RUT (1)

dummy1

KADINLAR SERİSİ:RUT (1)

ACI ÇEKERKEN RAB NEREDESİN?

dummy1

AĞITLARIMIZ

Anadolumuz’da çok acı çekildiğinde, ölümlerin ardından ağıtlar okunur. Bu ağıtlardan birini yüksek sesle okuyalım:

Telgrafın direkleri sayılmaz / Böyle civan teneşire koyulmaz

Benim yavrum baygın düşmüş ayılmaz / Ne deyip de ağlayayım bugün ben

Mezarımı yol üstüne kazsınlar / Üzerine al yeşili

Gelen geçen nâ-muratmış desinler / Ne deyip de ağlayayım bugün ben

Telgrafın direkleri dört olur / Sen ağlama yüreğime dert olur

Böyle yerler baykuşlara yar olur / Ne deyip de ağlayayım bugün ben

Bizim topraklarımızın insanları, büyük acılar yaşadıklarında böyle yürekten gelen sözler söylerler. Bu ağıtlar bazen tekrarlanan sözler, Tanrı’ya sesleniş, kaybedilen kişiyle bir konuşma, bir şiir, bir melodiyle söylenen acı bir şarkı olur.

Soru: Çok büyük acıların ardından toplumumuzda verilen tepkiler nelerdir? Acılar çeken insanların Tanrı’yla ilgili düşünceleri neler olabilir? Aramızda konuşalım.

Çok acı çeken Yeremya önce şöyle diyor: “Rab’bin gazap değneği altında acı çeken adam benim.” (Ağı. 3:1)Sonra şöyle dediğini de okuyoruz: “Ama şunu anımsadıkça umutlanıyorum. Rab’bin sevgisi hiç tükenmez, Merhameti asla son bulmaz.” (Ağı. 3:21-22)


NAOMİ

dummy1

Rut kitabı, adından da anlaşılacağı gibi Rut’un hikayesidir. Rut Moavlı’dır, yani İsraillilerden değildir. Bu bize, Rab’bin kendisine yönelen herkesi eski dönemlerden beri planlarına dahil ettiğini anlatır. Sonunda Rut’un Kral Davut’un büyük annesi olduğu bize bildirilir, daha sonra Matta’da verilen İsa Mesih’in soy ağacında yer alan üç kadından biri olarak görürüz kendisini. Ancak bir kadın daha ön plana çıkar. Bu kadın Rut’un kaynanası Naomi’dir.

Hikaye, İsrail’de krallık dönemi başlamadan önce Hakimler döneminde geçer. Bu hikayeyle Tanrı’nın planında, her tür bereketten yoksun kalmış, zayıf, unutulmuş, hiç kimsenin dikkat etmediği, belki toplumdan dışlanan iki dul kadının nasıl yeri olabildiğini hayranlıkla öğreneceğiz.

Şimdi Rut kitabının 1. bölümünü yüksek sesle okuyalım.

Bu çalışmamızda Naomi’ye odaklanarak Tanrı’yı tanıyan bir kadından neler öğrenebileceğimize bakacağız. Naomi kocasını ve iki oğlunu Moav topraklarında kaybetmiştir. Kendi topraklarından uzaktadır. Oğullarının da çocukları olmadığı için soyu da sürmeyecektir. Dolayısıyla Tanrı’nın soy, toprak ve kutsama vaatlerinden yoksun kalmıştır.

Öncelikle Naomi’nin Tanrı’yla ilişkisini anlamak için şu ayetlere bir daha bakalım:

1:8 - Rab size iyilik etsin (gelinlerine söylerken)

1:13 - Rab beni felakete uğrattı

1:20 - Her Şeye Gücü Yeten Tanrı bana çok acı verdi

1:21 - Rab beni sıkıntıya soktu

1:21 - Her Şeye Gücü Yeten Tanrı başıma felaket getirdi

Soru: Naomi’nin bu sözlerinden neler anlıyoruz?

dummy1

Moav topraklarında yaşamış Beytlehemli bir kadın olarak onun atalarının Tanrısı’na sadık kaldığını, Tanrı hakkında bu kadar derin bir hikmete sahip olduğunu görmek etkileyicidir. Naomi, yaşamında Tanrı’nın egemen olduğunu kabul eden bir kadındır.

O dönemde dul ve akrabasız kalan bir kadının geleceğinden umutlu olması oldukça güçtü. Kendi yurdundan uzak, evin erkeklerinin hepsi ölmüş bir kadın tarlayı tek başına süremez, ticaret yapamaz, kendini ve gelinlerini geçindirecek herhangi bir işte çalışamazdı. Naomi, 1:6’dan da anlaşılacağı gibi, Moav’da kuraklık hala sürüyorken kendi memleketinde Rab’bin bolluk sağladığını duymuştu. Böylece Beytlehem’e, kendi yurduna geri dönmeye karar verdi. Her şeyini kaybeden bir kadın olarak, iki gelinini kendisiyle Beytlehem’e sürüklemek istemedi; oysa onlara ihtiyacı vardı, tamamen yalnız kalacaktı, üstelik gelinlerinden soyunu sürdürmelerini talep etmeye hakkı vardı.

Bunlara rağmen gelinlerine “kızlarım” diye hitap ederek onlara kendisiyle Beytlehem’e gitmek zorunda olmadıklarını söyledi. Gelinlerinden Rut’un buna tepkisine bir sonraki çalışmamızda daha ayrıntılı bakacağız.

Soru: Naomi gelinlerini kendisiyle gitmeye neden mecbur bırakmadı sizce?

Naomi yıllar evvel kocasıyla memleketlerinden ayrılırken muhtemelen kendilerine ait topraklarını satmışlardı, bundan ötürü maddi sıkıntıları yoktu. Moav’da oğulları da olmuştu, oğulları evlenmişti. Geleceğe dair umutları vardı. Bunların hepsini kaybetmiş Naomi, gelini Rut ile memleketi Beytlehem’e döndüğünde “Her şeyim vardı, Rab beni eli boş döndürdü” diyordu. Kendi memleketine döndüğü için toprakları üzerinde hakkı vardı ama ayrılırken kocasıyla sattıkları topraklarını almaya maddi gücü yoktu. “Beni Naomi değil, Mara diye çağırın" diye acısını anlatıyordu; ‘mara’ acılık anlamına geliyordu. Rab’bin tüm bunları değiştireceğinden habersizdi.

Soru: Naomi’nin tüm yoksunluğuna rağmen kendi memleketine döndüğünü görüyoruz. Bunun sebepleri sizce neler olabilir?


YAŞAMDAN KESITLER

dummy1

Aşağıdaki örnek olayları okuyalım. Her biri için şu soruları birlikte cevaplandıralım:

- Acı çeken bu kadınların tutumları hakkında ne düşünüyorsunuz? Onların bu acıları çekerken tutundukları ümit ne olabilir? Bu acılardan neler öğrenebiliriz?

dummy2 A. Nermin: Gözümü her kapattığımda geride bırakmak zorunda kaldığım evim, akrabalarım, komşularım, kısaca sahip olduğum her şey gözümün önüne geliyor. Derdimi anlatmak istesem bile beni anlayan kimse yok.

Berfin: Öyle deme anne, Rabbimiz büyüktür… Çektiğimiz acıları mutlaka görüyordur.

Nermin: Umarım kızım, umarım! Umarım bu savaşlar biter de, biz de bir an önce yurdumuza geri döneriz.

dummy2 B. Ayşe: Ben senin yerinde olsam var ya hemen taşınırdım bu apartmandan, hatta bu mahalleden. Bu ne ya! Herkes Hristiyansın diye dedikodunu yapıyor, seninle alay ediyor resmen. Bari ağızlarının payını ver, onu da yapmıyorsun.

Sevda: Haklısın, ben de çok üzülüyorum, ağlıyorum ama gidersem veya onlar gibi davranırsam onlardan ne farkım kalır? Matta 5:11’de diyor ki, “Benim yüzümden insanlar size zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin, sevinçle coşun!”

Ayşe: Tamam da bu kadar olmaz ama!

Sevda: Öyle, ağrıma gidiyor benim de ama belki birilerinin hayatında Rab’bin tuzu ve ışığı olma fırsatım olur diyorum, dayanıyorum...

dummy2 C. Nuran: Selmacım, merhaba! Kızının tahlil sonuçlarını merak ettim, nasıl çıktı?

Selma: Hiç sorma Nurancım, doktorlar hastalığı çok ilerlemiş diyorlar. Bundan sonra ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamayacakmış.

Nuran: Ah canım benim, ah canım arkadaşım, çok üzüldüm, çok dua edeceğim senin için.

Selma: Sağol kardeşim, sağol. İçim yanıyor, içim... Rab’bim her durumda iyilik için etkindir, ancak buna güveniyorum. Mutlaka hepimize lütfeder, yardım elini uzatır, yolunu gösterir.


UYGULAMA

Tanrı’yı “Her şeye gücü Yeten” ama “bu acılara izin veren” olarak düşündünüz mü? Bu hafta bu konuda biraz düşünelim.

Kendi yaşadığımız acıları düşünelim, Naomi’den öğrendiklerimizi uygulamaya çalışalım.

Bu acıdan Tanrı hakkında ne öğreniyorum? Tanrı’yı daha iyi tanıyor muyum?

Bu acıdan kendim hakkında ne öğreniyorum?

Bu acılar beni nasıl değiştiriyor?

Acı çekerken Tanrı’ya güvenimi nasıl gösteriyorum?

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
3.resim: Telif hakkı atıfı: Distant Shores Media/Sweet Publishing [CC BY-SA 3.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/3.0)] url: https://media.freebibleimages.org/stories/FB_Ruth_Part1/overview-images/006-ruth-1.jpg?1538658152 -- compressed

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18