ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK (3)

dummy1

ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK (3)

İSA GİBİ

dummy1

TANRI ALÇAKGÖNÜLLÜDÜR!

Aşağıdaki yazıyı yüksek sesle okuyalım.

Tanrı’yı cehennemin yerine seçmemiz O’na pek övgü getirmez. Ama Tanrı bunu bile kabul etmektedir. Tanrı bizim O’nun yüceltip yüceltmediğimize bakmadan sonsuza kadar sürecek alevlerin korkusuyla O’na sığınmamıza memnuniyetle izin verir. Çünkü Tanrı’da gurur yoktur. Tanrı’da gurur olsaydı bizi bu koşullarla kabul etmezdi. O bizi fethetmek için eğilir. Elini uzatmakla kalmaz bizi sarıp sarmalamak için dizlerinin üstüne çöküp O’na sarılmamıza fırsat verir.

Şu soruyu cevaplamaya çalışalım;

Bu yazı Tanrı’nın alçakgönüllülüğü hakkında size ne düşündürüyor?

İsa Mesih kendisi için şöyle diyor:

“Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur.” (Mat.11:29)

Bu ayetin ışığında soruyu aramızda konuşalım.

Böyle bir öğretiyi, Tanrı’nın alçakgönüllü olmasını da düşünerek, nasıl değerlendiriyorsunuz?


ALÇAKGÖNÜLLÜ KRALIMIZ!

Aşağıdaki öyküyü yüksek sesle okuyalım. Sonra öykünün ardından gelen soruları birlikte cevaplandıralım.

Hizmetlim su taşımaktan yeni dönmüştü ki kapı çalındı. Kimin geldiğini aslında anlamıştım. Kapıyı açtım karşımda iki adam biraz şaşkın karşımda duruyorlardı.

“Buyurun” dedim. Öğrencilerden biraz daha yaşça büyük olanı sanırım adı Kefas’tı; “Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede? diye soruyor” dedi. Bunu söyledikten sonra bir adım geri çekilerek benim vereceğim tepkiyi merakla bekledi. Ben gülümsedim; önden giderek, “Gelin, gelin ben de sizi bekliyordum” dedim.

İki adam biraz tedirgin arkamdan geldiler. Merdivenleri çıkıp konuk odasından içeri beraberce girdik. Kendini Yuhanna olarak tanıtan adam, “Şimdi Fısıh yemeği için hazırlık yapmamız gerekiyor” dedi. Onları tekrar aşağıya indirip mutfağa götürdüm. Emirlerine iki hizmetkârımı verip “Ne gerekiyorsa yapın. Her şeyi kullanın, bütün ev sizindir” dedim. İki öğrenci daha önce birçok inanılmaz olaya tanık oldukları halde bu duruma biraz zor alışmışlardı.

Akşamüstüne doğru on bir kişi daha evimin kapısının önünde belirdi. İçlerinden biri birkaç gün önce Yeruşalim’e bir sıpanın üzerinde girmiş olandı. Görür görmez O’nu tanıdım. Herkes o gün O’nu karşılamaya çıkmıştı. Ben de oradaydım. Bir kral gibi şehre giriyordu. Ama gösterişli bir atın ya da tahtırevanın üstünde değil, sıradan zavallı bir sıpanın üzerindeydi. Peygamber Zekeriya’nın sözleri halkın dilinde kulaktan kulağa dolaşıyordu: “Siyon kızına deyin ki, ‘İşte alçakgönüllü Kralın eşeğe evet sıpaya eşek yavrusuna binmiş sana geliyor”. (Zek.9:9)

Hepsi hazırlanan odaya çıktılar. Ne hizmetlileri ne de beni istediler yukarıya. Ama ben ne yapacaklarını merak ediyordum.

Birlikte yemek yediler. Zaten sofrada çok fazla bir şey yoktu. İsa yerinden kalktı, üstlüğünü bir kenara koydu. Bir leğene su doldurup Andrea’nın yanına gitti. Önünde eğildi, ayaklarını alıp yıkamaya başladı. Hemen bir hizmetkâr çağırmak istedim. Kendimi de suçluyordum. Nasıl bir ev sahibiydim ki ben geldiklerinde ayaklarını yıkamamıştım. Ama bunların hiçbirini istememişti.

Hiçbir şey yapamadan öylece olanları seyrettim. İsa bütün odadakilerin ayaklarını tek tek yıkadı, havlu ile kuruladı. Petrus bu işten çok hoşlanmamış gözüküyordu.

Sonunda hepsinin ayaklarını yıkadı ve “Size ne yaptığımı anlıyor musunuz?” dedi. “Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz, öyleyim. Ben Rab ve Öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım; öyleyse, sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız. Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek gösterdim. Size doğrusunu söyleyeyim, köle efendisinden, elçi de kendisini gönderenden üstün değildir. Bildiğiniz bu şeyleri yaparsanız, ne mutlu size!” “Hepiniz için söylemiyorum, ben seçtiklerimi bilirim. Ama, ‘Ekmeğimi yiyen bana ihanet etti’ diyen Kutsal Yazı’nın yerine gelmesi için böyle olacak. Size şimdiden, bunlar olmadan önce söylüyorum ki, bunlar olunca, benim O olduğuma inanasınız. Size doğrusunu söyleyeyim, benim gönderdiğim herhangi bir kimseyi kabul eden beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur.”

Hayatımda hiç böyle bir şey görmedim! Öğretmen öğrencilerinin ayaklarını yıkıyor! Daha dün krallar gibi karşılanan, o kadar mucize yapan, Mesih olarak beklenen adam değil miydi bu? Bir kölenin yapacağı şeyi yapıyor, bir de bunu öğrencilerinden yapmalarını bekliyordu.

Birkaç gün sonra O’nu ezgilerle karşılayan halk “Tanrı’nın Oğlu olduğunu ileri sürüyor” diye O’nun çarmıha gerilmesi için bağırıyordu. Çarmıhı üzerinde asılan yaftada onun bir kral olduğu yazılıydı. Bir tek şey kafama takılı kaldı; Tanrı’nın Oğlu ve Kral ise, O nasıl olur da kendi yarattıklarının, kullarının ayaklarını yıkar?

Hikâye aslında bir hayal ürünü değil, gerçek, yaşanmış bir olaydır. Hikâyenin sonundaki soruyu biz de kendimiz için sorup aramızda bununla ilgili konuşabiliriz:

İsa Mesih, Tanrı’nın Oğlu ve Kral ise, O nasıl olur da kendi yarattıklarının, kullarının ayaklarını yıkar?


MESİH’E BAK!

Her şeyden önce alçakgönüllülük hakkında öğrenmemiz gereken temel gerçek Tanrı’nın kendisinin alçakgönüllü olmasıdır. İnsan ve melekler gurur yüzünden battılar.

Ancak Tanrı, insanla kaybettiği ilişkisini yine alçakgönüllülükle yeniden kurmak için planını uygulamaya girişir. Çarmıhtaki kurtuluş Tanrı’nın Mesih’te sergilediği alçakgönüllülüktü.

Bir teolog, “Tanrı’yı tanımak istiyorsan Mesih’e bak” demiştir. Pavlus aynı şeyi söyler. Mesih’i tanımladığı Koloseliler 3. bölüm, “Görünmez Tanrı’nın görünümü” cümlesiyle başlar. Tanrı alçakgönüllüdür; Mesih’te tüm alçakgönüllülüğünü görebiliyoruz.

Tanrı’nın alçakgönüllü olması bizim günlük yaşantımızda ne gibi bir anlam ifade eder?

O insan bedeni aldı, bir yemlikte doğdu, basit bir ailede yaşadı, marangozluk yaptı, toplumun dışladığı insanlarla birlikte yemek yedi, öğretti, hizmet etti, ayak yıkadı, tutuklandı, yargılandı, işkence gördü, çarmıhta ölüme gitti. Bütün bunlar O’nun alçakgönüllülüğünün göstergesidir. Mesih, kul özünü alan Tanrı’nın alçakgönüllülüğünün ta kendisidir.

Mar.10:45’te, Mesih’in dünyadaki alçakgönüllü düşüncesinin bir ifadesini okuyoruz: “Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.” Mesih yarattığı insanla birlikte sadece yaşamadı ki böyle olsaydı bile bu da inanılmaz bir alçakgönüllülük olurdu, insana hizmet etti. Bu hizmet öğretmek, iyileştirmek, sevgi göstermek ve tabii ki günahlı insanı Tanrı’yla barıştırmaktı.

Tanrı’nın karakteri olan alçakgönüllülük gerçek anlamda çarmıhta görülür. Flp.2:5-9 ayetleri bunu bizim sözlerimizden çok daha iyi anlatıyor: “Mesih İsa′daki düşünce sizde de olsun. Mesih, Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı’ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama kul özünü alıp insan benzeyişinde doğarak ululuğunu bir yana bıraktı. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı. Bunun için de Tanrı O’nu pek çok yükseltti ve O′na her adın üstünde olan adı bağışladı.”

Mesih’in alçakgönüllülüğünün özü, kendini Tanrı’nın önünde alçaltıp teslimiyetinden geliyordu. Bu şekilde insanlara hizmet etti. İsa Mesih kendiliğinden bir şey yapmadığını birçok kez belirtmişti: “Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam.” (Yu.5:30) “Kendi isteğimi yerine getirmek için gelmedim.” (Yu.6:38).

Alçakgönüllülüğün temeli budur. Bizlerde kendiliğimizden bir şey yapamayacağımızı anladığımızda Mesih’e benzer olabiliriz. O’nun alçakgönüllülüğü bizde görünür. İsa Mesih bize şöyle sesleniyor: “Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur.” (Mat.11:29)


ÖRNEK ALDIĞIMIZ

dummy1

Bu oturumda sadece İsa Mesih’in alçakgönüllülüğünü anlamaya odaklanmak istiyoruz. O yüzden aşağıdaki örnekleri bu kez sadece İsa Mesih’in yaşamından aldık. Her örneği, İsa Mesih’in hizmeti, insanlarla olan ilişkileri, Baba Tanrı ile olan bağıyla, yapmak üzere geldiği göreviyle ilgili olarak değerlendirip bizlere bunlarla alçakgönüllülüğünü nasıl gösterdiğini aramızda konuşalım.

  • Matta 3:14-15. İsa Mesih’in, gelişi beklenen Mesih olarak tanımlanırken Yahya tarafından vaftiz edilmesi sizce nasıl bir davranıştı?
  • Matta 21:1-11. İsa Mesih bir sıpaya binerek Yeruşalim’e girer. Bu sizce neyi gösteriyor?
  • Luka 5:30. Ferisiler, “Neden vergi görevlileri ve günahkarlarla yiyip içiyorsunuz” diyerek İsa’ya karşı söyleniyorlardı. Gerçekten de İsa Mesih’in toplumdan dışlanmış bu kişilerle yemek yemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
  • Yuhanna 5:30. “Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. İşittiğim gibi yargılarım ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni gönderenin istediğini yapmaktır.” Bu ayetten İsa Mesih’in Baba ile olan ilişkisindeki alçakgönüllülük hakkında ne öğreniyoruz?
  • Luka 23:32-33. İsa Mesih’i iki suçluyla birlikte çarmıha gerdiler. İsa Mesih’in çarmıha gerilmesini düşündüğümüzde, alçakgönüllü olan kurtarıcı özelliği hakkında ne söyleyebilirsiniz?

AYAK YIKAYAN

dummy1
Tekrar on iki öğrenci ve İsa Mesih’in bulunduğu odaya gidelim. Yuhanna 13. bölümü açıp olayı en başından itibaren okuyalım. Sonra aşağıdaki soruları birlikte cevaplandıralım. Yuhanna 13:1-17 ayetlerini yüksek sesle okuyalım.
  • Yuhanna 13:3 ayetine tekrar odaklanalım. Bu ayet ile İsa Mesih’in bu alçakgönüllülük örneği arasındaki ilişkiyi nasıl açıklarsınız?
  • Ayak yıkama, evlerde kölelere yaptırılan bir işti; misafirperverliğin en önemli göstergelerindendi. İsa Mesih’in bunu öğrencilerine yapmasının nedeni neydi?
  • Ayak yıkamak, simgesel olarak hangi eylemi açıklar?
  • Yuhanna kendi kitabına, “Başlangıçta Söz vardı ve Söz Tanrı ile birlikteydi” diye başlar. Bu Söz’ün İsa Mesih olduğunu ve ayrıca İsa Mesih’in Tanrı olduğunu bu ayetlerden anlıyoruz. İsa Mesih’in öğrencilerin ayaklarını yıkamasıyla Tanrı’nın karakteri hakkında neler öğreniyoruz?

UYGULAMA

Tanrı’nın alçakgönüllülüğünün İsa Mesih’in yaşamında ve ölümünde açıkça görülebildiğini bu oturumda öğrendik.

Mesih’i örnek alan, O’na benzer olmak üzere kurtarılmış olan bizler de hayatlarımızda Tanrı’nın alçakgönüllülüğünü nasıl gösterebileceğimizi düşünelim.

Günlük hayatımızda neler yapabiliriz? Bu hafta bu konuda düşünüp gelecek hafta aramızda düşüncelerimizi paylaşalım.

Yuhanna 13. bölümde bize bir uygulama verilmektedir (Yu.13:13-17).

Gelecek oturumda, İsa Mesih’e benzer bir alçakgönüllülüğe nasıl sahip olabileceğimizi konuşacağız. O zamana dek bu ayetler üzerinde derin derin düşünelim.

Yuhanna 13:14 ayetinde yazılanı yerine getirmeye gayret edelim.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18