düşünüp konuşalım. Bu iki görüş hangi noktalarda çelişmektedir, belirtelim.

Dersimizin girişinde sorulan “Acaba ben bir önder miyim?” sorusuna verdiğimiz cevapları tekrar hatırlayalım. Belki de bu soruya birçoğumuz hiç düşünmeden “hayır” cevabını vermişizdir. Bunun altında birçok neden yatabilir. Bu nedenlerden biri de; büyük kitlelere önderlik eden, hep göz önünde olan, “hitabet” gibi özel yeteneklere sahip kişilerin lider olabileceği görüşüdür. Oysa ki, bazı Hıristiyan düşünürlerin de tanımladığı gibi liderlik, bir etkileme sürecidir. İnsanların özel veya iş yaşamlarındaki amaçlarına ulaşmaları için düşüncelerini, davranışlarını veya gelişmelerini etkilemenin bir yolunu aradığımızda önder rolünü üstleniriz. Yani hepimiz yaşamlarımızın bir alanında birine veya birilerine önderlik etmekteyiz. Anne baba olarak çocuklarımıza, arkadaşlarımıza, işimizde, okulda, kilisede birilerini mutlaka etkiliyoruzdur. O zaman bizler de kendimizi, etkilediğimiz kişilere bağlı olarak bir kişiye veya bir gruba hizmet ederek, önderlik eden kişiler olarak görebilir, önderlik sorumluluğunu taşıyabiliriz. Onların içsel gelişmeleri, imanda büyümeleri ve Tanrı yolunda güçlenmeleri için yardımcı olabiliriz.

Artık bu noktadan sonra hangi önderlik modelini kendimize örnek alacağımızı düşünmeliyiz. Dünyadaki önderlik modelini mi, yoksa Kutsal Kitap’ta bize açıklanan ve en güzel İsa’da tanık olduğumuz önderlik modelini mi?


ÖRNEKLEME

Aşağıdaki örnek diyalogları okuyalım ve şu soruları her bir örnek için birlikte cevaplandıralım:

• Verilen örneklerdeki önderlikler üzerinde düşünüp nasıl bir önderlik modeli sergiledikleri üzerinde konuşalım.

dummy2 • Kilise önderi olan Muhsin Bey, yardımcısı Tahsin Bey’le kilisedeki gençlik hizmeti hakkında konuşmaktadırlar…
Tahsin: Son aylarda gençlik hizmetinin çok iyi gitmediğini fark ediyorum. Acaba neden?
Muhsin: Gençlik hizmeti önderinden kaynaklanıyordur.
Tahsin: Aslında gençlik hizmeti önderi özveriyle hizmet ediyor.
Muhsin: Yok yok, en iyisi ben onu, onun önderi olarak bir fırçalayayım.

dummy2 • Derya ve Fatma aralarında çalıştıkları şirketin müdürü hakkında konuşmaktadırlar.
Derya: Müdürümüz Murat Bey ne kadar karizmatik biri değil mi?
Fatma: Kesinlikle! Geçen ne kadar etkili konuştu, herkes ağzı açık onu dinliyordu.
Derya: Evet çok etkili konuştu ama tam olarak ne demek istedi anlamadım.
Fatma: Duydun mu yakında işten ayrılıyormuş, şirket sahibi çalışmalarından memnun değilmiş.
Derya: Hımmmm…

dummy2 • Arzu: Nermin şuradaki adamı gördün mü? Hani şu çadırların yanında yerdeki çöpleri toplayan adamı.
Nermin: Evet, evet gördüm. Aaaaa kilise önderi değil mi o? Ne kadar alçakgönüllü biri. Haydi gel, biz de ona yardım edelim.

dummy2 • İsmet: Ne oldu Mete, keyfin yok gibi?
Mete: Önderim şimdi sizi meşgul edip canınızı sıkmayayım.
İsmet: Olur mu öyle şey Meteciğim, gel otur şöyle. Anlat haydi, nedir canını sıkan?
Mete: Bazı aile sorunları yaşıyorum. Ama bir türlü çözüm bulamıyorum.
….. Mete sorununu önderine anlatır.
İsmet: Mete gel, önce bu sorunun hakkında dua edelim. Bu konuda sana destek olmak istiyorum. Ne gerekirse yapacağım. Senin için dua etmeye de devam edeceğim. Üzülme, Rab sayesinde birlikte bu sorunun üstesinden geleceğiz.


AHIRDAKİ KRAL

dummy1
Luka 2:1-20 ayetlerini yüksek sesle okuyalım. Aşağıdaki soruları birlikte yanıtlayalım.
  • Okuduğunuz ayetlerde melekler çobanlara nasıl bir müjde duyuruyor? Bu müjde insanlık için ne ifade ediyor?
  • Bahsedilen Kurtarıcı ve Rab Mesih nasıl bir yerde doğuyor? Dünyasal önderlik anlayışına göre bir kurtarıcının, Mesih’in nasıl bir yerde doğup büyümesi beklenirdi?

UYGULAMA

Bu hafta davranışlarımızı, düşüncelerimizi ve yaşam yolumuzu en çok etkileyen kişileri düşünelim. Nasıl kişilerdi? Bizleri nasıl etkilediler? Dersimizde liderliği bir etkileme süreci olarak tanımlamıştık. Bu kişiler bizde bir etki yarattığı için, bize liderlik ettiklerini söyleyebiliriz.

Peki bizler başkalarının davranışlarını, düşüncelerini etkiliyor muyuz, düşünelim. Kimleri, nasıl etkilediğimizi ve nasıl onlara hizmet ettiğimizi bulmaya çalışalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18