KADINLAR SERİSİ: İSA’YLA KARŞILAŞANLAR (3)
SAMİRİYELİ KADIN
MESİH İSA’DA HEPİMİZ EŞİTİZ
Resim sizce toplumumuzun hangi gerçeğini dile getirmektedir?
İsa Mesih’e iman ettiğimiz zaman, O’nun çocukları olarak hepimiz eşit duruma geliriz. Kimliğimiz, cinsiyetimiz, görünüşümüz veya sosyal statümüz bizi başkalarından önemli veya önemsiz kılamaz. Tüm sınıflandırmalar İsa Mesih’e imanla ortadan kalkar.
“Artık ne Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı var. Hepimiz Mesih İsa’da birsiniz” (Galatyalılar 3:28).
YAHUDİ İLE SAMİRİYELİ
Kutsal Kitaplarımızdan Yuhanna 4:1-26’yı ve daha sonra da aşağıdaki metni yüksek sesle okuyalım.
Metnin aralarındaki sorulara geldiğimizde birlikte cevaplandıralım.
Bu durumu daha iyi anlamak için, Yuhanna’nın bahsettiği “Yahudiler’in Samiriyeliler’le ilişkileri yoktur” sözünün dayanağını bilmeliyiz.
Bu sözün, Süleyman’ın ölümünden sonra krallığın ikiye bölünmesine (1.Kr.12:1-24) ve kuzeydeki toprakların İ.Ö. 722-721’de Asurluların eline geçmesine kadar eskiye giden tarihsel nedenleri vardı.
Asurlular bu bölgeye yabancıları yerleştirmişlerdi (2Kr.17:24-41). Bu, güneydeki Yahudiyeliler’in bakış açısına göre, hem halkın hem de dinin saflığının kaybedilmesi demekti.
Samiriyeliler (kendilerine bu ad veriliyordu), İ.Ö. 400 civarında Gerizim Dağı’nda kendi tapınaklarını inşa ettiklerinde dinsel bölünme derinleşmişti.
Bu ayetleri zihnimizde canlandırdığımızda, İsa’nın yine sıra dışı bir sohbete girdiğini görüyoruz.
Yahudiler tarafından dinsel açıdan kirli sayılan, aynı zamanda kadın olduğu için sokak ortasında konuşulmaması gereken ve tüm bunlar yetmiyormuş gibi evli olmadığı bir erkekle evlilik dışı bir ilişki yaşayarak günah işleyen bir kadınla sohbettedir İsa.
Üstelik bir önceki bölümde İsa’nın Nikodim’le konuşmasını görürüz. Nikodim tam dindar bir Yahudi’dir. Oldukça saygın biri olarak tanınan Nikodim, dindarlığının kendisi kurtarmak için yeterli olmadığını öğrendiğinde çok şaşırmıştı. Aynı şekilde, murdar sayılan birinin kullandığı eşyayı kullananın da murdar sayıldığı bir dönemde, İsa’nın Samiriyeli bir kadından su isteyerek sohbete başlaması da şaşkınlık vericiydi.
Aynı şaşkınlık kadın için de geçerlidir. Üstelik kocasıyla ilgili sorduğu sorudan da kaçamamıştı, belki biraz çekinerek de olsa kocasının olmadığını söylemek zorunda kalmıştı. Bu bile kadının kendini ezilmiş hissetmesine yeterli bir durumdur. Birçok evliliği sonrasında hayatına en son giren adamla evlenmemiş olması, belki de yüreğindeki acıyı ve hayal kırıklığını gösteriyordu. Samiriyeli olduğundan ötürü, evlilik konusunda Yasa açısından bir yaptırım söz konusu olamazdı onun için. Bu yüzden belki her kayıptan sonra umudunun da bir parçasını kaybeden kadın, son olarak bağ kurmadan öylece kalmayı seçmişti.
Soru: Kadın bu konuşma sırasında İsa’ya karşı nasıl bir tutum sergiler? Sonucunda İsa’dan aldığı cevap nasıl olur?
İsa kadının durumundan rahatsızlık duymadan, onun dürüstlüğünü vurgulayarak, onu överek kadının kendisiyle rahatça konuşmasına yardımcı olmuştur. O’nun bu yaklaşımı, bize müjdeyi duyururken insanlara nasıl bir davranmamız gerektiğiyle ilgili mükemmel bir örnek olmuştur. İsa, burada ruhsal konulardan bahsediyor olsa da, kadının anlayabileceği şekilde konuşmayı tercih etmiştir. Kadının tövbe etmeye ihtiyacı varken, İsa ona öncelikle sonsuz yaşamı anlatmıştır. Yahudi ile Samiriyeli ayrımına rağmen bunun üzerinde hiç durmamıştır, hatta bu kadınla inanılmaz şefkatle, duyarlılıkla ve rahatlıkla konuşmuştur. İsa kadının ihtiyacı olan sonsuz yaşamı, tüm gelenek ve göreneklerden önemli tutmuştur.
Soru: Herhangi bir özelliğiniz yüzünden dışlanma yaşadınız mı? Nasıl hissettiniz? Verdiğiniz tepki ne oldu?
Soru: Bu özelliğe sahipken, İsa Mesih’te nasıl değer gördünüz? Daha önce inandığınız şeylerle nasıl bir fark var?
YAŞAMDAN KESİTLER
Aşağıdaki örnek olayları okuyalım ve bunlar üzerinde düşünerek her biri için şu soruları birlikte cevaplandıralım:
Olaylardaki kişilerin davranışlarını belirleyen etkenler nelerdir?
Kadın olmanın toplumda yarattığı zorluk nedir?
Kadının İsa’da sahip olduğu değer hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu tür davranışlara tanık olsanız veya bunlar sizin başınıza gelse tepkiniz ne olur?
A. Evin ortanca kızı hasta, ateşler içinde yatıyordu. Ailesinin kendisiyle ilgilendiği pek de söylenemezdi. Kalabalık bir aileydiler. Küçük bir eve sığmaya, şehrin pahalı ve birçok bakımdan yabancı oldukları yaşamına ayak uydurmaya çalışıyorlardı. Komşuları Sinem hasta kızı yoklamaya uğramış, kızın hala evde olduğunu, hastaneye götürülmediğini öğrenince deliye dönmüştü.
- Makbule abla bu kız neden hala burada?
Bak kötüye gidecek durumu... Mutlaka doktora gitmesi lazım!
- Bir şey olmaz, geçer yarın öbür gün.
Sinem tam bir şey söyleyecekken evin ortanca kızlarından biri atladı:
- Amaan, kötü olacak da ne olacak? Ölecek mi? Ölürse ölsün. Nasılsa kız.
Sinem donmuş halde kıza bakakalmıştı. Kendini toparlayıp cevabı yapıştırdı:
- Sen de kızsın Fatmacığım. Ya kendin hasta olsaydın?
B. Mine, kızların pek okumadığı bir bölümde okumak istemiş, üstelik o bölümü kazanmıştı. Ama eşe dosta kendini anlatmak o kadar kolay değildi. Yüreğinin arzusunu gerçekleştirmenin mutluluğunu ifade edilemezdi. Bugün, bölümde başarılı olmak için sarf ettiği emeklerinin ilk ürününü alacağı gündü. Üzerindeki uzun kollu, bileğine inen cübbesi ve başındaki kep ile heyecan içinde sırasını bekliyordu.
- Şimdi de sırada okulumuzun gurur kaynağı, sınıfının bir tanecik kız öğrencisi, Uçak Mühendisliği bölümü birincisi, Mine Kaya!
Sadece isminin okunmasını beklerken, yapılan anonsla yerinde havalara uçtu, mezuniyet belgesini almak için arkadaşlarının tebrik çığlıkları arasında sahneye koştu.
C. Tüm gün ev işleriyle uğraştıktan sonra çocukların okuldan gelme saatine kadar bir saatlik zamanı kalmıştı. O sırada telefonu çaldı. Arayan en yakın arkadaşı Gül’dü:
- Sinem ne yapıyorsun canım? Hadi kahveye gel bana. Sonra birlikte çıkar, çocukları okuldan alırız.
- Buzdolabını ne zamandır temizlemedim, onu aradan çıkarayım diyordum.
- Boş ver şimdi buzdolabını, nasılsa yapılır. Hadi gel.
- Ya geçen Engin’in lafı çok dokundu bana. “Tüm gün evde ne yapıyorsun ki, uyduruk işlerle uğraşıyorsun” dedi. Çok kötü hissettim. Yaptıklarım bu kadar önemsiz mi ya? Bu kadar işe yaramaz biri miyim?
- Hiç olur mu öyle şey Sinemciğim! Tanrı’nın gözünde sen biriciksin. Senden başka bir tane daha yok. Üstelik Rab seni bu eve, bu evin kadını olarak koymuş. Sen bu şekilde de zaten Rab’be hizmet etmiş oluyorsun. Ne kadar alçakgönüllülükle ve hiç söylenmeden işlerini yaptığını ben biliyorum. Sen Engin’e bakma. Onun da canı sıkkındır o dakika, ondan öyle konuşmuştur. Hadi kahveyi koyuyorum, çık gel!
UYGULAMA
Dikkat! Uygulama için gerekli malzemeler: Not almak için kağıt ve kalem
Gruplara ayrılıp kilisede kadınların hizmet ettiği alanlar konusunda her grup kendi listesini hazırlasın. Daha sonra listelerinizi karşılaştırın. Bu zamana kadar kilisede herhangi bir hizmette bulunmamış ve bu konuda adım atma korkusu olan kadınlar için dua edin ve onları teşvik edin.
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.