İSA’YLA KARŞILAŞANLAR (1)

dummy1

KADINLAR SERİSİ: İSA’YLA KARŞILAŞANLAR (1)

KANAMALI KADIN

dummy1

CESARET ADIMI

Walt Disney, “Bütün hayallerimiz gerçek olabilir, eğer onları ikna edecek kadar cesaretimiz varsa” demiştir.

Aramızda şu soruları yantılayalım:

Walt Disney’in bu sözü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizin cesur adım atma konusunda zorlandığınız şeyler nelerdir?


BIR DOKUNSAM...

dummy1

Kutsal Kitabımızdan Markos 5:25-34’ü okuyalım ve daha sonra aşağıdaki metni yüksek sesle okuyalım.

Metnin aralarında sorular bulacaksınız. Bu sorulara geldiğinizde lütfen soruları birlikte cevaplandıralım.

Bu ayetlerde İsa’nın mucizelerinden birini daha okuyoruz. Her bir mucizenin kendi içinde farklı iyileşme yolları olduğu da aynı şekilde dikkatimizi çeker. Birçok mucizenin özellikle “dokunarak”, gerek İsa’dan gerekse İsa’ya yapılan eylem olarak gerçekleşmesi gözümüzden kaçmaz.

Kanamalı kadın örneğinde de yine benzer bir mucizeye tanık oluruz. Yıllarca birçok hekime giderek hastalığına çare arayan kadının, yine bu hastalık süresince yalnız ve kenara itilmiş halde depresif bir yaşam sürmesi anlaşılabilir bir şeydir. Çünkü o dönemde Eski Ahit’in dini kuralları gereği kanamalı bir kadın ve onun dokunduğu her şey kirli (murdar) kabul edilirdi. Kadının o halde rahatça dışarıda dolaşması, insan içine çıkması ve herhangi bir şeye dokunması bile mümkün değildi. Tüm bu sebeplerden ötürü kadının yaşadığı umutsuzluğu, kederi, mağduriyeti, dışlanmışlığı anlamak bu zamanda bizler için çok zordur. Ama o dönemdeki dini kuralları ve imkânları göz önünde bulundurduğumuzda kadının içinde bulunduğu çaresizliği görmek çok da zor olmaz. Baş etmesi zor bir durumun içindedir. Kadının adı yoktur aslında. Tüm zamanlar boyunca, İncil’e konu olmuş bu kadın, taşıdığı hastalık ve itilmişlikle anılacaktır.

Soru: Böyle çaresiz ve dışlanmış bir şekilde yaşamak zorunda kalan kadının İsa’yı ve mucizelerini duyduğunda aklından geçenler ne olmuş olabilir?

Tam da bu noktada dikkatimizi kadının hamlesi çeker. Onca sonuçsuz adımlarına, onca dışlanmışlığına rağmen, hem halkın arasına katılma hem de İsa’yı görebilme cesareti gösterir. Üstelik cesareti sadece bunları kapsamaz, hem adım atarak İsa’ya dokunmaya hem de öne çıkarak kendini açıklamaya ve kişisel tanıklığını vermeye cesaret eder. İsa’nın, bir sonraki mucizesinde kızını kaybeden adama “Korkma, yalnız iman et!” (Markos 5:36) sözleri tam da bu konuyla bağlantılı olarak devam eder. Kadın kendisi için her şeyin ümitsiz göründüğü bir anda İsa’ya güvenerek iman adımı atar.

Soru: Tüm o kalabalık içinde İsa Mesih’e yaklaşmak ve İsa’ya dokunmak kadın için hangi açılardan zordu?

Kadının bu hamlesi İsa tarafından tüm halkın önünde bir kere daha yüksek sesle açıkça duyulur. İsa’nın kadını halkın önüne çıkarması, onu herkesin içinde “kızım” sözcüğüyle sevecenlikle karşılaması ve kurtuluşunu yine herkesin içinde ilan etmesi, İsa’nın etrafta bulunan halka Tanrı’nın gücü ve yapacakları konusundaki çağrısıdır. “İmanın seni kurtardı. Esenlikle git. Acıların son bulsun.” (Markos 5:34b) sözü ile hem fiziksel hem de ruhsal olarak özgür kalan kadın, kendi imanının gücü ile İsa’nın gücünü de büyütmüş olur. “İmansızlıkları yüzünden İsa orada pek fazla mucize yapmadı” (Matta 13:58) ayetinde de okuduğumuz gibi, İsa’nın mucizeleri imansızlık ortamında sergilenmez. Önemli olan İsa’nın varlığıdır. O’nun iyileştirici gücüdür. Her durumda merhamet, lütuf ve sevgiyle bize yakınlık duyan Rab, bizden sadece O’na yaklaşmamızı ve O’nun huzurunda yaşamamızı ister. Bize düşen sorumluluk sadece budur!

Soru: Sizin hayatınızda da bu kadın gibi cesaret gerektiren, iman adımı atacağınız bir durum var mı?


YAŞAMDAN KESİTLER

Aşağıdaki örnek olayları okurken bunların üzerinde düşünelim. Yaşadığımız benzer tecrübelerle karşılaştıralım. Benzer tecrübeler yoksa, karakterlerin yerine kendimizi koyup aynı durumda neler hissedip nasıl davranacağımız konusunda aramızda konuşalım. Aşağıda geçen hikayelerin mutsuz sonla bitmesi durumunda nasıl tepki vereceğimiz konusunda fikirlerimizi paylaşalım.

dummy1

A. Selma iş yerinden inanılmaz gerginlikle ve stres dolu çıkmış, otobüste kalabalığın arasında kendine bir yer bulmaya çalışıyordu. Bir günü daha geride bırakmıştı ama zihninde hala ofisteki olaylar dönüp duruyordu. “Artık dayanamıyorum, bir yolunu bulup işten çıkmalıyım” diye düşündü. Tüm yoğunluğun ve stresin yanı sıra, hiç de ahlaki olmayan bir yol izlenmesi Selma’yı rahatsız eden en önemli unsurdu. Muhasebeci olarak bir şekilde kendinin de bu işleyişe ortak olması, sırf patronun çıkarları öyle gerektirdiği için yalan söylemek zorunda kalmak, onaylamadığı bir düzen içinde çalışmak, işten çıkması için yeter de artardı bile. Birçok kereler bu konuda Rab’be dua etse de, bir şey yapmak, bir adım atmak konusunda hep korku yaşıyor ve kendini durduruyordu. Akşam eşiyle konuşurken yine bu konu gündeme gelmiş ve kocası Selma’ya:

- Nasılsa kıdem tazminatını alabiliyorsun. Korkun neden? Deneyimin var, mutlaka bir iş bulursun. Sen çıkmadığın sürece bir şey değişmeyecek. Kendini daha da kötü hissederek onaylamadığın bir yerde kalmaya devam edeceksin!

Tüm geceyi bu sözler üzerinde düşünerek geçirdi Selma. Ertesi sabah uyandığında gerekli belgeleri hazırlayıp işe gitti. İşten ayrılma belgesini müdürüne uzattığında inanılmaz bir özgürlük hissi kapladı içini. Akşam eve dönerken uzun zamandır konuşmadığı bir arkadaşı arayıp Selma’ya inanılmaz bir teklif sundu:

- Selmacığım, üç ay sonra yeni bir ofis açacağım. Benimle çalışmaya ne dersin?

Selma bir kere daha Rab’be bakıp her şeyi O’na bıraktığında kendisi için en iyisini ve doğrusunu yine O’nun sağladığını bir kere daha yaşamış oldu.

dummy1

B. Şefika Meral’le buluşma kararını ertelemek istiyordu ama artık yola çıkmış ve önceden haber verme zamanını da çoktan geçirmişti. Söyleyeceği şeyleri duymaya hazır olup olmadığını hala kendisi bile bilmiyordu. Buluşacakları kahveye gittiğinde Meral çoktan gelmişti.

- Merhaba Şefikacığım. Nasılsın? Umarım kötü bir şey yoktur. Sen arayıp da hemen buluşmak isteyince merak ettim. Sesin de biraz telaşlı geliyordu.

- Meral sana bir şey sormam gerekiyor. Nasıl bir karar vereceğimi bilemiyorum. Açıkçası korkularım da var.

- Konuyu anlatır mısın canım?

- Rab’bin eşimi ve beni bir başka şehre müjdeyi yaymak için göndermek istediğini düşünüyorum. Bunu önderlerime de söyledik, onlar çok sıcak baktılar.

- Gerçekten mi? Peki seni korkutan nedir?

- Biliyorsun ben çok iyi eğitim almadım. Eşim Kutsal Kitap’ı iyi biliyor. Ben de okuyorum ama senelerdir çocuklar, ev, iş derken iyi bir teoloji eğitimi fırsatım olmadı. Üstelik çok da iyi bir konuşmacı değilim. Ne yapacağımı bilemiyorum.

Meral şöyle cevap verdi:

- Sen senelerdir bu konuda zaten dua ediyordun. Şimdi bence bir adım atman lazım.

Şefika birkaç ay sonra Meral’e yazdığı mektubunda şöyle diyordu:

- Meral ablacığım, o kahvede bana sorduğun soru hala kulaklarımda. Hangisi için acı çekmeyi göze alabilirsin? Tabii ki bu sorunun cevabı, ‘Rab için acı çekmeyi göze alırım’ oldu. Adım atma konusunda çok zorlansam da, süreç benim için hiç kolay olmasa da, Rab’bin bugün yaşamımda yaptıklarına hayret ve sevinçle bakıyorum. Rab burada çok güzel işler yapıyor. Şimdiden birçok komşum ve arkadaşım oldu. Rab gerçekten iyidir. Gelişmeleri sana yazacağım. Sevgiler.”

dummy1

C. Yoğun kar sonrası erkenden kalkan Ayşe hayvanlarla ilgilenmek için dışarı çıktı. Aklındaki düşüncelerden içi içini yiyordu. Artık dayanacak gücü kalmamıştı. Kaynanası sürekli ona kötü davranıyor, aşağılıyor ve evin ne kadar işi varsa hepsini ona yıkıyordu. Dışarıda hayvanlara bakmak, tarla, bağ bahçeyle ilgilenmek yeterince zorken, tüm işleri hiç sesi çıkmadan, hiç şikayet etmeden yaparken, üstüne bir de bu davranışlar tuz biber oluyordu. Hüseyin akşam eve geldiğinde ise sanki o kadın gidiyor, yerine bambaşka bir kadın geliyordu. Kaynanası birdenbire melek kesiliyordu. Senelerdir çok istedikleri halde çocukları da olmamıştı. İsa Mesih’e iman eden kocasından çok etkilenen Ayşe, birkaç ay sonra Rab’be kendini vermişti. Kaynanası bunu duyduğundan beri daha da fazla Ayşe’nin üstüne gidiyor, çocuk yapamamasını başına kakıyor, onu utandırarak bu durumu devamlı hatırlatıyordu. İyi ki eşi vardı! O da senelerce bu konudan çok sıkılmıştı ama İsa Mesih’e iman ettikten sonra karısını artık bu konuda zorlamamaya karar vermişti. Hatta bu akşam eşine evlatlık alma konusunu açmayı düşünüyordu.


UYGULAMA

Dikkat! Uygulama için gerekli malzemeler: Not almak için kağıt ve kalem

Yaşamımızda başka insanların ne diyeceğini, ne düşüneceğini düşünerek veya duygularımıza yenik düşerek iman adımı atmak konusunda cesaretsiz kaldığımız anlar olabilir. Fakat kanamalı kadına baktığımızda, toplumun ve insanların dışlamış olduğu biri olarak onun buna boyun eğmediğini görüyoruz. Bu duruma çare olacak her şeye cesaretle adım attı. Onun İsa’ya attığı bu adım, kendi yaşamımız için de benzer bir cesareti bize vermektedir.

Şimdi elimize kağıdımızı ve kalemimizi alalım. Kendimizi düşünerek iman adımı atmak konusunda çekingen davrandığımız konuları hatırlayıp bunları elimizdeki kağıtlara yazalım. Bu konular hakkında birbirimiz için dua edelim ve hafta içinde bu konuda somut adımlar atmak için birbirimizi teşvik edelim.

dummy1
 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
1.resim: Kamu malı: Jean Germain Drouais (1763 - 1788) - Mesih′in dibinde Kenanlı Kadın (1784) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Drouais_Cristo_e_la_Cananea.jpg
2.resim: Telif hakkı atıfı: Distant Shores Media/Sweet Publishing [CC BY-SA 3.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/3.0)] url: https://media.freebibleimages.org/stories/FB_Jairus_Daughter/overview-images/006-jairus-daughter.jpg?1538658633 -- küçültülmüş

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18