İSA MESİH′İN AYAĞININ DİBİNDEKİ KADINLAR 1

dummy1

İSA MESİH′İN AYAĞININ DİBİNDEKİ KADINLAR 1

KAYGILI BİR KADIN: MARTA

dummy1

Aşağıdaki yazıları yüksek sesle okuyup soruları cevaplandıralım.

Hayatın yorgunluğu, sorumluluklarımız, içinde bulunduğumuz durum bizi farkına bile varmadan kaygı, telaş hali içine sürüklüyor. Bu çalışmamızda, bizi içine çeken bu kaygı hali üzerinde konuşacağız ve bununla nasıl başa çıkabileceğimiz hakkında Kutsal Kitap ışığında beraberce düşüneceğiz.

“Bin tasa bir borç ödemez” atasözünü daha önce duymuşuzdur. Bu söz ne anlama gelir? Düşüncelerimizi paylaşalım.

“Tasa” sözcüğü, kaygılanmak, üzüntü içinde olmak, üzülmek anlamına gelmektedir. Kaygı, günlük hayatta en sık karşılaştığımız ve bir anda bizi ele geçirebilen his, duygu, durumdur.

Mezmurlar 94:19’da, “Kaygılar içimi sarınca, senin avutmaların gönlümü sevindirir” denir.


KAYGILARIMIZI TANRI′YA VERMEK

dummy2 Bu çalışmamızda kaygının Marta üzerinde yarattığı etkileri inceleyeceğiz ve Kutsal Kitap’ın bu konuya yaklaşımını beraber ele alacağız. Öncelikle Luka 10. bölüm 38-42 arasındaki ayetleri yüksek sesle okuyalım ve daha sonra aşağıdaki metin üzerinden devam edelim.

Kaygıyı tanımlayabilmek kolay değildir ve kaygı insan hayatı üzerinde üzüntü, korku, sıkıntı, reddedilme, acizlik, başarısızlık, yargılanma, gelecek hakkında belirsizlik, özgüven eksikliği gibi birçok olumsuz etki yaratır.

Okuduğumuz metinde Marta da tıpkı bizim gibi sıradan bir şekilde güne başlamıştı ve öğrencileri ile yoluna devam eden İsa’yı evine davet etmişti. Peki ne olmuştu da, evine davet ettiği misafirine kardeşini şikayet edecek kadar içini telaş kaplamıştı? Hizmet etmek bizim için gerekli ve bizi geliştirici olsa da, ilk ve en önemli görevimizin Tanrı ile derin ilişki olduğunu unutmayalım.

  • Rabbimiz ile paydaşlığımızı unutturacak kadar, bizi hizmetimizle meşgul eden kaygılarımız nelerdir? Bununla ilgili biraz konuşalım.

Bazen kaygılar içimizi öyle bir sarar ki, kontrol edilemez bir hal alır. Kaygının birçok nedeni olabilir. Bunlardan birkaçını sıralayacak olursak; sahip olduğumuz bir desteği yitirdiğimizde, yaşam biçimimizde öngöremediğimiz bir değişiklik meydana geldiğinde, cevabını beklediğimiz bir durum ile ilgili olumsuz cevap alma düşüncesi içinde olduğumuzda, gelecekte ne olacağına dair fikir yürütemediğimizde, hayatımızdaki mevcut bir durum hakkında çözüm üretemediğimizde kaygıya kapılabiliriz.

dummy1

Matta 8:23-27 ayetlerinde, İsa’nın öğrencilerinin büyük bir fırtına koptuğu anda uyuyan İsa’yı uyandırarak “Ya Rab, kurtar bizi yoksa öleceğiz.” dediğini görüyoruz. İsa’nın cevabı ise çok nettir: “Neden korkuyorsunuz ey kıt imanlılar?”

Gerek Marta’ya gerek İsa’nın öğrencilerine baktığımızda, kaygının bu kişilerin hayatları üzerindeki olumsuz etkilerini açıkça görebiliriz. Marta işlerinin yoğunluğundan yakınmaya ve şikayet etmeye başlamıştı ve kendisine göre doğru ve gerekli olan şeyi yapıyordu. Bu durum yanı başında duran Rabbini bile görmesine engel olacak düzeye gelmişti. Öğrenciler ise kopan fırtına karşısında büyük bir korkuya kapılmışlardı. Bu korku onlara, teknelerinde olan Gücü Her Şeye Yeten İSA’nın gücünü bile unutturuvermişti.

Kaygının doğurduğu bu olumsuz etkilere şiddete yönelme, bunalım, depresyon, stres, baş ağrısı, yorgunluk, psikolojik sorunlar, hayattan zevk alamama gibi daha birçok etki eklememiz mümkündür. Aslında bu durumun bizim hayatımızda da çok farklı olduğu söylenemez. Kaygılarımızın içimizi sarması an meselesi! Sevinç ve esenlik dolu başladığımız günümüz, bir anda kaygıların bizi sürüklediği telaş ve korku hisleri ile sonlanabiliyor. Tam da bu noktada, kaygıların zihnimizi esir aldığı bu anda yüreklerimizi korumayı nasıl başarabiliriz?

dummy1

1. Petrus 5:7’de, “Bütün kaygılarınızı O’na yükleyin, çünkü O sizi kayırır” denir. Yukarda saydığımız gibi kaygılanmak için kendimize o kadar çok neden üretebiliriz ki! Çünkü insanız, çünkü zayıfız, çünkü yetersiziz… Sadece kendi gücümüze güvenerek ilerlemeye çalıştığımızda bir noktada tökezliyor, devam edemiyoruz. Ama düşüncelerimizde farkındalık yaratabiliriz. Her gün kendimize tek başımıza olmadığımızı ve her durumda bizimle birlikte ve bize destek olmaya istekli, güvenebileceğimiz bir Tanrımız olduğunu hatırlatabiliriz. Önceliğimizin ne olduğu hakkında iyi düşünelim!


dummy1

GÜNLÜK TASALAR

Kaygıların neden kaynakladığı ve hayatımız üzerindeki etkilerinden bahsettik. Şimdi aşağıdaki diyalogları okuyalım ve ardından her biri için şu soruları yanıtlayalım:

  1. Belirtilen kaygılar, kişilerin hayatında ne gibi bir etkiye neden olabilir?
  2. Bu kişiler gerçekten de hissettikleri gibi tek başına ve çıkmazda mı? Sizce bu durumların üstesinden gelmenin yolları nelerdir?

dummy2 Selma: Bu hafta çocukların çok önemli sınavları var ama bir türlü bilgisayarın başından kalkmıyorlar.
Bahar: Bizimkiler de seninkilerin yaşında öyleydi. Merak etme, geçiş dönemindeler.
Selma: Evet ama bu dönem biraz uzun sürdü. Not ortalamalarını düzeltebileceklerine dair bir umudum kalmadı ve maalesef bu üniversite sınavlarını da etkileyecek. Nasıl davranacağımı bilemiyorum. Elimden bir şey gelmemesi beni çok üzüyor!


dummy2 Yasemin: Bu sene mezun oluyordun değil mi? Ne yapmayı düşünüyorsun, bir plan yaptın mı?
Merve: Evet, okul bu sene bitiyor. Yönelebileceğim birçok alan var aslında…
Yasemin: Son sene plan yapmak için yeterli zamanın olacak.
Merve: Doğru, ancak ülkemizin durumunu biliyorsun, işsizlik hat safhada ve şirketler her zaman tecrübeli eleman arıyorlar. Bunları düşününce kendimi fena halde çıkmazda hissediyorum.


dummy2 Bahar: Önderlerim bundan sonra her pazar sabahı düzenli olarak ibadetten önce bayanlarla kısa bir paylaşım zamanı yapmamı istiyor.
Gözde: Aaaaa! Gerçekten harika bir haber bu!
Bahar: Offff yaaa! Neresi harika bu haberin! Ben daha hiç hazır hissetmiyorum kendimi böyle bir derse. Hem yeterince bilgim de yok zaten.
Gözde: Bence gayet rahat yapabilirsin. Çok sağlam bir temel aldın, 15 senelik bilgi birikimin var.
Bahar: Evet, senelerdir Kutsal Kitap okuyorum ama yine de yapabileceğimi düşünmüyorum. Belki daha sonra…

dummy2 Ebru: Çalışmalar nasıl gidiyor? Her şey yolunda mı? Sınava çok az kaldı.
Seda: Evet, aslında bayağı çalıştım. Hatta son 1 haftadır ders çalışmaktan başka bir şey yaptığım söylenemez.
Ebru: E o halde iyi bir not alırsın artık!
Seda: Hiç sanmıyorum. Şu an çalıştığım hiçbir konuyu hatırlamıyorum, sanki aklımda hiçbir şey yok…


UYGULAMA

Çözümlenemeyen sıkıntılardan, sorunlardan, bozulan ilişkilerden, belirsizliklerden, yolunda gitmeyen işlerden uzak bir hayat hayal etmek mümkün değildir. Mümkün olan şey, bu sıkıntıların tam ortasındayken yüreğimizi ve zihnimizi koruyabilmektir.

Bu hafta içi her gün bize, Tanrı’nın Her Şeye Gücü Yeten RAB olduğunu ve her an yardımımıza koşmaya hazır olduğunu hatırlatan aşağıdaki ayeti ezberleyelim.

“RAB’bin gözleri bütün yürekleriyle kendisine bağlı olanlara güç vermek için her yeri görür.” (2. Tarihler 16:9)

Gün içinde ne zaman bu kaygılar zihnimizi ele geçirmeye çalışsa bu ayeti tekrar ederek Tanrı’nın, eşsiz gücü ile bizimle olduğunu kendimize hatırlatarak yüreklerimizi koruyalım.

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18