KUTSAL KİTAP ÇALIŞMALARI YARATILIŞ

dummy1

YARATILIŞ 12-25. BÖLÜMLER

8. ÇALIŞMA: İBRAHİM VE KRAL AVİMELEK

HATALARIN TEKRARI (YAR. 20:1-18)

dummy1

KORKU

Psikoterapist Cem Keçe’nin “Korkuyla Baş Etmenin Yolları” isimli makalesinden yapılan alıntıyı birimiz yüksek sesle okuyalım. Makale bitiminde yer alan soruları birlikte yanıtlayalım.

Korku, insanın hayatta kalmasını sağlayan, ilkel ve en güçlü duygularından biridir ama bazen tatmin edici bir yaşam sürülmesini de engelleyebilir. Korku çoğu zaman zihinden geçen “Kaç kurtul, savaşamazsın, savaşsan başarılı olamazsın ve zarar görürsün, bu yüzden neden deneyeceksin?” düşüncesinin sonucu olan bir duygudur. Ancak insanın şimdi ve burada korkusuyla gerçekten yüzleşmeden ruhu huzur bulmaz.

Korkuyu yenmenin tek yolu, korkunun üzerine gitmektir, kaçınmak, kaçmak, dolambaçlı yollara başvurmak, inkar etmek, bastırmak ve dikkati başka yöne yöneltmek işe yaramayacaktır. Bu nedenle insan korkusunu önce kabullenmeli, benliğinin bir parçasının ürünü olarak görmeli, onu sahiplenmeli, benimsemeli ve daha sonra onunla yüzleşmelidir. Çünkü gerçekte sorun korku değil, kişinin korkusuyla olan ilişkisidir, korkudan korkmasıdır.

Çözüm ise korkudan korkmak ve korkudan kurtulmak değil, korkuya yukarıdan ve dışarıdan bakabilmek ve korkuyu “kontrol” edebilmektir. Kendini denetleyemeyen ve kontrol edemeyen kişi surları yıkılmış kent gibidir. Çünkü insan ne kadar isterse istesin korkularından kurtulamaz, korkular onun zihninden geçenlerin bir ürünüdür. Ama insanın korkuyu doğru bir şekilde yönetmeyi, korku karşısında doğru tepkiler vermeyi, korkuyla barış içinde yaşamayı ve hatta korkuyu lehine kullanmayı öğrenmesi mümkündür. Korkular sanıldığından daha güçlüdür ve insanın düşüncelerinin bir ürünü olsalar da düşünüş ve davranış biçimlerini etkiler, insanı hem iyi hem de kötü yönde harekete geçirebilir.

Şimdi bu yazıyla ilgili aşağıdaki soruları birlikte cevaplandıralım.

Soru 1: Yazar asıl sorunun korku değil, kişinin korkuyla ilişkisi ve korkudan korkması olduğunu ifade etmiştir. Sizce yazar burada ne söylemek istemiştir, biraz konuşalım.

Soru 2: Cem Keçe’nin sunduğu çözümler nelerdir? Bu çözümler sizce korkuyla başa çıkmak için etkin midir, yeterli midir?


İBRAHİM YENİDEN KORKULARINA YENİLİYOR

dummy1
Yaratılış 20:1-18 ayetlerini yüksek sesle okuyalım.

İbrahim RAB’bin kendisini çağırdığı günden beri göçebe hayatı yaşıyordu. Yine yolculuk zamanıydı. Mamre’den Negev’e göçerek Kadeş ve Şur kentlerinin arasına yerleşti. Sonra geçici bir süre Gerar’da kaldı. Çıktığı yolculuklara ağır bir yükü de beraberinde götürüyordu. Gittiği yabancı kentlerde ülke yöneticilerinin Sara’yla evlenmek isteyecekleri, bu nedenle kendisini öldürecekleri düşüncesi yüreğinde korkuya dönüşmüştü. Önceki çalışmalarımızdan hatırlayacağımız üzere, İbrahim bu korkusuna kıtlıktan ötürü gittikleri Mısır’da yenik düşmüştü (Yar. 12:1-13). Firavun Sara’yı sarayına almış, sonra başlarına kötülükler gelmeye başlamıştı. Firavun bu kötülüklerin Sara yüzünden olduğunu anlayınca İbrahim’e, “Neden karın olduğunu gizledin” diye çıkışmıştı. Tanrı, İbrahim’e verdiği soy vaadini korumak için firavunun Sara’ya dokunmasına izin vermemişti.

Benzer durum şimdi Gerar’da yaşanıyordu. İbrahim Gerar’a vardıklarında karısı Sara’yı kız kardeşi olarak tanıttı. Bunun üzerine Gerar kralı Avimelek adam gönderip Sara’yı aldırttı. Avimelek Sara’yı haremine aldıktan sonra Tanrı, İbrahim’in soyunu korumak için doğrudan müdahalede bulunur. Sara’nın başka bir adamın karısı olduğu konusunda Avimelek’i uyarır. Tanrı gece düşünde Avimelek’e görünerek, “Bu kadını aldığın için öleceksin” der, “Çünkü o evli bir kadın.” Avimelek, “Ya Rab, suçsuz bir ulusu mu yok edeceksin? İbrahim’in kendisi bana, ‘Bu kadın kızkardeşimdir’ demedi mi? Kadın da İbrahim için, ‘O kardeşimdir’ dedi. Ben temiz vicdanla, suçsuz ellerimle yaptım bunu” der. Avimelek suçsuz olduğunu, İbrahim tarafından kandırıldığını düşünmektedir. Tanrı da Avimelek’i, “Bunu temiz vicdanla yaptığını biliyorum” diye onaylar. “Ben de seni bu yüzden bana karşı günah işlemekten alıkoydum, kadına dokunmana izin vermedim. Şimdi kadını kocasına geri ver. Çünkü o bir peygamberdir. Senin için dua eder, ölmezsin. Ama kadını geri vermezsen, sen de sana ait olan herkes de ölecek, bilesin” der.

Soru: İbrahim’in soyu, Tanrı’nın doğrudan müdahale etmesini gerektirecek kadar neden önemli? Birlikte cevaplandıralım.

Sabah olunca Avimelek bütün adamlarını çağırtır ve olanları anlatır. Daha sonra İbrahim’i çağırtarak, “Ne yaptın bize? Sana ne haksızlık ettim ki beni ve krallığımı bu büyük günaha sürükledin? Bana bu yaptığın yapılacak iş değil. Amacın neydi, niçin yaptın bunu?” diye sorar.

İbrahim durumu açıklar. Orada hiç Tanrı korkusu olmadığını, karısı yüzünden kendisini öldürebileceklerini düşündüğünü dile getirir.

Bir bakıma yaptığının doğru olduğunu göstermek istercesine Sara’nın gerçekten kızkardeşi olduğunu, babalarının bir, annelerinin farklı olduğunu söyler. İbrahim’in sunduğu gerekçede doğruluk payı olsa da, aldatma amacı güttüğü için onu haklı çıkarmaz, tam tersine İbrahim günah işlemektedir.

Soru: İbrahim kendini aklayacağını düşündüğü bahanelerle haklı çıkmaya çalışır. Oysa gerçeği saklamakla günah işlemiştir. Bizler de kendimizi haklı çıkarmak adına bahaneler sunuyor muyuz? Şimdi bunları düşünelim ve bahanelerimizin altında yatan gerçeği bulup grubumuzda paylaşalım.

dummy1

Avimelek İbrahim’e karısı Sara’yı geri verir. Bunun yanı sıra ona davar, sığır, köleler, cariyeler de verir. İbrahim’e, “İşte ülkem önünde, nereye istersen oraya yerleş” der. Sara’ya da, “Kardeşine bin parça gümüş veriyorum, yanındakilere karşı senin suçsuz olduğunu gösteren bir kanıttır bu. Herkes suçsuz olduğunu bilsin” der. Böylece İbrahim ve Sara suçsuz ilan edilir. Sara’nın adı lekelenmemiştir. Tanrı halkın önünde de İbrahim ve Sara’nın adının lekelenmemesini sağlamıştır.

İbrahim de Sara’nın haremdeki varlığından ötürü Avimelek’in evindeki kadınların gebe kalmasını engelleyen RAB’be bunu kaldırması için dua eder, RAB Avimelek ile karısına ve cariyelerine şifa verir. Çocuk sahibi olurlar. Çok uzun zamandır kendilerine mirasçı, soy bekleyen İbrahim’in duası aracılığıyla Avimelek’in çocuğu olur, ancak İbrahim ve Sara için Tanrı’nın zamanı henüz gelmemiştir.


KORKUNUN ÜSTESİNDEN NASIL GELEBİLİRİM?

dummy1

İbrahim, Sara’nın kız kardeşi olduğunu söyleme hatasını ikinci kez tekrarlamıştır. Bundan İbrahim’in ilk hatasından ders almadığı sonucu çıkartılabilir. Ama sonuca değil, başlangıç noktasına bakmak gerekir. İbrahim’in hata yapmasının nedeni yüreğinde kök salmış korkudur. İbrahim’in korkusunun kaynağı nedir? Kendisinin de dile getirdiği gibi, karısı yüzünden öldürülmekten korkmaktadır. Korku sinsi bir düşman gibi kişinin önce zihnini ele geçirir ve sonra hayatını yönetmeye başlar. Zihni onu bu korkudan kurtulması için çözümler üretmeye zorluyordur. Ama ne yazık ki zihninden geçen çözümler sağlıklı çözümler değildir. Korku sinsi bir düşman gibi kişinin önce zihnini ele geçirir ve sonra hayatını yönetmeye başlar. Çalışmamızın girişinde de belirttiğimiz gibi, korkular tahminimizden daha güçlüdür. İnsan düşüncesinin bir ürünü olsa da davranış biçimini temelden etkiler.

Soru 1: Son zamanlarda kendini daha belirgin gösteren bir korkum var mı? Kısa süreliğine sessiz kalarak bu soruyu kendimizle ilgili düşünelim.

Soru 2: Bu korkum veya aklıma şu an gelmeyen bazı korkularım yaşamımı ve davranışlarımı nasıl etkiliyor? Biraz düşünelim, paylaşmak istediklerimizi paylaşarak birlikte biraz konuşalım.

dummy1

Korkuyu yenmenin başlangıç noktası korkunun üzerine gitmek, onunla yüzleşmektir. İbrahim’in denediği gibi kaçış çözümleri üretmek işe yaramayacaktır.

Davut, Mezmur’unda “Sana güvenirim korktuğum zaman” diye Tanrı seslenir. Davut’un bu seslenişi korkuya karşı zafere giden yolu göstermektedir. Tanrı’nın söylediklerine bir bir güvenmek, yani o sözlerin kendi hayatım için gerçek ve geçerli olduğuna iman etmek, korkuyu yüreğimden ve yaşamımdan söküp atacaktır.

Yeşaya 41:10’da Tanrı İsrail halkına, “Korkma, çünkü ben seninleyim, yılma, çünkü Tanrın benim. Seni güçlendireceğim, evet, sana yardım edeceğim; zafer kazanan sağ elimle sana destek olacağım” diye seslenmektedir. Bu söz, bu vaat bugün bizler için de geçerlidir. Tanrı bizimledir ve O’nun sağ eli her zaman bize destektir.

İsa Mesih, “Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın” (Yu. 14:27) diye harika bir teselli vaadi vermiştir bizlere.

Soru 1: Yukarıdaki ayetler ışığında ve kendi durumumu düşündüğümde, korkunun üstesinden nasıl gelebilirim? Bu ayetlerden neler öğreniyorum? Birlikte konuşalım.

Soru 2: Kendim için bu ayetlerde sunulan çözümü uygulamak zor mu, kolay mı? Hangi yönlerden zor, hangi açıdan kolay? Birlikte biraz konuşalım.


KORKUMUZLA YÜZLEŞELİM

Bugünkü çalışmamızı düşündüğümüzde, İbrahim korkusuyla yüzleşti mi sizce?

Evet. İbrahim kendisi korkusuyla yüzleşmek istemese de, yüzleşmek zorunda bırakıldı. Bunu sağlayan Tanrı’nın kendisiydi ve Avimelek aracılığıyla gerçekleşti. Korkularımızla mücadele etmek konusunda Tanrı İbrahim örneğinde olduğu gibi bize çoğunlukla doğrudan müdahale etmez. Bizim bu konuda harekete geçmemizi ister. O’na güvenmeyi tercih etmemizi ve O’nun verdiği esenliği kabul etmemizi bekler.

O zaman bugün bizin için korkumuzla yüzleşmek için bir karar günü olsun.

Korkumuza esir kalmak istiyor muyuz? İstemiyorsak nasıl bir eylem planı uygulayabiliriz? Tanrı’ya güvenmek için hangi adımları atabiliriz?

Şimdi aldığımız kararı hafta boyu yeniden değerlendirelim, hayatımızı ve kararlarımızı başka korkularımızı fark etmeye çalışalım ve onları da ele alalım, gerekirse notlar alalım ve eylem planını uygulamaya başlayalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
2.resim: Kamu malı: Isaac Isaacsz (1598 - 1649) - Firavun Sara′yı geri veriyor (1640) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Farao_geeft_Sara_aan_Abraham_terug_Rijksmuseum_SK-A-1191.jpeg

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18