PAYDAŞLIK (1)

dummy1

PAYDAŞLIK (1)

İLİŞKİLERİMİZİ NEDEN BOZUYORUZ?

dummy1

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.

https://www.youtube.com/watch?v=SHKwzicmghY

Linkte Neşeli Günler filminden bir sahne izleyeceksiniz. Turşunun limon suyuyla mı, yoksa sirkeyle mi daha güzel olduğu konusunda karı koca devamlı bir kavga içindedirler. Sonunda bu tartışma boşanmaya kadar gider. Hatta, çocukları aralarında paylaşarak senelerce görüşmezler.

Bu tartışma bizi güldürebilir elbette. Ama ‘güleriz ağlanacak halimize’ durumu da var aynı zamanda bu filmde. Şu soruyu aramızda konuşalım;

Çevremizde hangi sebeplerden ilişkilerin bozulduğunu, örnekler vererek konuşalım.

Bozuk ilişkilerin kaynağını Yakup şöyle tanımlıyor:

“Aranızdaki kavgaların, çekişmelerin kaynağı nedir? Bedeninizin üyelerinde savaşan tutkularınız değil mi?” (Yak.4:1)


GÖRÜNMEZ İNSANLAR

Aşağıdaki yazıyı yüksek sesle okuyalım. Sonrasında sorulan soruları aramızda konuşalım.

Pazar sabahı erken kalkıp güzel bir şeyler giydiniz. Her zamankinden biraz daha özenli olduğunuz gözünüzden kaçmadı. Saatinize baktınız, ibadetten yaklaşık yarım saat kadar önce kilisede olacağınızı düşündünüz. Yola çıktınız. Her şey yolunda görünüyor.

Kiliseye varıp kapıdan içeri girdiniz. İşte sağ tarafınızda bir görünmez adam. Tabii ki onu görmediniz ve yanından geçip gittiniz. Size doğru bir görünmez adam daha geliyor. Aman dikkat çarpmayın! Neyse ki bir hamleyle sol tarafa doğru seğirtip bu görünmez adamı da atlattınız. Etrafınızda birkaç görünmez adam daha var. Birini görmeyi başarıp başınızla belli belirsiz bir selam verdiniz. Yürümeye devam ettiniz.

O da ne! Biri sizi görmeden geçip gitti! Arkasından bakakaldınız. Daha geçen hafta bu kardeşle aranız iyiydi. Herhalde kiliseden çıkarken “allahaısmarladık” dememiştiniz ona. Yoksa kendi görünmez adamlarınızdan biri mi oldunuz?

Etrafımız görünmez adamlarla çevrelenmiş durumda. Bazen biz bile görünmez adam olabiliyoruz. Onlar varlar, konuşuyorlar, gülüyorlar, nefes alıyorlar. Başkaları onları görüyor ama sizin için onlar yoklar. Ya da siz onlar için yoksunuz.

Bir selamı kardeşten esirgeyerek o pazar günü ibadete başlıyoruz. Ya da onlar bize bir selamı çok görüyorlar. Görünmeyen bir adama selam vermek de boştur değil mi? Selamını görmezsiniz, konuşmalarını duymazsınız.

Görünmez adamlar aslında baştan beri öyle değillerdi. Onlar yavaş yavaş görünmez oldular. Baştan onlar da sizin gibi gayet net görünüyorlardı. Saatlerce onlarla sohbet eder, yemek yerdiniz. Bazen derdinizi paylaşır, onlarla kah ağlar kah gülerdiniz.

Ama bir gün yavaş yavaş netliklerini kaybettiler. Bir gün geldi ki görünmez oluverdiler. Aman dikkat edin; bir gün siz de netliğinizi kaybetmeyin!

Peki sizin kaç görünmez adamınız var? Ya da siz kaç kişi için görünmez adamsınız?

Yazarın bu sorusunu aramızda yanıtlamaya çalışalım.

Görmezden gelerek o kişiyle olan sorunumuzun ortadan kaldırıldığını düşünüyoruz bazen. Görmezden gelmenin ilişkilerimize ne gibi sonuçları olacaktır? Aramızda konuşalım.


‘SANAL’ BOZUKLUK

Ünitemizin başında bahsettiğimiz filmi hatırlayalım. Gülüp geçtiğimiz bu film gerçekleri komik bir şekilde anlatır. Sadece biraz gerçekçi olup etrafımıza bakmamız, bunu anlamamıza yeterli olacaktır. Turşu suyundan sebeplerle ilişkilerimizi bozmuyoruz belki ama ilişkilerimizi nelerin etkilediğini bir sıralasak turşu suyundan daha komik sebepler olduklarını görebiliriz.

Bu günlerde Facebook veya Twitter gibi sosyal siteler, kuruldukları amaçtan oldukça uzaklaşmış durumda. Artık Facebook arkadaşları değil, Facebook düşmanlıkları kurulmakta. “Arkadaş olarak eklemedi”, “Etkinliğimi beğenmedi”, “Durumuma yorum yapmadı”, “Beni sildi”, “Resmimi paylaşmadı” gibi sebeplerden araları bozulan kaç kişi tanıdığımızı bir düşünelim.

Korint kilisesindeki sorunlardan bazıları, ilk kilise döneminde bile ilişki bozukluğunun var olduğunun bir örneğidir. 1. Korintliler 1:10-13 ayetlerini okuyalım: “Kardeşler, Rabbimiz İsa Mesih’in adıyla yalvarıyorum: Hepiniz uyum içinde olun, aranızda bölünmeler olmadan aynı düşünce ve görüşte birleşin. Kardeşlerim, Kloi’nin ev halkından aranızda çekişmeler olduğunu öğrendim. Şunu demek istiyorum: Her biriniz, “Ben Pavlus yanlısıyım”, “Ben Apollos yanlısıyım”, “Ben Kefas yanlısıyım” veya “Ben Mesih yanlısıyım” diyormuş. Mesih bölündü mü? Sizin için çarmıha gerilen Pavlus muydu? Pavlus′un adıyla mı vaftiz edildiniz?” Bu ayetlerden anlıyoruz ki kilise dört gruba ayrılmıştı. Acaba onlar da birbirlerini görünmez adamlar olarak görüyorlar mıydı? Birbirlerine selam vermeden, konuşmadan oturuyorlar mıydı?

Benlikten gelen eski alışkanlıklarımızın gölgeleri hala ilişkilerimizin üzerinde geziniyor olabilir. Pavlus, Galatyalılar 5:19-21’de, benliğin işlerini sıraladığı listede şunları da görüyoruz: düşmanlık, çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, ayrılıklar, bölünmeler, çekememezlik… Benliğe uyup uymadığımızı gösteren en belirgin nişan, ilişkilerimizdeki tutumumuzdur.

Şu soruyu birlikte cevaplandıralım;

Kültürümüzde ilişkilerin önemli olduğunu biliyoruz. Peki neden bir anda ilişkimizi bozabiliyor ama aynı hızda onarmaya çalışmıyoruz?


YIKILMIŞ KÖPRÜYÜ ONARMAK

Aşağıdaki örnek olayları okuyalım. Her birini ilişkilerdeki tutumlar açısından irdeleyelim. Bu tutumların hangi nedenden kaynaklanmış olabileceği hakkında konuşalım. Ayrıca, ilişki bozukluğunun ne gibi sonuçları olduğunu da aramızda tartışalım.

dummy2 • Adem ve Selin tapınma öncesi konuşuyorlar:
Adem: Bu hafta tapınmayı kim yönetiyor?
Selin: Galiba Yılmaz ağabey.
- Ben o zaman gitar çalmayayım.
- Neden?
- Onunla aramız biraz bozuk da.
- Hayda, ne oldu ki?
- Geçen hafta bana gelip bir sürü şey söyledi. Güya uyarmış. Ne karışıyor ki o bana canım!

dummy2 • Dilek: Selma ile hala konuşmuyor musunuz?
Berna: Hayır.
Dilek: Uzun sürdü bu konuşmamazlık. Sebebini bile unuttum inan. Neden konuşmuyordunuz?
Berna: Benim hakkımda Ayşe’ye bir sürü şey demiş.
Dilek: Selma’ya sordun mu gerçekten söylemiş mi diye?
Berna: Ne soracağım! Ayşe ile onlar iyi arkadaşlar biliyorsun. Ona söylemiş, Ayşe de benim arkadaşım, bana anlattı.
Dilek: Ayşe ile bir konuşmam lazım sanırım…

dummy2 • Erdinçlere geliyor musun?
- Serkan da geliyor mu?
- Tabii.
- O zaman gelmem.
- Nedenmiş?
- Facebook’tan beni silmiş adam. Görmek istemiyorum yüzünü!

dummy2 • Neden tapınmadan erken ayrıldın?
- Rab’bin Sofrası’na katılmak istemedim.
- Hala mı aynı konu?
- Evet, yüreğimde hala Esin’e karşı bir kızgınlık var.<>
- O zaman git konuş onunla.
- Hayatta olmaz! Önce o gelsin.

KORİNT KİLİSESİNDE ÇEKİŞME

dummy1

1. Korintliler 1:10-12; 3:1-17 ayetlerini yüksek sesle okuyalım.

Bu ayetlerle ilgili sadece şu soruları göz önüne alıp birlikte cevaplandıralım.

Okuduğumuz bu ayetlere göre Korint kilisesindeki sorun neydi?

Kendi kilisemizde böyle sorunlar olduğunda ne hissediyorsunuz?

3:1-4 ayetlerine göre, bu çekişmelerin kaynağı nedir?

3:16-17’ye göre, kiliseyi nasıl tanımlarsınız? Bu ayetlerin ışığında, iyi ilişkiler neden önemlidir?

Pavlus ilişki bozukluklarını nasıl onaracakları hakkında Korint kilisesine önerilerde bulunuyor. Bu öneriler nelerdir? Bizler bu önerileri nasıl uygulayabiliriz?


UYGULAMA: PAYDAŞLIK TAMİRİ

Başka kardeşlerden önce kendi ilişkilerimize bakalım. İlişkimizin bozuk olduğu kardeşler var mı?

Öncelikle bu konuyla ilgili dua edelim. Kutsal Kitap’ta, ilişkilerimizin bozuk olmasının nedeninin kendi benliğimiz olduğunu açıklanır. İlişkilerimizin bozukluğunu düşününce, bu ilişkide bizim benliğe uyan düşüncelerimiz neler olabilir?

İlişkilerimizin neden bu kadar hassas ve kırılgan olduğunu düşünelim.

İlişkimizin bozuk olmasının sebebini gerçekçi olarak bu hafta düşünüp değerlendirelim. Kendimizle yüzleşip bu nedenlerden ötürü Rab’den bağışlanma dileyip paydaşlığımızı onarmanın yollarını düşünelim ve bunun için gerekli adımları kısa sürede atalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18