İNSANDAN KORKMAK (3)

dummy1

İNSANDAN KORKMAK (3)

ELALEM NE DER?

GALİP KURBAĞA

dummy1

Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemişler. Bir tepenin üzerine ilk tırmanan birinci olacakmış. Yarışmaya başlayan kurbağalar tepeye tırmanmakta zorlandıklarında seyirciler, “Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaksınız!” diye tezahürat yapıyorlarmış.

Sonunda, bir tanesi hariç, bütün kurbağaların ümitleri kırılmış ve yarışı bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayretle, taşıyla toprağıyla mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve ‘Bu işi nasıl başardın?’ diye sormuş. Kurbağa cevap vermeden öylece bakmış. O anda farkına varmışlar ki… Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!

Bu kıssadan hisseyi düşünerek şu soruyu cevaplandırmaya çalışalım.

İnsanların söyledikleri, düşündükleri bizim için neden bu kadar önemli?

Tanrı’nın bizim hakkımızdaki düşüncelerini anlamamız, öğrenmemiz gereklidir. Şöyle deniyor Mezmur’da: “Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı, sayıları ne çok!” (Mez.139:17)


BENİM HAKKIMDA NE DÜŞÜNÜYORLAR ACABA?

dummy1

Aşağıda bir sosyal sitede başkalarının “bizim hakkımızdaki düşüncelerinden korkmak” başlığı altında yazılan yorumları okuyacaksınız. Bu yorumları okuduktan sonra aşağıdaki soruları aramızda konuşalım.

“Kısaca “mış” gibi yaşamaktır. Başkalarının sözleri senin inandıklarının önünde gitmesidir ′-mış gibi yaşamak′. Kendi çizdiğin yolu değil başkalarının sana çizdiği yolu izleyip, o yolu kendin çizmiş gibi yapmak, diğer insanların söylediklerine göre mutluymuş gibi davranmak ya da davranmamak. Böyledir işte kısaca aslında; mış gibi yaşamaktır.”

“Yaşar gibi yapmaktır. Hayat bir oyun, diğerleri, bunun senaryosunu yazan kişiler, kişi de verilen rolün sahibidir. Nefes almak dışında gerçek bir yaşam belirtisi yoktur, sadece kendisine biçilen rolün hakkını vermeye çalışır.”

“Başkalarının gerçekte ne dediğinden ziyade, kişinin kendini ne ölçüde başkalarının yerine koyarak kendi kendine şekil vermeye çalışması ile ilgili olan olaydır. İnsanoğlu kendinden başkasının düşüncelerine müdahale edemez ve değiştiremez. Ayrıca başkalarının düşünceleri de kendisine müdahale edemez ve değiştiremez. Ancak kişi başkalarının düşüncelerini kendinde içselleştirdiğinde artık kendi kendine müdahale eder ve denetler hale gelmiştir.”

“Uykuda olmaktır aslında. Nasıl ki farkında olmadan uyuyakalırız, aynı şekilde farkında olmadan böyle yaşarız. Ne zaman uyanırsak uykumuzdan, asıl yaşam o zaman başlar. Daha hafif, daha maskesiz, daha gerçek...”

“Hiçbir zaman "kendi" olamamaktır. Bu genelde bir biçimde çevreden takdir toplayan insanlarda görülebilen bir eksiklik. Seyirci sizi alkış yağmuruna tutmakla kalmıyor, artık sahibiniz olmak istiyordur. Artık "başkalarını" hayal kırıklığına uğratmamak için ekstra çaba sarf etmeye başlar böyle insanlar.”

“İnsanın her zaman kendi kararlarını vermesine engel olacak ve hiç bir zaman da karakterinin oturmamasına ve dengesiz bir kişiliğe sahip olmasına netice olacak bir durum.”“İnsan bu düşünceyle yaşadığı sürece sadece kendine ihanet etmiş olur. Evet dışardakileri belki memnun edecektir ama bu şekilde düşüncelerini, duygularını ve hatta egosunu hep kaosta tutacaktır. Bu durumun yarattığı güvensizlik ise hayatının her anında karşısına çıkmaya devam edecektir.”

  • Bu yorumları okuduğunuzda benzer bir düşünceye sahip olduğunuz kısımlar var mı?
  • Siz bir başkasının düşüncesinden, yani insandan korkmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
  • Bu korku sizin hareket ve düşüncelerinizi hangi alanlarda yönlendiriyor?

TANRI’NIN BENİM HAKKIMDAKİ DÜŞÜNCELERİ NE DEĞERLİ!

Bir başkasının bizim hakkımızdaki düşünceleri, sonunda bize işkence çektirecek noktaya getirebilir. Bu işkence her yaptığımızı, her söylediğimizi, her tutumumuzu insanların düşündüklerine göre şekillendirdiğimiz sürece devam eder. “Biri Bizi Gözetliyor” adlı yarışmadaki yarışmacılar gibi, 24 saat kamerayla takip ediliyormuş hissiyle dolaşabiliriz etrafta.

Neye ihtiyacımız ve hakkımız olduğunu düşündüğümüzde, bu düşüncelerin bizi aslında bu işkenceye yönlendirdiğini görüyoruz. Bir başkasının bizim hakkımızdaki düşüncelerinde onaylanmaya, sevilmeye, övülmeye duyduğumuz ihtiyacın giderilmesini umut ediyoruz. Bu ihtiyacı doyurmayı insanlardan beklediğimizde işte işkence başlıyor. Oysa Tanrı’nın bizim hakkımızdaki düşünceleri bizi doyuracak yeterlilikte ve değerdedir. Şöyle deniyor Mezmur’da:

“Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı, sayıları ne çok!” (Mez.139:17)

“Tanrı benim hakkımda ne düşünür” sorusunu sormak yerine, “insanlar benim hakkımda ne düşünür” sorusuyla kendimizi sağlıksız bir korkunun kollarına atıyoruz. İnsanlardan korkuyoruz, çünkü onları görüyor ve onlarla somut bir ilişki kuruyoruz. Böylece Tanrı’nın bizim hakkımızdaki düşüncelerine verdiğimiz değer, O’nunla kurduğumuz yakın ilişkiyle doğru orantılı olduğunu fark ediyoruz.

İnsanların hakkımızda düşündüklerinden korkmakla aslında bir çeşit putperestlik yapıyoruz. Çünkü bir kere bu düşünceye sahip olunca, bu insanların kölesi olmaya başlıyor, onların dediklerini daha üstün sayıyoruz. Pavlus bu konuda şöyle uyarıyor: “Bir bedel karşılığı satın alındınız, insanlara köle olmayın.” (1Ko.7:23) Bu bedel, Mesih’in biz başka şeylere köle olmayalım diye ödediği bedeldir. Şu soruları aramızda konuşalım.

Hayatımızda köle olduğumuz düşünceler nelerdir?


İNSANDAN KORKUNCA NE YAPIYORUM?

Aşağıdaki soruları yüksek sesle okuyalım. Bu soruları dürüstçe kendi kendimize cevaplandıralım. Eğer isterseniz bu cevaplarınızı (belki bir kısmını) toplulukla paylaşabilirsiniz. Bu sorulara verilen “evet” gibi cevapların iman hayatımıza etkilerini konuşalım.

dummy2 İnsandan korkulduğunu açığa vuran duygular
- İnsanlara hayır demekte zorluk çekiyor muyum?
- Başkalarının ne düşündüğüne dayanarak verdiğim kararlar hakkında yargıda bulunuyor muyum?
- Hata yapmaktan ve başka insanların gözünde kötü görünmekten korkuyor muyum?
- Kolayca mahcup oluyor muyum?
- Yalan söylüyor muyum? (Utancımızı ve yetersizliklerimizi örtmek için yalan söyleriz)

- İnsanlar beni öfkelendiriyor mu?
- İnsanlardan kaçıyor muyum?
- Başkalarıyla karşılaştırdığımda kendimi “başarılı” sayıyor muyum?

dummy2 “İnsandan korkmayı” veya “putları” açığa çıkaran hisler
- İnsanlara sorunlarını çözmek için yardım etmeye mecbur hissediyor muyum?
- Bütün enerjimi başkalarına odaklıyor muyum?
- Başkalarına vermekten ve onların vermesini beklemekten yoruluyor muyum?
- Sürekli suçluyor muyum?
- Takdir edilmediğimi ve reddedilmiş hissediyor muyum?
- İnsanların benden hoşlanıp hoşlanmadığından kaygılanıyor muyum?
- İnsanları memnun edeceğini düşündüğüm şeyleri söyleme, yapma veya yaptırmaya çalışma ihtiyacı duyuyor muyum veya ihtiyacım olanı bana vermelerine ihtiyaç duyuyor muyum?
- Başkalarının beni incitmeye devam etmesine, hiçbir karşılık vermeden, izin vermem gerektiğini hissediyor muyum?

(Sorular Ed Welch’in “İnsanlar Büyük, Tanrı Küçükken” adlı eserinden, danışmanlıkla ilgili bölümden alıntılanmıştır.)


BAŞKALARINA TUTSAK OLMAK

dummy1

Galatyalılar 2:11-15 ayetlerini yüksek sesle okuyalım ve aşağıdaki soruları yanıtlayalım.

Petrus’un davranışının sebebi neydi?

Başkalarının ne düşündüğü neden Petrus’u bu kadar etkiledi?

Başkalarının düşüncelerine göre davrandığında Petrus’un bu davranışı toplulukta nasıl bir sonuç doğurabilirdi?


UYGULAMA

Bu oturumda başkalarının düşüncelerinin bizi ne kadar etkileyebileceği konusunda konuştuk.

Bu hafta kendi hayatımızı sınayalım. Şu soruları tekrar okuyup bu hafta düşünce, tutum ve davranışlarımıza bakarak bu soruları cevaplandıralım.

  • İnsanlara hayır demekte zorluk çekiyor muyum?
  • Başkalarının ne düşündüğüne dayanarak verdiğim kararlar hakkında yargıda bulunuyor muyum?
  • Hata yapmaktan ve başka insanların gözünde kötü görünmekten korkuyor muyum?
  • Yalan söylüyor muyum? (Utancımızı ve yetersizliklerimizi örtmek için yalan söyleriz)
  • İnsanlara sorunlarını çözmek için yardım etmeye mecbur hissediyor muyum?
  • Sürekli suçluyor muyum?
  • Takdir edilmediğimi hissediyor muyum?
  • Reddedilmiş hissediyor muyum?
  • İnsanların benden hoşlanıp hoşlanmadığından kaygılanıyor muyum?
  • İnsanları memnun edeceğini düşündüğüm şeyleri söyleme, yapma veya yaptırmaya çalışma ihtiyacı duyuyor muyum veya ihtiyacım olanı bana vermelerine ihtiyaç duyuyor muyum?
  • Başkalarının beni incitmeye devam etmesine, hiçbir karşılık vermeden, izin vermem gerektiğini hissediyor muyum?
  • Öfke hissediyor muyum?
 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18