İTAAT (2)

dummy1

GENÇLİK SERİSİ İTAAT (2)

KİMİN SÖZÜNÜ DİNLEYELİM?

dummy1

NEDEN SEN?

Bir kişi bizden bir şey yapmamızı istediğinde bazen aklımızdan birçok soru geçer:

Neden senin sözünü dinleyeyim?

Söylediğin bu şeyi yapmamı istemeye hakkın var mı?

Bunun sana ne yararı var? Bana ne yararı var?

Sizce bu soruları neden sorarız? Bu sorulara verdiğimiz cevaplar bizden isteneni yapmamızı veya yapmamamızı nasıl etkiler?


GÜVENİLİR REHBER

dummy2 Aşağıdaki öyküyü grubumuzda yüksek sesle okuyalım. Öykünün sonundaki soruları birlikte cevaplandıralım.

Bir yolculuğa çıktığınızı hayal edin. Daha önce görmediğiniz ama görmeyi dört gözle beklediğiniz bir tura çıkıyorsunuz. Çok heyecanlısınız. Güzel bir otobüs kiralandı. Yolculuk sırasında ihtiyacınız olacak şeyleri özellikle seyahat yastığınızı yanınıza aldınız, mevsime uygun kıyafetleri bavulunuza yerleştirdiniz.

Otobüse adım attığınızda sizin yaşınıza yakın birçok farklı yerden gelmiş, aynı sizin gibi heyecanlı gençleri gördüğünüzde daha da mutlu oluyorsunuz. Kendinize cam kenarında bir koltuk bulup kuruluyorsunuz.

Yolculuk başlamadan önce güler yüzlü genç rehber mikrofonu alıp anlatmaya başlıyor. İlk olarak yolculuğun güzergahı hakkında bizi bilgilendiriyor. Ziyaret edeceğimiz yerlerde göreceğimiz muhteşem şeyleri anlatırken heyecanımız daha da artıyor. Kalacağımız güzel otelleri, yiyeceğimiz güzel yemekleri, yapacağımız eğlenceli aktiviteleri anlattıkça içimiz içimize sığmıyor. Ardından yolculuk sırasında bizim güvenliğimiz için bazı kuralları ve dikkat etmemiz gereken şeyleri anlatıyor. Uymamız gereken kurallara geçtiğinde çevrenizdeki bazı suratların asılmaya başladığını fark ediyorsunuz. Bu aslında sizin de pek hoşunuza gitmiyor. Eğlence ile kuralcılığı bağdaştıramıyorsunuz. “Aman! Ben bildiğim gibi yaparım. Daha önceki turlarda kötü rehberler yüzünden başımıza gelmeyen kalmamıştı…” gibi düşünceler geçiyor aklınızdan. Fakat elinizdeki yolculuk tanıtım broşüründe rehberin daha önce yaptığı turları ve oradaki referanslarını gördüğünüzde onun ülkenin en iyi rehberi olduğunu fark ediyorsunuz. Yolculuk sırasında size verdiği bilgilerin tamamen gerçekleştiğini, kuralların gerekliliğini de anlamaya başlıyorsunuz. Rehbere güveniniz artıyor.

Aşağıdaki öyküyü grubumuzda yüksek sesle okuyalım. Öykünün sonundaki soruları birlikte cevaplandıralım.

Bir yolculuğa çıktığınızı hayal edin. Daha önce görmediğiniz ama görmeyi dört gözle beklediğiniz bir tura çıkıyorsunuz. Çok heyecanlısınız. Güzel bir otobüs kiralandı. Yolculuk sırasında ihtiyacınız olacak şeyleri özellikle seyahat yastığınızı yanınıza aldınız, mevsime uygun kıyafetleri bavulunuza yerleştirdiniz.

Otobüse adım attığınızda sizin yaşınıza yakın birçok farklı yerden gelmiş, aynı sizin gibi heyecanlı gençleri gördüğünüzde daha da mutlu oluyorsunuz. Kendinize cam kenarında bir koltuk bulup kuruluyorsunuz.

Yolculuk başlamadan önce güler yüzlü genç rehber mikrofonu alıp anlatmaya başlıyor. İlk olarak yolculuğun güzergahı hakkında bizi bilgilendiriyor. Ziyaret edeceğimiz yerlerde göreceğimiz muhteşem şeyleri anlatırken heyecanımız daha da artıyor. Kalacağımız güzel otelleri, yiyeceğimiz güzel yemekleri, yapacağımız eğlenceli aktiviteleri anlattıkça içimiz içimize sığmıyor. Ardından yolculuk sırasında bizim güvenliğimiz için bazı kuralları ve dikkat etmemiz gereken şeyleri anlatıyor. Uymamız gereken kurallara geçtiğinde çevrenizdeki bazı suratların asılmaya başladığını fark ediyorsunuz. Bu aslında sizin de pek hoşunuza gitmiyor. Eğlence ile kuralcılığı bağdaştıramıyorsunuz. “Aman! Ben bildiğim gibi yaparım. Daha önceki turlarda kötü rehberler yüzünden başımıza gelmeyen kalmamıştı…” gibi düşünceler geçiyor aklınızdan. Fakat elinizdeki yolculuk tanıtım broşüründe rehberin daha önce yaptığı turları ve oradaki referanslarını gördüğünüzde onun ülkenin en iyi rehberi olduğunu fark ediyorsunuz. Yolculuk sırasında size verdiği bilgilerin tamamen gerçekleştiğini, kuralların gerekliliğini de anlamaya başlıyorsunuz. Rehbere güveniniz artıyor.

Yapacağınız yolculuk her ne kadar eğlenceli olsa da, bir o kadar da tehlikeli bir yolculuk. Birçok yüksek tepeye tırmanacak, derin vadilerden ve dolambaçlı yollardan geçeceksiniz. Bu yolculukta sarsıntılar, inişler ve çıkışlar sırasında yapmanız gereken şey rehbere güvenmek, size anlattığı kurallara uymak ve bazen koltuğunuza tutunmak, bazen de yürüyüşlerde yanınızdakine destek olmak.

Şimdi grubumuzda bu yazıyla ilgili şu soruları birlikte yanıtlayalım:

Bu rehberin güvenilir olduğunu söyleyebilir miyiz? Neden sizce?

Rehbere güvenmeyip kendi uygun gördüğümüz yoldan gidersek neler olur?

Yolculardan biri siz olsaydınız ve kurallara uymayan yolcu başkası olsaydı neler hissederdiniz? Neler söylerdiniz ona?

YALNIZ KENDİ YARARINI DEĞİL!

Kendi yararımıza olduğu zaman ve hoşumuza gittiği durumlarda söz dinlemek, yani itaat etmek kolaydır. Söz dinlememizin yararımıza olacağını düşünmediğimizde veya itaat ettiğimizde neler olacağından emin olmadığımızda ise bizden isteneni yapmakta zorlanırız. Bu gibi durumlarda Tanrı’nın en iyisini bildiğine güvenebiliriz, çünkü gideceğimiz yolu bilen Tanrı’dır. Ayrıca hem bizim için hem herkes için neyin iyi neyin kötü olduğunu bilen Tanrı adildir. Bu yüzden bizim olduğu kadar başkalarının yararını da gözettiğine de güvenebiliriz.

Tanrı’nın şu sözleri bize şu an söylediğini düşünün: “İç varlığını ben yarattım, annenin rahminde seni ben ördüm. Müthiş ve harika yaratıldın. Gizli yerde yaratıldığında, yerin derinliklerinde örüldüğünde, bedenin benden gizli değildi. Henüz döl yatağındayken gözlerim gördü seni; sana ayrılan günlerin hiçbiri gelmeden, hepsi benim kitabına yazıldı. Hakkındaki düşüncelerim pek değerli, ey evladım, sayıları pek çok!” (Mezmur 139:13-16 ayetlerinden uyarlandı.)

Yüce Rehberimiz hem güvenilirdir hem sevecendir hem yetkilidir. Bizim yaratanımız olarak üzerimizde hakkı vardır. Herkesin yaratıcı olan Rab bizim için iyilik tasarladığı gibi, başkaları için de iyilik tasarlar. Bu yüzden bizden istedikleri her zaman bizi memnun etmeyebilir. Ancak yaratılış amacımız Tanrı’nın Egemenliği’ni yeryüzünde sergilemek olduğuna göre, kendi yararımız yerine başkalarının yararını ön planda tutmamız gerekir. Nitekim Tanrı Sözü şunu söylemektedir:

“Hiçbir şeyi bencil tutkularla ya da boş övünmeyle yapmayın. Her biriniz alçakgönüllülükle öbürünü kendinden üstün saysın. Yalnız kendi yararını değil, başkalarının yararını da gözetsin.” (Filipililer 2:3-4)

Bu basit karar, hem kendi yaşamımıza hem de başkalarının yaşamına bereket getirecek sonuçlar doğurur. Bazen kararlarımızın nedenleri bencil tutkularımıza ve çıkarlarımıza dayanmıyor olabilir, Tanrı yine de önümüzdeki kapıları kapatır ve bizi farklı bir yola yönlendirir. Kızıp üzülmek ve anlamaya çalışmak yerine, yine O’na güvenmeyi seçmek, ‘Benim değil senin isteğin olsun’ demek, sonucunu görsek de görmesek de, hem bizim için hem de başkaları için en yararlı sonuca götürecektir.


KİM İÇİN?

Şimdi konumuzla ilgili yaşamdan bazı örneklere bakalım. Her örnek için şu soruları birlikte cevaplandıralım:

Bu kişi kendisinden beklenenleri yapmıyorsa sizce sebepleri neler olabilir?

Bu kişi kendisinden beklenenleri sizce hangi kararları vererek yapmış olabilir?

Hangi durumda kendi yararını gözetiyor?

Hangi durumda başkalarının yararını gözetiyor?

dummy2 • Reyhan’ın dersleri son zamanlarda kötüleşmeye başladı. Morali bozuk olduğu için İnternet’te ve Facebook’ta daha çok vakit geçirir oldu. Anne babası bu kadarına izin vermiyor ama elinde değil, nasılsa ben kitaba bakıyorum kitap bana bakıyor diyor. Hem de bizimkiler bana bu konuda epey güveniyorlar, farkında bile olmazlar diye düşünüyor. Yarın da en iyisi ders çalışmaya diye çıkıp bizim kızlardan birkaçını da kandırır kaçarız bir yerlere, çok daraldım, söylesem şimdi beni anlamazlar diyor.

dummy2 • Samet kilisenin gençlik grubunda yetişmiş, şimdi de aynı gençlik grubunda hizmet etmeye başlamış bir gençtir. İlk dönemlerinde öfkeli ve kendi sözünü dinletmeye çalışan biriyken, önderlerinin tavsiyelerini ve eleştirilerini dikkate alan, hatalı olduğu durumlarda özür dilemeye gayret gösteren bir tutuma sahip olmuştur. Önderleri Samet’in sadakatle hizmet eden ve gitgide değişen yüreğini görür ve ona daha fazla sorumluluk vermeye hazırlanır.

dummy2 • Adnan bir restoranda motorla evlere paket servisi yaparak çalışan bir gençtir. Az sayıda servis elemanına sahip restoran, özellikle yoğun sipariş saatlerinde bir hayli sıkışır. Ancak Adnan bazen 5 dakikalık yoldan 30 dakikada bile dönmez. Motoru bir kenara bırakıp telefonunda zaman geçirerek mesaisinin bir süre önce bitmesini dört gözle bekliyordur. Sürekli koşturan iş arkadaşının çabası ona enayilik gibi gelir.


ZOR İTAAT

Matta 1:18-25 ayetlerini grubumuzda yüksek sesle okuyalım.

Yusuf’un bu kararı verirken yaşadığı zorluklar neler olabilir sizce?

Bu kararının sonuçları kimlerin yararına oldu?

dummy1

UYGULAMA

Bu hafta içinde aile, okul, iş ve kilise gibi hayatın farklı alanlarında bizden beklentileri yerine getirirken kimin yararını ön planda bulundurduğumuzu gözlemleyelim. Bizden istenenlere olumlu ya da olumsuz verdiğimiz karşılıkların sebeplerini düşünüp bunları not alarak gelecek hafta uygunsa grubumuzda paylaşalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18