İSA’YLA KARŞILAŞANLAR (2)

dummy1

KADINLAR SERİSİ: İSA’YLA KARŞILAŞANLAR (2)

KENANLI KADIN

dummy1

UÇAKTAKİ KADIN VE ZENCİ

Aşağıda linki verilmiş videoyu izleyelim. Türkçe alt yazı olmadığı için ve aynı zamanda eğer bilgisayar ve İnternet de temin edilemiyorsa, aşağıdaki metni yüksek sesle okuyalım. https://www.youtube.com/watch?v=L3mFj6Rnmuw

14 Ekim 1998’de kıtalararası bir uçuşta bir kadın zenci adamın yanında oturduğu için duyduğu rahatsızlığını hostese belirtti. Hostesten başka bir yer istedi. Hostes, uçağın dolu olduğunu, fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını söyledi.

Diğer yolcular kadının terbiyesizliğini tiksintiyle izliyorlardı. Üstelik kadın birinci sınıfa geçse büyük haksızlık olurdu! Zavallı adamsa bu kötü durumu kibar bir sessizlikle karşıladı.

Biraz sonra hostes gelerek kadına birinci sınıfta bir yer bulduğunu anlattı. “Yer değişikliği için pilottan izin aldım. O bana ‘Hiç kimse sorun yaratan birinin yanında oturmamalı’ dedi” diye açıkladı.

Diğer yolcular kulaklarına inanamıyorlardı. Kadınsa zafer edasıyla yerinden kalkmaya hazırlandı. Ancak hostes, adama yönelerek şunları söyledi: “Beyefendi, sizi birinci sınıftaki yeni yerinize götürebilir miyim? Kaptan pilotumuz sizden böyle nahoş bir olay yaratan birinin yanında oturmak zorunda bırakıldığınız için çok özür diliyor.” Tüm yolcular hep birlikte uçak personelini alkışladılar.

Bu davranışlarından dolay şirket pilot ve hostesi ödüllendirdi, bütün çalışanlara da şu mesajı iletti: “İnsanlar onlara söylediklerinizi ve yaptıklarınızı unutabilirler. Ama insanlar onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.”

Sizin de dışlanmış hissettiğiniz, zor durumda kaldığınız ve kendinizi kötü hissettiğiniz bir hangi olay veya durum oldu? Paylaşın.


HALİME ACI!

dummy1

Kutsal Kitaplarımızdan önce Matta 15:21-28’i okuyalım. Daha sonra aşağıdaki metni yüksek sesle okuyup soruları birlikte cevaplandıralım.

Matta 15:21-28’e baktığımızda İsa’nın kendi memleketinden ayrıldığını görürüz. Bu bölüm İsa’nın diğer uluslara hizmetini ön plana çıkan bir konuyu ele alır. İsa burada Yahudiler tarafından kirli sayılan halktan biriyle, Kenanlı bir kadınla konuşur. Farklı bir halktan olan bu kadın, Yahudiler tarafından sadece yabancı olduğu, Yahudi olmadığı için dışlanmıştır. Öyle ki İsa’nın öğrencileri de kadının etraflarında olmaması gerektiği ile ilgili kızgınlıklarını dile getirmişlerdir. “Öğrencileri yaklaşıp, ‘Sal şunu, gitsin!’ diye rica ettiler. ‘Arkamızdan bağırıp duruyor.’“ (Matta 15:23)

Kirli olmak konusu, aslında bu kadınla devam eden ve bir önceki konuyu tamamlar nitelikteki madalyonun diğeri yüzüdür. Bir önceki ayetlere baktığımızda İsa kendi halkından olan Ferisilerle tartışmış ve sadece kurallara bağlılıkla yapılan dışsal temizliğin değil, Tanrı’nın asıl ilgilendiği yürek temizliğinin önemini vurguladığı dikkat çekici bir konuşma yapmıştır (Matta 15:1-11). Kadına baktığımızda ise kim olduğuna, insanların kendisi hakkındaki düşüncelerine, tüm dışlanmışlığına ve belki de duyduğu veya duyacağı aşağılamalara rağmen ilk hamlesinin İsa’ya gitmek olduğunu görürüz. Hiçbir şey yaşadığı bölgeye gelen İsa’ya gitmesine ve O’na tapınmasına engel olamamıştır. “Ya Rab, ey Davut Oğlu, halime acı! Kızım cine tutuldu, çok kötü durumda.” (Matta 15:22). İlk okumada İsa’nın kadına verdiği tepki bizi biraz durdurur. Hem önceliği Yahudilere verdiğini görmek (Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim; Matta 15:24) hem de Yahudilerin putperestler için kullandığı “köpek” sıfatını kullanması (Çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru değildir; Matta 15:26) oldukça tedirgin edicidir. Hele de kadının göze aldığı riski düşünecek olursak, tüm bu sözlerle aşağılanmış hissedip kendini geri çekmesi ve kaçması çok doğaldır.

Soru: İsa’nın kadına hitap tarzı hakkında ne düşünüyorsunuz? Üzerinde tartışın.

Bizler İsa’nın hitabından belki rahatsız oluyorken, Kenanlı kadına baktığımızda, İsa’nın kendisine verdiği cevaba rağmen kendini o konumda görmeye razı bir tutumla İsa’nın önünde durduğunu anlıyoruz. Kadın İsa’nın kendi tanrıtanımaz atalarını hatırlatmasından rahatsız olmuyor, O’nun bunu söylerken yarı müşfik tavrını anlıyor ve ait olduğu halkın kimliğini kabul ederek alçakgönüllülükle nükteli bir cevap vererek İsa’dan dilemeye devam ediyor, böylece her şey bir yana, İsa’ya imanının öncelikli olduğunu gösteriyor: “‘Haklısın, ya Rab’ dedi, ‘Ama köpekler de efendilerinin sofrasından düşen kırıntıları yer.’” (Matta 15:27)

Soru: İsa’nın tavrına karşılık kadının tutumu nedir? Biz kadının davranışından neler öğrenebiliriz? Siz kendi yaşamınızda böyle bir duruma düştüğünüzü hissettiniz mi?

Günahlı doğamız, bizim merhametli bakışımızı bozar ve gözümüze ayrıştırıcı, yargılayıcı bir gözlük yerleştirerek düşüncelerimizi yönlendirir. Böylece hem yargılayan hem de yargılanan kişi olarak acı çekmemize sebep olur. Aslında tüm düşüncelerimizin, yüreklerimize çivilenmiş tüm dışlanmışlıklarımızın yarası ve acısı Mesih’te son bulmuştur. Fakat insanlara bakarken bizim de yapmamız gereken önemli bir hamle vardır: İsa’ya bakmak ve gereken iman adımını atabilmek. İsa’nın davranışı hepimiz için hem bir örnek hem de bizleri kabullenişinden gelen bir cesareti beraberinde getirir. Diğer insanların bizler için söyledikleri değil, Rab’bin bize nasıl baktığı ve bize nasıl yaklaştığı konusu artık bizim hayatımızın temel taşıdır. Çünkü Rab bize şöyle seslenir: “Seni adınla çağırdım, sen benimsin.” (Yeşaya 43:1) İşte bu yüzden bizim sığınağımız artık diğer insanların değer yargıları değil, Tanrı’nın çocukları olarak Rab’bin kendisidir. “Sığınağım sensin, beni, sıkıntıdan kurtaran korur, çevremi kurtuluş ilahileriyle kuşatırsın.” (Mezmur 32:7)

Soru: Değersiz hissettiğiniz zaman, İsa Mesih’in bize yaklaşımını düşündüğünüzde, nasıl cesaret buluyorsunuz? İsa Mesih’in bizim için düşünceleri nelerdir? Kutsal Kitap’a dayanarak hangi ayrıcalıklarımızın, değerimizin olduğunu söyleyiniz.

Başkalarının sözlerinin, yorumlarının ve yargılarının hayatımız üzerindeki önemi büyüktür. Kendimizi değerli hissetmek temel ihtiyaçlarımızdan biridir. Ancak biz Tanrı’nın çocukları olarak tüm bunları öncelikle tek bir yerden geldiğinde tümüyle kabul etmeliyiz: Mesih’ten!

“Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize ‘Tanrı’nın çocukları’ deniyor.” (1. Yuhanna 3:1)


YAŞAMDAN KESİTLER

Aşağıdaki örnek olayları okuyalım. Her olay için aşağıdaki soruları, örnekler üzerinde düşünerek cevaplandırmaya çalışalım.

Olaylardaki kişilerin davranışlarına sebeAşağıdaki örnek olayları okuyalım. Her olay için aşağıdaki soruları, örnekler üzerinde düşünerek cevaplandırmaya çalışalım.

Olaylardaki kişilerin davranışlarına sebep olan tutum, düşünce, duygu ne olabilir?

Bunları fark ederek nasıl olgunlaşabiliriz?

Bizleri bu tip davranışları sergilemekten alıkoyacak şey ne olmalıdır?

Bu davranış biçimleri karşı tarafta nasıl bir duygu uyandırır?

Böyle bir davranışla karşı karşıya kaldığımızda nasıl bir tutum sergilememiz gerekir?p olan tutum, düşünce, duygu ne olabilir?

Bunları fark ederek nasıl olgunlaşabiliriz?

Bizleri bu tip davranışları sergilemekten alıkoyacak şey ne olmalıdır?

Bu davranış biçimleri karşı tarafta nasıl bir duygu uyandırır?

Böyle bir davranışla karşı karşıya kaldığımızda nasıl bir tutum sergilememiz gerekir?

A. Selma minibüse bindiğinde oturmak için gözleri boş yer aradı. Üstünde temiz ama eski giysiler olan, tırnaklarının içi simsiyah bir kadının oturduğu koltukta sadece bir kişilik yer vardı. Yüzünde tiksinti ifadesiyle kadının yanına, koltuğun en ucuna gelecek şekilde iğreti ilişti. Gözlerinde tiksintiyle kadının ellerine bakmaktan kendini alamıyordu. Bu esnada yandaki kadın, yanına oturan kadının özellikle koltuğun ucuna doğru oturduğunu fark etti, fabrikadaki işlerden dolayı hırpalanan ve yara bereden ötürü kirli gibi görünen ellerini paltosunun içine soktu. Gözyaşları içindeki gözlerini yeniden cama, dışarıya çevirdi.

B. Meltem öğle arasında arkadaşlarıyla kahve içiyor, bir yandan da şen kahkahalar atarak onlarla muhabbet ediyordu. İş yerine yeni gelen Ayda’yı görünce işaret edip yanlarına gelmesi için çağırdı. Ayda kendisi de bir kahve alıp aralarına katıldı. Konuşma bir şekilde inanç meselesine geldiğinde Ayda, “Ben Hristiyanım.” dedi. Ortalık bir anda sessizliğe büründü. Birkaç kişi işlerinin yoğunluğunu bahane ederek yanlarından ayrıldı. Meltem konuyu değiştirmek istediyse de aralarından biri Ayda’ya şöyle bir soru sordu:

- Söylesene sizin inancınızda Tanrı’ya inanıyor musunuz? Yani tek Tanrı’ya?

Ayda böyle bir soruya nasıl karşılık vereceğini bilemez halde karşısındaki kadına bakakalmıştı.

- Biz de tek Tanrı’ya inanıyoruz Meltemciğim, diyebildi.

Bundan sonraki günlerde buna benzer sorularla karşılaşmayı bekleyerek hem işini hem arkadaşlarıyla ilişkilerini esenlikle sürdürdü.

C. (Gerçek bir olaydır.) Kapı çalınır. Sevinç kapıyı açtığında aşağıdaki komşu teyzenin geldiğini görür. Gülümseyerek, “Girsene Pervin teyze,” der. Pervin teyze biraz çekinerek, “Kızım girmeyeyim sana bir şey söyleyip gideceğim,” der.

Sevinç: Tabii buyur, ne yapabilirim senin için?

Pervin teyze: Kızım ben çamaşır astığım zaman sen asmazsan sevinirim.

Sevinç (şaşırarak): Neden Pervin teyze, ne oldu?

Pervin teyze: Kızım sen Hristiyansın ya, senin çamaşırlarından akan su benim çamaşırlara gelince murdar oluyor. Kusura bakma. Ben inancına bağlı biriyim. Buna dikkat edersen sevinirim.

Sevinç ne diyeceğini bilemez, ağzından sadece “Tamam Pervin teyze, asmam” sözleri çıkar.


UYGULAMA

Dikkat: Uygulama için gerekli malzemeler: Kalem, kağıt, makas, toplu iğne.

Bir kağıt üzerine, kör, kısa boylu, gözlüklü, fakir, inşaat işçisi, çok zengin, cahil, entelektüel, dul, kısır, çalışan kadın vs gibi sıfatlar yazıp bunları dikdörtgen olarak birer etiket şeklinde keselim. Sonra toplu iğne yardımıyla yakalarımıza takalım. İki gruba ayrılalım. Birinci grup karşı tarafa aşağılayıcı ve dışlayıcı şekilde konuşurken, karşı taraf bu davranışlara karşı imanla, yumuşak ve güzel sözlerle karşılık versin. İki tutum arasındaki farkı görelim, kendi yaşamlarımızda karşılaştığımız benzer durumlarda imanla davranabilmemiz için dua edelim.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
1.resim: Telif hakkı sahibi: Jochen Graf ve ZARA - Zivilcourage und Anti-Rassismus-Arbeit url: http://www.zara.or.at; Telif hakkı: özel izniyle kullanıldı (ZARA, 21 Mayıs 2019)
2.resim: Kamu malı: Jean Germain Drouais (1763 - 1788) - Mesih ve Kenanlı kadın (1784) - https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Drouais_Cristo_e_la_Cananea.jpg

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18