PAYDAŞLIK (2)

dummy1

PAYDAŞLIK (2)

HEPİMİZ BİRİMİZ, BİRİMİZ HEPİMİZ İÇİN

dummy1

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.

Birlikte linkteki videoyu seyredelim.

http://www.youtube.com/watch?v=L1JxvMJ54vU

“Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” sözünü duymuşsunuzdur. Bu sözü düşünerek, izlediğiniz videodaki olaylar hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Kutsal Kitap’ta Tanrımızın Üçlü Birlik olduğunu açıklar. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Tanrımız Üçlü Birlik’te tek Tanrı’dır. Paydaşlık halindedir. Kilisesinden de birlik olmayı beklemektedir.

Birlik olmak sizce ne demektir? Aramızda konuşalım.

Mezmurlar’da şöyle deniyor:

“Ne iyi, ne güzeldir, birlik içinde kardeşçe yaşamak! Başa sürülen değerli yağ gibi, sakaldan, Harun′un sakalından kaftanının yakasına dek inen yağ gibi.” (Mez.133:1-2)


ACABA BEN MİYİM?

Aşağıdaki hikâyeyi birlikte okuyalım. Sonrasında sorulan soruları aramızda konuşalım.

“Sofraya oturmuş yemek yerlerken İsa, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Sizden biri, benimle yemek yiyen biri bana ihanet edecek.” (Mar.14:18)

Bu sözleri işittiklerinde hepsinin yedikleri boğazlarında kaldı. Büyük bir sessizlik odayı kaplamıştı. Gerginliği herkes hissediyordu. Bir iki kişi kıpırdandı ama dikkat çekmek istemiyorlardı.

Bense elimde tepsi, kalakalmıştım. Evime gelen bu on üç adama hizmet etmek için kapıda durmuş, bir eksikleri var mı diye bekliyordum. İsa’yı tanıyordum, O’nunla gezen şu on iki adamı da. Beklediğimiz Mesih sonunda gelmişti. Ama şimdi bu söylediği, ben dahil herkesi şaşkına çevirmişti.

Matta’dan bahsettiğine eminim aslında. Eskiden vergi görevlisi değil miydi bu adam. Böylelerine güvenilmez bizim buralarda! Onun İsa Mesih’in öğrencilerine nasıl katıldığını duymuştum. Yine her zamanki gibi vergi toplarken İsa onu çağırmıştı. Kendi halkından vergi toplayan bu adama nasıl güvenip de öğrencisi yaptığını zaten anlamıyorum!

Yoksa şu Zebedi’nin oğullarından biri mi? Bilmiyor muyum onları ben! Annelerini bile göndermişlerdi İsa’nın yanına, herkesten üstün olabilmeleri için İsa’yla konuşsun diye. Onlar değil miydi bir şehri ateşle yok etsin diye İsa’ya gidenler!

Tomas’a bak mesela. Kuşkulu gözlerle herkesi süzüyor. Soru sormadan duramıyor. Her şeyi ince eleyip sık dokuyor. Kuşkucu Tomas!

Nasıl da kendinden emin şu Kefas! Yine bir şey söyleyecekmiş gibi duruyor. Öne çıkmaya bayılıyor zaten. Diğer öğrencilerin sözünü kesip kendi söyledikleri dinlensin istiyor. Ne kadar kendinden emin bir adam!

Filipus iyi bir adam aslında. Ama hiç belli olmaz. Kardeşiyle ne işler çevirdiğini kim bilir.

Şu hırsız Yahuda olmasın? Yuhanna’nın onun hakkında söylediklerini duydum. Para kesesini nasıl ona teslim ediyor İsa anlamadım!

Eminim hepsi şimdi “Acaba ben miyim?” diye düşünüyorlardır.

Ben olsaydım şu adamlardan hiçbirini öğrencim yapmazdım ki. Hepsi zayıf, hepsinde başka bir şey var. Ama sanırım İsa onları zaten tanıyor.

Bundan yıllar sonra belli olacak İsa’nın onları neden seçtiği.

İşte İsa kalktı. O da ne! Yoksa onların ayaklarını mı yıkayacak?

Okuduğumuz bu yazıda, İsa Mesih’in Son Akşam Yemeği sırasında söylediklerine tanık olan ev sahibinin düşünceleri, öğrencilerin karakterlerine dair fikirleri hikâyeleştirilerek aktarılmıştır.

Kendi kilisemizde de böyle farklı özelliklere sahip kardeşler vardır muhakkak. Sizce, Tanrı neden farklı özelliklerdeki bu insanların “Bir” olmalarını ister?


ORKESTRA

dummy1

Bir orkestrayı düşündüğümüzde birçok müzik aleti aklımıza gelir. Her müzik aletini çalan, hatta iyi çalan biri var. Herkes çalmakta ustalaştığı, yeteneği olan müzik aletini çalar. Orkestra bir müzik parçasını uyumlu, uygun bir şekilde çaldığında dinlemekten büyük zevk alırız.

Orkestrada olduğu gibi kilise içinde de birbirimizden farklı karakterde ve yetenekte kardeşlerle birlikte yaşıyoruz. Eğer bir kulübe ya da derneğe üye olmak istersek genelde topluluğu seçebiliriz. Kişiliğimize, karakterimize, kafa yapımıza uygun kişileri seçmemiz asgaride bile olsa mümkün oluyor. Oysa kilisede bizi bir araya getiren Tanrı’dır, bu yüzden birlikte olacağımız kişileri seçmemiz mümkün olmuyor.

Pavlus Efeslilere yazdığı mektupta birlik konusunda şöyle öğütte bulunuyor: “Bu nedenle, Rab′bin uğruna tutuklu olan ben, aldığınız çağrıya yaraşır biçimde yaşamanızı rica ederim. Her bakımdan alçakgönüllü, yumuşak huylu, sabırlı olun. Birbirinize sevgiyle, hoşgörüyle davranın. Ruh′un birliğini esenlik bağıyla korumaya gayret edin. Çağrınızdan doğan tek bir umuda çağrıldığınız gibi, beden bir, Ruh bir, Rab bir, iman bir, vaftiz bir, her şeyden üstün, her şeyle ve her şeyde olan herkesin Tanrısı ve Babası birdir.” (Ef.4:1-4)

Tanrı’nın Üçlü Birliği birlik içinde tamdır. Kilise de, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un birliğini yansıtmalıdır. Tanrı’nın birliği bir bütün oluşturduğu gibi, kilisenin birliği de her bir üyeyle bir bütün oluşturur. Hepimizin kilise içinde sahip olduğu bir yeteneği, sorumlu olduğu bir görevi var. Birlik içinde yaşamak demek, bu yeteneklerimizi ve sorumluluklarımızı birbirimizin hizmetinde sevgiyle kullanmak demektir.

Pavlus Korintliler mektubunda kiliseyi bir bedene benzetir. Çeşitli organlar bu bedenin yaşamasını, hareket etmesini sağlar. En önemlilerinden biri de eklemlerdir. Oysa çok göz önünde değildir eklemler. Ancak yine de hareket etmek için en büyük ihtiyacımız onlardır. Kilise içinde her birimizin “en önemsiz” görünen üyelerin aslında çok büyük katkısı vardır. Birlik içinde yaşamak demek, önemli veya önemsiz ayrımı yapmadan hepimizin aynı düşünceyle hareket etmesidir.

Armağanlarımız, yeteneklerimiz, bulunduğumuz konum, kişiliğimiz, kültürümüz, ailemiz, kısacası sahip olduğumuz her şey bize Tanrı tarafından verilmiştir. Kilisenin birliği bütünlüğü açısından, tüm bunların bize verilmesinin amaçları sizce neler olabilir?


“BİRBİRİNİZE...”

Biraz önce Efesliler 4:1-4 ayetlerini okuduk. Bu ayetlerde yer alan “Her bakımdan alçakgönüllü, yumuşak huylu, sabırlı olun. Birbirinize sevgiyle, hoşgörüyle davranın.” cümlelerini düşünelim. Aşağıdaki örnek olayları okurken bu ayetleri aklımızda tutalım. Her bir örneği, kilisenin birliğine nasıl olumlu veya olumsuz etkisi olduğunu düşünerek değerlendirelim, aramızda konuşalım.

dummy2 • Bence şu kişiler vaaz vermemeli. Konuştuklarında uykum geliyor.
- Ama Rab’bin sözünü paylaşıyorlar. Bu şekilde düşünmemelisin...
- Onlardan biri bir daha vaaz verdiğinde ben kalkıp gideceğim artık, napayım, dayanamıyorum.

dummy2 • Neden Ayşe bizimle kiliseyi süslemiyor?
- Süsleme işinden hoşlanmıyor sanırım, beceremiyorum diyor.
- Biz çok mu beceriyoruz sanki!
- Ama o da her pazar çocuk dersini hazırlıyor. Onu da biz yapamayız.
- Aman canım ne olacak onu yapmakta! İşten kaçmak için bahaneler işte...

dummy2 • Ben Kutsal Kitap çalışmasına katılmak istemiyorum.
- Neden?
- Herkesten, her şeyden uzakta, böyle daha rahatım. Kavga yok, gürültü yok. Kimse canımı da sıkmıyor. Oh be, dünya varmış! Pazardan pazara kiliseye gelirim, o kadar.


BEDENİN ÜYELERİ

dummy1

1. Korintliler 12:12-31 ayetlerini yüksek sesle okuyalım. Sonrasında aşağıdaki soruları aramızda konuşalım.

Pavlus kilisenin birliğini bedene benzetiyor. Bu benzetme ile ne anlatmak istediğini düşünelim. Düşüncelerimizi paylaşalım.

Birbirimizden farklı olup nasıl bir olabiliriz?

Bu ayetlere göre, birliğimizi bozan, engelleyen veya zorlayan tutumlar nedir?

Kilisenin birliği için bizim sorumluluğumuz nelerdir? Pratik olarak neler yapabiliriz?


UYGULAMA

Bu hafta kilisenin birliği hakkında daha çok düşünelim. Kardeşlerle nasıl içten bir bağ kurabileceğimizi düşünelim.

Toplantılara katıldığımızda (pazar tapınma, dua toplantıları vs) birliğimiz için neler yapabileceğimizi konusunda kardeşleri düşünmeye ve dua etmeye teşvik edelim.

Bu ünite üzerinde birlikte çalışan kardeşler olarak, bu hafta hem kendi başımızayken hem de bir araya gelerek, kendi kilisemiz ve Türkiye’deki kiliselerin birliği için dua edelim.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18