ÜNİTE ADI(lütfen değiştiriniz)
SORUN ÇÖZÜMÜ (MAT. 18:15-20)
DİSİPLİN
Matta 18:15-20 ayetleri yüksek sesle okuyalım. Ardından aşağıdan okumamıza devam ederiz.
Disiplin nedir? Kanunlara ve kurallara uyma, görevini aldığı ve yaptığı işi nizam intizam içinde istenildiği gibi yapma. Disiplin öğretmek, terbiye etmek anlamına gelen Latince discipulus kelimesinden gelmiştir. Önceleri öğretim ve eğitim manasındayken ilk defa Büyük Frederik tarafından ceza anlamında kullanılmış ve o anlamıyla kullanılagelmiştir.
Soru 1: Disiplin kelimesi toplumumuzda genelde nasıl bir anlam taşır? Eğitim, öğretim anlamıyla disiplin arasında ne gibi bir fark vardır? Birlikte cevaplandıralım, sonra diğer soruya geçelim.
Soru 2: Disiplinin eğitim, öğretim anlamını taşıması size kilisedeki disiplin hakkında ne düşündürüyor? Biraz konuşalım.
TANRI BENİ EVİNE NASIL GERİ GETİRDİ?
Aşağıda gerçek bir tanıklık okuyacaksınız. Bu kız kardeşin tanıklığını yüksek sesle okuyalım ve tanıklığın bitimindeki soruları birlikte cevaplandıralım.Herkes şok olmuştu! Kiliseden beni kovduklarını söylediğimde herkes ağız birliğiyle öfkesini dile getirdi:
“Nasıl bu kadar acımasız olabilirler?”
“Ne kadar iki yüzlü bir topluluk!”
“Bu yargılayanlar da kim oluyor?”
Bu tepkileri çok sevmiştim. Kilisemden bana günahlarımı bildiren ve kiliseyle ilişkimin bittiğini bildiren mektubu aldığımda gözlerim yaşlarla dolmuştu. Bu “adaletsizliğin” haberinin herkese yayılacağını biliyordum. Ben de bundan memnundum.
Aforoz edilmiştim, çünkü bir buçuk senedir kiliseye gitmiyordum. Oğlumuz bakımevindeyken kocamdan ayrılmıştım. Oğlumun ölümcül hastalığı yokuş aşağı bir hızla ilerliyordu. Dürüst olmak gerekirse kiliseyle ilgili şeyleri umursamıyordum. Oğlum ölüyordu! Öfkem fırtına gibi geldi.
Aforoz edilmiştim, çünkü bir buçuk sene önce pazar hizmetine katılmayı bırakmıştım. Oğlumuz bakımevindeyken kocamdan da ayrıldım. Daha önce de zor zamanlar geçirdiğim olmuştu tabii ama hiçbir şey bana oğlumun genetik bozukluğu kadar sert vurmamıştı. Oğlum Cockayne Sendromu denilen nadir hastalığı vardı oğlumun, günden güne yaşlanıyordu. Çocuğunuzun gözlerinizin önünde yavaş yavaş yaşlandığını ve korkunç acılar çektiğini seyrettiğinizi hayal edin. Tanıyı öğrendiğimiz gün dua etmeyi bıraktım ve beş yıl boyunca dua etmedim.
İsyanım sırasında, bir topluluğun incitici bir tutumla bir aileye nasıl zarar verebileceğini gördüm. Kilisemizden bir kişi bile bakımevine oğlumuzu ziyarete gelmedi. Kilise önderi bile gelmedi. Ama beni kiliseden kovmaya vakit bulmuşlardı… Kilisenin kriz yaşayan bir ailenin ihtiyaçlarını karşılamaması hayal kırıklığı yaratıyor. Fakat bu hayal kırıklığı beklemediğim başka bir şeyle birleşti.
Kilise dışında geçirdiğim zamanda, dünyayı gerçekte olduğu gibi gördüm… Etrafımdaki hiç kimsede net bir dünya görüşü yoktu. Üniversitedeki meslektaşlarımın değerleri kişisel kaprislerine dayanıyordu. Yeni arkadaşlarım John Lennon’ın “Tek ihtiyacımız sevgi” sözüne göre yaşıyorlardı. Bu ilke fikir çatışmalarına iyi bir karşılıktı ama dünyayı anlamaya veya kararlar almaya çalışırken gerçekçi bir rehber olamıyordu.
Sonunda, Tanrı benim kalbimi yadsınamaz yollarla açığa çıkardı. İğrenç davranışlarımda yüzleştiğimde, “Bunu bir daha yapmayacağım” diyordum ama tekrar tekrar yapıyordum. Kendimi o şeyi yapmak üzere bulduğumda, Tanrı’nın doğrudan Petrus’a baktığı gibi bana baktığını düşünüyordum (Luk. 22:61). Utancım beni yere yıktığı bir anda şunu hatırladım: “Kendisine hesap vereceğimiz Tanrı′nın gözü önünde her şey çıplak ve açıktır.” (İbr. 4:13)
Bağışlanmanın huzurunu çok özlemiştim. Beni dışarı atan kiliseyi yeniden düşünmeye başladım. Tutarlı davranmışlardı. Kutsal Kitap’taki öğretiye sadık kalmışlardı. Bunu takdir ettiğimi fark ettim. Beni Tanrı’ya asıl çeken, oradaki dostluklarım, ilişkiler değildi; kilisenin Kutsal Kitap standartlarına bağlı kalmasıydı sadece. Şahıslar beni kişisel olarak hayal kırıklığına uğratmış olabilirler ama Mesih’in bedeni en önemli kişiye, Mesih’e sadık kalmıştı. Geri dönmem gereken sadece Tanrı′ydı ve onların Tanrı’ya sadakatlerini görmek beni buna yöneltmişti… Beş yılın sonunda, ruhumun derinliklerinden haykırdım: “Tanrım, beni affet! Seni özledim!"
O kiliseye geri dönmedim ama günahımın Tanrı′ya yönelik olduğunu itiraf ettim. Değişmez sadakatinden dolayı, Mesih′e tövbe edenlere bahşedilen bağışlanmaya kavuştum ve şimdi yeni bir kilisede yeni arkadaşlıkların tadını çıkarıyorum. Oğlumuz vefat ettikten sonra kocamla barıştık. Tanrı bizi 21. yıldönümümüze ulaştırdı.
Scarlet Clay
https://www.desiringgod.org/articles/kicked-out-of-churchSoru 1: Kilisenin verdiği karar ile bu kız kardeşin öfkesi arasındaki ilişkiye baktığımızda, siz ne düşünüyorsunuz? Kardeşin oğlunun hastalığı sıranda kilisenin ihmali ve kardeşin kiliseden o haldeyken uzaklaştırılmasına karar vermeleri hakkındaki fikirleriniz nelerdir? Biraz konuşalım, sonra diğer soruya geçeriz.
Soru 2: Bu kız kardeş kiliseden ayrıyken farkına vardığı bazı konular oldu; insanların net bir dünya görüşünün olmaması, her şeyi sevgiye dayandırmaları, yanlış değer algılar gibi… Bu tecrübeler kız kardeşte kilise hakkında nasıl bir düşünce değişimi yarattı sizce? Biraz konuşalım, sonra diğer soruya geçelim.
Soru 3: Kilisenin “Kutsal Kitap gerçeklerine sadık” olması bir kilise üyesinde nasıl bir etki yaratır? Birlikte cevaplandıralım.
ÖĞRETEN SEVGİ: DİSİPLİN
Matta 18:15-20 ayetlerinin son kısmına geldik. Burada günah işleyen kardeş için yapabileceklerimizle ilgili tüm aşamalardan tek tek nasıl geçeceğimiz anlatılıyor. Günahını kendisine gösteriyor, kabul etmezse bir ya da iki kişiyle yeniden yanına gidiyoruz, yine kabul etmezse onu topluluğa bildiriyoruz. Topluluğun uyarısını da dinlemezse İsa diyor ki, “onu putperest ya da vergi görevlisi say.”
Bunu uygulamak gerçekten zor. Zaten topluluklarımızda da pek görmüyoruz. Bunun iki sebebi var. Öncelikle, İsa Mesih’in bildirdiği prensipleri baştan uygulamayı ihmal ediyoruz, bu yoldan gitmediğimiz için de ya kardeş kendi başına kiliseden ayrılıyor ya da verilen bu disiplini kabul etmiyor. İkincisi, disiplinin gerekliliğine yeterli önemi vermiyoruz. Disiplin kelimesi aslında “eğitmek” anlamındadır. Kilisenin eğitmek konusunda da bir sorumluluğu vardır. Tüm bedenin acı çekmesinden bahsetmiştik geçen çalışmamızda. Günah bir kere bedene girdi mi onu etkisiz hale getirip atamazsak tüm bedeni hasta yapıp yok edebilir.
Soru: Kilise disiplini hakkında neler düşünüyorsunuz? Bir kişinin kiliseden uzaklaştırılması size neler düşündürüyor ve hissettiriyor? Biraz konuşalım, sonra aşağıdan okumamıza devam ederiz.
Disiplin konusu olacak davranışta bulunan bir kardeş, tüm aşamalardan geçip topluluğu da reddediyorsa bu onun yüreğini bize gösterir; onu seven kardeşinin veya kilisedeki diğer olgun hikmetli kardeşlerin, hatta ait olduğu bedenin birliğini, kutsallığını ve bunların tanrısal değerini bilmiyor demektir. Bunu bile isteye reddediyor demektir. Bu yüzden artık kendisi bir anlamda kiliseye ait olmak istememektedir. İbraniler yazarının mektubunda, “Herkesle barış içinde yaşamaya, kutsal olmaya gayret edin. Kutsallığa sahip olmadan kimse Rab′bi göremeyecek.” (İbr. 12:14) derken kutsallığı herkesle barış içinde yaşamayla aynı bağlamda kullanması tesadüf değildir. Tanrı’nın topluluğunda uyum, sadakat, itaat ve barış sağlamak kutsal bir halkın davranışlarıdır. Sonuç olarak, kiliseye ait olmanın ölçütünün İsa Mesih’in günahlarımız için ölüp dirildiğine iman etmek olduğunu hatırlarsak, bu kişi günah işlemekte inat ederse bir imanlı gibi davranmıyor demektir. O zaman aslında kiliseye ait değildir. Tekrar bir imanlı gibi, yani, hiç günah işlemeyen biri değil de günahından tövbe eden, barışmaya yanaşan, kilisedeki kardeşlerini sayan bir kişi olduğunda kiliseye yeniden ait olacaktır.
Putperest kelimesi Tanrı’ya inanmayan herkes için kullanılan bir kelimedir. Uzlaşmaya yanaşmayan, günahında direnen, kiliseyi reddeden bir üyenin Tanrı’ya inanmayanlar gibi davrandığını bize anlatır. Vergi görevlileri Yahudiler tarafından sevilmiyordu, çünkü onlar Roma İmparatorluğu adına kendi halklarını soyuyorlardı, bir anlamda vatan hainiydiler. Bir zamanlar Matta’nın da vergi görevlisi olması düşündürücü bir ayrıntıdır.
Soru: Bir kardeşin kiliseden bu şekilde uzaklaştırılması neden gereklidir? Bu uzaklaştırma nasıl kardeşin iyiliği için olabilir? Birlikte biraz bu konuda konuşalım. Sonra aşağıdan okumamıza devam ederiz.
Pavlus’un Korintlilere yazdığı mektupta günah işleyen kişinin aralarından atılması gerekiyordu. “Bedeninin yok olması için bu adamı Şeytan′a teslim edin ki, Rab İsa′nın gününde ruhu kurtulabilsin.” (1Ko. 5:3). Ancak Pavlus 2. Korintliler mektubundan bu kişini cezasının yeterli olduğunu söyleyip onu tekrar aralarına almaları konusunda onları uyarır (2Ko. 2:6-7).
Ancak yine de şöyle düşünebiliriz: Kimlere müjde veriyoruz? Putperest ve vergi görevlilerine bir anlamda. Kilisenin verdiği disipline bağlı olarak bu kişilerle yeniden müjdeyi paylaşıp Rab’bin sevgisini hatırlamaları için dua etmek iyi bir hizmet olacaktır.
Soru: Kilisenin günah karşısında bu kadar sıkı ve sert bir tutum içinde olması gereği bizde ne gibi düşünceler oluşturuyor? Ne düşünüyorsunuz ve hissediyorsunuz? Birlikte biraz konuşalım.
ZOR AMA GEREKLİ: DİSİPLİN UYGULAMALARI
Kilise disiplini, yani günah işleyen kardeşi İsa Mesih’in Matta 18:15-20’de öğrettiği gibi önce uyarmak, sonra bir kardeşle birlikte gidip konuşmak, sonra tüm topluluğa söyleyip bu kişiye günahından dönmesi için fırsat verip tüm bunları reddedince kiliseden uzaklaştırmak, her zaman rastladığımız bir olay değildir. Buna şükredebiliriz. Ancak böyle durumlar oluyor, olacaktır da.
Bu kardeşlerle ilişkimizi, onlara yönelik niyetimizi ve bu disiplinin amacını aşağıdaki örneklere bakarak aramızda konuşalım. Her durum için altındaki soruları cevaplandırmaya çalışalım.
Ahmet’in ciddi bir kumar sorunu vardır. Bu sorun onun ailesini ve tanıklığını etkilemektedir. Kilisedeki kardeşler ellerinden geleni yaptığı halde hala bu sorundan dönmeyen ve dönmek istemeyen Ahmet kilise tarafından “disiplin” altına alınmıştır. Bu sorununu çözmeden Rab’bin Sofrası’ndan almayacak, yaptığı hizmetlerden uzaklaşacaktır.
Ahmet için kişisel olarak nasıl dua edebilirsiniz? Birlikte cevaplandırdıktan sonra diğer soruya geçelim.
Bu disiplinin amacı ne olabilir? Ahmet’i böyle bir disiplin nasıl etkileyecektir? Nasıl etkilenmesi gerekir? Fikirlerimizi paylaştıktan sonra diğer örneğe geçelim.
………..’nın eşini iş yerinde birlikte çalıştığı biriyle aldattığı öğrenilmiştir. Bu kardeş kilisede hizmet etmektedir. Bu günahı fark eden kardeş hemen …………….’yı uyarmıştır. Kilisenin önderleri ve olgun kardeşler aralarında konuşup bu günahı işleyen kardeşi uyarmıştır. Bu kişi tövbe etmeyi reddedip ilişkisini devam ettirme konusunda kararlı olduğunu söylemiştir. O zaman …………..’yı önderler kiliseden uzaklaştırma kararı almışlardır.
Kiliseden uzaklaştırma kararı alan kardeşle görüşüp görüşmemek hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce kilisedeki diğer kardeşler bu kişiye karşı nasıl bir tutum içinde olmalılar? Neden böyle düşünüyorsunuz? Birlikte cevaplandırdıktan sonra diğer soruya geçelim.
Böyle bir olay olduğunda sizin ilk tepkiniz ne oluyor? Bu tepkinizi kültür ve alışkanlıklarınız sizce hangi yönlerden etkiliyor? Birlikte cevaplandırdıktan sonra diğer soruya geçelim.
Böyle bir karar alınmasaydı kilise bundan nasıl etkilenebilirdi? Fikirlerimizi paylaştıktan sonra diğer örneğe geçelim.
X kardeş Y kardeş hakkında Dilek’e olumsuz şeylerden bahseder. Dilek onu uyarır. Ama X kardeş bunu yapmaya devam eder. Hatta kiliseden diğer kardeşlere de Y kardeş hakkındaki olumsuz sözlerini söylemeye devam eder. Bazı sözler iftira niteliğindedir. Dilek yanında kiliseden bazı kardeşleri alıp X’i tekrar uyarır. Kardeş söylediklerinde haklı olduğunu ve Y ile yüzleşmeye gerek olmadığını söyler. Dilek kilise önderleri aracılığıyla topluluğa bunu bildirir.
X topluluğun onu suçladığını, Dilek’in bu şekilde davranmaması gerektiğini, ona bir sır açıkladığını ve esas suçlunun Dilek olduğunu söyleyip kendini savunur. Sonunda kilise önderleri X kardeşi kilise disiplini altına alırlar. Ancak X kardeş kiliseye kızıp kiliseyi terk eder.
Siz Dilek’in yerinde olsaydınız ne yapardınız? Birlikte cevaplandırdıktan sonra diğer soruya geçelim.
Sizce hangi suçlar, günahlar kilise disiplinini hak eder? Dedikodu bunlardan biri midir? Birlikte cevaplandırdıktan sonra diğer soruya geçelim.
Bu kardeşi “putperest ya da vergi görevlisi” olarak görmek hakkında ne düşünüyorsunuz? Onun için ne yapabiliriz? Fikirlerimizi paylaştıktan sonra aşağıdan okumamıza devam edelim.
UYGULAMA
Kardeşlerimizin kilise tarafından disiplin altına alınmasının hiçbir zaman kolay bir uygulama olmadığını aklımızdan çıkarmayalım. Bu konu her zaman zordur. Bu yüzden bu konuda kendi yüreğimizi de yoklamamız gereklidir.
Öncelikle kilisemizde böyle kararlar vermek zorunda kalan önderlerimiz için dua edelim.
Bu hafta grubumuzla birlikte aşağıdaki konular için dua edelim. Mümkünse bir dua zinciri oluşturalım.
- Kiliseden herhangi bir günah yüzünden uzaklaşmış kardeşler için,
- Kilise disiplini altında olan kardeşler için,
- Kendimiz için; günaha karşı daha ayık ve uyanık olabilelim diye.
• Bu dersten öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle, kendi çiziminizle, hatta kendi şiirinizle ifade edebilirsiniz.
Resimlerin telif hakkı: Shutterstock (www.shutterstock.com) veya kamu malı.