KUTSAL KİTAP ÇALIŞMASI YARATILIŞ

dummy1

BAŞLANGIÇ (9)

NUH TUFANI’NIN SONU

dummy1

SEVGİ OLAN TANRI DİYOR

Tanrı’yı Yüceltelim ilahi kitabından 261 no’lu ilahiyi hep birlikte söyleyelim. İlahiyi bilmiyorsanız şu linkten dinleyebilirsiniz:

https://songs.worshipleaderapp.com/?lang=tr#songinfo?song_id=677

Sevgi olan Tanrı diyor:
"Ben seni hiç unutamam. 

Bir anne hiç unutur mu
Emzikteki yavrusunu? 

Onlar seni unutsa da
Asla seni ben unutmam. 

Çünkü seni ellerimin
Ortasına nakış ettim." 

İlahiyi düşünerek şu soruları sırasıyla birlikte cevaplandıralım:

Soru 1: Bu ilahinin sözleri size Tanrı hakkında ne düşündürüyor? Nasıl bir Tanrımız var?

Soru 2: Tanrı’nın güvenilir sevgisi Tanrı’nın bizimle kurduğu ilişkiye bakış açımızı nasıl etkiler?

Soru 3: Zorluklarınızda, sıkıntılarınızda Tanrı’nın bu güvenilir sevgisini gördüğünüz bir zaman oldu mu? Grubunuzla paylaşır mısınız?


TUFAN GEÇER, RAB’BİN LÜTFU KALIR

dummy1

Yaratılış 8. bölümü yüksek sesle okuyalım. Aşağıda bu bölümle ilgili bazı sorular bulunmaktadır. Metin içinde sorular yer almaktadır; soruyu cevapladıktan sonra metni okumaya devam edelim.

Geçen çalışmamızda Nuh tufanı sırasında yaşananlardan söz ettik. Bir önceki bölüm, “Sular yüz elli gün boyunca yeryüzünü kapladı” ayetiyle biter. Üzerinde çalışacağımız 8. bölüm ise bir anımsama ile başlar. Yaratılan her canlıdan temsilciler kurtulmuştur. Sonunda Tanrı onları anımsar. Anımsamak kelimesi ilgi, sevgi ve merhamet göstermek anlamında kullanılır. Tanrı yargıladığı dünyadan yine kendine ayırdığı bir kalıntıyı anımsar, yükselen sular yavaş yavaş alçalmaya, yani dünya yine yaşanabilir hale dönmeye başlar.

Soru: Böyle bir tufandan sonra Tanrı’nın yaratılışı yeniden başlatması, biz imanlılar açısından kötü dönemlerimizle ilgili nasıl bir ümit oluşturur? Birlikte bu konuyla ilgili biraz konuşalım.

dummy1

Ararat dağının yeri yıllardır tartışılmaktadır. Hatta bazı yorumcular ve araştırmacılar Nuh’un gemisinin Ağrı dağında olduğuna dair bazı tezler ortaya atmışlardır. Ancak şimdiye kadar bu kanıtlanmış değildir. Ararat dağının, Mezopotamya’nın kuzeyini ve günümüz Türkiyesi’nin doğusunu kapsayan geniş bir dağlık bölgeyi tanımladığı tahmin ediliyor. Nuh burada kırk gün kadar bekledikten sonra gönderdiği güvercin geri geldiğinde suların henüz çekilmediğini anlar. İkinci kere gönderdiğinde güvercin bir zeytin dalı ile geri döner. Gagasında zeytin dalı olan güvercin günümüze değin esenliğin, barışın simgesi olmuştur. Üçüncü kez gönderilen güvercin artık geri dönmez.

Tufan başladıktan yaklaşık bir yıl kadar sonra artık sular çekilmiştir. Tanrı’nın Nuh’a söylediklerine, yani Yaratılış 8:15-16’ya tekrar döndüğümüzde, benzer sözlerin Yaratılış 1:22’de de olduğunu görürüz. Tanrı insanların ve hayvanların üreyip tüm dünyayı doldurmalarını ister. Bu yeni başlangıç bereketle dolu olacaktır.

Nuh Rab’be bir sunak yapar. Nuh şükran kurbanları sunmayı biliyordur. Kurban Habil’de gördüğümüz, İbrahim’in sunduğu kurbanlara, Mısır’dan çıkıştaki Fısıh gecesine, tapınaktaki kurbanlara ve İsa’nın çarmıhta sunduğu kusursuz kurbana uzanan kurban gerçeğinin bir parçası olan şükran kurbanı sunmak istedi. Aslında kurban olarak sunduğu hayvanlar da büyük tufan dehşetinden kurtulan hayvanlardı; yani o yoklukta kurban sunmak büyük fedakârlıktı.

dummy1

Yaratılış 8:21’e dönelim, Tanrı’nın sözlerini tekrar okuyalım. Tanrı güzel kokudan hoşnut kaldı. Aslında bu koku çarmıhta kendini kurban eden Oğlu’nun kokusunu temsil eder. Tanrı bir daha böyle bir tufan yapmayacağına söz verir; çünkü, Musa’ya kendini tanıttığı gibi, karakterine aykırı davranamazdı: ”Musa′nın önünden geçerek, "Ben RAB′bim" dedi, "RAB, acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin ve sadık Tanrı. Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını, isyanlarını, günahlarını bağışlarım. Hiçbir suçu cezasız bırakmam. Babaların işlediği suçun hesabını oğullarından, torunlarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım." (Çık. 34:6-7)

Yine Tanrı biliyordu ki “insan yüreğindeki eğilimler çocukluğundan beri kötüdür”. Yeni bir başlangıç olsa dahi Nuh ile soyu Adem’den gelen günahlı doğayı barındırıyorlardı. Tanrı’nın yargılayışı bu günahı ortadan kaldıramaz. Eğer kurtuluş olacaksa başka bir yol, sevgi yolu gerekiyor. Bu yoldan gitmek, Tanrı’nın yapacağı en büyük fedakarlığa mal olacaktı.

Dünyaya baktığımızda birçok kötü haberle karşı karşıyayız; çocuk istismarları, savaşlar, katliamlar, yalanlar, doğayı kirletme gibi haberler. Çoğu zaman bunlara katlanamıyoruz.

“Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı′nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa′da sonsuz yaşamdır.” (Rom. 6:23). Pavlus Romalılar’a yazdığı ayette böyle diyor. Aslında Tanrı’nın gazabına uğramamız gerekirken biz de çarmıh aracılığıyla kurtulduk.

Soru: Biz Rab’be nasıl şükran kurbanları sunabiliriz?


TUFAN İÇİNDE ÖĞRENDİKLERİM

dummy1

Yaratılış 8. bölümde Tanrı’nın kurtuluş planına devam ettiğini gördük. Tanrı’nın sevgi dolu, merhametli ve lütufkar karakterinin bizim günlük hayatımızda nasıl bir etkisi olduğuna bakalım.

Aşağıda gerçek hayattan bir alıntı vardır. Sevgi kardeş kansere yakalanmış ve bu durumdan neler öğrendiğini bizlere anlatmıştır. Onu tanıklığını yüksek sesle okuyalım ve ardından verilen soruları birlikte cevaplandıralım:

  • Bu tanıklıkta kardeşimiz Tanrı’nın merhamet, sevgi ve lütfunu nasıl anlamış? Anladıkları bu kardeşin dua, tapınma ve günlük hayatında nasıl bir değişiklik yaratmış?
  • Bu tutumda Tanrı’ya hangi şükran kurbanları sunuluyor?

Sevgi hanım bir senedir rahim kanseri yüzünden zorlu bir tedavi sürecinden geçmektedir. Bir hizmette çok aktif hizmet etmektedir. Büyük bir ameliyat geçirir. Kemoterapi tedavisi görür. Bu süreçte vücudu zayıflar, saçları dökülür. Sonra radyoterapi tedavisine başlar. Bu süreç sonunda kanseri atlattığını öğrenir. Ona sorulduğunda şöyle der:

“Rab bana bu süreçte üç şey öğretti:

  • Öncelikle, benim hizmetim benim kimliğim değildir. Tanrı’daki kimliğim beni değerli kılar. Bu süreçte hiçbir şey yapamadım. Hizmet edemedim. Ama Rab yine de beni seviyor, benim için öldüğü gerçeği devam ediyor. Beni ben olduğum için kabul ediyor ve seviyor.
  • İkincisi, kilisem çok değerlidir. Birçok kardeş ben hastayken bana hizmet ettiler. Bu beni çok mutlu etti. Ama aynı zamanda bir kiliseye ait olmanın ne kadar güzel olduğunu tattım.
  • Üçüncüsü, cennet bize çok yakındır. Bu hastalıktan veya o büyük ameliyat sırasında ölüp Rab’bin yanına gidebilirdim. Her an, şimdi bile ölebilirim ve gözümü açtığımda Rab’le olabilirim. O yüzden her an hazır olmalıyım.

Ben her konuda Rab’be şükrediyorum. Bu sıkıntı büyük bir felaket gibi görünse de, beni tekrar iyileştirdi, bana öğretti, benimle birlikte.”

Sevgi’nin tanıklığını okuduk. Onun bu tanıklığını düşünerek şu soruları sırasıyla cevaplandıralım:

Soru 1: Bu tanıklıkta kardeşimiz Tanrı’nın merhamet, sevgi ve lütfunu nasıl anlamış? Anladıkları bu kardeşin dua, tapınma ve günlük hayatında nasıl bir değişiklik yaratmış?

Soru 2: Bu tutumda Tanrı’ya hangi şükran kurbanları sunuluyor?

Soru 3: Tanrı’nın lütfu hakkında bu bölümde neler öğrendiniz? Siz bu öğrendiklerinizi günlük yaşamda nasıl kullanmayı düşünüyorsunuz?


UYGULAMA

Lütfen önceden yanınızda bir kalem ve kağıt bulundurun. İkili gruplara ayrılalım. Bir süre dua edelim.

1. uygulama:

Şimdi elimizdeki kağıtlara kendi zayıflıklarımızı ve kötü alışkanlıklarımızı yazalım. Eğer isterseniz bunları grubunuzdaki kardeşinizle paylaşabilirsiniz.

Şu ayeti birbirinize okuyun: 1. Petrus 2:24. “Bizler günah karşısında ölelim, doğruluk uğruna yaşayalım diye, günahlarımızı çarmıhta kendi bedeninde yüklendi. O′nun yaralarıyla şifa buldunuz.”

Şimdi yazdıklarınıza bakıp Rab’bin bizim için verdiği kurbanı düşünerek dua edelim, tövbeyle O’nun önüne gelelim.

2. uygulama:

Şimdi kağıtlara sıkıntılarınızı, zorluklarınızı yazın. Birbirimize şu ayetteki gerçeği söyleyelim:

“Rab sevecen, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi ve sadakati bol bir Tanrı’dır.” (Mez. 86:15) 

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
4.resim: Kamu malı: Charles Foster (1822-1887) -- The story of the Bible from Genesis to Revelation, sayfa 24
https://www.loc.gov/resource/dcmsiabooks.storyofbiblefrom00fost_1/?sp=30&r=-0.457,0.56,1.637,0.673,0

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18