KUTSAL KİTAP ÇALIŞMALARI YARATILIŞ

dummy1

YARATILIŞ 12-25. BÖLÜMLER

12. ÇALIŞMA: İBRAHİM İMAN ATAMIZ OLDU

İBRAHİM’E VERİLEN TEK ÖYKÜ

dummy1

TEK ÖYKÜ

Birçoğumuz öyküleri severiz. Hele bir de bunlar yaşanmış öyküler olursa, bize hayat dersi çıkarmak için harika fırsatlara dönüşürler. Kutsal Kitap yaşanmış, diri, gerçek öykülerle doludur. Hiçbiri tesadüfen orada değildir. Her bir Kutsal Kitap kahramanı kendi öyküsüyle birlikte tarihte yerini alır ama orada kalmaz, yaşayan söz (İbr. 4:12) aracılığıyla bugüne, bizlere ulaşır. Aslında her öykü, tek öykü için yazılmıştır... o öyküde anlam bulur, o öyküde bütünlenir.

Soru: Sizce bu tek öykü kimin öyküsüdür ve bu öykü ne için yazılmıştır? Biraz konuşalım.


İBRAHİM’İN İMANI VE VAATLERİN MESİH’TE GERÇEKLEŞMESİ

dummy1

Yaratılış 25:1-11 ayetlerini yüksek sesle okuyun.

İbrahim yüz yetmiş beş yıl yaşadı! Kocamış, yaşama doymuş, iyice yaşlanmış olarak son soluğunu verdi. Ölüp atalarına kavuştu. Hititlilerden aldığı Mamre yakınlarındaki Makpela Mağarası’na, eşi Sara’nın yanına gömüldü. Pavlus’un, “yüce mücadeleyi sürdürdü, yarışı bitirdi ve sona dek imanımı korudu” (2Ti. 4:7) sözleri İbrahim için de uygundu. Koca bir ömür yaşandı ve bitti. İbrahim’in yaşam öyküsü, o tek öyküdeki yerini aldı. Tanrı’nın kurtuluş öyküsünün ilk sayfalarına adı büyük harflerle yazıldı: İMAN ATAMIZ.

İman atamız olan İbrahim’in neden böyle anıldığına bakmadan önce, “iman”ın ne olduğu konusuna yeniden bakalım.

dummy2 İman, sadece Kutsal Kitap’ta açıklanan Tanrı’yla ilgili gerçekleri kabul etmek ya da inanmak değildir. Çünkü sadece inanmak ve kabul etmek insanın yüreğini değiştirmez ve kurtarmaz. Eski Antlaşma’da imanın temelinde Tanrı vardır ve Tanrı’nın insan için ne yaptığına odaklanır. İman konusunda ilk adımı atan Tanrı’dır. Tanrı halkına önce kendi sadakatini göstermiştir, halkından da bunları görüp kendisine ve sözüne iman etmesini beklemiştir. İman, Tanrı’nın güvenirliğine dayanır, Kutsal Yazılar’da yer alan Tanrı’nın sözlerine ve verdiği vaatlere güvenmektir. Aklımızla, duygularımızla ve irademizle Tanrı’nın vahyine verdiğimiz karşılıktır. Sonuç olarak iman görünene değil, vahiy yoluyla öğrenilene dayanır (2Ko. 5:7). Eski Antlaşma döneminde iman, Tanrı’ya ve O’nun verdiği vaatlere güvenmek olarak kendini gösterirken, Yeni Antlaşma döneminde Mesih’in yaptıklarına ve vaatlerine inanmak ve koşulsuz olarak Mesih’e güvenmektir. Gerçek iman sahibi olanlar Tanrı’nın sözünü benimser, Tanrı’nın onayını kazanır ve gücünü kabul eder.

dummy2 Kutsal Kitap imanı, “umut edilenlere güvenmek, görünmeyen şeylerin varlığından emin olmak” (İbr. 11:1-2) sözleriyle tanımlar. İman sayesinde İbrahim miras alacağı yere gitmek üzere çağrıldığında itaat etmiş, nereye gideceğini bilmeden yola çıkmıştı (İbr. 11:8). Tanrı’nın verdiği soy, toprak ve kutsama vaatlerine güvenmişti. İman sayesinde bir yabancı olarak vaat edilen topraklara yerleşmişti. Ama o topraklara gerçekten sahip değildi, sadece vaat olarak almıştı. O topraklarda yaşayan başkaları vardı. İbrahim toprakların kendisinin olduğunu görmedi ama Tanrı’nın vaadini yerine getireceğine iman etti. Mimarı ve kurucusu Tanrı olan temelli kenti bekleyerek teselli buldu (İbr. 11:9-10). İbrahim imanı sayesinde Tanrı’nın onun için hazırladığı göksel kenti gördü. Burada kalıcı bir kent yoktu ve gelecekteki kenti özlüyordu (İbr. 13:14).

İbrahim, kendi yaşı geçkin ve karısı Sara kısır olduğu halde, vaat edileni güvenilir sayarak, yani iman ederek çocuk sahibi olmak için güç buldu. Böylece tek adamdan, üstelik ölüden farksız birinden gökteki yıldızlar, deniz kıyısındaki kum kadar torun meydana geldi (İbr. 11:11-12).

İbrahim sınandığı zaman imanla İshak’ı kurban olarak sundu. Vaatleri almış olan İbrahim biricik oğlunu kurban etmek üzereydi. Oysa Tanrı ona, “Senin soyun İshak’la sürecek” demişti. İbrahim, Tanrı’nın bu sözüne güvendi ve Tanrı’nın ölüleri bile diriltebileceğini düşündü; nitekim İshak’ı simgesel şekilde ölümden geri aldı (İbr. 11:17-19).

Atamız İbrahim imanı sayesinde Tanrı’nın beğenisini kazandığı halde vaat edilene ulaşmak için dayanmak zorunda kalmış ama kavuşamamıştır. Çünkü hem İbrahim’e hem de Kutsal Kitap’taki diğer iman atalarına verilen vaatler Mesih’te gerçekleşmiştir (2Ko. 1:20). İbrahim’in öyküsünün baş kahramanı Tanrı’dır ve bu öykü Tanrı’nın kurtarış öyküsünün parçasıdır. İsa Mesih, Tanrı’nın kurtarışıdır.

dummy2 İbrahim’in Tanrı’dan aldığı ‘bütün ulusları senin aracılığınla kutsayacağım’ vaadi, onun soyundan gelen ve bütün insanlığa kurtuluş kapısını açan İsa Mesih’le gerçekleşmiştir. İbrahim’e ve soyuna dünyanın mirasçısı olma vaadi, Kutsal Yasa yoluyla değil, İbrahim’in imanla aklanma yoluyla verilmiş ve vaat İbrahim’in bütün soyu için güvence altına alınmıştır. İbrahim’in soyu, İbrahim’in imanına sahip olanlardır. Mesih’e ait olanlar İbrahim’in soyundandır ve vaade göre mirasçıdırlar (Gal. 3:29). İbrahim’e sağlanan kutsama, Mesih aracılığıyla uluslara sağlansın ve imanlılar vaat edilen Ruh’u imanla alabilsin diye Mesih İsa lanetlenmiş, imanlıları Yasa’nın lanetinden kurtarmıştır (Gal. 3:13-14).

İbrahim’in yaşam öyküsü tamamlanmış olsa da, Tanrı’nın İbrahim’le yaptığı antlaşma sonsuza dek kalıcıdır ve vaatleri devam etmektedir. Bizler de kendi iman öykümüzle, hiç sonlanmayacak bir öykünün, Tanrı’nın öyküsünün parçasıyız.


HEPİMİZİN BİR ÖYKÜSÜ VAR...

dummy1

On iki hafta süresince yaptığımız çalışmalarla İbrahim’in iman yolculuğuna eşlik ettik. İbrahim bazen güldü, bazen ağladı. Korktu, zayıf düştü. Tanrı’ya değil de, kendi gücüne güvenmeyi seçtiğinde başına büyük, zor işler açtı. Hatalar yaptı, terbiye edildi. Çeşitli yollarla denendi, sıkıntılardan geçerken Tanrı’yla birlikte yürümeyi öğrendi. Yaşadığı olayların içinde Tanrı’nın sadakatini ve lütfunu gördü. Tanrı’nın olağanüstü işlerine tanık ve aracı oldu. Mucizeler yaşadı. Tanrı’yı işitti ve O’nunla iki dost gibi konuştu. Tanrı’yı sevdi, Tanrı’ya sadık kaldı ve her ne olursa olsun Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’ya iman yoluyla bağlı kaldı. Onun yolculuğu bizim iman yolculuğumuzdan farklı değildi. Bizim gibi sıradan insandı, ama sıradan kalmadı. Çünkü Tanrı’nın İbrahim için olağanüstü planları vardı. O ulusların babası, iman atamız olacaktı. Sonsuzlara dek egemenlik sürecek olan Mesih, onun soyundan çıkacaktı.

İbrahim’in hayatına bakarken görmemiz gereken Tanrı’nın kendisidir. O’nun lütfu, sadakati, gücü ve yetkisi Avram’ı ulusların babası İbrahim’e dönüştürmüştür. İbrahim’in imanı ve itaati bu dönüşümü etkin kılmıştır. Tanrı’nın Egemenliği’nde hepimizin bir yeri ve hayatlarımızda Tanrı’nın çağrısı ve planı var. İmanla adım atmalı, itaatle karşılık vermeliyiz. Ne kadar zor ya da belirsiz olsa da Tanrı’ya güvenmeliyiz. Sona dek imanımızı koruyup yarışı tamamlamalıyız.

Soru: Bugün sizin öykünüz sonlanacak olsaydı, nasıl sonlanmış olurdu? Tanrı’nın kendisi bu öyküde ne kadar yere sahip? Bu öyküde neyi değiştirmek isterdiniz, neden? Bunlar üzerinde biraz düşünüp birlikte konuşalım.

dummy1

İMAN

“İman, umut edilenlere güvenmek, görünmeyen şeylerin varlığından emin olmaktır” (İbr. 11:1-2).

  • İbrahim, yukarıdaki iman tanımının en diri ve canlı örneklerinden biridir. Siz İbrahim örneğine baktığınızda kendiniz için ne gibi dersler çıkarıyorsunuz?
  • İbrahim’in yaşamında sizi en etkileyen konu ne oldu?
  • Yukarıdaki iman tanımına göre hangi alanlarda kendinizi geliştirmek isterdiniz?
  • Değişimin başlaması ve kalıcı olması için atmanız gereken adımlar neler olabilir?

Tüm bu soruları kendimize bugün soralım ve uygulamaya geçelim. Özellikle son iki soruyla kendimizi, yüreğimizi sık sık yoklayalım. Hatırlamak için sık sık görebileceğimiz bir yerlere not alabiliriz.

Unutmayın, imanla atılan her adım Tanrı’da karşılık bulacaktır. Bu belki bizim istediğimiz olmayacaktır ama Tanrı’nın isteğine teslim olmak zaten en büyük iman adımı olacaktır.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
2.resim: Telif hakkı atıfı: Distant Shores Media/Sweet Publishing [CC BY-SA 3.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/3.0)] url: https://media.freebibleimages.org/stories/FB_Isaac_Wife/overview-images/002-isaac-wife.jpg?1538658679 -- küçültülmüş
4.resim: Kamu malı: Julius Schorr von Carolsfeld (1794 - 1872) - İbrahim göğe bakıyor (yayınl. 1897) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Foster_Bible_Pictures_0035-1.jpg
5.resim: Kamu malı: Gustave Dore (1832 - 1883) - İbrahim Kenan ülkesine kalkıyor (1866) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:011.Abraham_Goes_to_the_Land_of_Canaan.jpg

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18