ADALET (1)
DÜNYA DÜZENİ
ADALETİN BU MU DÜNYA?
Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.
Öncelikle aşağıdaki linkteki parçayı dinleyelim.
https://www.youtube.com/watch?v=FrIpIOr5E1IParçayı dinledikten sonra yelim aşağıdaki iki dörtlüğü sesli olarak okuyalım.
(...) Adaletin Bu mu Dünya
Ne Yar Verdin Ne Mal Dünya
Kötülerinsin Sen Dünya
İyileri Öldüren Dünya
Ne İnsanlar Gelip Geçti Kapından
Memnun Gelip Giden Var mı Yolundan
Kimi Fakir Kim Ayrılmış Yarinden
Şarkıda bir yerde “İyileri öldüren dünya”, bir yerde “Kötülerinsin sen dünya” deniyor. O zaman şu soruyu aramızda konuşalım.
- Bu parçayı ve sözlerini kendi içimizde değerlendirdiğimizde, bu sözler bizde ne tür duygu ve tepkiler uyandırıyor?
SERCAN VE BİZLER
Aşağıdaki yazıyı birlikte okuyalım. Sonrasında sorulan soruları birlikte cevaplandıralım.
Sercan, o büyük dönüm noktasından geçtiğinden beri hayatında başına gelen birçok olayı sorgulayan biri olmuştu. Maddi yönden çıkmaza girmişti ve artık bir kitap satın almadan önce bile düşünmek zorunda kalıyordu. Korsan kitap mı almalıydı, orijinal kitap mı? Orijinal kitap alarak kitabın yazarına hakkını teslim etmek kulağa hoş geliyordu. Ama diğer yandan, yayın evlerinin yazarların kitaplarını oldukça yüksek değerden satması ve alım gücü yüksek olmayan insanların orijinal kitap okumasının engellenmesi de ayrıca üzücü bir durumdu. Parası olan orijinal kitap alabiliyor, parası olmayan da gidip korsan kitap almak zorunda kalıyordu. Sercan da korsan kitap almaya yönelenler arasına girmişti.
Parasının tükendiği bu son zamanlarda benzer ikilemlerle birçok defa karşı karşıya geldi Sercan. Peki, parası olduğu zamanlar? Babasından kalma fabrikayı batırmadan önce yaptığı bazı şeyler vardı. Büyükçe bir şirket sahibiyken bazı çalışanlarının sigortasını bile yapmamış, yaptıklarının da maaşını düşük göstermişti. Böylelikle daha fazla kar elde etmişti.
Altında hızlı arabalar olduğu zamanlarda da emniyet şeridinde geçmeyi kendine marifet saymıştı aynı zamanda. Acil durum yolunu kullanmak ve bu şekilde diğer arabaları geçmek ona zevk veriyordu.
Sercan’ın adaletle son savaşı onun için en acısı oldu. Belediyenin açtığı çukura düşüp ayağını kırdı. Hemen mahkemeye koştu. Dava masraflarını son kalan parasıyla karşılamış, avukat tutacak parası olmadığından barodan bir avukat istemişti. Ancak avukat bu olayla pek ilgilenmediğinden Sercan şaşırtıcı biçimde davayı kaybetti. Belki eskisi kadar parası olsa iyi bir avukat tutup belediyeyi mahkûm edebilecekti veya belki o geçtiği sokaktan geçmeyecek, arabasıyla otoyolu kullanacaktı. O akşam hem kendi hayatında yanlış giden işleri hem de çevresindeki yanlışlıkları düşünüp saatlerce ağladı.
- Hayatınızda bu hikayede anlatılanlara benzer hangi olaylarla karşı karşıya kaldınız?
- Çevrenizde Sercan gibi kişiler gördüğünüzde nasıl tepkiler vermek istiyorsunuz?
ADALETSİZLİK BİLENİN VAAT DOLU SÖZLERİ
Dünyadaki adalet her insan için sorgulanır durumdadır. İnsanlar dünya düzenindeki gelişmeler karşısında adaletin ne denli değişken olduğunu görürler. Kimileri adaletsizliği bahane ederek dünya düzenine karşı isyan eder.
Yaşanan acılar, zorluklar, yoksulların ezikliği, sellerde, depremlerde ölen çocuklar… Listeyi çok rahat uzatabiliriz. İnsanlar dünyada yaşanan birçok olayda görülen adaletsizliği bugün de sorgulamaktalar.
Kutsal Kitap, dünyanın bu durumuyla ilgili şöyle söylüyor: “Güneşin altında bir şey daha gördüm: Adaletin ve doğruluğun yerini kötülük almış.” (Vai.3:16)
Yaşadığımız bu dünyadan Tanrı habersiz değildir. Tanrı’nın koyduğu adalet ve doğruluk anlayışı yeryüzünde yozlaşmış ve bu iki değerli kavram yerini kötülüğe bırakmıştır. Aslında bu dünyada bir adaletsizlik varsa öncelikle herkes kendine bakmalıdır. Çünkü bizler biliyoruz ki, Tanrımız kötülük üretmez. Bu yüzden insanlar neden kötülük yaparlar ve neden adaleti saptırırlar, öncelikle bunu kendilerine sormalıdırlar.
Kutsal Kitap şu harika gerçeği üstüne basa basa açıklar: “İçimden "Tanrı doğruyu da, kötüyü de yargılayacaktır" dedim, "Çünkü her olayın, her eylemin zamanını belirledi." (Vai.3:17)
Kutsal sözler mutlak bir gerçeğe işaret eder: Dünyanın düşüncesi, dünyanın adalet anlayışı yargılanacaktır. Bu yargının zamanını da tayin eden Tanrımız Rab’dir.
NORMAL ŞEYLER (Mİ)?
Hep birlikte aşağıdaki örnek olayları okuyalım ve her bir örnek için şu soruları cevaplandıralım:
- Bu örnekte Tanrı’ya yaraşır adalete uygun olmayan ne görüyoruz? Neden böyle davranıyorlar?
- Buradaki hangi tutumlar imanlıya yakışmaz? Neden?
• Asıl işim kuyumculuk ama vergisi yüksek.
- Sahi, vergilerle nasıl baş ediyorsun?
- Kendini esnaf gösterirsen ve vergi kaydını o şekilde sunarsan baş edebilirsin...
• Kardeşim sen öğrenci olmadığın halde neden öğrenci kartıyla Akbil basıyorsun?
- Ya ne olacak? Kardeşimin kartı…
• Elektriğe bayağı zam geldi, ne yapacağız bilmiyorum. İşimiz bayağı zor!
- Bana aylık 30 TL filan geliyor. Ben memnunum.
- O kadar az gelmesi imkânsız! Nasıl başarıyorsun?
- Kaçak elektrik benimki…
• Bir gün olsun bu metrobüste oturamadım. Kimse kimsenin sırasını beklemiyor.
- Ne yapsınlar? Gün boyu çalışıyor insanlar. Bir de başkasını mı düşünsünler?
RAB SINAR
11. Mezmur’u hep beraber yüksek sesle okuyalım. Ayetlerin ışığında şu soruları aramızda konuşalım.
Mezmur yazarı sizce nasıl bir durumdaydı?
İçinde bulunduğu duruma karşı nasıl bir tavır sergiledi?
UYGULAMA
Bizler bu hafta içinde çevremizde gördüğümüz bir takım haksızlıkları gözlemlemeye dikkat edelim.
Gözlemlediğimiz bu durumları düşünelim ve her biri için şu soruları soralım:
- Söz konusu insanların davranışlarını nasıl açıklayabiliriz?
- Böyle haksız davranış imanlıya yakışmadığına göre, biz aynı durumda olsak ne yapardık?
Grup içindeki arkadaşlarla da hafta içinde bu konuları paylaşıp fikir alışverişinde bulunmaya gayret edelim.
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.