YAKUP KAÇIYOR (Yar. 31. Bölüm)
KAÇIŞ
“DÜNYA DÖNÜYOR, SEN NE DERSEN DE!”
Üzerinde anlaşabildiğimiz temel noktalardan biri, ne olursa olsun dünyanın devam ettiğidir. Her geçen zaman dünyanın dönmemesi için bilinçli veya bilinçsiz bir uğraş içinde insanoğlu. Günahın getirdiği sonuçtan, dünya da üzerine düşen payı alıyor. Ama bunca kötülük varken iyilik de var! Yağmurumuz yağar, güneşimiz doğar, bahar mevsimini yaşarız. İnsan kötülüğüyle dünyayı kirletmeye devam ederken Tanrı yine de lütuf gösterir ve kendi belirlediği zamana kadar dünyanın devamlılığını sağlamaya isteklidir. İlginç, değil mi? Her an kötülüğün görüldüğü bu gezegende, her şeye rağmen iyiliğini göstermek isteyen bir Yaratıcı var. Ne de olsa, “Dünya dönüyor, sen ne dersen de!”
Lütfen şimdi iki üç dakika sessiz kalın. Bu iki üç dakika boyunca şu soruları kendi hayatınızı düşünerek cevaplamaya çalışın; sonra hep birlikte yanıtları tartışın:
Soru 1: Tanrı bu kadar kötülüğe hemen son verebilecekken neden halen yağmurunu yağdırır; neden halen iyiliğini gösterir sizce? Biraz üzerinde düşünelim ve düşündüklerimizi paylaşalım. Sonrasında diğer soruya geçelim.
Soru 2: Siz kötü şeyler yaptığınızda ya da düşündüğünüzde Tanrı’nın yine de size iyilik göstermesini kendi hayatınızda deneyimlediniz mi? Bunu nasıl açıklayabilirsiniz? Biraz konuşalım.
KAÇIŞ
Yaratılış 31. bölümdeki ayetlerin tamamını yüksek sesle birimiz okusun. Okumamız bittikten sonra aşağıdaki soruları birlikte cevaplandıralım:
Soru 1: Yakup’un kayınbabası Lavan’dan kaçmasının ardındaki sebepler sizce ne olabilir? Biraz konuşalım, ardından diğer soruya geçelim.
Soru 2: Bu sebepler sizde ne gibi duygular ve yargılar uyandırmaktadır? Biraz konuşalım.
Bir kaçış ile başlamıştı her şey. Gün geldi, yine bir kaçış ile son bulma aşamasına geçti gurbet yılları. 20 yıl önce ağabeyi Esav’dan kaçan Yakup, bu sefer de kayınbabası Lavan’dan kaçmayı planladı ve kaçtı. Tanrı, Yakup’a düşünde görünüp “Eve dön!” dedi. Yakup’un ilk aklına gelen plan ise çok iyi bildiği “Kaçış Planı” idi. Elbette, bu planın Tanrı’nın bir amacının sonucu olarak da görebiliriz. Ancak öte yandan da Tanrı’nın başka bir yolla Yakup’u evine götürebileceğini de unutmamak gerekir. Zira Yakup’un kaçması ve kendini tehlikeye atması da “Vaadin Mirasçısı” olan biri için riskli bir durum teşkil edebilirdi. Ama hamdolsun ki, Tanrı, lütfetmiş ve Lavan’a düşünde görünmüştü. Böylelikle Lavan Yakup’a hiçbir şey yapmadı. Kuşkusuz ki, ne Lavan ne de Yakup Tanrı’nın böyle bir hamle yapacağını düşünmüşlerdi.
Diğer önemli nokta, Yakup’un sürülerini artıranın Tanrı’dan başkası olmadığıdır. Yakup bir tür büyüye başvurup sürülerinin artmasını sağlamaya çalıştıysa da onu esas bereketleyen ve sürüleri çoğaltan Tanrı’dır. Bu bereketin diğer bir yanı da, Lavan’ın Yakup’a yaptığı haksızlıktır.
Yakup’un pek doğru olmayan bir yöntemle kaçışı, Rahel’in babasına ait putları çalıp götürmesi ve yine Rahel’in babasına yalan söylemesi aileyi tehlikeye sokmuş olsa da, Tanrı kendi büyük amacı uyarınca bu aileyi kurtardı. Rahel ve Yakup, halen doğru olanı yapmayı öğrenememiş olsalar da, Tanrı Yakup’a verdiği vaatlerini yerine getirmek üzere yine onları aracı olarak yönlendirmeye devam etti, vaadine sadık kaldı. Tanrı’nın vaatlerini insan ne yaparsa yapsın engelleyemez.
Bütün karışıklığa ve günaha rağmen Tanrı’nın Yakup ve atalarıyla yaptığı antlaşma nasıl bozulmadıysa, bu çağda da Tanrı’nın planlarının insan tarafından bozulamayacaktır. Yakup’un ilk kaçıştan farklı olarak Tanrı’nın sözünü dinlemesi, her ne kadar bu ayrılma kararı Tanrı’nın isteği olsa da başka yöntemle oradan ayrılma yolunu da bulabilirdi, Yakup için 20 yıllık gurbetin de bittiğinin göstergesi olmuştu. Dolayısıyla Tanrı’nın Yakup’u gurbetle terbiye ettiği süre son bulmuştu. Artık Yakup, Tanrı’nın yönlendirmesine uyarak yola çıkmıştır ve RAB TANRI Yakup’a görünecektir.
İnsanın karmaşık yollarına rağmen sadakatle yanımızda duran Tanrı’nın kendisi, hayatlarımızı kendi isteği doğrultusunda yönlendirecektir. Yakup gibi karmaşık yollar izlemenin bedelini, muhakkak kendi hayatımızda terbiye edilerek göreceğiz. Ama sonuçta Tanrı’nın isteği öyle veya böyle gerçekleşecektir.
Soru: Tanrı’nın yaptığı işleri düşündüğünüzde, sizi şaşırtan neler bulabilirsiniz? Biraz konuşalım bununla ilgili, sonra aşağıdan okumamıza devam edelim.
Tanrı’nın kendi amaçlarının pek çok defa anlaşılmaz olduğunu Kutsal Kitap’tan okuyoruz. Aynı zamanda bize şimdi anlaşılmaz gelen durumların ilerde nasıl faydalı ve değerli işlerde kullanıldığını da görüyoruz. İnsan olarak hepimiz bir an geliyor zayıflığımıza teslim oluyoruz; tıpkı Yakup gibi. Ama yine de Tanrı, her koşulda vaadine sadık kalıyor ve ne olursa olsun bu vaatlerin gerçekleşmesini sağlıyor. Bunun en iyi örneklerinden biri de Yakup’tur. İnsan karmaşık yollardan sonuca ulaşmayı düşünmeye meyilli olsa da, Tanrı gün gelir bu karmaşık yolları kullanabilir, Tanrı’nın lütfu hiç beklemediğimiz zamanlarda bizleri kurtarır.
NELER ÖĞRENDİK?
Koskoca 20 yıl bitmişti nihayet. 20 koca yıl… Yakup kim bilir dönüp arkasına baktığında hangi günahlarını, hangi hatalarını gördü! Belki hayıflandı, belki üzüldü ama hakikate gelince, bu 20 yılın sonunda halen zayıflığına yenilen bir adam olarak, Tanrı’nın sadakatini ve gücünü sürekli yüreğinde ve hayatında yaşadı. Sadık Olan’a övgüler olsun!
Soru 1: Bu ayetler Tanrı hakkında bizlere belirgin olarak ne söylüyor? Biraz konuşalım, sonra diğer soruya geçelim.
Soru 2: Yakup’un Lavan’dan kaçışı ve sonrasında olanlar ile 89. Mezmur’u karşılaştırdığımızda ne gibi benzer sonuçlara ulaşabiliriz? Biraz konuşalım.
Bu kısımda Mezmurlar 89:1-37 ayetlerini okuyalım, daha sonra birlikte aşağıdaki soruları yanıtlayalım:
UYGULAMA
Şimdi lütfen kendinize beş dakikalık sessiz bir zaman ayırın. Bu sessiz zamanında 2. Timoteos 2:13’ü okuyup dua edin. Tanrı’nın hayatınızda yanlışlarınıza rağmen sadık kaldığı anları düşünüp mümkünse grup içinde bunları paylaşın. Bu anlar için Rab’be şükredin, O’nu övün.
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.