VERMEK-3

dummy1

VERMEK-3

VERİRSEK NE OLUR?

dummy1

ÇORBADA TUZ OLMAK

Ünitemizi yüksek sesle okuyalım

“Benim de çorbada tuzum olsun” deyişini biliriz. Bazı zamanlar bunu çevremizden duyarız; bazı zamanlar da kendimiz bunu başkalarına söyleriz.

Şu soruları aramızda konuşalım.

  • Tuzsuz çorba nasıldır?
  • Bu deyimin anlamı sizce nedir? Vermek konusunda bizi nasıl teşvik eder?

Az bir şey, bir tutam tuz gibi, bize önemsiz gelebilir. Ama Rabbimiz İsa’ya göre, bazen küçük şeyler çok önemli olabilir. Nitekim Kutsal Kitap’ta şunu okuyoruz:

“İsa başını kaldırdı ve bağış toplanan yerde bağışlarını bırakan zenginleri gördü. Yoksul bir dul kadının oraya iki bakır para attığını görünce, "Size gerçeği söyleyeyim" dedi, "Bu yoksul dul kadın herkesten daha çok verdi. Çünkü bunların hepsi kutuya, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna karşın, geçinmek için elinde ne varsa hepsini verdi." (Luk.21:1-4)

Ayeti düşünerek şu soruyu cevaplamaya çalışalım.

Sizce bu küçük bağış İsa’nın gözünde neden bu kadar önemliydi?


DÜNYAYI DEĞİŞTİRENLER: MANUTE BOL!

Hep birlikte aşağıdaki hikayeyi okuyalım ve hikayenin ardından verilen soruları birlikte cevaplandıralım.

(Not: Aşağıdaki bilgiler çeşitli İnternet kaynaklarından derlenerek uyarlanmıştır.)

NBA tarihinin en uzun boylu basketbolcusuydu. Boyu tam olarak 2 metre 31 cm ve kilosu 100 kg idi. 1962′de Sudan’da doğmuştu. Babası Dinka kabilesinin lideriydi. Adı Manute, “özel nimet” anlamına geliyordu. Çocukken sığır çobanlığı yapmıştı. 18 yaşında ABD’ye gelmiş, Farleigh Dickinson ve Bridgeport üniversitelerinin ilgisini çekmişti.

Bol, kendisine sunulan hayatın Tanrı’dan gelen bir armağan olduğuna inandı. “Tanrı beni Amerika’ya göndererek orada bana çok iyi bir iş sağladı. Aynı zamanda geldiğim yeri unutmamam için bana duyarlı bir yürek verdi” dedi.

6 milyon dolarlık servetini Sudanlı göçmenlere yardıma harcayan Bol için geçenlerde Twitter’da şöyle bir tweet yazıldı: “NBA basketbolcularının çoğu arabalar, takılar ve kadınlar yüzünden parasız kalırlar. Manute Bol hastaneler yaptırarak parasız kaldı.”

Parası tükendiğinde muhtaç insanlara yardım edebilmek için çoğu sporcunun utanç verici bulacakları bir yola başvurdu: Jokey, boksör ve hokey oyuncusu kılığına girip maskaralık etmeye razı oldu. Sudan’da, hiç tanımadığı, acı çeken insanlar için bu utanca katlanmaya razıydı.

Mesih uğruna akılsız oldu.

Bol, hayatının son yıllarında başkalarına hizmet etmek için utandırılmaktan da öte büyük acılar çekti. Sudan’da muhtaç insanlara yardım ederken, ölümüne yol açan, acı verici bir deri hastalığına yakalandı.

Basketbolcu olarak kazandığı yaklaşık 6 milyon doların neredeyse tümünü memleketi Sudan’a harcadı. Güney Sudan’da barışın sağlanmasını, eğitim imkânlarının geliştirilmesini sürekli desteklemekteydi. Sudan’da barış olması için sürekli çalışan Bol’un son girişimi, orada 41 okul yaptırmak olacaktı.

Vefatından sonra bile hâlen gerçekleştirilmeye çalışılan hedefi, Güney Sudan’da kızlar ve erkeklerin, Müslümanlar ve Hristiyanların birlikte okuyabilecekleri okullar kurmaktır. Bu okullardan ilki, Bol’un doğduğu köy Darfur’dan gelen Müslümanların katkılarıyla inşa edilmektedir.

  • Manuel Bol’u bu derece vermeye iten etmenler nelerdi?
  • Biz bundan kendimiz için neler öğrenebiliriz?

VEREN MEMNUN, ALAN MEMNUN!

“Çünkü yardıma hazır olduğunuzu biliyorum. Ahaya′daki sizlerin geçen yıldan beri hazırlıklı olduğunu söyleyerek Makedonyalılar karşısında sizinle övünmekteyim. Gayretiniz onların çoğunu harekete geçirdi.” (2Ko.9:2)

Bir arada yaşayan İsa Mesih imanlıları her zaman birbirlerine yardıma hazır olmalıdır. Bu yardım, para yardımı olabileceği gibi, ihtiyaç gidermek üzere yiyecek, giyecek, vakit, emek ve kalacak yer gibi imkânları paylaşma yoluyla da olabilir. Zira Kutsal Kitap’ın bizden beklediği tavır da budur. Buna dahil olarak vermek oldukça sevindirici bir eylemdir. Çünkü bizler başkalarına vererek, başkalarına teşvik sağlarız. Başkalarına vererek onların ihtiyaçlarının giderilmesini sağlarız. Bir anlamda verdiklerimiz gedikleri kapatır. İmanlıların ihtiyaçlarını karşılayan yardımlarda bulunmak doğal olarak bizleri de sevindirir, teşvik eder ve vermek konusunda bizleri isteklendirir. Kutsal Kitap imanlıları vermeye yönlendirir:

“Herkes yüreğinde niyet ettiği gibi versin; isteksizce ya da zorlanmış gibi değil. Çünkü Tanrı sevinçle vereni sever.” (2Ko.9:7)

Vermek sevinçle yapılması beklenen bir eylemdir. Gönül rahatlığıyla ve esenlikle varlıklarını paylaşan imanlılar, Tanrı’ya güvenlerinde daha da derinlere kök salabileceklerdir.

“Yaptığınız bu hizmet yalnız kutsalların eksiklerini gidermekle kalmıyor, birçoklarının Tanrı′ya şükretmesiyle de zenginleşiyor. Onlar, içtenliğinizi kanıtlayan bu hizmetten ötürü, açıkça benimsediğiniz Mesih Müjdesi′ne uyarak kendileriyle ve herkesle malınızı cömertçe paylaştığınız için Tanrı′yı yüceltiyorlar. Tanrı′nın size bağışladığı olağanüstü lütuftan dolayı sizler için dua ediyor, sizi özlüyorlar”. (2Ko.9:12-14)

Bu ayetlere bakıldığında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki verdiğimiz boşa gitmiyor. Tersine, eksikleri kapatan, birçoklarının Tanrımıza şükrettiği bir eylem olarak meyve veriyor. Bizler vererek başkalarının Tanrı’ya yücelikler sunmasına aracılık ederiz. Aynı zamanda verdiğimiz kardeşlerle ilişkilerimizi geliştirir ve sevinç dolu bir paydaşlığa adım atarız.

Bu yüzden vermekten korkmayalım, çekinmeyelim. Bu sayede Tanrı’nın adı yüceltilir ve kilisesi büyük gelişim kaydeder.


PAYLAŞMAK MI, PAYLAŞMAMAK MI?

Hep birlikte aşağıdaki örnekleri okuyalım ve bunlarla ilgili soruları birlikte yanıtlayalım.

  1. Vermek Rab’bi yüceltir, ihtiyaçları karşılar, kardeşleri de teşvik eder, isteklendirir, bereketlendirir ve sevindirir. Sizce bu örnekte bu unsurlardan hangileri vardır?
  2. Bu örnek sizleri vermek konusunda hangi açılardan teşvik ediyor?

dummy2 • Oldukça büyük bir toplantı için başka bir şehre gitmesi lazım ama hem çalışamayacak halde hem zor durumda. Biz de onun için aramızda para toplayıp yol masraflarını karşıladık.
- Siz de gariban babası oldunuz ama!

dummy2 • Ne zamandır çalışmıyor, iş bulamıyor. Bu ay mutfak masraflarına yardım etmek için gidip beraber alışveriş yapmak istediğimi söyleyeceğim.
- Ya gururu kırılıp kızarsa sana? Biraz aklını kullan, kendini rezil etme, iyilik yapayım derken…

dummy2 • Babadan kalma arsayı sattım. Parayı da bankaya yatırdım. Sadece faizi bana her ay fazlasıyla yetiyor. Bu ay ihtiyacı olanlara mı dağıtsam acaba diye düşünüyorum.
- Tamam yardımı da et de, yani madem bu kadar faiz geliyor sana, bizi de bir eğlenceye götürdüğünü görmedik, bir yemek ısmarladığını görmedik… Ben de arkadaşınım yani!

dummy2 • Selma’nın kızını hastaneye kaldırmışlar! Gece gündüz yanındaymış kadıncağız kızının.
• Deme ya! Annesi de onlarda kalıyordu, değil mi? Yürüyemiyordu, kulağı da iyi duymuyordu hatırladığım kadarıyla. Napıyorlar acaba..?
• Bilmiyorum. Ona göre yemeğini filan hazırlamıştır herhalde canım. İdare ederler eminim bir şekilde. Beceriklidir Selma.

dummy2 • Demek onca beladan kurtulmuş! Nerede kalacak?
- Uygun bir pansiyon bakacaklar sanırım. Benim evimde yatacak yerler var gerçi ama biliyorsun, pek rahat edemiyorum başkası olunca evde...
- Birkaç gün için denesen aslında... Zor durumda olmasa kim başkasının evine sığınmak ister?
- Off, ne bileyim! Haklısın, dua edeceğim ve dahası artık adım atmam lazım bu konuda. Haber vereyim de, söylesinler bende birkaç günlüğüne kalabileceğini...

PAVLUS SIKINTIDAYKEN NELER OLDU?

Hep birlikte Filipililer 4:10-20 ayetlerini okuyalım ve şu soruları birlikte yanıtlayalım:

  • Filipi kilisesinin tutumunu sizler nasıl değerlendirirsiniz?
  • Bu yardımlar Pavlus’u ne yönden etkiledi?

“İsa başını kaldırdı ve bağış toplanan yerde bağışlarını bırakan zenginleri gördü. Yoksul bir dul kadının oraya iki bakır para attığını görünce, "Size gerçeği söyleyeyim" dedi, "Bu yoksul dul kadın herkesten daha çok verdi. Çünkü bunların hepsi kutuya, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna karşın, geçinmek için elinde ne varsa hepsini verdi." (Luk.21:1-4)

Ayeti düşünerek şu soruyu cevaplamaya çalışalım.

Sizce bu küçük bağış İsa’nın gözünde neden bu kadar önemliydi?


UYGULAMA

Kutsal Kitap ‘Düşünceleriniz yenilenmesiyle değişin’ der. Bu hafta bizler de verme konusunda düşüncemizin yenilip yenilenmediği hakkında kendimizi sorgulayalım. Bu hafta içinde özellikle sahip olduklarımızı düşünüp kimlerle ve nasıl bunları paylaşabileceğimizi hesap edelim. Ayrıca çevremizdeki kardeşleri verme konusunda isteklendirelim.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18