GENÇLİK VE DÜNYA (4)

dummy1

′′ DİRİ KURBAN ′′ OLMAK

KARARSIZLIK KÖTÜDÜR

dummy1
  • Pazartesi diyete başlıyorum.
  • Yarın koşmaya başlıyorum.
  • Her sabah 5’te kalkıp dua edeceğim.
  • Yarın sosyal medyayı kapatıyorum. Bilgisayar başında bu kadar zaman geçirmeyeceğim.

Hayat boyu ne kadar çok karar verip yerine getirmiyoruz! Aşağıdaki soruları sırasıyla cevaplandıralım hep birlikte:

Neden aldığımız bu kararlar kalıcı olmuyor?

Bu kararların kalıcı olarak uygunlaması nelere bağlıdır?

Kutsal Kitap diyor ki, “düşüncenizin yenilenmesiyle değişin” (Rom. 12:2).

Böylesi bir değişim, davranışı kalıcı hale getirir mi sizce? Aramızda konuşalım.


YÜREĞİMİN HUZURU

dummy1

Aşağıda aldığı kararı kalıcı olarak uygulamış kilise babalarından Agustin’in hayatından bir kesit okuyacağız.

Kilise atalarından Agustin’i tanıyor musunuz? Agustin iman etmeden önce dünyanın çeşitli felsefi akımları ile sürüklenen ahlaksız bir hayat yaşıyordu. Annesi imanlıydı ve Mesih’e yüreğini vermesini ona sürekli telkin ediyordu.

Metresi ve nüfuzlu bir çevresi olan bu adam, Hristiyan, hatta rahip olmak ve hayatını düzeltmek istedi. Ancak rahip olursa ahlaksız yaşantısına, hatta evliliğe ve cinsel hayatına veda edeceğini de biliyordu. Bu konuda onun ettiği ünlü bir dua var: “Tanrım, beni pak kıl. Ama hemen değil.”

İman etme hikayesi ise çok ilginçtir.

dummy1

Agustin bir gün otururken kendisine seslenen bir çocuk sesi duyar. Çocuk, “tolle, lege... tolle, lege” yani, Latincede, “aç ve oku... aç ve oku” demektedir. O an bunun Tanrı′dan gelen bir emir olduğunu düşünerek yanında bulunan Kutsal Kitap′ı açar ve şu ayetleri okur: “Çılgınca eğlenceye ve sarhoşluğa, fuhşa ve sefahate, çekişmeye ve kıskançlığa kapılmayalım. Gün ışığında olduğu gibi, saygın bir yaşam sürelim. Rab İsa Mesih′i kuşanın. Benliğinizin tutkularına uymayı düşünmeyin.” (Rom. 13:13-14)

Bu olaydan sonra Agustin hayatını Rab′be verir.

En ünlü kilise babalarından ve hitabet sanatının parmakla gösterilen isimlerinden olur. Birçok açıdan örnek bir isimdir. Bir rivayete göre, eski metresi olan bayan kendisini bir gün yolda görür ve arkasından ismini haykırır. Agustin ise önüne bakarak yürümeye devam eder. Kadın tekrar yüksek sesle Agustin’e seslenir. Agustin kafasını kaldırır ama kadına bakmaz.

Kadın, “Agustin hatırlamadın mı? Benim!” der. Agustine ise, “Ama artık ben o değilim” der.

Şimdi Agustin’in hayatıyla ilgili şu soruları birlikte cevaplandıralım:

Agustin′in hayatında Rab′de kalıcı, köklü bir değişim nasıl sağlandı?

Hayatımızda Rab’be teslim etmekte zorlandığımız neler var? Neden zorlanırız?


BEDENLERİMİZİ RAB′BE ′′DİRİ KURBAN′′ OLARAK SUNMAK

dummy1

Romalılar 12:1-2 ayetlerini yüksek sesle okuyalım.

Pavlus′un yalvardığı anı zihnimizde canlandıralım. Pavlus muhtemelen ellerimizi tutarak gözlerimizin içine bakarak, “Öyleyse kardeşlerim, Tanrı′nın merhameti adına size yalvarırım...” diyor. Burada Pavlus′un ihtiyaçtan yalvardığını söyleyemeyiz. Pavlus, çocuğunun doğru kararı vermesi için kaygı duyan baba gibi bize sesleniyor burada. Peki, burada söz konusu “doğru karar” nedir? Bu son derece önemli karar, bedenlerimizi “diri, kutsal, Tanrı′yı hoşnut eden birer kurban olarak” sunmaktır.

Bu yeni bir kavram, “diri kurban” olmak. Pavlus âdeta diyor ki, “Normalde, kurban ölerek bir kere Tanrı′ya sunulur, işini görür ve biter. Ama...” Ama diri olan bir kurban, ölen kurbanın işini hayatı boyunca yapar. Yaşayışıyla hoş koku olur, Tanrı′yı memnun eder. Neden kendimizi “diri kurban” olarak sunalım dersek, Pavlus’un bir nedeni var: Tanrı′nın merhameti. Peki, bir listede Tanrı′nın bizim için yaptıklarını yazsak neler neler olur! Bize gösterdiği sevgi, bizimle nasıl ilgilendiği, bize nasıl dayandığı, bütün sorunlarımızı nasıl çözdüğü ve en önemlisi, biricik oğlunu bizim için verişi…

Listemiz ne durumda? Pavlus bu yüzden bize yalvarıyor: Tanrı′nın iyiliklerini unutmayın! Hatırlayın! Kendinizi Tanrı′ya verin!

Pavlus sadece ‘kendinizi verin’ demiyor, ‘bedenlerinizi sunun’ diyor. Neden? Çünkü iyi kötü ne yaparsak, bedenlerimizin üyeleriyle yaparız. Bedenlerimiz bizim istek içinde olup da güçsüz kalan doğamızdır; arzularımız, isteklerimiz, kontrol edemediğimiz ama etmek istediğimiz her şey. Pavlus, ‘bedenlerinizi, arzu ve isteklerinizi Tanrı′ya verin’ diyor. Ayrıca Pavlus, “diri kurban” olmak hakkında “ruhsal tapınmamız budur” diyor.

Bizim için yüksek sesle ilahi söylemek, ondalık vermek, her hafta kiliseye gitmek, ′Rab seni bereketlesin kardeşim′ demek, bir tapınma olabilir. Ancak Pavlus, sadece böyle “ruhani” uygulamalarla değil, esasında hayatlarımızı Rab′be adamakla tapınırız diyor.

Bir önceki derste 1. Mezmur′da kelamdan zevk alan, onun üzerinde derin düşünerek hayatını onunla besleyen bir insandan bahsetti Davut. İşte 1. Mezmur′daki insan diri kurbandır; hayatı boyunca içinde bulunduğu, nefes aldığı ruhsal ortamı oluşturmak için düşüncelerini ve isteklerini değiştirir, bu ortama göre şekillendirir. Pavlus “bu çağın gidişine uymayın” diyor, tersine, “Tanrı′nın iyi, beğenilir ve yetkin isteğinin ne olduğunu ayırt edebilmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin” diyor.

Eskiden bir reklam vardı, “Kafalar değişirse, her şey değişir” deniyordu. Düşüncemiz Kutsal Kitap ve Müjde′nin doğrultusunda yenilenmelidir. O zaman bütün yaşantımız değişir.

Ama önce, kendimizi Rab′be diri kurban olarak sunmalıyız. Biz gençler, her yönden hayatlarımızın en verimli zamanında kendimizi Rab′be verelim. Artık dünyanın gidişine uymayalım, Tanrı′nın iyi, beğenilir ve yetkin isteğinin ne olduğunu ayırt ederek O′nun için yaşayalım.


YÜREĞİMİN KARARI

Mesih’e kendimizi vermek önemli bir karardır. Karar vererek tüm varlığımızı tanrısal bir amaç için sunmak önemli bir adımdır.

Aşağıdaki dua her genç için önemli bir hatırlatmadır:

Efendim ve kurtarıcım Mesih. Hayatımı sana veriyorum. Bu zamandan öteye, gelişine dek beni kullanman için hayatımı sana sunuyorum. Bedenimin her üyesi; dokunan ellerim, konuşan dilim, seven kalbim, senin sevgine hizmet etsin. Geride bıraktığım kimliğim senin tarafından senin çocuğun olarak değiştirilsin. Beni taşıdığına, düşündüğüne ve benimle birlikte yürüdüğüne ve bir gün bana verdiğin umudun gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu umut beni senin güvenli kollarında tutacaktır.

Seni efendim olarak kabul ettim. Bugünden itibaren seni efendim ve kurtarıcım olarak hayatımda yaşamak istiyorum. Sen benim olduğun gibi, ben de senin olayım.

Lütfen alttaki boşluğa kendi sözlerinizle Rab′be aidiyetinizi belirten bir dua yazın. Duanız özeldir. Bu bölümü bir hatırlatma olarak yanınıza alıp taşıyabilirsiniz.

Lütfen bu dersi yaptığınız kişi ile birlikte birbiriniz için dua edin.

Ondan sonra, “Beni Yaklaştır” (563 no’lu) ilahisini birlikte söyleyelim.


BIRAKIP GİTMEK

Mesih’e geldikten sonra, sona kadar ilerleyen bir yola gireriz. Pavlus Elçilerin İşleri′nde bu yolun sonunu tanımlarken arkasından gelenler için de öğütlerde bulunur. Şimdi yüksek sesle 2. Timoteos 4:5-8 ayetlerini okuyalım.

Bu ayetlerde sona kadar dayanmak konusu Pavlus tarafından işlenir.

Bu ayetlere göre, sona kadar dayanmak için hangi özelliklere sahip olunmalı? Pavlus ve Timoteos için sonuna kadar dayanmak, neye mal oldu? Birlikte cevaplandıralım.

Şimdi 2. Timoteos 4:10′u okuyalım.

Burada Dimas’a baktığımızda, Pavlus’un çok değer verdiği amaca ulaşmaktan vazgeçtiğini görüyoruz. Pavlus bu durumu sevgi bağlamında anlatmıştır.

Dimas’ın gidişi konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce, Dimas′ın bu kararı ona neye mal oldu? Birlikte üzerinde konuşalım.


UYGULAMA

Dört oturumda dünya ve gençlik konusunu işledik.

İlk oturumda dünyayı tanıdık. Dünyaya, bizi ayartmaya çalışan bir düzen olarak baktık. Dünyayı sevmeyelim dedik.

İkinci oturumda, dünya içinden dünyaya uymaktan çok, daha önemli bir amacımız olduğunu gördük. Amacımızın, kilisenin bir parçası olarak dünyaya tanıklık oluşturacak bir hayat sürmek olduğunu konuştuk.

Üçüncü oturumda, tanıklık yapan kişiler olarak kutsallığa giden yolu seçmek üzerinde konuştuk. Ve hayatımız boyunca bu yolu fark edebilmek için Rab’bin sözü ile donanmamız gerektiğine karar verdik.

Bu dördüncü oturumdaysa, iman hayatında köklenmek, geriye bakmadan amacımıza odaklanmak ve değişimimizi kalıcı kılmak konularını konuştuk.

Gençlik ve dünya çalışmalarımızın sonunda bir adanma çağrısı söz konusudur. Sürekli ve kalıcı bir değişim kilise içindeki dayanışmadan geçer. Etrafınızda bulunan kardeşlerle dayanışma içinde olun. Bir araya gelin ve fırsat buldukça birbirinizi teşvik edin. Kelam okumak, Mesih’te öğrendiklerinizi konuşmak ve yeni şeyler öğrenmek için fırsatları değerlendirin.

Kendinize değişiminizi değerlendirecek, sorunlarınızı değerlendirecek, kiliseden olgun ve güvenilir bir abi veya abla belirleyin.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18