YARATILIŞ 12-25. BÖLÜMLER
11. ÇALIŞMA: İSHAK’A EŞ BULUNMASI
İBRAHİM’İN SOY VAADİNE SADAKATİ (YAR. 24:1-67)
KARAR
Karar vermek... Hayatımızı şöyle bir gözümüzün önünden geçirdiğimizde birçok adımımızın kararlarla dolu olduğunu fark ederiz. Bazıları anlıktır, bazıları uzun saatlerimizi, günlerimizi alır, çünkü bazı kararlar neredeyse tüm hayatımızı etkiler. Karar verme, insan doğasının en önemli işlevlerinden biridir. Karar verme, eyleme geçirmek üzere mevcut alternatiflerden birinin seçilmesi süreci olarak tanımlanır.
Soru 1: Son aylarda verdiğiniz kararları düşünün. Karar verirken, yani mevcut alternatiflerden birini seçerken kriteriniz nelerdir? Birlikte konuşarak bunları paylaşalım.
Soru 2: Karar verme sürecinizde Tanrı’ya neler yaparak yer veriyoruz? Biraz konuşalım.
İBRAHİM’İN İMANA DAYALI KARARI VE İSHAK’A EŞ BULUNMASI
Yaratılış 24:1-67 ayetlerini okuyalım. Metin uzun olduğu için kendimiz sessizce de okuyabiliriz.
İbrahim’in denenmesinden sonra, Sara 127 yaşında öldü. İbrahim, Mamre’ye yakın Makpela Tarlası’ndaki mağarayı satın aldı ve Sara’yı buraya gömdü. Uzun yolculukla geçen yaşamı boyunca satın aldığı tek yer burasıydı. Böylece Sara, Tanrı’nın İbrahim’e vaat ettiği Kenan topraklarına gömüldü. İbrahim bu toprağı almakla, Tanrı’nın kendisine verdiği “toprak” vaadine olan adanmışlığını gösterdi.
İbrahim iyice yaşlanmıştı. RAB, İbrahim’i her yönden kutsamıştı. Tanrı’nın vaat ettiği soyun devamı için İshak’ın evlenmesi gerekiyordu ama İbrahim oğlunun Kenanlı bir kızla evlenmesini veya kendine eş bulmak için uzaklara gitmesini istemiyordu. İbrahim’in bir karar vermesi gerekiyordu. Oğlunu, kendi ülkesinden, akrabalarının arasından bir kızla evlendirecekti.
Böylece evin en yaşlı ve her şeyden sorumlu kahyasını kendi ülkesine, İshak’a bir eş bulması için göndermeye karar verdi. Adam İbrahim’e, “Ya kız benimle bu ülkeye gelmek istemezse, o zaman oğlunu geldiğin ülkeye götüreyim mi” diye sorduğunda İbrahim şiddetle karşı çıktı. Kendisini doğduğu ülkeden soy ve toprak vaadiyle çıkaran Tanrı’ya güvendiğini dile getirerek, Göklerin Tanrısı RAB’bin onun önünden meleğini göndereceğini söyledi. İbrahim, İshak’a bulunacak eş için Tanrı’ya güveniyordu. Yine de uşağa, eğer kız onunla gelmek istemezse, andının kendisini bağlamayacağını söyleyerek onun içini rahatlattı. O dönemde, ant içme adetine göre, ant içen kişi elini ant verdiği kişinin uyluk kemiğinin altına koyardı. Böylece adam efendisinin uyluğunun altına elini koyarak ant içtikten sonra hazırlıklarını tamamlayıp yola çıkar.
Aram-Naharayim’e, Nahor’un yaşadığı kente vardığında, RAB’be kendi tanrısı olarak değil, İbrahim’in Tanrısı diye seslenir ve kendisini başarılı kılmasını, efendisi İbrahim’e iyilik etmesi için yakarır. Adam yolda karşılaşacağı hangi kızın efendisinin oğluna uygun olduğunu anlamak amacıyla kızın karakter ve huyunu ortaya çıkaracak belirtiler düşünür ve sonunda aklına bir fikir gelir. Hazır kendisi bir pınarın başında dinleniyorken, su çekmeye gelen kentin kızlarından birinden içecek su isteyecektir. Kız, develer için de su vermeyi önerirse, onun RAB’bin İshak için seçtiği eş olduğunu anlayacaktır. Bu işaret, aynı zamanda kızın, bir yudum su yerine bol su vererek diğerlerine hizmet etme konusunda istekliliğini gösterecektir. İshak’ın eşi, vaat edilmiş toprakları miras alacak soya uygun bir kadın ve anne olmalıdır.
Tanrı, uşağın duasını işitir ve daha duasını bitirmeden İbrahim’in akrabalarından Betuel’in kızı Rebeka, omzunda su testisiyle görünür. Gelişen olaylar uşağın duasında dile getirdiği gibi olur. Uşak Rebeka’nın, Tanrı’nın, efendisinin oğlu için seçtiği gelin olduğunu anlar. Rebeka, uşağı babasının evine götürür. Uşak, ne için geldiğini ve duasının nasıl yanıtlandığını, Rebeka’nın babası Betuel’e ve abisi Lavan’a anlatır. Rebeka’nın ailesi de bu işin Tanrı’nın planı olduğunu anlar ve Rebeka’nın İshak’la evlenmesine izin verirler. Böylece Rebeka İshak’la evlenmek üzere ailesi tarafından kutsanarak, uğurlanarak, uşakla birlikte yola çıkar.
Negev bölgesine geldiklerinde İshak onları karşılar. Uşak bütün olanları İshak’a anlatır. İshak ile Rebeka evlenirler. İshak onu sever. Tanrı hem İbrahim’in hem de uşağın imanı görmüş, İshak için uygun bir eş sağlamıştır.
TANRI’NIN VAATLERİNDE ROLÜMÜZ NEDİR?
İbrahim, oğlu İshak’a eş bulmak için kolay olanı seçmez. Tanrı’nın İbrahim’e verdiği soy vaadi vardır. İbrahim geçmişte iki kere eşi Sara’yı kardeşi olarak tanıtarak soy vaadini tehlikeye atmış olmasına rağmen, Tanrı vaadini korumuştur. İbrahim bu olaylardan ders çıkarmış olmalıdır ki, İshak’la gerçekleşen soy vaadini gayretle korumaya adanır. Oğlunu yaşadıkları bölgedeki Kenanlı kızlarla evlendirmez. Tanrı’nın İshak’a eş sağlayacağına iman eder ve imanını eylemleriyle de gösterir. Uşağını, İshak’a eş bulması için imanla görünmezliğe gönderir. Yol ne kadar belirsiz olsa da Tanrı kendi planlarını gerçekleştirecek, yolu düzleyecek ve belirsizliği görünür kılacaktır. Tanrı, İbrahim’i doğup büyüdüğü ülkeden çağırdığında imanla yola çıkmıştır. Şimdi aynı imanla uşağını oğluna eş seçmesi için gönderir. Başlangıçta kuşkuları olan uşak, efendisinin imanını görünce yolculuk için cesaret bulur ve imanla yola çıkar. Her ikisinin de imanını gören Tanrı onların dualarını yanıtlar.
Soru 1: Bizler de iman yolculuğumuzda ilerlerken yollarımız genellikle belirsizliklerle doludur. Bazı yol ayrımları vardır ki durmamız, düşünmemiz ve seçimlerimizle birlikte karar vermemiz gerekir. Böyle zamanlarda izlediğimiz yol nedir? Biraz düşünüp birlikte cevaplandıralım, konuşalım.
Soru 2: Okuduğumuz metinde Tanrı’nın İbrahim’e verdiği soy vaadini gerçekleştirirken, İbrahim’in de bu vaade adanmışlığını ve nasıl koruduğunu gördük. Kendi yaşamımızla ilgili Tanrı’nın vaatlerini düşünelim. Tanrı’nın bizim yaşamımızda bu vaatleri gerçekleştirmesi için biz neler yapıyoruz? Adanmışlığımızı nasıl gösteriyoruz? Birlikte konuşalım.
Düşüncelerinde sarsılmaz olanı
Tam bir esenlik içinde korursun.
RAB’be sonsuza dek güvenin,
Çünkü RAB, evet RAB sonsuza dek kalıcı kayadır.” (Yşa. 26:3-4)
Yeşaya’da yazdığı gibi, Tanrı’ya güvenmek düşüncelerimizin tam bir esenlik içinde korunmasını sağlayacaktır. Hayatımızda karşılaşacağımız her türlü belirsizlikte Tanrı’nın vaatleri, karanlık denizleri aydınlatan deniz fenerleri gibi olacaktır. Tanrı’nın vaatlerine adanmış bir yürekle tutunmak, Tanrı’ya imanımızı sağlamlaştıracaktır.
Şu anda yaşamımızdaki belirsizlikleri düşünelim. Bu belirsizliklerin içinde Tanrı hangi vaatleriyle bana sesleniyor? Küçük bir Kutsal Kitap çalışması yaparak durumumuzla ilgili Tanrı’nın vaatlerini içeren ayetleri bulalım. Bulduğumuz ayetler üzerinde derin derin düşünelim.
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
2.resim: Kamu malı: Gustave Dore (1832 - 1883) - Sara′nın defnedilmesi (1866) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Burial_of_Sarah.png
3.resim: Kamu malı: Gustave Dore (1832 - 1883) - Eliezer ve Rebeka (1866) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Eliezer_and_Rebekah.png
4.resim: Kamu malı: Gustave Dore (1832 - 1883) - Rebeka deveden iniyor (1866) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Figures_Rebecca_Lights_Off_Camel.jpg
6.resim: Telif hakkı atıfı: Distant Shores Media/Sweet Publishing [CC BY-SA 3.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/3.0)] url: https://media.freebibleimages.org/stories/FB_Abraham_Canaan/overview-images/002-abraham-canaan.jpg?1538658074 -- küçültülmüş