ESTER(3)

dummy1

TANRI’NIN PLANLARINI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN YAPABİLECEKLERİM

FEDAKÂRLIK

dummy1

Aşağıda bazı atasözlerimizden örnekler bulacaksınız. Bunları anlamlarıyla birlikte yüksek sesle okuyalım.

Baba oğluna bir bağ bağışlamış; oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş

Babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar, ancak çocuklar babaları için fedakârlıkta bulunmazlar.

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez

Büyük çıkarlar beklenen durumlarda küçük fedakârlıklar edilmelidir.

Hasta ol benim için, öleyim senin için

Kişi kendisi için fedakârlıkta bulunan kimseye sırası geldiğinde daha büyük fedakârlıkta bulunur.

El için ağlayan, gözden olur

Başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.

Ada bana, adayayım sana

Sen bir kimse için fedakârlıkta bulunursan o da senin için fedakârlıkta bulunur.

Soru: Bu atasözlerin arkasında fedakârlıkla ilgili neden bu kadar olumsuz düşünceler var sizce? Fedakarlık toplumumuzda neden bu kadar zor bir eylem? Birlikte cevaplandıralım.

Bu çalışmamızda Ester’in halkı için fedakarlığı hakkında çalışacağız. Aşağıdaki ayeti yüksek sesle okuyalım ve sonrasında bu ayeti ezberlemeye çalışalım:

“Sevginin ne olduğunu Mesih′in bizim için canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz için canımızı vermemiz gerekir.” (1Yu. 3:16)


ÖLÜRSEM ÖLÜRÜM…

Ester 4:15 ayetinden itibaren 5. bölümün sonuna kadar yüksek sesle okuyalım. Okuduktan sonra aşağıdaki çalışmamıza dönelim.

Geçen çalışmamızda Mordekay’ın Ester’e gönderdiği haberi okumuştuk. Ester’den yardım istemiş ve kraliçe olmasının nedeninin bu kritik günler için olduğunu ona hatırlatmıştı. Şimdi Ester’in cevabına bakacağız. Ester 4:15-17 ayetlerini tekrar okuyalım, okuduktan sonra çalışmamıza dönüp aşağıdan okumaya devam edelim.

dummy1

Ester’in cevabında iki önemli kısım vardır. Birincisi, tüm Yahudilerin kendisi için oruç tutmalarını ister. Bu sadece kendisinin değil, tüm halkın da bir fedakârlıkta bulunduğunu gösterir.

Kendi gücümüzle başaramayacağımız şeyler olduğunu iyice anlamamız gereklidir. Tanrı kendi planlarını gerçekleştirecektir. Ancak biz O’nun bu planını gerçekleştirmesi için O’nun önüne gelip O’ndan yardım isteyebiliriz. Oruç aslında bir çeşit ölümdür. Yemeyen ve içmeyen biri bir süre sonra ölebilir. Çok sevdiği ya da bırakamadığı bir alışkanlığı bırakarak da oruç tutmak mümkündür. Bu da kişinin kendi benliğini, isteklerini yok sayması, ölü saymasıdır. Tanrı’nın planlarını arzulamak canından fedakarlık gerektirir.

İsa Mesih’in kendisi Tanrı’nın planını gerçekleştirmek için beden alıp aramızda yaşadı. Kendi canını çarmıh üzerinde ölüme teslim etti. Bu O’nun için hiç de kolay olmadı. Getsamani bahçesinde dua ederken kanlı terler döküyordu. Yine de “Golgota Yolu” adlı ilahide dendiği gibi;

“Keder yüklü yolda o gün Kutsal İsa Mesih,

Kurban Kuzusu olarak yürüyordu,

Sana ve bana olan sevgisinden O bu yolu,

Acı dolu olsa bile seçti, geri dönmedi.”

İkincisi Ester kendini tamamen vermeye razıydı, “ölürsem ölürüm” dedi. Neden

ölecekti? Bu yine 4. bölümde açıklanır. 4:10-11’i okuyalım, okuduktan sonra çalışmamıza dönelim.

Kral istese altın asayı uzatıp o kişinin canını bağışlayabilirdi. Eğer o asa uzanmazsa Ester ölebilirdi. Ester yaşamını halkını Mısır’dan çıkaran, onlara Kutsal Yazılar’ı vermiş olan yaşamının tanrısının ellerine bırakmıştı. Ester bu uğurda şehit olmayı göze almıştı.

Bu tutumla iman eylemi, Tanrı’ya meydan okuma değil, Tanrı’nın planlarını gerçekleştirmesinde O’nun uğruna vermeye razı olduğumuz bedeldir. Ester’in hayatında gördüğümüz bu cesaret bize büyük bir örnektir. Dünyamız kötülükle dolu. Her zaman Tanrı’nın egemenliğine karşı olanlar olacaklar. Tanrı’nın planları ise her zaman gerçekleşecektir. Bu değişmeyen bir gerçektir. Daha önce Tanrı’nın bizi bu planlar içinde kullanmak istediğini öğrendik. Bizim karşılığımızın ne olacağını düşünmemiz gereklidir.

Pavlus kendi hayatında Tanrı’nın onu “ana rahminde seçip lütfuyla çağırdığını” yazar Galatyalılar 1:15’te. Ama aynı zamanda o da Tanrı’nın planı için fedakarlık yapmaya razı olmuştu. 2. Korintliler 11. bölümde bu uğurda çektiklerinin bir anlamda listesini verir: “Hapse daha çok girdim, sayısız dayak yedim, çok kez ölümle burun buruna geldim. Beş kez Yahudiler′den otuz dokuzar kırbaç yedim. Üç kez değnekle dövüldüm, bir kez taşlandım, üç kez deniz kazasına uğradım. Bir gün bir gece açık denizde kaldım. Sık sık yolculuk ettim. Irmaklarda, haydutlar arasında, gerek soydaşlarımın gerekse öteki ulusların arasında tehlikelere uğradım. Kentte, kırda, denizde, sahte kardeşler arasında tehlikelere düştüm. Emek verdim, sıkıntı çektim, çok kez uykusuz kaldım. Açlığı, susuzluğu tattım. Çok kez yiyecek sıkıntısı çektim, soğukta çıplak kaldım.”

5. bölümde Ester’in kararlılığının sonucunu okuyoruz. Kral Ester’e asasını uzatmakla kalmıyor, ona dilediği her şeyi de vereceğine söz veriyor. Bu zafer bizi bir sonraki çalışmamıza hazırlamalıdır. Tanrı’nın bizim için planlarının sonunda berekete kavuşma ümidimiz vardır.

Soru: Tanrı planlarını belki ailenizde, iş yerinizde, mahallenizde ya da bulunduğunuz bir yerde gerçekleştirmek için sizi kullanmak istiyor. Bu konuda cesaretimiz eksik ya da fedakarlıkta bulunmaktan korkuyor olabiliriz. Bunun sebepleri nelerdir? İçtenlikle yüreğimizi irdeleyelim ve keşfettiklerimizi grubumuzla paylaşalım.


TANRI’NIN PLANLARINA RAZI OLUYOR(MUY)UM

Tanrı bizi kendi planları için kullanmak ister. Buna razı olduğumuzda Ester gibi risk almak zorunda kalabiliriz. Ancak fedakârlık, risk almak gibi tutumlar her zaman kolayca karar verip uygulayabildiğimiz şeyler değildir.

Aşağıda bu konuda hayattan bazı örnekler var. Her örnekten sonra şu soruları okuduğumuz örnek için cevaplandıralım. Okuduğumuz örnek için cevaplarımız bitince diğer örneğe geçelim.

Soru 1: Alınan kararın arkasında yatan düşünce ve yürek tutumu nedir?

Soru 2: Bu kişinin yerinde siz olsanız nasıl bir karar verirdiniz?

Soru 3: Bu kararı alırken sizi etkileyen şeyler neler olabilir?

dummy1

Aydın ailenin tek oğludur. Kendisi İstanbul’da, ailesi de Anadolu’nun daha küçük bir kasabasında yaşamaktadır. Babası bu kasabanın tanınmış zenginlerindendir. Bir gün bu hayattan göçüp gittiğinde tüm mal varlığı oğluna kalacaktır. Aydın bir süre önce Hristiyan olmuş, babasına bunu henüz söylememiştir.

  • Aydın Hristiyan olduğunu söylediğinde babası onu evlatlıktan reddetti, hem ailesinden hem de mirastan mahrum kaldı.
  • Aydın babasına Hristiyan olduğunu söylemekten vazgeçti, kendi hayatına devam etti.
dummy1

Ahmet uzun zamandır dua ettiği bir konuda sonunda önderlerle konuşmaya karar verir. Bundan üç sene önce de onlarla konuşmuş, bir süre beklemesine karar vermişlerdi. Şimdi tekrar bu konuda konuşacaklardı. Ahmet hiç kimsenin gitmek istemediği zor bir bölgeye Müjde’yi duyurmak için gitmek istiyordu. Önderler bu sefer ona izin verdiler ve destekleyeceklerini de bildirdiler.

Bu sırada kilisedeki kardeşlerden biri Ahmet’e, “İki çocuğun var, neden böyle bir tehlikeye atıyorsun kendini?” diye sordu. “Rab zaten oraya başka kardeşler de gönderecektir. Sen bence uygun biri değilsin. Çocuklarını düşün.”

  • Ahmet bir sene sonra “o zor bölge”ye taşındı. Birçok zorluk vardı. (Alay ettiler, zorla iş buldu, az kazanıyordu, pek arkadaşı yoktu…) Ancak birkaç sene sonra bir aile iman etti.
  • Ahmet iyice düşündü ve sonunda oraya taşınmamaya karar verdi. Yine aynı hayatına ve kilisede hizmet etmeye devam etti.

dummy1

Senem beş senedir oturduğu evi çok seviyordu. Apartmandaki komşular onun Hristiyan olduğunu biliyorlardı. Alt komşusu hariç hepsiyle iyi ilişkileri vardı. Alt komşu nedendir bilinmez sürekli Senem’den şikayet ediyordu. Çiçek sularken sular damlıyor, çocuklar gürültü yapıyor, kapıyı hızlı kapatıyor, yemek kokuları geliyor gibi birçok sebepten sürekli kapıya dayanıyor, diğer komşulara da Senem hakkında konuşuyordu. Senem ona birkaç kez selam vermeyi denese de selamı almadan kapıyı sertçe yüzüne kapatmıştı. Kısacası alt komşu Senem’i çok sevmemişti.

Senem bir sabah apartmanda bir gürültü duyup kapıyı açar. Alt kattan bir bağırma sesi geliyordur. Senem hemen aşağı iner. Aşağıda alt komşunun evini su basmıştır. Eski bulaşık makinesi su akıtmış, kadıncağız fark edemeden tüm mutfak ve salon suyla dolmuştur.

  • Senem tekrar evine döner. Diğer komşular veya kadının çocukları gelip nasılsa ona yardım edecektir. Zaten yardım etmek istese de onun yardımını kabul etmeyecektir.
  • Senem hemen komşusuna yardıma koyulur. Suyu boşaltıp evi temizlerler. Senem komşuyu evine davet eder.

UYGULAMA

Bu hafta Tanrı’nın planlarını gerçekleştirmek için önümüze çıkacak fırsatlar konusunda ayık ve uyanık olalım.

Belki bu fırsatlar için fedakârlıkta bulunup risk almamız gerekebilir. Bu konuda Rab’den bilgelik, cesaret ve esenlik isteyelim.

Aşağıdaki ayeti ezberleyip üzerinde derin düşünerek uygulamak için gayret edelim.

“Öyle ki, önümüze konan umuda tutunmak için Tanrı′ya sığınan bizler, Tanrı′nın yalan söylemesi olanaksız olan bu iki değişmez şey aracılığıyla büyük cesaret bulalım.

Canlarımız için gemi demiri gibi sağlam ve güvenilir olan bu umut, perdenin arkasındaki iç bölmeye geçer.” (İbr. 6:18-19)

 
Kilise hizmeti içindir; parayla satılmaz.

• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.

 

Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) ve kamu malı. Onun dışında:
2.resim: Telif hakkı atıfı: Distant Shores Media/Sweet Publishing [CC BY-SA 3.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/3.0)] url: https://media.freebibleimages.org/stories/FB_Esther_Part_2/overview-images/007-esther-2.jpg?1538658188

 
Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor. 2.Ko.3:18