VERMEK-4
DAHA İYİ VE KALICI OLANA SAHİBİZ!
Ünitemizi yüksek sesle okuyalım.
Bekleyeceğim
Evet dedi, sana hep inandım,
Benim için en iyisini istediğine,
Bana verdiğin teselliye,
Hep inandım, sürekli olarak.
Şimdi tekrar düşünüyorum,
Seni ve beni,
Soluk aldığım bu hayat;
Ne kadar da geçici
Hiçbir şey burada beni tatmin etmiyor.
Para, mülk, dünya nimetleri…
Hiçbir şey, koca bir hiçlik burası
Ben senle olacağım yeri bekliyorum.
Bekleyeceğim hep bekleyeceğim.
Şiirimizi okuduk. Şiiri düşünerek şu soruları birlikte cevaplayalım.
- Bu şiirde geçicilik ve kalıcılık arasında nasıl bir ayrım yapılıyor?
- Bu şairin düşüncesine kendimizi ne kadar yakın veya uzak hissediyoruz?
TEŞEKKÜRLER
Ray Boltz adlı imanlı bir adamın yazdığı bir şarkı vardır. Şarkıda bir öykü anlatılır. Bir gün bir adam kendini aniden cennette bulur. Sonrasında başından geçen olaylar şöyledir:
Cennete gittiğimi hayal ettim. Sen orada benimleydin. Altın sokaklarda yürüdük. Kristal denizin kıyısında, meleklerin şarkılarını duyduk. Sonra biri seni çağırdı. Döndün ve genç bir adam gördün. Gelirken gülümsüyordu. “Dostum” diye seslendi. “Şimdi beni tanımıyorsun belki ama bekle” diye seslendi:
“Pazar okulunda öğretmenimdin, ben daha sekiz yaşındayken ve her hafta bir dua öğretirdin ders henüz başlamamışken ve bir gün o duayı ettin, “İsa’yı yüreğime davet ettim.”
Sonra başka bir adam karşısına geldi: “Hatırla” dedi, “Bir keresinde kilisene bir müjdeci gelmişti; onun hizmetleri seni ağlatmıştı. Çok paran yoktu ama paranı ona verdin. İsa verdiğin hediyeyi kabul etti. İşte bu yüzden bugün buradayım. Her yaşama bir şekilde dokunmuştu cömertliğin. Yaptığın küçük şeyler, bütün sunular, dünyada fark edilmedi ama cennette ilan edildi.”
“Biliyorum cennette ağlamaman gerekir. Ama eminim ki gözlerinde yaşlar vardı. İsa elini tuttuğunda, Rab’bin huzurundaydın.” Ve dedi ki sana İsa, “Çocuğum ne büyük ödülün var!”
Adam Rab’be şöyle haykırdı: “Rab kendini verdiğin için teşekkürler! Ben değişmiş bir yaşamım; Rab kendini verdiğin için teşekkürler, kendini bana verdiğin için minnettarım!”
Bu şiirsel öyküyle ilgili olarak şu soruyu yanıtlayalım:
- Bu öyküye göre, bizim göksel hazinelerimiz nelerdir?
GERÇEK YAŞAMA ODAKLANMAK
İnsanların birçoğunun, ölüm, ben neden yaşıyorum, sonsuz yaşam gibi hayatın temel meselelerini sorgulamadan yaşamaları ne kadar da acı verici! İnsanların bu tutumunu görmek gerçekten çok üzücü. Kutsal Kitap bizlere bu yaşam ve gelecek yaşam ile ilgili önemli bir gerçeği anlatıyor: “Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.” (Mat.6:19-21)
Kutsal Kitap açık bir şekilde uyarıyor ve bu dünyada sahip olacaklarımızın elbet bir gün son bulacağını bizlere hatırlatıyor. Dolayısıyla odak noktamız dünya malına sımsıkı sarılmak değildir. Bizim yegane amacımız, kendimize göksel hazineler biriktirmek olmalıdır. ‘Göksel hazineler’ denilince insanların aklına birçok kavram gelebilir. Ancak bilinmelidir ki “göksel hazine”lerin en büyüğü Rabbimiz İsa Mesih ile birlikte olmaktır. Aynı zamanda Rab’be sadık bir şekilde bu dünyada yaşayan imanlılar, bu sadakatlerinden ötürü Rab’bin yanında kalıcı meyvelerle karşılaşacaklardır. Bu noktaya dikkatle bakarak yaşamımızı Rab’be vermek için adanmış bir tutum takınmamız gereklidir. Kutsal Kitap bir başka ayette yine çok önemli bir öğüt veriyor bize: “Size şunu söyleyeyim, dünyanın aldatıcı servetini kendinize dost edinmek için kullanın ki, bu servet yok olunca sizi sonsuza dek kalacak konutlara kabul etsinler.” (Luk.16:9)
Rabbimiz İsa Mesih bir kez daha mal ve mülk ile ilgili önemli bir yönlendirme yapıyor. İsa Mesih’e ait bir hayat, dünyanın aldatıcı servetine sarılmakla değil, bu serveti Tanrı’nın Egemenliği için uygun bir şekilde kullanmakla mümkün olmaktadır. Bizler, miktarı ne olursa olsun, bu düşünceyle yaşamayı seçersek bu Egemenliğin büyümesine de yardımcı olacağız.
Bu yüzden sonsuza dek kalacak konutlara kabul edilmek için hazinemizin göklerde olması ve yüreğimizin de orada bulunması, en önemli isteğimiz ve önceliğimiz olmalıdır.
KALICI MEYVELER VERMEK
Aşağıdaki örnekleri teker teker okuyalım ve her örnek için şu soruyu birlikte yanıtlayalım:
- Yaptığımız yatırımların faydası ne olur? Örnekteki yatırımların hangi katkıları, kimlere fayda sağlayabilir?
• Bu kadar para ile hangi hayalini gerçekleştireceksin?
• Türkiye’de henüz piyasaya çıkmayan bir araba var. Sadece Almanya’da satılıyor, son model onu getirteceğim.
• Ben bu tür şeyler için her ay köşeye bir miktar para atıyorum. Son üç aylık birikimimi onlara seve seve verebilirim.
“GALİP GELEN BUNLARI MİRAS ALACAK”
Hep birlikte Vahiy 21:1-8 ayetlerini okuyalım ve şu soruları birlikte yanıtlayalım:
- Bu ayetlere baktığımızda gelecek ile ilgili olarak aklımıza neler gelmektedir?
- Bu ayetlere bakarak neden ‘vermemiz’ gerektiğini düşünüyorsunuz?
UYGULAMA
Önümüzdeki haftalarda kendimizi geçicilik ve kalıcılık konusunda sorgulayalım. Geçici mal varlığımızı paylaşmak konusunda ne durumda olduğumuzu ve göksel yerlere bakmak noktasında nasıl hareket etmemiz gerektiğini kendimize soralım. Bunun için dua edelim ve gerekirse yakın kardeşlerimizden bu konuda dua ve teşvik için yardım isteyelim.
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.