OLGUNLUK (4)

dummy1

OLGUNLUK (4)

OLGUNLAŞMAYI GÖRÜYORUM; ÖZVERİ DOLU BİR YAŞAM

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.

Sevgilim! Seni öyle seviyorum ki; Senin için yüce dağları geçer, okyanusları yüzer, çölleri aşarım. Hafta sonu buluşalım… Not: Yağmur yağmazsa (resim aynı şekilde kullanılsın)

Yukarıdaki duvar yazısını okuduğunuzda kişinin sevgisindeki özveri hakkında ne düşünürsünüz?

Olgunluğu “özveri”de görüyoruz. Özveri kişinin başkalarının haklarını kendisinden üstün sayması, fedakarlık yapması ve kendini inkar olarak tanımlanabilir.

Kutsal Kitap’ta Pavlus Efeslilere yazdığı mektupta bu konuda şöyle diyor:

“Mesih bizi nasıl sevdiyse ve bizim için kendisini güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Tanrı′ya sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün. ” (Ef.5:2)


KRALLARIN FEDAKARLIĞI

Aşağıdaki yazıyı okuduktan sonra soruları birlikte cevaplandıralım.

Büyük aşklar listesinin en başlarında Birleşik Krallık ve dominyonların kralı Edward ile Düşes Wallis’in hikayesi yer alır. Bunun sebebi sadece tarafların ünlü ve mevki sahibi olmaları değildir. Kralı Edward’ın yaptığı fedakarlıktır bu aşkı bu kadar ünlü ve büyük kılan. Kraliyet kurallarına göre kralın boşanmış bir kadınla evlenmesi yasak olduğundan Kral Edward bir seçim yapmak zorunda kaldı. Sevdiği kadınla evlenebilmek için birçok kişinin hayalini kurduğu krallığı yönetme haklarından feragat edip bambaşka bir hayata yol aldı.

Sevgisi uğruna büyük bir özveride bulunan kral, kraliyet listesinde bir dük olarak sevdiği kadının yanında hayata gözlerini yumdu.

dummy1

Bütün bu büyük aşka hikayesinin yanında bambaşka biri daha büyük bir fedakarlıkta bulunmuştur. Ancak onun fedakarlığı o kadar görünmez. Birkaç yıl önce hayatından esinlenerek çekilen filmini seyretmesek belki bu konuda bilgimiz bile olmayacaktı. “Zoraki Kral” filmini belki seyredenimiz vardır. Bu filmde, aşkı uğruna krallıktan feragat eden ağabeyinin yerine kral olmak zorunda kalan kardeşin öyküsünü seyrederiz. Üstelik bu adam konuşma zorluğu çeken, çekingen ve kral olmak istemeyen biridir.

Bu adam karısı ve iki kızıyla sakin ve huzurlu bir hayat sürüyorken, birden herkesin gözü önünde olan koskoca bir krallığı yöneten bir kişi olmak zorunda kaldı. Üstelik konuşma zorluğu yüzünden çoğu zaman halkın önüne çıkmaktan utanıyordu. Kendini yetersiz hisseden bu adam sevdiği sade, sakin ailesiyle geçirmek istediği zamanları bırakıp savaşa girmek üzere olan bir ülkeyi yönetmeyi seçti.

Ülke savaştan çıktıktan kısa bir zaman sonra da strese dayanamayan zoraki kral, genç yaşta hayata veda etti.

İki özveri, iki fedakarlık. İkisi de birbirinden büyük. Ancak hep anlatılan, aşkı için krallığı feda eden ağabeyin özverisidir.

Oysa özveri, fedakarlık denen şey sadece bırakmak değil, sahip çıkmaktır da. Fedakarlık, kişinin isteği dışında karşısındakinin yararını gözetmesi değil midir? Görünürde büyük şeyler feda etmek saygı duyulan bir tutumdur. Ama içindeki isteklerini göz ardı ederek sevdiğinin isteklerini, düşüncelerini, onu mutlu edecek şeyleri yapmak daha büyük bir fedakarlık değil midir?

İster bir krallığı bırakmak olsun, ister bir krallığa sahip çıkmak olsun, hakları olandan feragat eden kişi özveriyi anlamış demektir.

Yukarıdaki yazıda iki kralın fedakarlığı arasında nasıl bir fark vardır?

Her iki fedakarlığın ortak noktası nedir?

Okuduğumuz bu yazının özveriyi nasıl tanımladığını düşünüyorsunuz?


MESİH İSA’DAKİ DÜŞÜNCE…

Pavlus bize sevginin ne olduğunu İsa Mesih’i örnek göstererek açıklar: “Mesih bizi nasıl sevdiyse ve bizim için kendisini güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Tanrı′ya sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün.” (Ef.5:2) Kardeşler için canımızı veririz ama günlük, basit fedakarlıklar yapmayı reddederiz. Bazen bu fedakarlık canımızı vermekten bile zor gelir.

Mesih’te tek başına olgun olmak mümkün değildir. Bu olgunluğu nerede göstereceğiz? Tabii ki ilişkilerimizde. Kardeşlerle olan paydaşlığımızdaki olgunluk, İsa Mesih’teki düşünceye sahip olmakla görülür. Bu düşünce hiç kolay değildir; kendimizi inkar etme, özverili davranışlar...

Bazen bilginin bizi olgunlaştıracağına inanırız. Elbette bilginin bir yönden yararı vardır ama Pavlus bu konuda şöyle diyor: “Bilgi insanı böbürlendirir, sevgiyse geliştirir.” (1Ko.8:1) Anladığımız gerçekler, özellikle de vicdanımızı rahatlatan konulardaki bilgimiz, bize güven verir. Sonunda bütün kardeşlerin aynı bilgi düzeyine ulaşmalarını umarız.

Olgunluğumuza o kardeşlerde erişecek ve anladığımız konularda bize hak vereceklerdir. Oysa Kutsal Kitap bu konuda bizi pek de mutlu etmeyecek bir tutum önerir: “Bu nedenle, yediğim şey kardeşimin sendeleyip düşmesine yol açacaksa, kardeşimin düşmemesi için bir daha et yemeyeceğim.” (1Ko.8:13)

Haklarımız var! Bu o kadar önemlidir ki ilişkilerimizi zedeleyen en büyük konulardan biri olmaktadır. Dünya bize hakkımızı aramamızı öğretir. Sen haklısın! Bunu yapmaya hakkın var! Senin mevkiin bunu yapmana izin veriyor!” Oysa Filipililere yazılan mektup Mesih İsa’nın düşüncesine sahip olmamızı emreder. O düşünce, Tanrı özüne sahip olma hakkını (konumunu) bir kenara atıp başkalarının yararı için kendini feda etmekle aynıdır.

İsteklerimiz bizi yönlendirir. Yaşamak istediğimiz hayat, konumumuz, işimiz, sevdiğimiz şeyler, arzularımız… Bu liste uzar gider. Bir başka kardeş için nelerden, ne kadar vazgeçebiliriz? Canımızdan değil, kardeşimizin yararı için bazı isteklerimizden vazgeçebilmek Tanrı’nın istediği bir özveri tutumudur. “Birbirinizin yükünü taşıyın, böylece Mesih′in Yasası′nı yerine getirirsiniz.” (Gal.6:2)

dummy1

ÖZVERİLİ BİR HAYAT YAŞIYORUM!

Aşağıdaki örnek olayları yüksek sesle okuyalım. Hangi tutumlar özveriyi gösteriyor? Bu konuları aramızda tartışalım.

dummy2 • Bir kilise toplantısında:
Ahmet Bey: Sevgili kardeşler. Önderlerimizden biri olan Şefik Bey işyeri onu yurt dışına gönderdiği için önderliği bırakmak zorunda kaldı. Şimdi bu görev için kardeşimiz Sedat’ı öneriyorum.
Soru: Bir kilise önderi olmak nasıl bir özveri ister?

dummy2 • Ayşe ve Seda aralarında konuşuyorlar:
-Ayşeciğim, İzmir’den birkaç kardeş gelecek. Evi müsait olanlara onları dağıtıyorum. Ama iki kardeş açıkta kaldı. Senin ev müsaitse onları misafir edebilir misin?
- İsterdim ama o kadar çok işim var ki. Biraz da yorgun hissediyorum. Başka birisi varsa mümkünse onda kalsınlar.
Soru: Misafirperverlik nasıl bir özveri ister?

dummy2 • İki arkadaş konuşuyorlar:
- Ama kardeşim Kutsal Kitap’ta diyor ki sarhoş olmayın. Demek ki içki içmek değil, sarhoş olmak günah. Hep birlikte gideriz işte bu gece içmeye, n’olacak?
- Tabii biliyorum ama ya bir kadehte sarhoş olan varsa veya geçmişinde alkol sorunu olup da bizim bilmediğimiz...?
Soru: Bilgi sahibi, yetkin, kendine güveni olan biri olarak kardeşimize duyduğumuz sevgi nasıl bir özveri ister?


MESİH İSA’NIN BOYUN EĞİŞİ

dummy1

Aşağıdaki ayetleri yüksek sesle okuyalım. Soruları birlikte cevaplandıralım.

“Mesih İsa’daki düşünce sizde de olsun.”

Mesih İsa’daki düşüncenin ne olduğunu aşağıdaki ayetlerden anlıyoruz:

“Mesih, Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı′ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama kul özünü alıp insan benzeyişinde doğarak ululuğunu bir yana bıraktı. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı. Bunun için de Tanrı O′nu pek çok yükseltti ve O′na her adın üstünde olan adı bağışladı. Öyle ki, İsa′nın adı anıldığında gökteki, yerdeki ve yer altındakilerin hepsi diz çöksün ve her dil, Baba Tanrı′nın yüceltilmesi için İsa Mesih’in Rab olduğunu açıkça söylesin.” (Flp.2:5-11)

- İsa Mesih’in hakkını kullanmamasının sebebi neydi?

- Bu alçakgönüllülük ve fedakarlık bize özveri konusunda ne öğretir?

- Bu pasaj “Mesih İsa’daki düşünce sizde de olsun” cümlesiyle başlar. Peki Mesih İsa’daki düşünce nedir ve bizde nasıl görünür?


UYGULAMA

Ruhsal olarak “olgun” olmayı istiyoruz. “Özverili” bir tutum bizi olgunluk yolunda hem eğitir hem de olgunluğumuzu gösterir.

Bu hafta şu soruları kendimize soralım;

Kardeşlerle olan ilişkilerimde kendim hangi konularda fedakarlık yapmam gerekiyor?

Özveride bulunmam gereken konularda Rab’bin bana hikmet vermesi ve kardeşler arasında olgun bir tutumla, başkasını yargılamadan ve suçlamadan derin bir paydaşlık sürdürebilmem için dua ediyor muyum?

Kardeşlerle aramızdaki ilişkimizi düşünerek; bilgi sahibi olmak, haklarımız, sorumluluk almak, misafirperver olmak gibi konularda zayıf yönlerimiz varsa Rab’be itiraf edelim.

Dilerseniz kardeşlerden kendimiz için dua isteyebiliriz.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18