KUTSAL KİTAP ÇALIŞMASI YARATILIŞ

dummy1

BAŞLANGIÇ (12)

YARATILIŞ 11:1-9

BABİL KULESİ

dummy1

BANA TAPININ!

Çalışmamıza Yaratılış 11:1-9 ayetlerini yüksek sesle okuyarak başlayalım. Okuduktan sonra metnimizi okumamıza devam edelim.

Aşağıda Roma imparatorlarından birinin hayatının özeti vardır. Yüksek sesle okuyup ardından verilen soruları birlikte cevaplandıralım:

Caligula (Kaligula), 24 yaşında Roma İmparatoru olur. Yaşamı sapkınlıklarla, ahlaksızlıklarla ve birçok vahşeti emredip onaylamakla geçer. Atını senatör ilan eden bu imparatorun bir akıl hastalığı olduğu bugün bile tartışılır. Ancak Caligula’nın en önemli özelliği kendisini yaşarken tanrı ilan etmesidir. M.S 40 yılında tüm Roma İmparatorluğu’na kendini tanrı ilan eder. Adına tapınaklar yapılmasını, kurbanlar sunulmasını emreder. Heykelinin Kudüs’e yapılmasını ister.

Tanrı olarak İskenderiye’ye taşınacağını ve dünyayı oradan yöneteceğini duyurduktan bir süre sonra bazı senatörler tarafından öldürülür.

Soru 1: Caligula’nın kendini tanrı ilan etmesinin nedeni sizce ne olabilir?

Soru 2: Bugün dünyamızda, tam aynı hareket olmasa bile, aynı düşünce yapısını yansıtan hangi davranışlara tanık oluyoruz?

Kral Süleyman şöyle diyor: “Sonunda dünyanın bütün ulusları bilsinler ki, tek Tanrı RAB′dir ve O′ndan başka Tanrı yoktur.” (1Kr. 8:60)


BABİL KULESİ

dummy1

Nuh tufanından sonraki dönemde insanlar aynı dilde konuşuyorlardı. Şinar bölgesine, yani Babil’e göçerlerken sanki birden durup akıllarına gelen bir fikri gerçekleştirmek istediler: “Kendimize bir kent kuralım. Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.”

Tanrı’nın planı bir önceki bölümde insanların dünyaya dağılması ve dünyayı doldurmasıydı. Lütuf ve bereketle kendi merhametini gösteren Tanrı’ya karşı gelen bir istek gösteren insan, yine kendi doğal davranışını sergiliyordu.

3. ayette inşaat malzemelerinin bu kadar ayrıntılı tarif edilmesi ilginçtir. İnsan kendine “yeni” şeyler arayıp kendi başarısıyla bir şeyler yapmayı ister. Herhalde dönemin alışılmış malzemeleri yerine daha iyilerini kullanarak kendilerini daha başarılı hissetmişlerdi.

Soru: Teknolojinin ilerlediği bugünlerde hangi açılardan Babil kulesini inşa eden insanlara benziyoruz?

dummy1

Bu insanların durumu Romalılar 1. bölümde açıklanan tanrısız insanlığın durumuna benziyor: “Tanrı′yı bildikleri halde O′nu Tanrı olarak yüceltmediler, O′na şükretmediler. Tersine, düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü.” (Rom. 1:21)

İnsanın başlangıçtaki isteğinin­ değişmediğini görüyoruz. İnsan “tanrı gibi olma” arzusundan hiç vazgeçmiyor. Kule göklere kadar ulaşmalıydı ki insan kendi hayatının tanrısı olabilsin, o görkeme sahip olabilsin.

Yine de 5. ayette bizi gülümseten bir ayrıntı dikkatimizi çeker. Tanrı’nın, insana bu denli yüksek gelen bu kuleyi görmesi için aşağı inmesi gerekti! Tanrı her zaman en görkemli, en yüce ve her şeye hakimdir. Tanrı’ya bu başkaldırı ne kovulma ne de tufanla cezalandırıldı; Tanrı onların birliğini bozacak bir müdahalede bulundu. Onların dillerini karıştırdı ki insanoğlu daha da günaha, bozulmuşluğa ve yozlaşmışlığa batmasın. Bu müdahalenin tam bir ceza değil, hatta insanlık için iyi bile olduğunu görüyoruz.

İnsanlar Tanrı merkezli bir yaşam yine istemediler; kendilerini merkez alacak, Tanrı’nın adı yerine kendi adlarının ün yapacağı bir kule inşa etmeye giriştiler. Yorumculara göre Babil sözcüğünün bir anlamı “tanrıların kapısı”, bir anlamı da “kargaşa”dır.

dummy1

Dillerin çeşitlenmesiyle bu inşaatın durması ilginçtir. Aslında insanoğlunun baştan nasıl bir olup Tanrı’ya karşı gelebilmesi de şaşırtıcıdır. Bugün bir işi en yakınınızdaki kişiyle bile tartışmadan yapabilmeniz mümkün değilken, bu insanlar “tanrı gibi olma” amacıyla çok büyük bir işe girişebilmişlerdi.

Tanrı’nın dilleri karıştırması inşaatı durdurdu, çünkü birbirlerini anlamadıkları için birlikleri bozulmuştu. Ancak Tanrı’nın kendi halkının birliğini yeniden oluşturduğu görüyoruz. Müjde’nin yayılıp insanın kurtuluş bulması için Tanrı Pentikost Günü’nde dilleri anlaşılır kıldı. O gün Petrus’un söylediklerini dinleyenler çeşitli dillerde konuşan halklardı ve her halk müjdeyi “kendi dilinde“ duyuyordu.

Sefanya peygamber yüzyıllar önce şöyle demişti: “O zaman, birlikte bana yakarmaları, omuz omuza bana hizmet etmeleri için halkların dudaklarını pak kılacağım.” (Sef. 3:9) 

Soru: Babil kulesini inşa eden insanların birliği ile Tanrı’nın Mesih’te sağlamak istediği kurtuluş yoluyla gerçekleştirdiği birlik arasında ne gibi farklar var? Kendi davranışlarımıza baktığımızda kilisemizdeki birlik hakkında nasıl dersler alabiliriz? Birlikte cevaplandıralım.


TANRISAL BİRLİK

Tanrı’nın sağladığı birlik, Pentikost Günü Kutsal Ruh’un iman edenlerin üzerine inmesiyle başlamıştır ve günümüzde de devam etmektedir. Bu birlik ile dünyasal birlik arasında nasıl farklar olduğuna biraz bakalım.

Aşağıdaki örnekleri okuyalım. Her örnek için şu soruları birlikte cevaplandıralım:

Soru 1: İnsanların kendi benliklerinden kaynaklanan birlik hakkında ne öğreniyoruz? Bu durumlarda tanrısal birliğe karşı hangi tutum, davranış ve düşünceler hâkimdir?

Soru 2: Bizim sorumluluğumuz bu konuda nedir? Birliği sağlamak için neler yapabiliriz?

dummy2 1. Seda ve Ali birlikte Noel programını hazırlıyorlardır.
Ali: Yok, ben o kardeşle çalışamıyorum.
Seda: Ali şimdiye kadar üç kardeşin adını verdim. Üçüyle de sorunun varmış.
Ali: Benim değil, onların sorunu var. Ben onlara bir şey yapmadım.
Seda: Ali bence onlarla konuşmalısın.
Ali: Neden sürekli beni eleştiriyorsun? Bu hizmetin sorumlusu benim. Bence istemiyorsan sen de bırakabilirsin.


dummy2 2. Gürkan: Denizciğim, Facebook’ta geçen gün yazdığın yazı hakkında biraz konuşabilir miyiz?
Deniz: Hangisi abiciğim?
Gürkan: Dur, bir göstereyim sana… “Herkesten uzak, her şeyi bırakıp gideceğim. İnsanlardan bıktım. Gittiğimde gürültü, patırtı olmayacak, dedikodu, anlaşmazlıklar bitecek.” Ne demek istedin burada?
Deniz: Evet abi, bıktım, gideceğim bu kiliseden. Kimse doğru değil.
Gürkan: Peki sen gerçekten doğru musun?
Deniz: En azından çabalıyorum.
Gürkan: Gelip konuşman mı doğruydu, yoksa bunları Facebook’ta yazman mı?
Deniz: Haklısın ama…

dummy2 3. Derya: Kiliseye gitmesem de olur. Evde tapınırım. Kafam rahat olur.
Gül: İsa Mesih neden ‘kilisemi kuracağım’ dedi o zaman?
Derya: Ama işte o kilise dediği bence çok mükemmel bir kiliseydi.
Gül: İstersen 12 öğrenciye bakalım. Petrus onu inkar etti. Mektuplarda çok sorunlar olduğunu okuyoruz…
Derya: Ya, inan, gider kendi kilisemi kurarım daha iyi. Ben bu kiliseyi istemiyorum.






UYGULAMA

Bu hafta birliğimizi bozan bazı durumları düşünelim. Aynı zamanda dua zamanlarımızda bu listeyi Rab’bin önünde okuyarak bunlardan arınmamız için istekte bulunalım.

  • Dedikodu
  • İftira
  • Gururlu yürek
  • Özür dilememek
  • Bağışlamamak
  • Kendini üstün görme
  • Önderlere itaat etmemek
  • Sürekli eleştirmek
  • Yardımcı olmamak
  • İbadet ve kilise toplantılarına katılmaktan kaçınmak

Bu tutumlar bizi Babil kulesindeki insanların tutumlarıyla aynı düzeye getirmektedir. Kilisenin birliğini bozacak bu tutumlardan nasıl kaçınabileceğimizi düşünelim.

Birliğimiz konusunda kendi sorumluluğumuz nedir? Bunu düşünüp eğer yapabileceğimiz bir şey varsa yapmaya çalışalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18