GENÇLİK SERİSİ TANRININ İSTEĞİNİ BİLMEK

dummy1

TANRININ İSTEĞİNİ BİLMEK(3)

TANRININ İSTEĞİNİ NASIL BİLEBİLİRİM?

Aşağıdaki yazıyı yüksek sesle okuyalım, ardındaki soruları birlikte cevaplandıralım.


KÜLTÜRLERDE BEDEN DİLİ

dummy1

Baş parmak yukarı hareketi Türkiye’de, çoğu Avrupa ülkesi ve Amerika’da onaylama, beğenme anlamına gelirken, bazı Arap ülkelerinde ve Batı Afrika’da “yürü git” anlamında kullanılıyor.

Başınızı aşağı yukarı sallamak kültürümüzde karşımızdakinin dediğine uymak, onaylamak anlamına geliyor. Bu Amerika, Çin, Kanada, Meksika, çoğu Batı Avrupa ülkesi, Afrika ve Orta Doğu’da da böyle. Fakat Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Suudi Arabistan ve Sri Lanka’da başınızı aşağı yukarı salladığınızda aslında hayır demiş oluyorsunuz.

Başı iki yana sallamak. Başı aşağı yukarı sallamakla zıt anlam taşıyan bu hareket, ülkemizde reddetme, hayır anlamı taşır. Genelde anlamı güçlendirmek için bir de “cık” sesiyle eşlik ederiz. Gene aynı şekilde çoğu ülkede bu hareket hayır anlamı taşırken; Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk da evet anlamına gelir.

Türk kültüründe bir şeyi istemediğinizi bildirmek için ağzınızla “Çık” yaparsanız herkes onun hayır anlamına geldiğini anlar.

Bir yabancıya “çay ister misin” diye sorduğunuzda size “teşekkür ederim” der. Ancak siz onun hala çay isteyip istemediğini anlamazsınız. Çünkü genellikle Amerikan kültüründe teşekkür ettiğinizde o hayır anlamına gelir.

Bir kişinin ne isteyip istemediğini anlamak için sadece konuşma yoluyla iletişime gerek yoktur. Bir hareket bir jest, bir mimik ile de anlaşabiliriz.

Bu yazıyla ilgili aşağıdaki soruları birlikte cevaplandıralım:

  1. Karşımızdakinin ne istediğini hangi yollarla ve nasıl anlayabiliriz?
  2. Tanrı’nın isteğini anlamak için Tanrı’nın hangi yolları kullandığını ve bunları nasıl anlayabileceğimizi konuşacağız. Aşağıdaki ayetin ışığında bu konuda ne söyleyebiliriz?

“Kutsal Yazılar′ın tümü Tanrı esinlemesidir ve öğretmek, azarlamak, yola getirmek, doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır.” (2Ti. 3:16)


İNCE BİR SES

dummy1

İlyas peygamber Baal’ın peygamberleriyle bir çekişmeye girer. Her iki taraf da kurban getirecek, gökten ateş yağdırıp kurbanı yakan tarafın ilahının gerçek Tanrı olduğu kesinleşecektir. Bunu gerçekleşmediği tarafın peygamberleri öldürülecektir. Tanrı kurbanı yakar, İlyas da Baal’ın peygamberlerini öldürür. 1. Krallar 18. bölümde bu hikayeyi okuyabilirsiniz. Şimdi 19. bölümde Tanrı’nın İlyas ile nasıl konuştuğunu 1. Krallar 19:1-18 ayetlerinden okuyabiliriz.

Bölümü aşağıdan yüksek sesle okuyalım, sonrasında verilen soruları birlikte cevaplandıralım.

“Ahav, İlyas’ın bütün yaptıklarını, peygamberleri nasıl kılıçtan geçirdiğini İzebel’e anlattı. İzebel, İlyas’a, “Yarın bu saate kadar senin peygamberlere yaptığını ben de sana yapmazsam, ilahlar bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın” diye haber gönderdi. İlyas can korkusuyla Yahuda’nın Beer-Şeva Kenti’ne kaçıp uşağını orada bıraktı. Bir gün boyunca çölde yürüdü, sonunda bir retem çalısının altına oturdu ve ölmek için dua etti: “Ya RAB, yeter artık, canımı al, ben atalarımdan daha iyi değilim.” Sonra retem çalısının altına yatıp uykuya daldı.

Ansızın bir melek ona dokunarak, “Kalk yemek ye” dedi. İlyas çevresine bakınca yanı başında, kızgın taşların üstünde bir pideyle bir testi su gördü. Yiyip içtikten sonra yine uzandı. RAB’bin meleği ikinci kez geldi, ona dokunarak, “Kalk yemeğini ye. Gideceğin yol çok uzun” dedi. İlyas kalktı, yiyip içti. Yediklerinden aldığı güçle kırk gün kırk gece Tanrı Dağı Horev’e kadar yürüdü. Geceyi orada bulunan bir mağarada geçirdi. RAB, “Burada ne yapıyorsun, İlyas?” diye sordu.

İlyas, “RAB’be, Her Şeye Egemen Tanrı’ya büyük bir istekle kulluk ettim” diye karşılık verdi, “Ama İsrail halkı senin antlaşmanı reddetti, sunaklarını yıktı ve peygamberlerini kılıçtan geçirdi. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar.” RAB, “Dağa çık ve önümde dur, yanından geçeceğim” dedi. RAB’bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı.

Ancak RAB rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, RAB depremin içinde de değildi. Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak RAB ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu. İlyas bu sesi duyunca, cüppesiyle yüzünü örttü, çıkıp mağaranın girişinde durdu. O sırada bir ses, “Burada ne yapıyorsun, İlyas?” dedi. İlyas, “RAB’be, Her Şeye Egemen Tanrı’ya büyük bir istekle kulluk ettim” diye karşılık verdi, “Ama İsrail halkı senin antlaşmanı reddetti, sunaklarını yıktı ve peygamberlerini kılıçtan geçirdi. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar.” RAB, “Geldiğin yoldan geri dön, Şam yakınındaki kırlara git” dedi, “Oraya vardığında, Hazael’i Aram Kralı olarak, Nimşi oğlu Yehu’yu İsrail Kralı olarak, Avel-Meholalı Şafat’ın oğlu Elişa’yı da kendi yerine peygamber olarak meshedeceksin. Hazael’in kılıcından kurtulanı Yehu, Yehu’nun kılıcından kurtulanı Elişa öldürecek. Ancak İsrail’de Baal’ın önünde diz çöküp onu öpmemiş yedi bin kişiyi sağ bırakacağım.”

Aşağıdaki soruları birer birer hep birlikte cevaplandıralım, cevaplarımızla ilgili konuşalım.

  1. Tanrı hangi yollarla İlyas’a seslendi?
  2. Tanrı rüzgarla, depremle, ateşle değil ince bir ses ile İlyas’a seslendi. Bu sizin için ne anlama geliyor?
  3. Tanrı’nın konuştuğunu duyduğunda İlyas ne yaptı?
  4. Tanrı’nın konuştuğunu düşündüğünüz bir anınız oldu mu? Nasıl bir tecrübeydi? Bu konuşmayı Kutsal Kitap’tan onaylama konusunda nasıl bir yol izlediniz?

TANRI’YI DUYMAK İSTERİM

dummy1

İbraniler yazarı, “Tanrı eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez çeşitli yollardan atalarımıza seslendi. son çağda da her şeye mirasçı kıldığı ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi Oğlu′yla bize seslenmiştir.” (İbr. 1:1-2) diye yazmıştır. Anlıyoruz ki Tanrı birçok şekilde insanlara seslenir ve isteğini bildirir. Eski Antlaşma dönemindeki ile Yeni Antlaşma dönemindeki seslenişi arasında bir fark olduğunu görebiliyoruz.

Eski Antlaşma’da İbraniler yazarının dediği gibi, peygamberler aracılığıyla konuşuyor ve isteğini bildiriyordu. Ayrıca Çölde Sayım 27:21’de okuduğumuz gibi Urim ve Tummim denen bir yol kullanılıyordu. Bu özellikle çok zor zamanlarda Tanrı’nın halkı için istediklerini tam olarak öğrenmek için ender olarak kullanılan bir yoldu. Elçilerin İşleri’nde Yahuda’nın yerine gelecek öğrenciyi belirlemek için kura çekildiğini okuruz (Elç. 1:26). Tanrı’nın meleğinin doğrudan haberci olarak gönderildiğini de görüyoruz; Gideon’a, Daniel’e, Meryem’e olduğu gibi.

Kutsal Ruh gelmeden önce Tanrı halkına isteğini bildirmek için bu tür yollar kullanmıştır. Kutsal Ruh’un yönetiminde Kutsal Kitap’ı okuyarak Tanrı’nın isteğini öğrenebiliyoruz. Ondan önce bazı farklı yolları da ele almakta yarar var.

Tanrı’nın isteğini bilme konusunda rüyalar ve çeşitli belirtiler şu an da da en çok başvurduğumuz ya da düşündüğümüz yollardır. Elbette Eski Antlaşma’da olduğu gibi bugün de Tanrı rüyalar ve bazı görüm, belirtilerle halkına seslenebilir. Pavlus bir görümde Makedonyalı bir adamın ondan yardım istediğini de, Rab’bin ona “Korkma” dediğini de görmüştü.

Günümüzde de bazen bazı kardeşlerin bize peygamberlik ettiğini duyabiliriz. Bunlar hakkında Pavlus bir uyarıda bulunur: “Peygamberlerin ruhları peygamberlerin denetimi altındadır.” (1Ko. 14:32) Ayrıca Selanik kilisesine dediğini de göz ardı etmemeliyiz: “Peygamberlik sözlerini küçümsemeyin. Her şeyi sınayın, iyi olana sımsıkı tutunun.” (1Se. 5:20-21). Bu yüzden her sözü duayla, Rab’bin Ruhu’nun esenliği ve Kutsal Kitap’la ölçerek kabul etmek gereklidir.

Tanrı’nın isteğini bilme konusunda bazen Kutsal Kitap’ı okurken o bölümün bize konuştuğunu hissedebiliriz, aklımızda beliren bir düşünce, bir sesin bize bir konuda seslendiğini duyabiliriz, bir rüya ya da bir görüm görebiliriz ya da bir ihtiyacımız mucizevi şekilde karşılanabilir. Bunlar karşısında alçakgönüllü bir tutuma sahip olmak çok önemlidir. Çünkü bazen bu seslenişler ile kendi sesimizi karıştırabiliriz.

Tanrı’nın Sözü bize bugün Tanrı’nın isteğini bilmek ve Tanrı’nın bize seslendiği en direk, güçlü ve gerçek yoldur. Yukarıda belirttiğimiz her yol yine Kutsal Kitap’ı gayretle ve doğru bir şekilde çalışarak ayırt edilmelidir. Unutmamalıyız ki Tanrı asla kendi sözüyle yani Kutsal Kitap’ta yazılı olan gerçeklerin dışında, onlarla çelişen mesajlar vermez. Umudumuz ve güvencemiz olan Rab bize şu gerçeği açıklamıştır: “Yazılmış olduğu gibi, "Tanrı′nın kendisini sevenler için hazırladıklarını hiçbir göz görmedi, hiçbir kulak duymadı, hiçbir insan yüreği kavramadı." Oysa Tanrı Ruh aracılığıyla bunları bize açıkladı. Çünkü Ruh her şeyi, Tanrı′nın derin düşüncelerini bile araştırır. İnsanın düşüncelerini, insanın içindeki ruhundan başka kim bilebilir? Bunun gibi, Tanrı′nın düşüncelerini de Tanrı′nın Ruhu′ndan başkası bilemez. Tanrı′nın bize lütfettiklerini bilelim diye, bu dünyanın ruhunu değil, Tanrı′dan gelen Ruh′u aldık.” (1Ko. 2:9-12)

Ayrıca önderlerimiz ve kilisedeki kardeşler de bize Tanrı’nın sesini ve kendi sesini ayırt etme konusunda yardımcı olacaklardır. Onların hikmet, tecrübe ve sevgileri sayesinde onların yol göstericiliğine alçakgönüllülükle karşılık verdiğimizde bu konuda daha emin adımlarla ilerleyebileceğiz.


TANRI SESLENİR BEN CEVAP VERİRİM

Tanrı’nın sesini duyma konusunda öğrendik ki Rab birçok yönden konuşur ama Kutsal Kitap’ın sözlerine aykırı hiçbir şey söylemez. Bu gerçeğin ışığında aşağıdaki örnek durumları değerlendirelim.

Bu durumları hangi ayetlerle karşılaştırabilirsiniz? Telefonlarınızdaki “Kutsal Kitap” uygulamasındaki sözcük arama özelliğini kullanarak konuyu yazabilir ve ayetleri araştırabilirsiniz. Bu durumlar Tanrı’dan ise neden? Tanrı’dan değilse neden? Bu sonuca nasıl vardığınızı aramızda konuşalım.

Ayrıca bu sözü duyma konusu hakkında alçakgönüllü ve itaatkar bir tutum içinde olup olmadıklarını da değerlendirelim.

dummy2 Ali uzun zamandır bir hizmet için dua ediyordur. Tanrı’nın sonunda o hizmeti yapması için ona onay vereceğine inanıyordur. Birçok başka hizmet fırsatı çıktığı halde Ali hepsini reddediyor, o hizmetten gelecek teklifi, fırsatı bekliyordur. Ali’nin bu konudaki tutumunu nasıl değerlendirirsiniz?

dummy2 Gürkan uzun zamandır Sevda için dua ediyordur. Tanrı’nın ona Sevda ile bir gün evleneceğini söylediğini bir peygamberlik sözü olarak bir kardeşten duymuştur. Sevda’ya birkaç kez yaklaşmak istemesine rağmen Sevda, Gürkan ile görüşmek istememektedir. Sevda bir başka ülkede hizmet etmek için hazırlık yapmaktadır. Gürkan ise Sevda’nın Tanrı’nın isteğine karşı geldiğini düşünmektedir. Gürkan’ın bu düşüncesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

dummy2 Selim, Tanrı’nın o işi bırakıp daha iyi bir iş fırsatı aramasını istediğini bir vaazda duymuştur. Tanrı’nın isteğinin ona bu şekilde iletildiğine inanıyordur. Şimdi çalıştığı yerde imanlı bir patronu vardır ve geçinmesi için yeterli parayı kazanıyordur. Ancak Tanrı’nın onu daha refah, daha zengin ve rahat bir işte bereketleyeceğini düşünüyordur. Bu yüzden işi bırakıp başka iş (daha çok para vaat eden ama belki çok ahlaki olmayan bir iş) fırsatlarına bakıyordur. Selim’in bu konudaki düşüncelerini nasıl değerlendirirsiniz?


UYGULAMA

Tanrı’nın sesini işittiğinizi düşünüyorsunuz. Bir konuda size bir yolla konuşmuş olabilir.

Tanrı’nın sesi ile kendi sesimizi ayırt etme konusunda hangi tutum içinde olduğumuzu düşünelim.

Tanrı’nın sözü bizim için “Tanrı’nın konuşması”dır. Öncelikle duyduğumuz sesi, peygamberliği, görüm ve rüyaları Kutsal Kitap ile karşılaştırmalıyız.

Bu yüzden de gerçekten kendimize soracağımız soru bu olmalı: Kutsal Kitap’ı yeterli okuyor muyum?

Bu hafta kendimize (yoksa) bir okuma planı yapalım. Var olan okuma planlarını ya da kendi planımızı oluşturarak bunu yapabiliriz.

Nasıl bir okuma planı yapacağım?

Kutsal Kitap’ı çalışmak ve anlamak konusunda hangi adımları atacağım?

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18