ÖFKE veya MERHAMET 3

dummy1

ÖFKE veya MERHAMET 3

ÖFKELENMEK “HAKKIMIZ” MI?

dummy1

DEĞERLENDİRME

Geçen buluşmamızda öfke üzerine kazandığımız zaferleri ve bunu nasıl başardığımızı not edeceğimizi söylemiştik. Şimdi bunları yüksek sesle paylaşalım ve bunlar üzerinde konuşalım.

Bu zaferlerde bize en çok yardımcı olan nelerdi? Ayetler, öfke çalışmasından öğrendiklerimiz, arkadaşlarımız veya daha farklı cevaplar olabilir… Bunların neler olduğunu ve nasıl olduğunu da paylaşalım.

İĞNEYİ KENDİNE ÇUVALDIZI BAŞKASINA

Buraya kadar hep bizi öfkelendiren haksızlıklar üzerinde durduk. Şimdi biraz da iğneyi kendimize batıralım. Aşağıdaki sorular üzerine düşünüp aramızda konuşalım:

  1. Çevremde en çok sinirini zıplattığım kişi kim? Bu kişi en çok hangi yaptığım şeylere gıcık olur?
  2. Gıcık ettiğimiz kişinin bize verdiği tepkiler neler? Sizce biz bu kadar tepkiyi hak ettik mi?

BUNLARDAN HANGİSİYİM?

Kutsal Kitap’ta, Süleyman’ın Özdeyişler’inde, bizi özeleştiriye yönlendiren birçok söz bulunur. İnsanın kendini fark etmekte ne kadar zorlandığını bildiğimiz için bu sözleri kendimize rehber almak akıllıcadır. Ne de olsa insan kendini göremiyorsa ona kendini gösterecek bir ayna gerekir. Öfke konusunda biz daha çok başkalarının öfkesini görmeye eğilimliyiz. Peki biz bu konuda nasıl bir durumdayız?

Çünkü kıskançlık kocanın öfkesini azdırır, Öç alırken acımasız olur. (Özdeyişler 6:34)

Yumuşak yanıt gazabı yatıştırır, Oysa yaralayıcı söz öfkeyi alevlendirir. (Özdeyişler 15:1)

Geç öfkelenen akıllıdır, Çabuk sinirlenen ahmaklığını gösterir. (Özdeyişler 14:29)

İnsanın ahmaklığı yaşamını yıkar, Yine de içinden RAB’be öfkelenir. (Özdeyişler 19:3)

Huysuz kişiyle arkadaşlık etme; Tez öfkelenenle yola çıkma. (Özdeyişler 22:24)

Düşmanın düşüşüne keyiflenme, Sendelenmesine sevinme Yoksa RAB görür ve hoşnut kalmaz Ve düşmanına duyduğu öfke yatışır. (Özdeyişler 24:17-18)

Kuzeyden esen rüzgar nasıl yağmur getirirse, İftiracı dil de öfkeli bakışlara yol açar. (Özdeyişler 25:23)

Alaycı kişiler kentleri bile karıştırır, Bilgelerse öfkeyi yatıştırır. (Özdeyişler 29:8)
Akılsız hep patlamaya hazırdır, Bilgeyse öfkesini dizginler. (Özdeyişler 29:11)

Öfkeli kişi çekişme yaratır, Huysuz kişinin başkaldırısı eksik olmaz. (Özdeyişler 29:22)

Çünkü nasıl sütü dövünce tereyağı, Burnu sıkınca kan çıkarsa, Öfkeyi kurcalayınca da kavga çıkar. (Özdeyişler 30:33)

Özdeyişler’den bu ayetlere bakarak şu sorular üzerinde önce kendimiz biraz düşünelim, ardından birlikte cevaplandıralım:

  1. Her bir özdeyişte öfkelenen kişi hakkında nasıl bir karaktere sahip olduğu söyleniyor?
  2. Öfkeyle birlikte anılan hangi özellikler kendimizle benzeşiyor? Biraz konuşalım.

BİZİM ÖFKEMİZ, TANRI′NIN MERHAMETİ

Bizi neler öfkelendiriyordu, bunlar hakkında ilk çalışmamızda konuşmuştuk. Şimdi kısaca bunları şöyle aklımızdan bir geçirelim. Bunlar nelerdi? Hatırlayanlar kısaca söylesin.

Sonuç olarak bizi öfkelendiren çoğunlukla başkaları oluyor. Bu durumda ben kimseyi hiçbir zaman öfkelendirmiyorum diyebilir miyim? Peki, Tanrı’yı öfkelendirecek hiçbir şey yapmıyor muyuz insanlık olarak ve bireysel olarak? İlişkilerimizde birbirimize kolayca öfkelenebiliyoruz. Hatalarının listelerini elimizde tutuyoruz. Oysa Rab’bin insana öfkelenmek için daha ne çok hakkı var! Kutsal Kitap’tan birkaç söze bakalım:

“RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.” (Yaratılış 6:5-6)

“Tanrı’yı bildikleri halde O’nu Tanrı olarak yüceltmediler, O’na şükretmediler. Tersine, düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü.” (Romalılar 1:21)
“Kim cincilere, ruh çağıranlara danışır, bana ihanet ederse, ona öfkeyle bakacak, halkımın arasından atacağım.” (Levililer 20:6)

“Her türlü haksızlık, kötülük, açgözlülük ve kinle doldular. Kıskançlık, öldürme hırsı, çekişme, hile, kötü niyetle doludurlar.” (Romalılar 1:29)

“Çünkü sonsuza dek davacı ve öfkeli olacak değilim, Öyle olsa, yarattığım canlarla ruhlar karşımda dayanamazdı.” (Yeşaya 57:16)

“İnsan Tanrı’dan çalar mı? Oysa siz benden çalıyorsunuz. ‘Senden nasıl çalıyoruz?’ diye soruyorsunuz. Ondalıkları, sunuları çalıyorsunuz.” (Malaki 3:8)

Tanrı hatalarımızı, günahlarımızı bize sabırla anlatıyor, dayanıyor, tövbe etmemizi bekliyor, sevgiyle buna yöneltiyor, merhametiyle hoş görüyor; bize hak ettiğimiz karşılığı vermiyor. Mezmurlar 103:8-10’da, “RAB sevecen ve lütfedendir, tez öfkelenmez, sevgisi engindir. Sürekli suçlamaz, öfkesini sonsuza dek sürdürmez. Bize günahlarımıza göre davranmaz, suçlarımızın karşılığını vermez.” dendiğini okuyoruz.

dummy2 Biz O’nu öfkelendirecek birçok şeyi yapsak da o bize İsa’nın çarmıhı aracılığıyla bakmayı seçer. Çünkü Tanrı’nın öfkesi İsa’nın çarmıhında yatıştı. “Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.” (Romalılar 5:8). İsa O’na iman edenlerin günahını ve hak ettikleri cezayı çarmıhta üstlenerek Babamız’la aramızdaki bizim günahımızın sebep olduğu öfkeyle oluşan engeli kaldırdı. Öfkeyi, gazabı kendi üstüne aldı. “Böylece şimdi O'nun kanıyla aklandığımıza göre, O'nun aracılığıyla Tanrı'nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir.” (Romalılar 5:8-9) Tanrı Oğlu İsa Mesih bizim günahlarımızı üstlenerek bizim yerimize ölüme gitmek uğruna hak etmediği acılardan geçtikten sonra bile “Baba, onları bağışla” dedi, “Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar” dedi (Luka 23:33-37).


İnsanlığa öfkelenmeye tamamıyla hakkı varken merhamet gösterdi, çünkü insanlık için asıl amacı onları hak ettikleri ağır mahkumiyetten kurtarmaktı. Çünkü ‘ne yaptıklarını bilmiyorlardı’. Yüce Yaratıcı insana acıdı. Böyle bir sevgiyle kurtulduk.

Bu radikal sevgiyle kurtulan bizlerin birbirimize vermesi gereken doğal karşılık sizce nasıl olmalı? Bununla ilgili düşüncelerimizi paylaşalım.

Unutmayalım, biz göklerdeki Babamız’ın çocuklarıyız. “Düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. Öyle ki, göklerdeki Babanız′ın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır.” (Matta 5:44-45)


dummy1

Matta 18:23-34 ayetlerini okuyalım. Okuduktan sonra aşağıdaki soruları birlikte cevaplandıralım:

  1. Sizce borcu bağışlanan köle neden arkadaşını aynı şekilde bağışlamadı? Aramızda konuşalım.
  2. Biz kendimiz hata yaptığımız zaman kendimize kızmak yerine hemen af bekliyoruz ama başkası aynı hatayı bize yapınca öfkemiz affetmeyle kolayca sonuçlanmıyor. Sizce bunun sebepleri nelerdir? Konuşalım.

BAZEN HER ŞEY ÜST ÜSTE GELİR

Aşağıdaki örneği grubumuzda yüksek sesle okuyalım ve sonrasındaki soruları birlikte cevaplandıralım.

dummy1

Burak az önce okuldan çıkmıştı. Kafasında sürekli öğretmeninin o memnuniyetsiz bakışı ve sert sözleri dolaşıyordu. Bu adam hayatını gün geçtikçe daha da zorlaştırmayı amaç edinmişti sanki. Sınavların baskısı, bezginlik, gerginlik ve yorgunluk üzerine çökmüştü. Bir kafeye oturdu. Siparişinin alınmasını beklerken, kendisinden sonra gelen iki masadan sipariş alındığını ve bir şekilde ısrarla görmezden gelindiğini fark etti. Burak’ın kafasının tası atmak üzereydi! Zaten canı sıkkın ve acıkmış olan Burak, “Sipariş versek artık!” diye bağırdı. Herkes Burak’a bakıyordu. Çalışanın gözlerine dik dik bakan Burak sinirli tonla siparişini verdi. Ödeme yaparken de homurdanarak parasını masanın üzerine sertçe çarparak durumdan şikayetçi olduğunu hissettirdi. Kafede buz gibi bir hava esti. Akşam eve dönerken annesinin siparişlerini almayı unuttu. Eve geldiğinde, işinden yeni dönen annesi yemek telaşı içindeydi ve Burak’ın siparişleri unuttuğunu öğrenince sinirlendi. Oysa ne vardı kızacak? Kafası o kadar doluyken bunu atlamış olabilirdi, hiç anlayış göstermediği için annesine öfkelendi. Babası da Burak’a sorumsuz ve bencil olduğunu söyleyerek onu azarladı. Burak hiç cevap vermeden somurttu. İçinden bin bir türlü şeyler geçiyordu. Gün Burak için daha iyi bitemezdi!

Şimdi bu örnekle ilgili şu soruları birlikte cevaplandıralım:

  1. Burak’ı böyle davranmaya sürükleyen sebepler nelerdi?
  2. Sizce Burak hangi noktalarda hatalıydı?
  3. Adım adım düşünürsek, yaşadığı her sıkıntıya Kutsal Kitap’ın yönlendirmesi ışığında nasıl karşılık verebilirdi?

UYGULAMA

Bu çalışmamızda sizin dikkatinizi en çok ne çekti? Herkes paylaşsın.

Kendinizle ilgili yeni neler öğrendiniz? Paylaşın.

Kendimiz hata ettiğimizde bazen kolayca Tanrı’dan af dileyebiliyoruz ama başkaları benzerini bize yaptığında öfkelenip yargı talep ediyoruz.

İsa’nın iki kere söylediği, “Ben kurban değil, merhamet isterim” sözü üzerinde biraz düşünelim. Öfkeyle ilişkisi hakkında aramızda konuşalım.

Önümüzdeki buluşmamıza kadar, bunları kendimizde gözlemleyip not alalım.

Bu sürede belki bizi öfkelendiren bir olay yaşamayacağız. Bu yüzden yine de her gün biraz bu konuda kendi yüreklerimize bakmaya adayalım kendimizi. Bildiğimiz gerçeklere göre, bizim bakış açımıza göre, iyi bir karşılık veya yardım hak etmeyen kimler var hayatımızda, düşünelim. Aklımıza geldikçe bir yere not edelim ve bu kişiler için en azından Rab’be iyi dileklerimizi sunarak onları bereketleyelim. Mümkünse iyiliklerine olacak bir şeyler de yapmaya gayret edelim; örneğin, başkalarıyla konuştuğumuzda onlar hakkında kötü sözler söylemeyelim, onların yararına olacak bir durumla karşılaştığımızda kendi üzerimize düşeni yapmaktan kaçınmayalım… Daha da önemlisi, yargıyı Rab’be bırakmadığımız için tövbe edelim.

Sonraki buluşmamızda grubumuzda deneyimlerimizi birkaç cümleyle paylaşalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18