İTAAT (4)

dummy1

GENÇLİK SERİSİ İTAAT (4)

İTAAT ETMEK İÇİN ÖNCE ANLAMAK MI GEREKİR?

dummy2

TEPKİMİZ NEDİR?

Çoğu zaman itaat etmek için her şeyi anlamamız gerektiğini düşünürüz. Bilinmezlikler bizim güvenlik dürtülerimizi rahatsız eder. Sorularımızın cevabını hemen almak isteriz.

Yapmamız gereken alanda anlamadığımız bir şey olursa nasıl bir tepki veririz?


CİLALA, PARLAT

dummy1

Eski karate filmlerinden bir gençlik filmi olan Karate Kid’i duymuşsunuzdur belki. Birazdan filmden bir bölümün özetini okuyacağız konumuzla ilgili. Bu özeti grubumuzda yüksek sesle okuyalım ve ardından verilen soruları birlikte cevaplandıralım. Daniel yeni bir şehre taşınan bir gençtir. Başından geçen bazı tatsız olaylardan sonra karate ustası Miyagi’den ders almaya başlar. Hevesle karate hareketlerini öğrenmeyi bekleyen Daniel, Usta Miyagi’nin arabasını yıkarken bulur kendini. Miyagi eline bir sünger ve bez verir. Yapacağı şey önce cilalamak, sonra parlatmaktır. Cilala, parlat... Cilala, parlat... Böyle der usta. Kafası karışan Daniel pek istekli olmasa da ustasının söylediğini yapmaya başlar. Birkaç gün geçmiştir bile ama tek yaptığı şey araba yıkamak ve “cilalayıp parlatmak” olur. Daniel, ustasının sabır testi yaptığını düşünür.Miagi haftalarca ona birçok angarya iş görünen yaptırır; ağır eşyalarını bile taşıtır kendisi oturup çayını yudumlarken. Artık Daniel’in sabrı taşmaya başlar. Bu sabır testi de değildir, ayrıca hiçbirinin karateyle alakası yoktur. Sürekli ne zaman karate öğretmeye başlayacağını sormaktan da bıkmıştır. Sonunda isyan eder. “Sen beni sırf kendi işlerini yaptırmak için kullanıyorsun. Bana karate öğretmeye falan niyetin yok” diye bağırır.Miagi gülümser. Ona en temel karate hareketlerini harika duruşuyla sergilemeye başlar. Daniel şaşırmıştır! Bu hareketler haftalardır ustasının ona yaptırdığı işlerde kendi yaptığı hareketlerin aynısıdır! Binlerce kez yaptığı cilala parlat hareketinin aslında savunmanın bel kemiği olduğunu keşfeder Daniel. Cilala sağdan gelen yumrukları, parlat soldan gelen yumrukları bertaraf etmektedir.

Anlamadan öğrendiği bu hareket onu mücadelesinde zafere ulaştıracaktır. Bunun gibi birçok yöntemi aslında benzer yollarla öğrendiğini fark eden Daniel, uzun ve zahmetli bir sürecin sonunda hazırdır. Filmin can alıcı kısımlarından birinin özetini okuduk. Şimdi şu soruları birlikte cevaplandıralım: Daniel beklentisi dışında kendisine bir sürü gereksiz iş yaptırılırken nasıl hissetmektedir? Binlerce kez tekrarladığı cilala parlat hareketi müsabaka sırasında en güçlü savunma tekniğine dönüştüğünde aklından neler geçmiş olabilir?


ANLAMAM MI LAZIM?

İtaat konusunu düşündüğümüz zaman, sonuçların ne olacağını tam olarak kestiremediğimiz için itaat etmekte zorlandığımızı görüyoruz. Aslında bizler hep, ‘Neden böyle yapmak zorundayım?’ diye sorarız ve birçok gerekçe buluruz yapmamak için (veya yapmamamız söyleniyorsa yapmak için). Ama ‘Neden bunu yapmak bana bu kadar zor geliyor?’ diye sormak aklımıza gelmez.

Sizce neden bu kadar zordur, yapma denileni yapmamak veya yap denileni yapmak?

Adem ile Havva da bunu düşünmüş olmalılar ki yemeleri yasaklanan meyveden yemekte sakınca görmeden yediler. Ailelerimizin yapmamaları gerekirken yaptığı şeyleri görüyoruz, kardeşimizin daha ufacıkken yap dediğiniz şeyleri yapmamak için nasıl savaş verdiğine şaşırıyoruz, kendi küçüklüğümüzde yaptığımız yaramazlıklar sonunda başımıza neler geldiğini hatırlıyoruz. Demek ki bu konu düşündüğümüzden daha derin ve hepimizi ilgilendiriyor. Demek ki mesele ailelerimizin veya öğretmenlerimizin veya başka insanların ne kadar haklı oldukları veya olmadıkları değil, bizim yüreğimizin tutumudur. “Keşke benden korksalardı ve bütün buyruklarıma uymak için her zaman yürekten istekli olsalardı! O zaman kendilerine ve çocuklarına sürekli iyilik gelirdi” der Rabbimiz, Yasa’nın Tekrarı 5:29’da.

Adem ve Havva o meyveyi yemeselerdi neler olabilirdi bilmiyoruz ama yedikleri andan itibaren gözle görünmeyen kötülüklerin yüreklerine bir bir ekildiğini, öfkenin, şiddetin, yalnızlığın, zorlukların ve ölümün kısa sürede artarak yaşamın bir parçası olduğunu okuyoruz. Bir meyve yemenin böyle sonuçlanacağını bilmiyorlardı ama Rab biliyordu ve o yüzden onlardan sadece yememelerini ve bu konuda Rab’be güvenmelerini istedi. O zaman nasıl olduğunu anlamadığımız içimizdeki çekişmelerin, öfkenin, anlam veremediğimiz isyanın gözle görülmeyen nedenlerini başkalarından çok kendimizde aramaya başlayabiliriz. Ailemizin, öğretmenlerimizin, büyüklerimizin ama özellikle Tanrı’nın isteklerinin bize ağır, anlamsız gelmesinin, kendi yolumuzdan gitme arzumuzun asıl nedeni yüreğimizdir.

Söz dinlemezlik bir insanla başladı ama insanın Tanrı’nın sözüne her durumda güvenmesiyle bunun değişebileceği de Kutsal Kitap’ta bize anlatıldı. İbrahim Tanrı’nın vaadi uyarınca yaşlılık zamanlarında mucizevi olarak kavuştuğu İshak’ı yine Tanrı’nın buyruğuna itaat ederek kurban etme adımını attı. Tanrı’nın son anda bir koç sağlayacağını bilmiyordu ama bunu kendisinden isteyen Tanrı’nın bir bildiği olduğuna güveniyordu. Rab için itaat kurbandan daha üstündür (1. Samuel 15:22-23). Çağlar boyunca İbrahim, Nuh, Ester, Yeşu, Musa, Samuel, Meryem, hatta hepimizin kuşkucu olarak andığımız Tomas gibi Tanrı hizmetkarları daha yüce olanın amaçlarını her şeyden üstün tutarak ve sadece basitçe O’na güvenerek itaat adımları attılar. Onların adımları tarihin gidişatını belirledi.

Daha da önemlisi, “bir adamın sözdinlemezliği yüzünden nasıl birçoğu günahkâr kılındıysa, bir adamın söz dinlemesiyle birçoğu da doğru kılındı.” (Romalılar 5:19). Bu söz dinleyen insanın kim olduğunu biliyoruz! İsa Mesih. O küçüklüğünden itibaren ailesinin sözünü dinlemiş, büyüyüp din önderleriyle tartışmaya girdiğinde bile saygılı davranışlarından ötürü övgü toplamış, mucizelerini gösterdiği halde Tanrı Oğlu olduğuna inanılmadığında kimseyle savaşmamış, ele verildiğinde korkudan kendisini terk eden dostları için dua etmekten geri durmamış, en sonunda kendisini ölüme götürenler için bile bağışlanma dilemiştir. İsa Mesih yeryüzünde günahsız, Kutsal Ruh’la dolu kimliğiyle insan olarak yaşamışken sıkıntılar çekmiştir.

Bu yüzden bizler sıkıntı çektiğimizde, zorlandığımızda, tereddüt ettiğimizde içimizde Ruhu’nu taşıdığımız İsa bizi anlar. Aynı zamanda yüklerimizi taşıdığı için “Benim boyunduruğum hafif ve taşıması kolaydır” der. Öyleyse O’nun sözleri bize doğru görünmese de, bizi nereye ulaştıracağını bilemesek de, biz hiçbir şey anlamadığımız ve göremediğimiz halde Rab’bin her şeyin sonunu ve amacını bildiğine güvenerek adım atabiliriz. İsa’nın bize bağışladığı Kutsal Ruh sayesinde ve O’nun gücüyle günden güne her sözüne güvenerek adımlarımızı bu yolda atmaya devam edebiliriz. Yapmamız gereken şey ilk adımı atmaktır. Cilalayıp parlatmaya devam etmek için ihtiyacımız olan her şeyi Tanrı bize sağlar ve bizi yalnız bırakmaz.


BÖYLE Mİ OLSUN?

Bugünkü konumuzla ilgili örneklere bakalım şimdi. Her birini grubumuzda yüksek sesle okuyalım. Söz dinleyenle ilgili örnekler için şu soruyu birlikte yanıtlayalım: Bu kişiyi itaate yönlendiren neydi? Söz dinlemeyenle ilgili örnekler için şu soruyu birlikte yanıtlayalım: Söyleneni hemen yerine getirmesinden alıkoyan neydi?

Asım’ın annesi yemek yapmaktadır.
Anne: Bana dışarıdan bir soğan getirir misin?
Asım: Neden?
Anne: Yemek için kullanacağım.
Asım: Soğanın yemeğe ne faydası var?
Anne: Güzel tat veriyor.
Asım: Nasıl bir tat?
Anne: Oğlum getir şu soğanı!


Hüsnü askerdedir.
Komutan: Hüsnü buraya gel.
Hüsnü: Hüsnü Canatan İzmir, emret komutanım!
Komutan: Git bana 24 tane ceviz büyüklüğünde kahverengi taş getir.
Hüsnü: Emredersiniz komutanım.
Hüsnü koşarak gider.


Yasin ödevlerini yaparken.
Yasin: Bu matematik dersini hiç sevmiyorum. Bana hayatta ne yararı olacak?
Babası: Oğlum bunların tümü seni daha yüksek eğitime hazırlıyor.
Yasin: Ne yani bir dört kenarın iç açıların toplamının 360 derece olduğunu bilmezsem üniversiteye almıyorlar mı?
Babası: Evet!

SEVEN KİŞİ İTAAT EDER

dummy1

Yuhanna 14:15-26, 31 ayetlerini grubumuzda yüksek sesle okuyalım ve aşağıdaki soruları cevaplandıralım.

Okuduğumuz ayetlerde İsa’nın itaat ile sevgi arasında kurduğu bağlantı nedir?

İsa kendi itaatini hangi sözlerle örneklendiriyor?


UYGULAMA

Bu hafta itaat konusunda anlamakta en zorlandığımız istekleri ve buyrukları düşünelim, bunları bir yere listeleyelim. Bunlara olumlu veya olumsuz nasıl karşılıklar verdiğimize dikkat edelim. Güvendiğimiz bir büyüğümüzle yapmak isteyip de yapmakta zorlandığımız şeyleri paylaşım ve yardımını isteyelim.

Tanrı’nın bu listede bizden istediklerini yerine getirmek, bunlara uygun yaşayabilmemiz için Kutsal Ruhu’ndan güç dileyelim.

Tanrı’nın bize olan sevgisi için ve her zaman iyiliğimizi istediği için O’na teşekkür edelim.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18