KUTSAL KİTAP ÇALIŞMALARI YARATILIŞ

dummy1

YARATILIŞ 37-50. BÖLÜMLER

2. ÇALIŞMA: YUSUF’UN ve YAHUDA’NIN DENENMELERİ (YAR.38 - 39)

TANRI′YA BAĞIMLIYIM

dummy1

BAĞIMLILIK

Hepimiz için bir gerçek: telefonlarımıza, televizyonumuza, kahvemize, arkadaşımıza, arkadaşlıklarımıza bağımlıyız. Yarın isterseniz bunları bırakabilirsiniz ya da bunlardan kopmak zorunda kalabilirsiniz, muhtemelen hayatta da kalırsınız.

Sizin koparsanız öleceğinizi düşündüğünüz bağımlılıklarınız oldu mu hiç? Hiç vücuduna elinde tuttuğu küçük bir kutunun içinden çıkan kablolar bağlı biri ile tanıştınız mı? Elinde tuttuğu kutu onun kalbi, bu kişinin yaşamı tam anlamıyla ona bağımlı. Peki, tam konuşmanın ortasında çıkardığı büyükçe bir şırıngayı göbeğine saplayan birine rastladınız mı? Bu kişi diyabet, şeker hastası, o şırıngaya bağımlı. Spreye bağımlı astım hastaları da var, etrafınızda görmüşsünüzdür.

Bu insanların hayatlarındaki bağımlılıklar hiç imrendirici değil ama keşke ben de doğruluğa öyle bağımlı olsaydım. Mesela vücudum bende doğruluk eksildiğinde beni uyarsaydı ve ben de eksikliğimi giderseydim. Bağımlılıklarımız var ama bu insanların bağımlılıkları bizimkinden farklıdır. Onlar bu bağımlılıkları olmazsa ölürler. Yusuf örneğine baktığımızda, Tanrı’ya bağımlılığının onun için hayati bir önem taşıdığını görürüz.

Soru 1: Sizin, ne tür bağımlılıklarınız var? Bunlardan vazgeçmek sizin için ne kadar kolay veya zor? Biraz konuşalım bununla ilgili, sonra diğer soruya geçelim.

Soru 2: Tanrı’ya bağımlılık hakkında ne düşünüyorsunuz? Birlikte cevaplandıralım, sonra diğer soruya geçelim.

Soru 3: Yukarıdaki örnekleri düşünerek, Tanrı’ya bağımlı bir imanlı ile bu örnekler arasında (kalp hastası, diyabet, astım hastası) ne gibi bir bağlantı kurabiliriz? Birlikte düşüncelerimizi paylaşalım.


DOĞRULUK ALTIN GİBİDİR, KARANLIKTA PARLAR

dummy1

Yaratılış 38. ve 39. bölümlerini yüksek sesle okuyunuz. Bölümleri okuduktan sonra buradaki okumamıza devam ederiz.

Yusuf’un hikayesini anlamak istiyorsak, onu satan ağabeylerini ve yaşadıkları çevreyi anlamalıyız. 38. bölüm bize Yahuda’nın durumunu anlatır. Kenan toprakları o dönemde putperest insanlarla dolu bir yerdi. Yaşayışları Tanrı’dan uzaktı. İlk ayette Yahuda’nın kendi kardeşleri ile değil, bu insanlar ile arkadaşlık yaptığını görürüz (38:1). Evlenirken de (38:2), oğullarını evlendirirken de, herhangi bir şekilde kızların Tanrı’ya ait olup olmadığını sorgulamaz.

Burada sorgulanması gereken Tamar’ın günahından çok (38:14) Yahuda’nın günahıdır (38:15). Açık bir şekilde görünen, Yahuda’nın tanrı tanımazlığıdır. Yahuda nerdeyse bir Kenanlı olmuştur. Bu bölüm Yahuda’nın ardından bize vaatlere sahip topluluğun nasıl yozlaştığını, diğer halklara karışma tehlikesinde bulunduklarını gösterir. Bu tehlikeyi önlemek için ve kendi kurtuluş planını ilerletmek için Tanrı onları Mısır’a gönderecektir.

Bununla birlikte, Yahuda’nın karakterinin değişmeye başlamasını 38. bölümün sonunda görebiliriz. 38:26’da kullandığı kelimeler dikkat çekici, anlamlı: “O benden daha doğru bir kişi.” Tanrı burada Yahuda’ya alçakgönüllülük öğretmeye, onun karakterini şekillendirmeye başlıyor. Çünkü Rab’bin planlarında Yahuda ve Yahuda’nın soyu çok önemli bir yer alacak, bu yüzden hazır olması lâzım.

Öte yandan Yusuf’a bakalım. Yusuf köle olarak satılmıştır. Tanrı tarafından bereketlendiğini görüyoruz, ancak önemli olan Yusuf’un durumuna nasıl baktığı. Yusuf zorluklar içindeki hayatını ahlaksızlık ederek kirletseydi, çeşitli bahaneler öne sürseydi ona hak bile verebilirdik. Yabancı bir yerde, kardeşlerinin kendisine yaptıklarının öfkesini taşıyarak, Tanrı tarafından terk edilmiş, Mısır gibi putperest bir halkın arasında, kendi evinden getirdiği hiçbir ahlaki bağı yokken orada işlediği zina ona daha başka yollar açabilirdi.

Soru: Ne zamana ve nereye kadar doğru kalmak mümkündür? Siz Yusuf’un yerinde olsanız ve sizi tutan bütün ahlaki bağlarınızdan çözünme fırsat geçse elinize, bunu nasıl kullanırdınız? Düşüncelerimizi birlikte paylaşalım, sonra aşağıdan okumamıza devam edelim.

38:15. ve 39:9 ayetlerini tekrar okuyalım. Neredeyse aynı durum ve davet her ikisine de yapılmışken, aynı ortam ve rahatlıkta olmamalarına rağmen, Yusuf’un gösterdiği doğruluk örneği bizim için ders niteliğindedir. Her yerde ve her zaman doğruluk, kaybedeceğini bilsen de doğruluk, Tanrı’nın aradığı doğruluk budur. Kaçınılmaz olan, İsrail oğullarının o putperest Kenanlıların arasından çıkmaları gerektiğidir. Bir halk kurtarılacak ise bu ancak doğruluğun yolu ile olur. Yusuf’un yürüdüğü yol Tanrı’nın kendi halkını yürütmek istediği yoldur. Kurtuluş ne Yahuda’nın izlediği yolu izler ne de diğer kardeşlerin. Tanrı’nın planı söz dinleyen, doğruluk uğruna hayatını ortaya koyan, Tanrı tarafından değiştirilmiş ve atanmış bir kişinin açtığı yoldan olmalı. Bu Tanrı’nın yoludur.

İronik olarak kardeşleri tarafından satılan Yusuf’u bereketleyen Tanrı, onları Yusuf aracılığı ile kurtaracaktır. Doğruluk uğruna acı çekiyorsanız korkmayın, doğruluğunuz öğle güneşi gibi Rab tarafından parlatılacak.

Yine düşünelim, ne zaman ve hangi koşullarda doğru kalınabilir? Tanrı’nın isteği doğrultusunda yaşamaya çalışan bizler için cevap çok basit, değil mi? Her yerde ve her durumda doğru kalınmalıdır ki sizin karanlıkta bile ışıldadığınızı herkes görsün.


DAVRANIŞLARIMIN YÖNÜ

dummy1

Davranışlarımıza yön veren nedir? Başka insanların varlıkları mı, bakışları mı, yaptıklarımızın onlara ne kadar normal göründüğü mü? Yaratılışın 38. ve 39. bölümlerinde birbirine yakın iki örnek görürüz, Yahuda ve Yusuf. Yahuda gibi Rab’bin ailesine ait olduğumuz halde çevrenin üzerimizde kurduğu etkiye teslim olabiliriz veya Yusuf gibi bize yön veren Tanrı’ya bağımlı oluruz. Doğruluğu uğruna her şeyi gözden çıkaran kişi her toplumda güçlü olarak tanımlanır. Bu anlamda Yusuf Yahuda’dan güçlüdür. Ancak, ileriki çalışmalarımızda göreceğimiz gibi, RAB Yahuda’yı da terbiye edecek, ona yol gösterecek, böylece Yahuda da değişecektir.

“Ya RAB, yolunu bana öğret, senin gerçeğine göre yürüyeyim, kararlı kıl beni, yalnız senin adından korkayım.” (Mez. 86:11)

Mezmurcunun talep ettiği yürek, öğrenilen bir alışkanlığın sonucudur. Kararlı bir yüreğe sahip olabiliriz. Doğruluğun arkasından gidebiliriz. Peki, siz dışarıda Tanrı doğruluğunu yaşamak konusunda ne kadar güçlüsünüz? Aşağıdaki örnekleri okurken zayıflıklarınızı ve kararlılıklarınızı düşünün. Örneklere bakarak her örnek için tek tek şu soruları yanıtlayalım:

Soru 1: Bu örneğe göre, doğruluk uğruna kararlı olmanın zararı ve kazancı ne olur?

Örnekteki kahramanımız ne yapmalı? Düşüncelerimizi paylaşalım, sonra diğer soruya geçelim.

Soru 2: Bu konuda (yani doğru kalmaya kararlı olma konusunda) gelişmek için neler yapabiliriz? Okuduğumuz bölümler bu konuda bize nasıl yol gösterebilir? Birlikte cevaplandıralım, sonra bir sonraki örneğe geçelim ve o örneğe bakarak ilk soruya dönelim.

Örnekleri tamamladığımızda uygulama kısmından okumamıza devam ederiz.

dummy2 1. Örnek: Orada duramadım
Can Bey akşam gideceği davetten ağlayarak erken dönen kızını teselli etmeye çalışmaktadır.
Selin: Baba sana yalan söyledim, aslında arkadaşlarla içmeye gittik.
Can Bey (şefkatle gülümser): Neden geri döndün ve niye ağlıyorsun?
Selin: Etrafta içen, küfür eden, kusan, ne yaptığını bilmeden dolaşan insanları görünce tiksindim resmen, burada ne işim var dedim. Arkadaşlarıma söylemeden kaçtım oradan. Özür dilerim baba.

dummy2 2. Örnek: Doğru kaza
Selim dikkatsizlik sonucu arkadan çarptığı aracın şoförüne derdini anlatmaya çalışıyordur.
Sürücü: Şimdi ben doğru mu anladım? Sen benim arabamın tamponuna çarptın, karanlık sokakta, kamera yok, seni gören yok, kaçmadın. Sonra beni buldun, arabanın tamponunu yaptırman konusunda anlaştık ve sonra sen de gidip yan aynalar, bagaj kapağı kilidi ve ezelden yanmayan sağ stop lambasını da mı yaptırdın?
Selim: Evet, bana 1 km yürü deseydin ben zaten 2 km yürüyecektim.
Sürücü (söylediğini anlayamaz): Nereye yürüyecektin, zaten arabayla gittik?
Selim gülümser.

dummy2 3. Örnek: Tapınacak yürek
Emre Yusuf’un yanına gelir ve bir şey itiraf eder.
Emre: Senden özür dilerim kardeşim. Uzun süredir bana tapınmada yer vermediğin için senin hakkında kötü düşündüm ve birçok kişiye senin hakkında konuştum. O kadar sinirlendim ki çalarken gitarının tellerini koparttım.
Yusuf: Anlıyorum. Ben de bana sinirlendiğinin farkına varmalıydım. Senden özür dilerim.
Emre: Asıl ben senden özür dilerim, sana herkesin içinde bağırdım. Pazar günü kilisenin önüne çıkıp herkesin önünde senden özür dileyeceğim. Bu yürekle uzun süre hizmet edemeyeceğimi de biliyorum. O yüzden dua etmek için senden bir ay istiyorum.
Yusuf: Rica ederim kardeşim. Alçakgönüllülü tavrın için teşekkür ederim. Bir ay içinde Rab seni yenileyecek eminim. Bir ay sonra, seninle yine Rab’bi yücelteceğiz. Senin için dua edeceğim.
Sarılırlar.


UYGULAMA

“Doğruluğum ve kutsallığım bulunduğum yere göre değişmez. Tanrı’ya bağımlıyım her yerde.”

Tanrı’ya bağımlı olmanın kazançları, kayıpları olabilir. Yusuf Tanrı’ya bağımlılığı kendisine kazanç da getirse kayıp da getirse sürdürmeye kararlıydı. Yusuf ve Yahuda örneğine bakarak dünyaya bağlılığın Tanrı’ya düşmanlık olduğu gerçeğini açıkça görebiliyoruz.

Hafta boyunca şunları düşünün:

Yahuda gibi misiniz (dünyaya bağımlı, Tanrı’dan bağımsız), Yusuf gibi misiniz?

Kaybınızın olacağını bildiğiniz halde tanrısal değerlere bağımlılık gösteriyor musunuz?

Eğer mümkünse bu hafta içinde kaybınızın olacağını bilerek bir olaya tanrısal bağımlılık ile tepki verin. Sonuçları kardeşler ile paylaşın.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
2.resim: Telif hakkı sahibi: Moody Publishers / FreeBibleimages.org url: https://media.freebibleimages.org/stories/FB_Moody_Joseph/overview-images/018-moody-joseph.jpg?1538664012 Telif hakkı: educational use only

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18